GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü : 10.227 km²
Nüfus : 130.825(2007)
İl Trafik No : 29
Doğu Anadolu ile Karadeniz Bölgesi arasında, Çin-Trabzon Tarihi İpek Yolu Güzergahı üzerinde, tarih ile doğal güzelliklerin kucaklaştığı, zengin Gümüş Madeni ocaklarından dolayı Gümüşhane adını taşıyan bir ildir.
Gümüşhane Milattan Önce 3000 ‘ lere uzanan tarihi içerisinde bir çok uygarlıklara ev sahipliği yaparak bu kavimler mozaiğinin izlerini günümüze taşımaktadır.
Denize 100 km. uzaklıkta olan ilin klima özelliğini sahip havası, sahip olduğu eşsiz doğal güzellikleri, yer altı resim sergisini andıran zengin oluşumlu mağaraları, 450 ‘ ye yakın yaylası, çok sayıda antik kentleri, doğal park alanları,zengin flora ve faunası bakir bir turizm potansiyeline sahiptir.
İLÇELER
Gümüşhane ilinin ilçeleri; Kelkit, Köse, Kürtün, Şiran ve Torul'dur.
COÐRAFYA
Gümüşhane ve çevresi, Doğu Anadolu ile Karadeniz Bölgesi arasında bir geçiş noktası oluşturmaktadır. Bu özellik bitki örtüsünde de görülmektedir. Yükseltinin 1500 metreyi aştığı kesimlerde kızıl çam, kayın, ardıç ve meşe türlerinin hakim olduğu orman kümeleri bulunur.
İlde av hayvanları çeşitli ve boldur. Kış aylarında kınalı keklik, tavşan, tilki, ayı, domuz, toy, ördek, bağırtlak, kır hindisi, bıldırcın avları yapılmaktadır.
Genel olarak Gümüşhane'de iklim yazları oldukça kurak kış ve bahar ayları yağışlı geçen bir karaktere sahiptir. Deniz seviyesinden yükseldikçe karasal iklimin özellikleri gözlenmektedir.
TARİHÇE
Gümüşhane yöresindeki arkeolojik buluntular, yerleşik yaşamın M.Ö. 3000 yıllarına dek uzandığını göstermektedir. Bölgede bilinen ilk halk M.Ö. 2. binin ortalarında ortaya çıkan Azzi ve Hayaşalardır. Bu nedenle, Gümüşhane’yi de içine alan bölgeye Azzi-Hayaşa ülkesi deniyordu. Yine M.Ö. 2. binde Mezopotamya’dan gelen Assurlu tüccarların, Gümüşhane ve yöresinde bulunan maden yatakları nedeniyle bölgeye ilgi duydukları bilinmektedir.
Hitit İmparatorluk döneminde de Gümüşhane çevresindeki gümüş yataklarının işletilmesiyle, bölge zenginlik kaynağı olma özelliğini sürdürmüştür. Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra bölgeye Urartular hâkim olmuş, M.Ö. 8. yüzyıl sonlarına doğru Kimmer-İskit akınları başlamıştır. Bu dönemde halkın büyük çoğunluğu yerini yurdunu bırakarak güneye ve batıya doğru göçe başlamıştır. Daha sonra yöreye sırasıyla Medler, Persler ve Pontos Krallığı egemen olmuştur. M.Ö. 1. yüzyılda bölgede Romalıların hâkimiyetinin yayıldığı görülmektedir. M.S. 395’te Bizans İmparatorluğu toprakları içerisinde kalan Gümüşhane, M.S. 7. yüzyılda Bizans-Hazar askeri işbirliğine konu olan topraklar arasındaydı.
M.S. 7. ve 8. yüzyıllarda Arap egemenliğine giren bölge toprakları, sonradan yeniden Bizans egemenliğine girmiş, 11. yüzyılda Saltuklular tarafından fethedilmiştir. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet Trabzon Rum İmparatorluğu’nu yıkarak yöreyi Osmanlı egemenliği altına almıştır. 7 Temmuz 1916’da Ruslar tarafından işgal edilen Gümüşhane, 15 Şubat 1918’de işgalden kurtarılmıştır.
NE YENİR
Gümüşhane ‘ de yemek kültürü de çok eskiye dayanmaktadır. Bugüne kadar Gümüşhane’nin yemek kültürü konusunda kapsamlı bir araştırma yapılmadı. Ancak bu gün mutfaklarındaki zenginlik, lezzet ve hamaratlık bunu göstermektedir.
Gümüşhane Mantısı, Kuşburnu çorbası, Zuluflu Çorbası,Un Herlesi Çorbası, Gavut Çorbası, Pağla Denlisi, Borani,Fıtfıt Haşılı,Patates Kavurması,Muhla, Yergök Dolması,Sütlü Haşıl,Lor Dolması,, Ekmek Aşı, Çıtma Fasulye, Kaygana, Siron, Erişte, Lemis,Erişti Tatlısı,Hasude Kuymağı, Kara Helva, Burma,(sini), Tel Helvası, Lalanga bilinen yemeklerindedendir.
Gümüşhane'den yemek tarifleri
Kuşburnu Çorbası
Malzemeler:
500 gr. kuşburnu
1 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı un
1 lt. su
200 gr. kıyma
1 tatlı kaşığı tuz
1 tutam karabiber
kimyon ve nane
Hazırlanışı:
Ayıklanıp yıkanan kuşburnular 1 lt. suda 30 dakika kaynatılır. Daha sonra kevgirden ve tel süzgeçten geçirilir. Diğer taraftan kıyma içerine tuz, karabiber, kimyon katılarak fındık büyüklüğünde köfteler hazırlanır ve bunlar suda kaynatılarak pişirilir. Bir tencereye tereyağı ve un konulur. Un kavruluncaya kadar karıştırılır. Bu karışımın içine hazırlanan kuşburnu suyu ilave edilir. 15 dakika süreyle karıştırılır. Hazırlanan köfteler ilave edilir. Çorba bir müddet kaynadıktan sonra ocaktan alınır. Kızarmış yağa nane katılarak üzerine dökülür. Sıcak sıcak servis yapılır.
Siron
Malzemeler:
Un
tuz
su
süzme
tereyağı
ceviz
Hazırlanışı:
Derin bir kap içerisine bir miktar su konulur. Un, tuz ve su karışımı ile yufka yapılır. Yufkalar 3-4 cm. genişliğinde şerit halinde kesilir. Kesilen yufkalar katlanarak kurutulur. Kurutulduktan sonra düz tepsiye yan yana dizilir. Diğer taraftan süzme, su ile ezilir, ateşte ısınıncaya kadar pişirilir (kaynamamalı). Bu karışım sironun üzerine dökülür. Daha sonra eritilen tereyağı sironun üzerine dökülür. Ayrıca bir kap içerisinde ayıklanmış ceviz içi dövülerek üzerine serpilerek servis yapılır.
İşletme Belgeli Yeme-İçme-Eğlence Tesisleri
Turizm Tesisleri Veri Tabanı Güncelleme Projesi çalışmaları devam etmektedir. Proje tamamlandığında Tesis türleri ve bilgilerine ilişkin eksiklikler giderilmiş olacaktır.
