Beyazıt Öztürk, Kanal D’deki programında yaşadığı bir olayı anlattı: "Bir gün evden çıktım. Bir arkadaşım daha vardı yanımda, onun gazeteye gitmesi lazımdı. Dedim ki şöför arkadaşıma, ’Sen onu bırak, ben Maslak’ta ineyim, oradan dolmuşa binerim’ dedim. İndim Maslak’ta tam köşede. Dolmuşlar geliyor, durmuyor. Adam beni tanıyor, gülüyor. Arabalar geçiyor ’haaa’ falan yapıyorlar.
Garip bir durumda kaldım. Köprüyü geçeyim dedim. Köprüyü geçince sanayinin oradan binerim dedim. Köprünün üstüne çıkıyorum, iki üç tane birileri var. Yaklaştıkça 3 tane abla olduğunu gördüm. Hani böyle şey ablalarmış. Tam yanlarından geçerken bir tanesi dedi ki, ’Beyaz sen de mi?’. Dedim, ’Kolay gelsin’ falan. Ben en sonunda bir tane dolmuş buldum, durdurdum, bindim. Tıklım tıklım dolmuş. Elimi cebime bi attım cüzdan yok, para yok. Yani hayatımda ilk defa başıma geliyor, ne yapacağımı bilemedim. Diyorum ki şimdi, ’son durağa kadar gitsem, bütün dolmuş boşalınca desem ki, baba benim param yok’. Tek başıma dertleşsem diye düşünüyorum. Gidiyorsa Sultan Çiftliği’ne falan yandık yani. Baktım olacak gibi değil. Tam böyle iki kişi vardı şöförün yanında kalabalık. Eğildim, ’Baba nasılsın’ dedim. Baba, ’Sağol canım’ dedi, döndü. Tanımadı. En tanınacağım yer yani. Burada tanınmıyorsam bir daha kimse tanımasın yani. Yandaki abi zor durumda kaldığımı anladı, ’Baba tanımadın mı ağbiyi’ dedi. Bana, ’Sen bizim demirci İsmail’in oğlu musun?’ dedi. Aman Allahım, daha feci. Ağbi yine tanımadı, dolmuştaki ağbiler ’Baba Beyaz’ falan dediler. Ben dedim hemen ineyim, atladım aşağıya."
(televizyongazetesi)
Yorum