Vatandaşın "...büs" Cefası!
19 Şubat 2008 Salı 01:07
İstanbul hızla gelişiyor. Artan nüfusuyla birlikte sorunlarının da hız kazandığı şehirde çözüm olacağı sanılan uygulamalar, yeni sorunların doğmasına neden oluyor.
Biraz da “kapımızın önü” diyerek, içinde yaşamaya çalıştığımız efsanevi şehrin başına gelenlerden dolayı başımıza gelenleri tartışalım istedim…
Bunu yapmak istediğimde, İstanbul Belediye Başkanı’nı kapısının önünü süpürürken, pislikleri tamamen ortadan kaldırmayı değil, halının altına süpürmeyi tercih ettiğini gördüm. Bir belediye başkanı olarak “çözüm üretti” görünebilmek adına vatandaşın kesesini düşünmeden ürettiği projelerde ununu eleyip eleği asan Başkan, geceleri ne kadar rahat uyuyor merak ediyorum doğrusu.
Neden mi?
İstanbul’a “metrobüs” geldi, biliyorsunuz.
Evet, ulaşımda gayet hızlı. Avcılar- Topkapı arası 25 dakika süren bir yolculuk yapıyorsunuz. Kendisi için yapılmış özel yoldan, trafiğe karışmadan gitmesi sebebiyle ulaşım aynı zamanda da güvenli…
Buraya kadar tamam. Bu projeyi destekliyor ve Boğaz Köprüsü’nden de geçerek Anadolu Yakası’nda da hızlı ve güvenli ulaşımı beliyoruz..
Bu arada sakın Ahmet Vardar’lık yapmaya çalıştığım zannedilmesin; çünkü, bunu yeterince yapan zaten var.
Bu metrobüs denen şey, hızlı ve güvenli…
Ve sadece E-5’ten gidiyor…
E-5 kıyısında oturanlar için mükemmel bir hizmet olduğu kesin.
Ya; tüm ilçelerde, iç kısımlarda, E-5’e gelene kadar aktarma yaparak minibüsten minibüse inip binen yolcular ne olacak?
Önceden bu yolcular, kendilerine en yakın duraktan minibüse binip Topkapı’ya kadar gidebiliyorlardı, aktarmasız.
Şimdi…
E-5’e çıkması yasaklanan Florya/Bakırköy, Küçükçekmece- Bakırköy/Topkapı; Güneşli- Bakırköy/Topkapı; Halkalı, İkitelli, Yenibosna-Topkapı/Bakırköy…. Ve diğer sayamadığım tüm ilçeler ve mahallelerinden hareket eden minibüsler…
Bunlar kaldırıldı…
Minibüslerin kaldırılmaması taraftarı değilim, trafiğe olumsuz katkılarından dolayı bir bayan sürücü olarak kaldırılmalarını da destekliyorum; fakat kendisine en yakın duraktan tek bir araçla örneğin Bakırköy’e gidebilen bir kişi şimdi; o bindiği minibüse binerek E-5 kadar gelmesi, oradan metrobüse aktarma yapması, Şirinevler’den de Bakırköy’e giden bir otobüse binerek neredeyse tüm araçları kullanması gerekecek.
Haa; E-5’e çıktıktan sonra da “metrobüse binmem” diyorsa, ikinci vasıta için yine otobüse binecek.
Bu esnada; kış, kar, kıyamet, ya da işiniz acil….
Taksiye binmeyi tercih etmeniz çok doğal…
Tabii; bunu istese de yapamayanları da düşünmek lazım.
Kaldı ki; öğrenciler, akbil kullananlar…
Vatandaşın çoğu, ilk kullanıma başlandığında akbilin yaygınlaşması için sunulan “aktarmalı seyahat etme” hakkı kaldırıldıktan sonra; bir yerden bir yere giderken su gibi tükenen jeton ve akbilin hesabını tutuyor. Bu aktarma sayıları ilçeden ilçeye, gidilen yere göre E-5’e çıkana kadar artış da gösterebiliyor.
Demem o ki; metrobüs, şimdiden kazılmaya başlayan istasyonları, değiştirilmeye çalışılan turnikeleri, yan yana dizilen üstgeçitleri, dönüş ve manevra alanlarının düzensizliği ile bir mühendislik harikası olmasa da olumlu bir buluş, ulaşımda kolaylık… Zamanı kısaltıp, masrafı çoğaltan bir ulaşım aracı…
Kaldırılan minibüslerin yerine, önce alternatif çözümler üretilseydi; metro güzergahları, mahalle ve ilçelere giren otobüslerin sayı ve seferleri arttırılsaydı da iki, hatta üç katına çıkan yol paralarının bir de dönüşü hesaplanırsa vatandaşın masrafı külfet haline gelmeseydi!
Nasıl olurdu, Sayın Başkanım?
Seferleri iptal edilen minibüs şoförlerinin bir de işsiz kalma durumu var; bir yandan hizmet götürelim derken, aileleri de aç bırakmamak gerekir, değil mi?
Biliyorsunuz terörün oluşmasında en büyük sebep, işsizlik… Buna da meydan vermemek lazım.
Siyaset, seçilerek hizmet verme mertebesine gelmek böyle bir şey işte…
Kıldan ince, kılıçtan keskin!
Yapılan bir ankette vatandaşın yüzde yetmişlerin üstünde onayını almak da bu sorumluluğu daha da fazla arttırmıyor mu?
Hem hizmet getireceksin, hem işsiz bırakmayacaksın, hem de ulaşımı vatandaşa ucuza mal edeceksin!
İnce iş velhasıl; bu iş kumanya, erzak, kömür vermeye benzemez.