Gümüşhane'de bulunan Turizm Bakanlığından İşletme Belgeli Yeme-İçme-Eğlence Tesisleri bilgilerini görmek için;
NE ALINIR?
Gümüşhane'de üretilen pestil-kömeyi ve kuşburnu ürünleri, Kelkit'ten zilli kilimi, Torul, Kürtün ilçelerinden Hereke tipi ipek ve yün halıları, ağaç işleri ürünlerini satın alınabilecek ürünlerdir.
YAPMADAN DÖNME
Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında yayla şenliklerinin heyecanını yaşamadan,
Taşköprü Yaylası'nda öğle yemeği yemeden,
Santa Harabelerinde binlerce yıllık tarihi koklamadan,
Zigana Dağı Kayak Evinde konaklamadan,
Trabzon-Gümüşhane Karayolu ana tur güzergahı üzerindeki yeme içme tesislerinde alabalık ve yöresel adlı yemekleri tatmadan,
Güzellik iksiri kuşburnu ürünlerini, pestil-kömeyi, ceviz içi gibi çerezleri, Kelkit'ten zilli kilimi, Torul, Kürtün ilçelerinden hereke tipi ipek ve yün halıları, ağaç işleri ürünlerini, Gümüşhane hatırası Gümüş işleme çeşitlerini almadan,
Doğal kan deposu dut pekmezini, Şiran Süt fabrikasında üretilen Gümüşhane kaşarını, El örgüsü kışlık yün çoraplarını almadan,
Tomara Şelalesini, Çakırkaya Taş Kilisesini, Kelkit Sadak (Satala) Antik Kenti, Çakırgöl, İmera Manastırını, Kazıkbeli Anıt Ağaçları ve Milli Parkı (faunasını) görmeden...
Dönmeyin.
NASIL GİDİLİR
Karayolu : Gümüşhane’ ye karayolu ile ulaşım yapılmaktadır. Otogar kent merkezindedir. Birçok seyahat acentası ve otobüs şirketi ile turlar düzenlemektedir. Şehir içi geziler için şehir içi dolmuş minibüsler ve Belediye Otobüslerinden yararlanılabilir.
TESCİL EDİLMİŞ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI (AÐUSTOS 2005)
Sit Alanları
Arkeolojik Sit Alanı : 11
Kentsel Sit Alanı : -
Doğal Sit Alanı : 3
Tarihi Sit Alanı : -
Diğer Sit Alanları
Kentsel ve Doğal Sit : 1
Toplam : 15
Kültür (Tekyapı Ölçeğinde) ve Tabiat Varlıkları : 164
GENEL TOPLAM : 179
İLETİŞİM BİLGİLERİ
İl Kültür Müdürlüğü
Tel: (456) 213 34 73
Faks: (456) 213 34 73
İl Turizm Müdürlüğü:
Tel: (+90-456) 213 34 72
Önemli Telefonlar
Valilik : (+90-456) 213 10 05
Belediye: (+90-456) 213 10 10
Hastane: (+90-456) 213 15 56
Polis: (+90-456) 213 14 67
Jandarma: (+90-456) 213 10 51
Gezilecek Yerleri
Kuş Gözlem Alanı
Gümüşhane İlinin de sınırları içerisinde olduğu DoğuKaradeniz Dağları, Türkiye'de Avrasya Yüksek Dağlık (Alpin) biyomunu temsil etmesi dolayısıyla önemli kuş alanları statüsü kazanan tek alandır.
Doğu Karadeniz Dağları
İl: Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Erzurum, Artvin
İlçeler: Önemli kuş alanları içinde 32 ilçe bulunmaktadır
Yüzölçümü: 1230000
Rakım: 0 - 3932 m
Koruma: kısmen
Başlıca Özellikleri: orman, dağ, göç geçidi
Kuş Türleri: Sakallı akbaba (20 çift), kızıl akbaba (20 çift), kara akbaba (10 çift), kaya kartalı (10 çift), huş tavuğu (tüm Türkiye popülasyonu bu önemli kuş alanları içinde bulunur) ve ürkeklik popülasyonlarıyla önemli kuş alanları statüsü kazanır. 1993 yılında yapılan bir araştırmada önemli kuş alanları sınırları içinde kalan yedi bölge incelenmiş, bunların altısında toplam 134 erişkin erkek huş tavuğu tespit edilmiştir. Araştırma yapılan alanın darlığı ve uygun yaşam ortamlarının genişliği göz önünde bulundurulduğunda, önemli kuş alanlarındaki toplam huş tavuğu popülasyonunun 1000 çifti aştığı varsayılabilir. Ancak geçen yıllar içerisinde birçok önemli yeni göç vadisinin keşfedilmesi, bu rakamların çok daha yüksek olabileceğini göstermektedir.Doğu Karadeniz Dağları, Türkiye'de Avrasya Yüksek Dağlık (Alpin) biyomunu temsil etmesi dolayısıyla önemli kuş alanları statüsü kazanan tek alandır.
Gümüşhane Evleri
Ana yapı malzemeleri taş, kerpiç, ahşaptır. Evlerin plan olarak arz ettikleri şema ortada bir avlu ve iki yana dizilmiş mekanlardan meydana gelmiştir. Evlerin alt katları ailelerin günlük ihtiyaçlarını karşıladıkları mutfak, banyo, wc, kiler ve günlük yaşamın diğer mekanlarından oluşur. Üst katlar ve çatı katı ise yatak odası ve misafir odaları şeklinde düzenlenmiştir. Evlerin dış görünümü doğal peyzaja olağanüstü uyum sağlamaktadır. Günümüz mimarisine örnek olacak tip ve güzelliktedir.
Sarıçiçek Köy Odaları :
Gümüşhane Sarı çiçek Köyünde bulunan odalar şehir merkezine 27 km mesafededir. Odalar Hacı Ömer Ağa tarafından yaptırılmıştır. Köye gelen misafirlerin ağırlanması için yaptırılan odalar 200 yıllık tarihe sahiptir. Odalar ahşap işlemeleri, rengarenk boyamaları ile ilk günün tazeliği ve zarafeti ile halk sanatınıngücünüyansıtmaktadır.Çekici işleme motifler,ahşap işlemeler birbirine çivisiz bir teknikle monte edilmiş,perde motifleri hatırlatan parçalı rokoko tarzında stilize yapraklardan ibaret bir ahşap süsleme kullanılmıştır. Yapıtlar rokoko ve Ampir üsluplar yanında yer alan klasik üsluplarda kullanılmış, Türk mimarisinin erken örneklerindendir.
Mağaralar
Gümüşhane'nin jeolojik yapısından dolayı çok sayıda irili ufaklı mağara vardır. Karaca, Arılı, Kartalkaya, K. Ardıçlı, Ambela, Köprübaşı, Taşbaşı, Altıntaş, Yaylım , Üstüaçık, Cingora, İnönü , Kabanbaşı, Mamatlar, Arsa, İkisu, mağaraları önemlilerindendir.
Gümüşhane Karaca Mağarası
Gümüşhane, Çin-Trabzon tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde tarih ile doğanın kucaklaştığı, efsane ile gerçeğin buluştuğu, zengin gümüş madeni ocaklarından dolayı Gümüşhane adını alan bir ildir. Tarih öncesi dönemlerden beri yerleşim merkezi olan Gümüşhane adeta bir kavimler mozaiğinin oluştuğu M.Ö. 3000 yılında kurulmuştur.
