AFGANİSTAN gezisi sırasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a Afganistan Kralı bir tazı armağan ediyor.
1959’da Bayar tazıyı Gazi Orman Çiftliği’ne önce bakım için veriyor, bakım ücreti ödemeden, sonra yine Orman Çiftliği’ne satıyor. Bayar, kendisine armağan edilen tazı karşılığında 2000 sterling istiyor. Kayıtlara göre, çiftlik o sırada memurlara maaş ödemekte güçlük çekiyor. Ama, tazıyı satın alıyor.
Dönemin Tarım Bakanı Nedim Ökmen itiraz ederek, "alt tarafı bir it, bu kadar para eder mi" diyorsa da, sonuçta Bayar tazıyı devlete satıyor.
YASSIADA’DA CEZA
27 Mayıs sonrasında DP hükümeti ve milletvekilleri Yassıada’da Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanıyor.
Celal Bayar Anayasayı ihlal suçundan yargılananlar arasında. 6-7 Eylül olayları, Vatan Cephesi adı altında ülke yi cephelere bölmek, radyoyu tek taraflı kullanmak, yolsuzluklar, öğrenci olayları Anayasayı ihlal suçunun somut örnekleri arasında.
Yassıada’da Anayasayı ihlal suçlarına eklenen davalar arasında, armağan Afgan tazısının satışı da var. "Köpek Davası" olarak.
Afgan Tazısını sattığı için, Celal Bayar beş yıl hapse mahkum oluyor.
Asıl işlediği Anayasa’yı ihlal suçundan idama mahkum oluyor, Milli Birlik Komitesi idamı yaşam boyu hapse çeviriyor, sonra af çıkıyor, Bayar ve diğer DP bakan ve milletvekilleri serbest kalıyor.
Devlet büyüklerine verilen armağanlar, o büyüklerin başına daha sonra fena dertler açıyor. Afgan tazısı bunun en çarpıcı örneklerinden biri.
Armağanlara dikkat etmek gerek.
SINIR 250 DOLAR
Başkaları ne yapıyor?
70’li yıllarda Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil bir görüşmesinde Kissinger’a bir halı armağan ediyor. Üç bin dolarlık bir halı.
ABD’de armağan kodu var. ABD Başkanı, bakanlar, parlamanterler en fazla 250 dolar değerinde armağan kabul edebiliyor. 250 doları aşan armağanı kabul etmek suç.
Kissinger halıyı çok beğeniyor ve armağanı kabul ediyor. Nasıl?
250 doların üstünü, yani 2 bin 750 doları cebinden ödeyerek, bunu da resmi kayıtlara geçirerek.
Geçenlerde Tayyip Erdoğan Batının ahlakını eleştiriyor. Batının ahlakı işte bu. Armağan kabulu için belli kurallar getiriyor, her düzeydeki siyasi için.
Türkiye’nin böyle bir kodu yok. Armağan kabul kodu, Türkiye için lüks bir kavram.
YA UÇAKLAR
Armağanın bir adım ötesi var. Devlet büyüklerine ayrılan uçaklar.
Onlar özel uçak mı? Değil. Onlar özel kullanıma açık mı? Değil. O uçağı kullanan Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, her kim ise, devlet görevi nedeniyle kullanmak zorunda. Kendi özel gezisi ya da ***fi için değil.
Örneğin, ABD Başkanı golf oynamaya gidiyorsa, o uçağı kullanamıyor. Kullandığı anda, Başkanlığında sonun başlangıcı. Çünkü, yolsuzluk kabul ediliyor.
Türkiye’de devletin her kademesinde görev yapan sorumlular için, ama armağan, ama uçak kullanımı bir kod getirmek şart. Batının ahlakından yararlanmak üzere.
Yalçın DOÐAN
1959’da Bayar tazıyı Gazi Orman Çiftliği’ne önce bakım için veriyor, bakım ücreti ödemeden, sonra yine Orman Çiftliği’ne satıyor. Bayar, kendisine armağan edilen tazı karşılığında 2000 sterling istiyor. Kayıtlara göre, çiftlik o sırada memurlara maaş ödemekte güçlük çekiyor. Ama, tazıyı satın alıyor.
Dönemin Tarım Bakanı Nedim Ökmen itiraz ederek, "alt tarafı bir it, bu kadar para eder mi" diyorsa da, sonuçta Bayar tazıyı devlete satıyor.
YASSIADA’DA CEZA
27 Mayıs sonrasında DP hükümeti ve milletvekilleri Yassıada’da Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanıyor.
Celal Bayar Anayasayı ihlal suçundan yargılananlar arasında. 6-7 Eylül olayları, Vatan Cephesi adı altında ülke yi cephelere bölmek, radyoyu tek taraflı kullanmak, yolsuzluklar, öğrenci olayları Anayasayı ihlal suçunun somut örnekleri arasında.
Yassıada’da Anayasayı ihlal suçlarına eklenen davalar arasında, armağan Afgan tazısının satışı da var. "Köpek Davası" olarak.
Afgan Tazısını sattığı için, Celal Bayar beş yıl hapse mahkum oluyor.
Asıl işlediği Anayasa’yı ihlal suçundan idama mahkum oluyor, Milli Birlik Komitesi idamı yaşam boyu hapse çeviriyor, sonra af çıkıyor, Bayar ve diğer DP bakan ve milletvekilleri serbest kalıyor.
Devlet büyüklerine verilen armağanlar, o büyüklerin başına daha sonra fena dertler açıyor. Afgan tazısı bunun en çarpıcı örneklerinden biri.
Armağanlara dikkat etmek gerek.
SINIR 250 DOLAR
Başkaları ne yapıyor?
70’li yıllarda Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil bir görüşmesinde Kissinger’a bir halı armağan ediyor. Üç bin dolarlık bir halı.
ABD’de armağan kodu var. ABD Başkanı, bakanlar, parlamanterler en fazla 250 dolar değerinde armağan kabul edebiliyor. 250 doları aşan armağanı kabul etmek suç.
Kissinger halıyı çok beğeniyor ve armağanı kabul ediyor. Nasıl?
250 doların üstünü, yani 2 bin 750 doları cebinden ödeyerek, bunu da resmi kayıtlara geçirerek.
Geçenlerde Tayyip Erdoğan Batının ahlakını eleştiriyor. Batının ahlakı işte bu. Armağan kabulu için belli kurallar getiriyor, her düzeydeki siyasi için.
Türkiye’nin böyle bir kodu yok. Armağan kabul kodu, Türkiye için lüks bir kavram.
YA UÇAKLAR
Armağanın bir adım ötesi var. Devlet büyüklerine ayrılan uçaklar.
Onlar özel uçak mı? Değil. Onlar özel kullanıma açık mı? Değil. O uçağı kullanan Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, her kim ise, devlet görevi nedeniyle kullanmak zorunda. Kendi özel gezisi ya da ***fi için değil.
Örneğin, ABD Başkanı golf oynamaya gidiyorsa, o uçağı kullanamıyor. Kullandığı anda, Başkanlığında sonun başlangıcı. Çünkü, yolsuzluk kabul ediliyor.
Türkiye’de devletin her kademesinde görev yapan sorumlular için, ama armağan, ama uçak kullanımı bir kod getirmek şart. Batının ahlakından yararlanmak üzere.
Yalçın DOÐAN