Yapacaksan, incesini düşünerek yapacaksın…
iletisimarzusari@gmail.com
19 Şubat 2008 Salı 01:07
İstanbul hızla gelişiyor. Artan nüfusuyla birlikte sorunlarının da hız kazandığı şehirde çözüm olacağı sanılan uygulamalar, yeni sorunların doğmasına neden oluyor.
Biraz da “kapımızın önü” diyerek, içinde yaşamaya çalıştığımız efsanevi şehrin başına gelenlerden dolayı başımıza gelenleri tartışalım istedim…
Bunu yapmak istediğimde, İstanbul Belediye Başkanı’nı kapısının önünü süpürürken, pislikleri tamamen ortadan kaldırmayı değil, halının altına süpürmeyi tercih ettiğini gördüm. Bir belediye başkanı olarak “çözüm üretti” görünebilmek adına vatandaşın kesesini düşünmeden ürettiği projelerde ununu eleyip eleği asan Başkan, geceleri ne kadar rahat uyuyor merak ediyorum doğrusu.
Neden mi?
İstanbul’a “metrobüs” geldi, biliyorsunuz.
Evet, ulaşımda gayet hızlı. Avcılar- Topkapı arası 25 dakika süren bir yolculuk yapıyorsunuz. Kendisi için yapılmış özel yoldan, trafiğe karışmadan gitmesi sebebiyle ulaşım aynı zamanda da güvenli…
Buraya kadar tamam. Bu projeyi destekliyor ve Boğaz Köprüsü’nden de geçerek Anadolu Yakası’nda da hızlı ve güvenli ulaşımı beliyoruz..
Bu arada sakın Ahmet Vardar’lık yapmaya çalıştığım zannedilmesin; çünkü, bunu yeterince yapan zaten var.
Bu metrobüs denen şey, hızlı ve güvenli…
Ve sadece E-5’ten gidiyor…
E-5 kıyısında oturanlar için mükemmel bir hizmet olduğu kesin.
Ya; tüm ilçelerde, iç kısımlarda, E-5’e gelene kadar aktarma yaparak minibüsten minibüse inip binen yolcular ne olacak?
Önceden bu yolcular, kendilerine en yakın duraktan minibüse binip Topkapı’ya kadar gidebiliyorlardı, aktarmasız.
Şimdi…
E-5’e çıkması yasaklanan Florya/Bakırköy, Küçükçekmece- Bakırköy/Topkapı; Güneşli- Bakırköy/Topkapı; Halkalı, İkitelli, Yenibosna-Topkapı/Bakırköy…. Ve diğer sayamadığım tüm ilçeler ve mahallelerinden hareket eden minibüsler…
Bunlar kaldırıldı…
Minibüslerin kaldırılmaması taraftarı değilim, trafiğe olumsuz katkılarından dolayı bir bayan sürücü olarak kaldırılmalarını da destekliyorum; fakat kendisine en yakın duraktan tek bir araçla örneğin Bakırköy’e gidebilen bir kişi şimdi; o bindiği minibüse binerek E-5 kadar gelmesi, oradan metrobüse aktarma yapması, Şirinevler’den de Bakırköy’e giden bir otobüse binerek neredeyse tüm araçları kullanması gerekecek.
Haa; E-5’e çıktıktan sonra da “metrobüse binmem” diyorsa, ikinci vasıta için yine otobüse binecek.
Bu esnada; kış, kar, kıyamet, ya da işiniz acil….
Taksiye binmeyi tercih etmeniz çok doğal…
Tabii; bunu istese de yapamayanları da düşünmek lazım.
Kaldı ki; öğrenciler, akbil kullananlar…
Vatandaşın çoğu, ilk kullanıma başlandığında akbilin yaygınlaşması için sunulan “aktarmalı seyahat etme” hakkı kaldırıldıktan sonra; bir yerden bir yere giderken su gibi tükenen jeton ve akbilin hesabını tutuyor. Bu aktarma sayıları ilçeden ilçeye, gidilen yere göre E-5’e çıkana kadar artış da gösterebiliyor.
Demem o ki; metrobüs, şimdiden kazılmaya başlayan istasyonları, değiştirilmeye çalışılan turnikeleri, yan yana dizilen üstgeçitleri, dönüş ve manevra alanlarının düzensizliği ile bir mühendislik harikası olmasa da olumlu bir buluş, ulaşımda kolaylık… Zamanı kısaltıp, masrafı çoğaltan bir ulaşım aracı…
Kaldırılan minibüslerin yerine, önce alternatif çözümler üretilseydi; metro güzergahları, mahalle ve ilçelere giren otobüslerin sayı ve seferleri arttırılsaydı da iki, hatta üç katına çıkan yol paralarının bir de dönüşü hesaplanırsa vatandaşın masrafı külfet haline gelmeseydi!
Nasıl olurdu, Sayın Başkanım?
Seferleri iptal edilen minibüs şoförlerinin bir de işsiz kalma durumu var; bir yandan hizmet götürelim derken, aileleri de aç bırakmamak gerekir, değil mi?
Biliyorsunuz terörün oluşmasında en büyük sebep, işsizlik… Buna da meydan vermemek lazım.
Siyaset, seçilerek hizmet verme mertebesine gelmek böyle bir şey işte…
Kıldan ince, kılıçtan keskin!
Yapılan bir ankette vatandaşın yüzde yetmişlerin üstünde onayını almak da bu sorumluluğu daha da fazla arttırmıyor mu?
Hem hizmet getireceksin, hem işsiz bırakmayacaksın, hem de ulaşımı vatandaşa ucuza mal edeceksin!
İnce iş velhasıl; bu iş kumanya, erzak, kömür vermeye benzemez.
Yapacaksan, incesini düşünerek yapacaksın…
iletisimarzusari@gmail.com