Doğu Karadeniz Bölgesinin iç kesiminde bulunan ve denize uzaklığı 100 km. olan Gümüşhane, doğusunda Bayburt, batısında Giresun, kuzeyinde Trabzon, güneyinde Erzincan illeri ile çevrilmiştir. II merkezi denizden 1153 m. Yükseklikte olup, Hamşit Çayı'nın iki yakasında vadi boyunca uzanan bir yerleşim yeridir. İlin toplam yüzölçümü 6437 km2.'dir. Merkez ile birlikte altı ilçesi vardır. Başta altın ve gümüş olmak üzere madenler bakımından oldukça zengindir.
Gümüşhane mağaraları, kayak merkezleri, yaylaları, şelaleleri, antik kentleri, çok çeşitli faunası ve florası ile olağan üstü bakir bir turizm potansiyeline sahiptir.
Karaca Mağarası
Bulunuşu
Mağara yöre halkı tarafından bilinmesine rağmen ilk bilimsel anlamda Cebeli Köyü Karaca Mahallesi'nden Jeoloji Mühendisi Şükrü ERÖZ 'ün 1983-1990 yılları arasında yapmış olduğu çalışmalar ile turizme kazandırılmıştır.
Karaca Mağarası ile ilgili bilimsel çalışmalarda K.T.Ü.Jeolaji Mühendisliği bölümünden Prof. Dr. Remzi DİLEK ve ekibinin yoğun çabaları olmuştur.
Mağarada yapılan bilimsel çalışmalar sonucu Turizm Müdürlüğüne bildirilerek tescili yapılıp 1996 yılında turizme açılmıştır.
Bulunduğu Yer ve Ulaşım
Mağaralar bilindiği gibi insanlara ilk doğal barınaklık yapmış önemli mekanlardır. Bu nedenle uzun yıllar araştırmacıların dikkatlerini çekerek ayrıntılı araştırmaların yapılmasına neden olmuşlardır. Bunun tanında mağaralar içerisinde saklandığı gizli gizemin ve güzelliklerin keşif ve seyri insanlara ayrı bir huzur ve mutluluk vermektedir. Ayrıca mağaralar heyecan verici sporların yapılmasına, bağımsız bir bilim dalı olan (speleoloji) Mağara Bilimcilik dalının gelişmesine de olanak sağlamıştır. İlimiz Torul İlçesine bağlı Cebeli Köyü sınırları içerisinde barındırıldığı Karaca Mağarası şehir merkezine 17 km. mesafede, denizden 1550 m. Yükseklikte olan ve Gümüşhane-Trabzon karayolunun yani ana güzergahının 12. km.'sinden kuzeye ayrılan 4 km.'lik yolu takiben ulaşılır. Ana tur güzergahından sonraki 4km.'lik yol çift şerit ve asfaltlanmış, tur otobüslerinin rahatça gittiği bir yoldur. Mağaranın bulunduğu yerde kır kahvesi, dinlenme tesisleri gibi ziyaretçilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacakları öncül tesisler mevcuttur.
Stratigrafik - Litolojik Özellikler
Gümüşhane Torul arasındaki sahada üskretase formasyonları geniş bir yayılışa sahiptir. Bunlar genellikle andezitik ve bazaltik lavlar ile lüflerden ve aglomeralardan oluşmaktadır. Bu serinin toplam kalınlığı 1000 m.'yi bulmakta ve içerisinde yer yer kalker, marn ve grelerden oluşan ve kalınlığı 100m. İle 200 m. Arasında değişen arakatkılar dikkati çekmektedir. Karaca Mağarası da bu seri içerisinde karakterli volkanitlerin çevrelediği bol çatlaklı masif kalkerler içerisinde gelişme olanağı bulmuştur.
Oluşumu
Karaca Mağarası damlataşı oluşumları bakından oldukça zengindir. Bu damlataşları çok çeşitli renk ve şekiller arz eder. Mağara içerisindeki sarkıtlar, dikitler, sütunlar, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri ve perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları, ayrıca mağara gülleri damlataşı havuzlardan çıkan küçük dikitlerin üzerinde oluşmuşlardır. Mağarada damlataşı havuzları büyük boyutlara ulaşmıştır. Özellikle mağaranın son bölümlerinde bu havuzların derinliği 1 m.'yi bulmaktadır.
Mağara içerisinde çok yoğun ve zengin olarak bulunan bu çeşitli damlataşı şekilleri ve oluşumlar yer altındaki gizemli ve uyumlu görünümlerinin seyri adeta insanları büyülemektedir.
Mağara içerisindeki beyazdan laciverte kadar çeşitli renklerdeki travertenlerin varlığı ise travertenleri oluşturan suyun içerisindeki demir ve magnezyum gibi erimiş mineral maddelerinin çok yoğun olduğunu göstermektedir.
Mağaranın Şekli
Mağara yatay yönde gelişme göstermiş, elipse benzeyen dört ayrı salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu salonlardan ikisi çatlak sistemlerinden sızan suların oluşturulduğu duvar damlataşları ile ikiye bölünmüş ve salon sayısı altıya çıkmıştır. Mağaranın girişi bir insan boyu yükseklikte başlayıp içeriye doğru gidildikçe bir huni şekilde genişlemektedir.
Karaca Mağarası'nı bir bütün olarak ele aldığımızda, giriş noktasından en uç noktaya 150 m. Uzunlukta olduğunu görürüz. Tavan yüksekliği ise ortalama 18 m. Dir.
Mağaranın toplam iç alanı ise 1500 m2'dir.
Mağarada Su Varlığı
Karaca Mağarası içerisinde akarsu bulunmamaktadır. Ancak tavandaki çatlaklardan sızan sular çeşitli damlataşı oluşumuna günümüzde de devam etmesine olanak sağlamaktadır.
Ayrıca mağara içerisinde traverten havuzları ve birkaç gölcük bulunmaktadır. Bu gülcüklerden üç ve dört numaralı salonların girişindekiler zengin su varlığına sahiptir.
Mağaranın Havası
Mağaranın içerisinde belirgin bir hava hareketi sözkonusu değildir. Bu sebeple mağara havasının nem oranı ağız kısmından içeriye doğru gidildikçe nispi bir artış gösterir.Yapılan ölçümlerde bu artış oranı ağız kısmında %65, 1/a No'lu salonda %70,1/b no'lu salonda %75'e çıkmaktadır. Mağara havası yaz mevsiminde dışarıya göre daha serin, kışın biraz daha sıcak olmaktadır. Bu özellikleri ile mağara, küçük bir mikroklima alanı olarak düşünülmektedir.
Sonuç Olarak
Mağara damlataşı şekillerinin en güzel ve en görkemli, görenleri büyüleyici örneklerine sahiptir.
Mağara görenlerin tekrar görmek istedikleri, UNESCO'nun Dünya Miras Listesine girecek güzellikte ve değerde bir mekandır.
Bu nedenle Gümüşhane turizminin adeta dinamosu ya da lokomotifi durumundadır. Sağlık turizmi yönünden özellikle solunum rahatsızlıklarına (astım gibi) iyi gelmektedir. Karaca Mağarası 1996 yılında turizme açılmış ve bu güne kadar 500.000'in üzerinde yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmiştir.
Karaca Mağarası'nı görmek gerçekten insanlarımızın gezi envanterinde apayrı, gizem dolu, seyrine doyum olmayacak bir sayfa açmaktadır.
Camiler ve Kiliseler
Ayvalos Kilisesi:
Kilise, merkez ilçe sınırları içerisinde olup, Mescitli köyünden Arnavutlu Yaylası’na giderken yolun sağında yer almaktadır. Küçük, dikdörtgen planlıdır. Kapısı düz olup, üzerinde beşik tonozlu alınlığı vardır. İç duvarlardaki freskler halen belli olmakla birlikte, genelde tahrip olmuştur.
Hagios Georgios Manastır Kilisesi:
Hutura köyüne giden yolun sağında, tepe üstünde manastır kalıntısı ve kilise vardır. 14. yüzyılın ilk yarısında Trabzon Prensi Aleksios Komnenos yaptırmıştır. Kilise 1509'da keşiş Ananias, 1624'te Georgios Stratilatis tarafından onartılmıştır. Ayrıca Sultan II. Abdülhamit döneminde onarıldığını gösteren yazıtı da vardır. Haç planında, kubbeyle örtülü bir yapıdır. Apsis önüne yerleştirilen birer payeyle doğu-batı yönüne genişleme göstermiştir. Haç kolları beşik tonoz örtülüdür. Ana ve yan yüzler yarım sütunçelerle üç bölüme ayrılmış, bu bölümlere yuvarlak kemerli pencereler açılmıştır. Batı yönünde, ortada üstü kapalı sütunlu ana giriş vardır. Yapı, bitki (üzüm, kıvrık dal, palmiye), halat, ejder motifleri ile bezelidir. Pencere üstlerinde İsa'nın monogramları ve Aziz Georgios'un simgeleri işlenmiştir.
Küçük Cami:
Eski Gümüşhane yerleşim yerinde Süleymaniye Camii’nin arkasında bahçeler içindedir. Yapımıyla ilgili bilgiler kesin değildir. 12. yüzyıl başlarında Danişmendlilerin yöreye gelişlerinden sonra yapıldığı sanılmaktadır. Kare planlı, tek kubbelidir. Yaklaşık 10 m. yüksekliğindeki kubbe küçük taşlarla örülmüştür. Kapı ve pencereler yuvarlak kemerlidir. Sivri kemerli mihrap, gri renkte taştan yapılmıştır.
Olucak (İmera) Manastır Kilisesi:
İl merkezine 15 km. uzaklıktaki Olucak köyündedir. Olucak (İmera) köyü eski yerleşimdir. Manastır, yerleşim yerinde günümüze en sağlam gelen yapılardan biridir. köye hâkim geniş bir alana yapılmıştır. Bahçe duvarının kuzey bölümünde şapel ve bir kaç odacık bulunmaktadır. Yazıtında 1350 tarihinde yaptırıldığı belirtilmekle birlikte 19. yüzyıl içinde onarım gördüğü sanılmaktadır.
Panaghia (Meryem Ana) Manastır Kilisesi:
Torul ilçesinin, Büyük Çit Vadisinde, Çit Deresi'nin sol tarafındaki yamaç üzerindedir. Yüksek duvarlarla çevrili avlu ve kilise kalıntısı görülebilir. Khaldea Metropolitliği’ne bağlı 7 kiliseden biridir. Kiliseyi ilk kez 890-900 tarihleri arasında üç keşişin kurduğu bilinmektedir. Daha sonra Trabzon Komnenosları döneminde ve 19. yüzyılda onarılmıştır. Haç planlı yapının daire biçiminde üç apsisi vardır. Ana mekânı örten kubbe, Trabzon Ayasofya Kilisesi’ndekine benzemektedir.
Pavrezi Şapeli:
Merkez ilçe sınırları içerisinde bulunan şapel, Mescitli (Beşkilise) köyü yakınında Pavrezi'dedir. Küçük boyutlarda, dikdörtgen planlı, tek nefli bir yapıdır. Apsisin beşik tonozunda 1405'de yapıldığını gösteren yazıtı vardır. Yapı, iç duvarlarını süsleyen freskleri ile ünlüdür. Bu duvar resimlerinde, İncil’den alınan sahneler ve kilise büyükleri canlandırılmıştır. Bunlar son dönem Bizans resminin başarılı örnekleridir.
Sanata Çakallı Kilisesi:
Çakallı (Yaylaköy) yerleşim yerinin merkezinde yer almaktadır. Kilise üç nefli ve bazilika planlıdır. Kilisenin ana taşıyıcı duvarları genelde sağlamdır. Örtüsü tamamen yıkılmıştır. İki girişten biri batıda diğeri ise kuzeydedir. Işıklandırma dengeli bir biçimde yan duvarlar ve apsislere yerleştirilmiş pencerelerle sağlanmıştır. Köşelerde yontu taşı kullanılmıştır. Kilise 19. yüzyıl mimari özelliklerini taşımaktadır.
Santa Kiliseler Grubu (Dumanlı-Merkez):
Geçmişte önemli bir yerleşme yeri olan Santa (bugünkü adıyla Dumanlı) yerleşimi Gümüşhane'ye 45-50 km mesafede bulunmaktadır. Buradaki mahallelerden; Terzil'de St. Theodor Kilisesi, Binatlı'da İlyas Peygamber Kilisesi, İşhan'da St. Kiryaki Kilisesi ve İşhan Piştoflu'da St. Christopher Kilisesi, Çakallı'da Çakallı Kilisesi, Çinganlı'da St. Konstantinos ve St. Petros Kiliseleri önemli olanlarıdır. Bu kiliselerin 1860-1870'lerde yapıldığı tahmin edilmektedir. Özgün kapı, pencere çerçeveleri, kabartma haçları ve çan kuleleri ile ilgi çekici yapılardır.
Süleymaniye Camisi:
Eski Gümüşhane yerleşim yerinde, Süleymaniye Mahallesi’ndedir. Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı cami, onarımlar yüzünden özgünlüğünü yitirmiştir. Selçuklu geleneğini sürdüren dikdörtgen planlı yapı, mihrap önüne dikey uzanan üç neften oluşmaktadır. Kalın, silindirik gövdeli minare sağlamdır. Geçmişte 6 ahşap direğin taşıdığı düz toprak dam değiştirilmiş, çatıyla örtülmüştür. Camiye bitişik medrese günümüze ulaşamamıştır.
Çakırkaya (Kalur) Kaya Kilisesi:
Şiran ilçesinin Çakırkaya köyündedir. Kaya kütlesinin düzgün ve özenli bir işçilikle oyulmasıyla oluşturulmuştur. Doğu-batı yönünde üç nefli bazilika planındadır. Öbür yan duvarlarda yalancı kemerlerle devinim sağlanmıştır. Kilise önünde odalar, bitişiğinde bir kaya şapeli vardır. Ancak planı ve mimari öğelerinin Trabzon kiliseleriyle benzerliği göz önüne alınarak 14. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Ortadaki sütunlar yıkılmış durumdadır. Kaya kilisesi olması açısından ilginç bir örnektir.
Yüzölçümü : 10.227 km²
Nüfus : 130.825(2007)
İl Trafik No : 29
Doğu Anadolu ile Karadeniz Bölgesi arasında, Çin-Trabzon Tarihi İpek Yolu Güzergahı üzerinde, tarih ile doğal güzelliklerin kucaklaştığı, zengin Gümüş Madeni ocaklarından dolayı Gümüşhane adını taşıyan bir ildir.
Gümüşhane Milattan Önce 3000 ‘ lere uzanan tarihi içerisinde bir çok uygarlıklara ev sahipliği yaparak bu kavimler mozaiğinin izlerini günümüze taşımaktadır.
Denize 100 km. uzaklıkta olan ilin klima özelliğini sahip havası, sahip olduğu eşsiz doğal güzellikleri, yer altı resim sergisini andıran zengin oluşumlu mağaraları, 450 ‘ ye yakın yaylası, çok sayıda antik kentleri, doğal park alanları,zengin flora ve faunası bakir bir turizm potansiyeline sahiptir.
İLÇELER
Gümüşhane ilinin ilçeleri; Kelkit, Köse, Kürtün, Şiran ve Torul'dur.
COÐRAFYA
Gümüşhane ve çevresi, Doğu Anadolu ile Karadeniz Bölgesi arasında bir geçiş noktası oluşturmaktadır. Bu özellik bitki örtüsünde de görülmektedir. Yükseltinin 1500 metreyi aştığı kesimlerde kızıl çam, kayın, ardıç ve meşe türlerinin hakim olduğu orman kümeleri bulunur.
İlde av hayvanları çeşitli ve boldur. Kış aylarında kınalı keklik, tavşan, tilki, ayı, domuz, toy, ördek, bağırtlak, kır hindisi, bıldırcın avları yapılmaktadır.
Genel olarak Gümüşhane'de iklim yazları oldukça kurak kış ve bahar ayları yağışlı geçen bir karaktere sahiptir. Deniz seviyesinden yükseldikçe karasal iklimin özellikleri gözlenmektedir.
TARİHÇE
Gümüşhane yöresindeki arkeolojik buluntular, yerleşik yaşamın M.Ö. 3000 yıllarına dek uzandığını göstermektedir. Bölgede bilinen ilk halk M.Ö. 2. binin ortalarında ortaya çıkan Azzi ve Hayaşalardır. Bu nedenle, Gümüşhane’yi de içine alan bölgeye Azzi-Hayaşa ülkesi deniyordu. Yine M.Ö. 2. binde Mezopotamya’dan gelen Assurlu tüccarların, Gümüşhane ve yöresinde bulunan maden yatakları nedeniyle bölgeye ilgi duydukları bilinmektedir.
Hitit İmparatorluk döneminde de Gümüşhane çevresindeki gümüş yataklarının işletilmesiyle, bölge zenginlik kaynağı olma özelliğini sürdürmüştür. Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra bölgeye Urartular hâkim olmuş, M.Ö. 8. yüzyıl sonlarına doğru Kimmer-İskit akınları başlamıştır. Bu dönemde halkın büyük çoğunluğu yerini yurdunu bırakarak güneye ve batıya doğru göçe başlamıştır. Daha sonra yöreye sırasıyla Medler, Persler ve Pontos Krallığı egemen olmuştur. M.Ö. 1. yüzyılda bölgede Romalıların hâkimiyetinin yayıldığı görülmektedir. M.S. 395’te Bizans İmparatorluğu toprakları içerisinde kalan Gümüşhane, M.S. 7. yüzyılda Bizans-Hazar askeri işbirliğine konu olan topraklar arasındaydı.
M.S. 7. ve 8. yüzyıllarda Arap egemenliğine giren bölge toprakları, sonradan yeniden Bizans egemenliğine girmiş, 11. yüzyılda Saltuklular tarafından fethedilmiştir. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet Trabzon Rum İmparatorluğu’nu yıkarak yöreyi Osmanlı egemenliği altına almıştır. 7 Temmuz 1916’da Ruslar tarafından işgal edilen Gümüşhane, 15 Şubat 1918’de işgalden kurtarılmıştır.
NE YENİR
Gümüşhane ‘ de yemek kültürü de çok eskiye dayanmaktadır. Bugüne kadar Gümüşhane’nin yemek kültürü konusunda kapsamlı bir araştırma yapılmadı. Ancak bu gün mutfaklarındaki zenginlik, lezzet ve hamaratlık bunu göstermektedir.
Gümüşhane Mantısı, Kuşburnu çorbası, Zuluflu Çorbası,Un Herlesi Çorbası, Gavut Çorbası, Pağla Denlisi, Borani,Fıtfıt Haşılı,Patates Kavurması,Muhla, Yergök Dolması,Sütlü Haşıl,Lor Dolması,, Ekmek Aşı, Çıtma Fasulye, Kaygana, Siron, Erişte, Lemis,Erişti Tatlısı,Hasude Kuymağı, Kara Helva, Burma,(sini), Tel Helvası, Lalanga bilinen yemeklerindedendir.
Gümüşhane'den yemek tarifleri
Kuşburnu Çorbası
Malzemeler:
500 gr. kuşburnu
1 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı un
1 lt. su
200 gr. kıyma
1 tatlı kaşığı tuz
1 tutam karabiber
kimyon ve nane
Hazırlanışı:
Ayıklanıp yıkanan kuşburnular 1 lt. suda 30 dakika kaynatılır. Daha sonra kevgirden ve tel süzgeçten geçirilir. Diğer taraftan kıyma içerine tuz, karabiber, kimyon katılarak fındık büyüklüğünde köfteler hazırlanır ve bunlar suda kaynatılarak pişirilir. Bir tencereye tereyağı ve un konulur. Un kavruluncaya kadar karıştırılır. Bu karışımın içine hazırlanan kuşburnu suyu ilave edilir. 15 dakika süreyle karıştırılır. Hazırlanan köfteler ilave edilir. Çorba bir müddet kaynadıktan sonra ocaktan alınır. Kızarmış yağa nane katılarak üzerine dökülür. Sıcak sıcak servis yapılır.
Siron
Malzemeler:
Un
tuz
su
süzme
tereyağı
ceviz
Hazırlanışı:
Derin bir kap içerisine bir miktar su konulur. Un, tuz ve su karışımı ile yufka yapılır. Yufkalar 3-4 cm. genişliğinde şerit halinde kesilir. Kesilen yufkalar katlanarak kurutulur. Kurutulduktan sonra düz tepsiye yan yana dizilir. Diğer taraftan süzme, su ile ezilir, ateşte ısınıncaya kadar pişirilir (kaynamamalı). Bu karışım sironun üzerine dökülür. Daha sonra eritilen tereyağı sironun üzerine dökülür. Ayrıca bir kap içerisinde ayıklanmış ceviz içi dövülerek üzerine serpilerek servis yapılır.
İşletme Belgeli Yeme-İçme-Eğlence Tesisleri
Turizm Tesisleri Veri Tabanı Güncelleme Projesi çalışmaları devam etmektedir. Proje tamamlandığında Tesis türleri ve bilgilerine ilişkin eksiklikler giderilmiş olacaktır.
Gümüşhane'de bulunan Turizm Bakanlığından İşletme Belgeli Yeme-İçme-Eğlence Tesisleri bilgilerini görmek için;
NE ALINIR?
Gümüşhane'de üretilen pestil-kömeyi ve kuşburnu ürünleri, Kelkit'ten zilli kilimi, Torul, Kürtün ilçelerinden Hereke tipi ipek ve yün halıları, ağaç işleri ürünlerini satın alınabilecek ürünlerdir.
YAPMADAN DÖNME
Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında yayla şenliklerinin heyecanını yaşamadan,
Taşköprü Yaylası'nda öğle yemeği yemeden,
Santa Harabelerinde binlerce yıllık tarihi koklamadan,
Zigana Dağı Kayak Evinde konaklamadan,
Trabzon-Gümüşhane Karayolu ana tur güzergahı üzerindeki yeme içme tesislerinde alabalık ve yöresel adlı yemekleri tatmadan,
Güzellik iksiri kuşburnu ürünlerini, pestil-kömeyi, ceviz içi gibi çerezleri, Kelkit'ten zilli kilimi, Torul, Kürtün ilçelerinden hereke tipi ipek ve yün halıları, ağaç işleri ürünlerini, Gümüşhane hatırası Gümüş işleme çeşitlerini almadan,
Doğal kan deposu dut pekmezini, Şiran Süt fabrikasında üretilen Gümüşhane kaşarını, El örgüsü kışlık yün çoraplarını almadan,
Tomara Şelalesini, Çakırkaya Taş Kilisesini, Kelkit Sadak (Satala) Antik Kenti, Çakırgöl, İmera Manastırını, Kazıkbeli Anıt Ağaçları ve Milli Parkı (faunasını) görmeden...
Dönmeyin.
NASIL GİDİLİR
Karayolu : Gümüşhane’ ye karayolu ile ulaşım yapılmaktadır. Otogar kent merkezindedir. Birçok seyahat acentası ve otobüs şirketi ile turlar düzenlemektedir. Şehir içi geziler için şehir içi dolmuş minibüsler ve Belediye Otobüslerinden yararlanılabilir.
TESCİL EDİLMİŞ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI (AÐUSTOS 2005)
Sit Alanları
Arkeolojik Sit Alanı : 11
Kentsel Sit Alanı : -
Doğal Sit Alanı : 3
Tarihi Sit Alanı : -
Diğer Sit Alanları
Kentsel ve Doğal Sit : 1
Toplam : 15
Kültür (Tekyapı Ölçeğinde) ve Tabiat Varlıkları : 164
GENEL TOPLAM : 179
İLETİŞİM BİLGİLERİ
İl Kültür Müdürlüğü
Tel: (456) 213 34 73
Faks: (456) 213 34 73
İl Turizm Müdürlüğü:
Tel: (+90-456) 213 34 72
Önemli Telefonlar
Valilik : (+90-456) 213 10 05
Belediye: (+90-456) 213 10 10
Hastane: (+90-456) 213 15 56
Polis: (+90-456) 213 14 67
Jandarma: (+90-456) 213 10 51
Gezilecek Yerleri
Kuş Gözlem Alanı
Gümüşhane İlinin de sınırları içerisinde olduğu DoğuKaradeniz Dağları, Türkiye'de Avrasya Yüksek Dağlık (Alpin) biyomunu temsil etmesi dolayısıyla önemli kuş alanları statüsü kazanan tek alandır.
Doğu Karadeniz Dağları
İl: Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Erzurum, Artvin
İlçeler: Önemli kuş alanları içinde 32 ilçe bulunmaktadır
Yüzölçümü: 1230000
Rakım: 0 - 3932 m
Koruma: kısmen
Başlıca Özellikleri: orman, dağ, göç geçidi
Kuş Türleri: Sakallı akbaba (20 çift), kızıl akbaba (20 çift), kara akbaba (10 çift), kaya kartalı (10 çift), huş tavuğu (tüm Türkiye popülasyonu bu önemli kuş alanları içinde bulunur) ve ürkeklik popülasyonlarıyla önemli kuş alanları statüsü kazanır. 1993 yılında yapılan bir araştırmada önemli kuş alanları sınırları içinde kalan yedi bölge incelenmiş, bunların altısında toplam 134 erişkin erkek huş tavuğu tespit edilmiştir. Araştırma yapılan alanın darlığı ve uygun yaşam ortamlarının genişliği göz önünde bulundurulduğunda, önemli kuş alanlarındaki toplam huş tavuğu popülasyonunun 1000 çifti aştığı varsayılabilir. Ancak geçen yıllar içerisinde birçok önemli yeni göç vadisinin keşfedilmesi, bu rakamların çok daha yüksek olabileceğini göstermektedir.Doğu Karadeniz Dağları, Türkiye'de Avrasya Yüksek Dağlık (Alpin) biyomunu temsil etmesi dolayısıyla önemli kuş alanları statüsü kazanan tek alandır.
Gümüşhane Evleri
Ana yapı malzemeleri taş, kerpiç, ahşaptır. Evlerin plan olarak arz ettikleri şema ortada bir avlu ve iki yana dizilmiş mekanlardan meydana gelmiştir. Evlerin alt katları ailelerin günlük ihtiyaçlarını karşıladıkları mutfak, banyo, wc, kiler ve günlük yaşamın diğer mekanlarından oluşur. Üst katlar ve çatı katı ise yatak odası ve misafir odaları şeklinde düzenlenmiştir. Evlerin dış görünümü doğal peyzaja olağanüstü uyum sağlamaktadır. Günümüz mimarisine örnek olacak tip ve güzelliktedir.
Sarıçiçek Köy Odaları :
Gümüşhane Sarı çiçek Köyünde bulunan odalar şehir merkezine 27 km mesafededir. Odalar Hacı Ömer Ağa tarafından yaptırılmıştır. Köye gelen misafirlerin ağırlanması için yaptırılan odalar 200 yıllık tarihe sahiptir. Odalar ahşap işlemeleri, rengarenk boyamaları ile ilk günün tazeliği ve zarafeti ile halk sanatınıngücünüyansıtmaktadır.Çekici işleme motifler,ahşap işlemeler birbirine çivisiz bir teknikle monte edilmiş,perde motifleri hatırlatan parçalı rokoko tarzında stilize yapraklardan ibaret bir ahşap süsleme kullanılmıştır. Yapıtlar rokoko ve Ampir üsluplar yanında yer alan klasik üsluplarda kullanılmış, Türk mimarisinin erken örneklerindendir.
Mağaralar
Gümüşhane'nin jeolojik yapısından dolayı çok sayıda irili ufaklı mağara vardır. Karaca, Arılı, Kartalkaya, K. Ardıçlı, Ambela, Köprübaşı, Taşbaşı, Altıntaş, Yaylım , Üstüaçık, Cingora, İnönü , Kabanbaşı, Mamatlar, Arsa, İkisu, mağaraları önemlilerindendir.
Gümüşhane Karaca Mağarası
Gümüşhane, Çin-Trabzon tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde tarih ile doğanın kucaklaştığı, efsane ile gerçeğin buluştuğu, zengin gümüş madeni ocaklarından dolayı Gümüşhane adını alan bir ildir. Tarih öncesi dönemlerden beri yerleşim merkezi olan Gümüşhane adeta bir kavimler mozaiğinin oluştuğu M.Ö. 3000 yılında kurulmuştur.
Doğu Karadeniz Bölgesinin iç kesiminde bulunan ve denize uzaklığı 100 km. olan Gümüşhane, doğusunda Bayburt, batısında Giresun, kuzeyinde Trabzon, güneyinde Erzincan illeri ile çevrilmiştir. II merkezi denizden 1153 m. Yükseklikte olup, Hamşit Çayı'nın iki yakasında vadi boyunca uzanan bir yerleşim yeridir. İlin toplam yüzölçümü 6437 km2.'dir. Merkez ile birlikte altı ilçesi vardır. Başta altın ve gümüş olmak üzere madenler bakımından oldukça zengindir.
Gümüşhane mağaraları, kayak merkezleri, yaylaları, şelaleleri, antik kentleri, çok çeşitli faunası ve florası ile olağan üstü bakir bir turizm potansiyeline sahiptir.
Karaca Mağarası
Bulunuşu
Mağara yöre halkı tarafından bilinmesine rağmen ilk bilimsel anlamda Cebeli Köyü Karaca Mahallesi'nden Jeoloji Mühendisi Şükrü ERÖZ 'ün 1983-1990 yılları arasında yapmış olduğu çalışmalar ile turizme kazandırılmıştır.
Karaca Mağarası ile ilgili bilimsel çalışmalarda K.T.Ü.Jeolaji Mühendisliği bölümünden Prof. Dr. Remzi DİLEK ve ekibinin yoğun çabaları olmuştur.
Mağarada yapılan bilimsel çalışmalar sonucu Turizm Müdürlüğüne bildirilerek tescili yapılıp 1996 yılında turizme açılmıştır.
Bulunduğu Yer ve Ulaşım
Mağaralar bilindiği gibi insanlara ilk doğal barınaklık yapmış önemli mekanlardır. Bu nedenle uzun yıllar araştırmacıların dikkatlerini çekerek ayrıntılı araştırmaların yapılmasına neden olmuşlardır. Bunun tanında mağaralar içerisinde saklandığı gizli gizemin ve güzelliklerin keşif ve seyri insanlara ayrı bir huzur ve mutluluk vermektedir. Ayrıca mağaralar heyecan verici sporların yapılmasına, bağımsız bir bilim dalı olan (speleoloji) Mağara Bilimcilik dalının gelişmesine de olanak sağlamıştır. İlimiz Torul İlçesine bağlı Cebeli Köyü sınırları içerisinde barındırıldığı Karaca Mağarası şehir merkezine 17 km. mesafede, denizden 1550 m. Yükseklikte olan ve Gümüşhane-Trabzon karayolunun yani ana güzergahının 12. km.'sinden kuzeye ayrılan 4 km.'lik yolu takiben ulaşılır. Ana tur güzergahından sonraki 4km.'lik yol çift şerit ve asfaltlanmış, tur otobüslerinin rahatça gittiği bir yoldur. Mağaranın bulunduğu yerde kır kahvesi, dinlenme tesisleri gibi ziyaretçilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacakları öncül tesisler mevcuttur.
Stratigrafik - Litolojik Özellikler
Gümüşhane Torul arasındaki sahada üskretase formasyonları geniş bir yayılışa sahiptir. Bunlar genellikle andezitik ve bazaltik lavlar ile lüflerden ve aglomeralardan oluşmaktadır. Bu serinin toplam kalınlığı 1000 m.'yi bulmakta ve içerisinde yer yer kalker, marn ve grelerden oluşan ve kalınlığı 100m. İle 200 m. Arasında değişen arakatkılar dikkati çekmektedir. Karaca Mağarası da bu seri içerisinde karakterli volkanitlerin çevrelediği bol çatlaklı masif kalkerler içerisinde gelişme olanağı bulmuştur.
Oluşumu
Karaca Mağarası damlataşı oluşumları bakından oldukça zengindir. Bu damlataşları çok çeşitli renk ve şekiller arz eder. Mağara içerisindeki sarkıtlar, dikitler, sütunlar, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri ve perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları, ayrıca mağara gülleri damlataşı havuzlardan çıkan küçük dikitlerin üzerinde oluşmuşlardır. Mağarada damlataşı havuzları büyük boyutlara ulaşmıştır. Özellikle mağaranın son bölümlerinde bu havuzların derinliği 1 m.'yi bulmaktadır.
Mağara içerisinde çok yoğun ve zengin olarak bulunan bu çeşitli damlataşı şekilleri ve oluşumlar yer altındaki gizemli ve uyumlu görünümlerinin seyri adeta insanları büyülemektedir.
Mağara içerisindeki beyazdan laciverte kadar çeşitli renklerdeki travertenlerin varlığı ise travertenleri oluşturan suyun içerisindeki demir ve magnezyum gibi erimiş mineral maddelerinin çok yoğun olduğunu göstermektedir.
Mağaranın Şekli
Mağara yatay yönde gelişme göstermiş, elipse benzeyen dört ayrı salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu salonlardan ikisi çatlak sistemlerinden sızan suların oluşturulduğu duvar damlataşları ile ikiye bölünmüş ve salon sayısı altıya çıkmıştır. Mağaranın girişi bir insan boyu yükseklikte başlayıp içeriye doğru gidildikçe bir huni şekilde genişlemektedir.
Karaca Mağarası'nı bir bütün olarak ele aldığımızda, giriş noktasından en uç noktaya 150 m. Uzunlukta olduğunu görürüz. Tavan yüksekliği ise ortalama 18 m. Dir.
Mağaranın toplam iç alanı ise 1500 m2'dir.
Mağarada Su Varlığı
Karaca Mağarası içerisinde akarsu bulunmamaktadır. Ancak tavandaki çatlaklardan sızan sular çeşitli damlataşı oluşumuna günümüzde de devam etmesine olanak sağlamaktadır.
Ayrıca mağara içerisinde traverten havuzları ve birkaç gölcük bulunmaktadır. Bu gülcüklerden üç ve dört numaralı salonların girişindekiler zengin su varlığına sahiptir.
Mağaranın Havası
Mağaranın içerisinde belirgin bir hava hareketi sözkonusu değildir. Bu sebeple mağara havasının nem oranı ağız kısmından içeriye doğru gidildikçe nispi bir artış gösterir.Yapılan ölçümlerde bu artış oranı ağız kısmında %65, 1/a No'lu salonda %70,1/b no'lu salonda %75'e çıkmaktadır. Mağara havası yaz mevsiminde dışarıya göre daha serin, kışın biraz daha sıcak olmaktadır. Bu özellikleri ile mağara, küçük bir mikroklima alanı olarak düşünülmektedir.
Sonuç Olarak
Mağara damlataşı şekillerinin en güzel ve en görkemli, görenleri büyüleyici örneklerine sahiptir.
Mağara görenlerin tekrar görmek istedikleri, UNESCO'nun Dünya Miras Listesine girecek güzellikte ve değerde bir mekandır.
Bu nedenle Gümüşhane turizminin adeta dinamosu ya da lokomotifi durumundadır. Sağlık turizmi yönünden özellikle solunum rahatsızlıklarına (astım gibi) iyi gelmektedir. Karaca Mağarası 1996 yılında turizme açılmış ve bu güne kadar 500.000'in üzerinde yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmiştir.
Karaca Mağarası'nı görmek gerçekten insanlarımızın gezi envanterinde apayrı, gizem dolu, seyrine doyum olmayacak bir sayfa açmaktadır.
Camiler ve Kiliseler
Ayvalos Kilisesi:
Kilise, merkez ilçe sınırları içerisinde olup, Mescitli köyünden Arnavutlu Yaylası’na giderken yolun sağında yer almaktadır. Küçük, dikdörtgen planlıdır. Kapısı düz olup, üzerinde beşik tonozlu alınlığı vardır. İç duvarlardaki freskler halen belli olmakla birlikte, genelde tahrip olmuştur.
Hagios Georgios Manastır Kilisesi:
Hutura köyüne giden yolun sağında, tepe üstünde manastır kalıntısı ve kilise vardır. 14. yüzyılın ilk yarısında Trabzon Prensi Aleksios Komnenos yaptırmıştır. Kilise 1509'da keşiş Ananias, 1624'te Georgios Stratilatis tarafından onartılmıştır. Ayrıca Sultan II. Abdülhamit döneminde onarıldığını gösteren yazıtı da vardır. Haç planında, kubbeyle örtülü bir yapıdır. Apsis önüne yerleştirilen birer payeyle doğu-batı yönüne genişleme göstermiştir. Haç kolları beşik tonoz örtülüdür. Ana ve yan yüzler yarım sütunçelerle üç bölüme ayrılmış, bu bölümlere yuvarlak kemerli pencereler açılmıştır. Batı yönünde, ortada üstü kapalı sütunlu ana giriş vardır. Yapı, bitki (üzüm, kıvrık dal, palmiye), halat, ejder motifleri ile bezelidir. Pencere üstlerinde İsa'nın monogramları ve Aziz Georgios'un simgeleri işlenmiştir.
Küçük Cami:
Eski Gümüşhane yerleşim yerinde Süleymaniye Camii’nin arkasında bahçeler içindedir. Yapımıyla ilgili bilgiler kesin değildir. 12. yüzyıl başlarında Danişmendlilerin yöreye gelişlerinden sonra yapıldığı sanılmaktadır. Kare planlı, tek kubbelidir. Yaklaşık 10 m. yüksekliğindeki kubbe küçük taşlarla örülmüştür. Kapı ve pencereler yuvarlak kemerlidir. Sivri kemerli mihrap, gri renkte taştan yapılmıştır.
Olucak (İmera) Manastır Kilisesi:
İl merkezine 15 km. uzaklıktaki Olucak köyündedir. Olucak (İmera) köyü eski yerleşimdir. Manastır, yerleşim yerinde günümüze en sağlam gelen yapılardan biridir. köye hâkim geniş bir alana yapılmıştır. Bahçe duvarının kuzey bölümünde şapel ve bir kaç odacık bulunmaktadır. Yazıtında 1350 tarihinde yaptırıldığı belirtilmekle birlikte 19. yüzyıl içinde onarım gördüğü sanılmaktadır.
Panaghia (Meryem Ana) Manastır Kilisesi:
Torul ilçesinin, Büyük Çit Vadisinde, Çit Deresi'nin sol tarafındaki yamaç üzerindedir. Yüksek duvarlarla çevrili avlu ve kilise kalıntısı görülebilir. Khaldea Metropolitliği’ne bağlı 7 kiliseden biridir. Kiliseyi ilk kez 890-900 tarihleri arasında üç keşişin kurduğu bilinmektedir. Daha sonra Trabzon Komnenosları döneminde ve 19. yüzyılda onarılmıştır. Haç planlı yapının daire biçiminde üç apsisi vardır. Ana mekânı örten kubbe, Trabzon Ayasofya Kilisesi’ndekine benzemektedir.
Pavrezi Şapeli:
Merkez ilçe sınırları içerisinde bulunan şapel, Mescitli (Beşkilise) köyü yakınında Pavrezi'dedir. Küçük boyutlarda, dikdörtgen planlı, tek nefli bir yapıdır. Apsisin beşik tonozunda 1405'de yapıldığını gösteren yazıtı vardır. Yapı, iç duvarlarını süsleyen freskleri ile ünlüdür. Bu duvar resimlerinde, İncil’den alınan sahneler ve kilise büyükleri canlandırılmıştır. Bunlar son dönem Bizans resminin başarılı örnekleridir.
Sanata Çakallı Kilisesi:
Çakallı (Yaylaköy) yerleşim yerinin merkezinde yer almaktadır. Kilise üç nefli ve bazilika planlıdır. Kilisenin ana taşıyıcı duvarları genelde sağlamdır. Örtüsü tamamen yıkılmıştır. İki girişten biri batıda diğeri ise kuzeydedir. Işıklandırma dengeli bir biçimde yan duvarlar ve apsislere yerleştirilmiş pencerelerle sağlanmıştır. Köşelerde yontu taşı kullanılmıştır. Kilise 19. yüzyıl mimari özelliklerini taşımaktadır.
Santa Kiliseler Grubu (Dumanlı-Merkez):
Geçmişte önemli bir yerleşme yeri olan Santa (bugünkü adıyla Dumanlı) yerleşimi Gümüşhane'ye 45-50 km mesafede bulunmaktadır. Buradaki mahallelerden; Terzil'de St. Theodor Kilisesi, Binatlı'da İlyas Peygamber Kilisesi, İşhan'da St. Kiryaki Kilisesi ve İşhan Piştoflu'da St. Christopher Kilisesi, Çakallı'da Çakallı Kilisesi, Çinganlı'da St. Konstantinos ve St. Petros Kiliseleri önemli olanlarıdır. Bu kiliselerin 1860-1870'lerde yapıldığı tahmin edilmektedir. Özgün kapı, pencere çerçeveleri, kabartma haçları ve çan kuleleri ile ilgi çekici yapılardır.
Süleymaniye Camisi:
Eski Gümüşhane yerleşim yerinde, Süleymaniye Mahallesi’ndedir. Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı cami, onarımlar yüzünden özgünlüğünü yitirmiştir. Selçuklu geleneğini sürdüren dikdörtgen planlı yapı, mihrap önüne dikey uzanan üç neften oluşmaktadır. Kalın, silindirik gövdeli minare sağlamdır. Geçmişte 6 ahşap direğin taşıdığı düz toprak dam değiştirilmiş, çatıyla örtülmüştür. Camiye bitişik medrese günümüze ulaşamamıştır.
Çakırkaya (Kalur) Kaya Kilisesi:
Şiran ilçesinin Çakırkaya köyündedir. Kaya kütlesinin düzgün ve özenli bir işçilikle oyulmasıyla oluşturulmuştur. Doğu-batı yönünde üç nefli bazilika planındadır. Öbür yan duvarlarda yalancı kemerlerle devinim sağlanmıştır. Kilise önünde odalar, bitişiğinde bir kaya şapeli vardır. Ancak planı ve mimari öğelerinin Trabzon kiliseleriyle benzerliği göz önüne alınarak 14. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Ortadaki sütunlar yıkılmış durumdadır. Kaya kilisesi olması açısından ilginç bir örnektir.
Yorum