Her yıl Mart ayının ilk haftası Yeşilay Haftası olarak kutlanmaktadır. Bilindiği üzere Yeşilay Haftası’nda alkol, sigara ve uyuşturucu maddeler başta olmak üzere tüm kötü alışkanlıklar konusu işlenmektedir. Konunun önemi nedeniyle ilimizdeki ilköğretim okullarının 8.Sınıf, lise 1.Sınıf öğrencilerine yönelik “Sigara ve Sağlık” konulu eğitimler düzenlenerek hafta boyunca ve sonrasında bütün öğrencilerimize ulaşmayı hedefledik. Ayrıca, halkın görebileceği yerlere konu ile ilgili afişler asıldı.
Alkol, sigara ve uyuşturucu maddelerin bağımlılık yaptığı kesindir. “Sadece bir kez deneyeceğim, ben kontrollü biriyim, ben asla alışmam, ben zayıf bir insan değilim” tarzındaki düşünceler bağımlılığa giden yolun başlangıcındaki yanlış inançları oluşturur. Bütün mücadelelere rağmen her geçen yıl sigara, içki ve uyuşturucunun çeşitli yönlerden meydana getirdiği tahribat büyük boyutlara ulaşmış bulunmaktadır. Sigaranın kullanım yaşı sekizlere, içki kullanma ve tiner koklama yaşı ise 11’lere kadar düşmüştür. Zararlı alışkanlıklar bayanlar arasında da süratle yaygın hale gelmeye başlamıştır.
Ülkemizde yaklaşık 21 milyon insan sigara kullanmakta ve sebep olduğu hastalıklardan da yılda 165 bin kişi hayatını kaybetmektedir. Geçen yıllara nispetle ülkemizde sigara kullanımında büyük artışlar olmuş, bu oran % 50’leri aşmıştır. Alkolün sebep olduğu tahribat da, sigaradan geri kalmamaktadır. Türkiye’de trafik kazalarının % 60’ında fazlasının sebebi alkollü araç kullanmaktan kaynaklanmaktadır. Uyuşturucu ve tiner bağımlılığındaki artışlar da dikkat çekicidir.
Sigara, alkol ve uyuşturucu maddelere bağımlılığın oluşmasında bir takım risk faktörleri vardır. Bunlar;
Kalıtım: Son zamanlarda yapılmış çalışmalar genetik bir yatkınlığın varlığından söz etmektedir. Bu maddeleri kullanan anne-babaların kardeşlerinde ve çocuklarında topluma göre daha yüksek oranda zararlı madde bağımlılığı görülmektedir.
Çocukluk dönemine ait risk faktörleri: Anne ve babanın denetim eksikliği, okul başarısızlığı, çocukluk döneminde özellikle erkeklerde davranış bozukluğu ve saldırganlık zararlı alışkanlıklar konusunda risk faktörleridir.
Ergenlik dönemine ait risk faktörleri: Ergenlik dönemi sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı açısından en önemli gelişim dönemidir. Çünkü ergenlik sosyal, biyolojik değişmelerin ve duygusal dalgalanmaların yaşandığı, aile ve toplum ile çatışmaların belirginleştiği, arkadaşlıkların önem kazandığı çalkantılı bir dönemdir. Gençler; bu dönemin en belirgin özelliği olan “kimlik arayışı ve bunalım” sürecini yaşamaktadırlar.
Erişkin dönemi ve sosyal çevreye ait risk faktörleri: Büyük şehirlerde yaşamak önemli risk faktörüdür. Bunun nedeni alkol, sigara ve uyuşturucu maddelerin daha kolay temin edilmesi ve ekonomik düzeyle ilgilidir. Eğitim seviyesinin düşük olması bu riski artırdığı, evli olmanın bu riski azalttığı kabul edilmektedir.
Alkol, sigara ve zararlı maddelere başlamaya özellikle gençlerde merak, arkadaş baskısı, arkadaşlar tarafından kabul görme isteği, bir gruba ait olma isteği, sorunlardan uzaklaşma ve kendini ispat etme fikri’nin neden olduğu görülmektedir.
Zararlı maddelerin kullanımına ilişkin alışkanlıklar vücudumuzun tüm organlarına zarar vermektedir.
Sigaranın sağlığımıza verdiği zararlar;
• Dil, damak, akciğer, mesane kanserine sebep olur.
• Sindirimi zorlaştırır ve mide ülserine sebep olur.
• Ağız ve diş hastalıklarına sebep olur.
• Akut ve kronik bronşite sebep olur.
• Damar sertliğine, kalp krizine ve çeşitli kalp hastalıklarına yol açar.
• Vücut direncini kırar ve hastalıklara daha çabuk yakalanmamıza yol açar.
• Hamile bayanların sigara kullanması sonucunda düşüklere ve ölü doğumlara sebep olabilir, bebekte çeşitli anomalilere yol açabilir.
Alkolün sağlığımıza verdiği zararlar;
• Karaciğeri tahrip eder ve siroza neden olur.
• Beyni tahrip eder, sinir sistemini bozar, yürüme ve konuşma bozukluklarına, ellerde titremeye yol açar.
• Anne ve babası alkolik olan çocuklarda zihinsel ve bedensel gelişim geriliği sıkça görülmektedir.
• Kalp ve kan dolaşımında tahribat, üreme organlarındaki tahribat nedeniyle kısırlık ve iktidarsızlık, zamanla çeşitli akıl ve ruh hastalıkları görülür.
Uyuşturucu maddelerin sağlığımıza verdiği zararlar;
• Solunum durmasına neden olabilir.
• Yüksek dozla bilinç kaybına, komaya hatta ölüme sebep olabilir.
• Zamanla ciddi fiziksel ve ruhsal bozukluklara sebebiyet verir.
• Çeşitli beyin hastalıklarına yol açar.
• İğne şeklinde kullananlar sarılığa ve çağımızın vebası olan AIDS hastalığına yakalanabilirler.
Sigara, alkollü içki ve her türlü bağımlılık yapan uyuşturucu maddelerin insan sağlığına, ekonomiye, aile huzuruna, milli ahlak ve savunma gücüne verdiği zararlar bugün rakamlara sığdırılamaz hale gelmiştir. Sigara ve alkol sağlımıza zararlarının yanında kullananların cebine ve ülke ekonomisine de büyük zararlar vermektedir.
Alışkanlıklarda ilk adım ve tadım son derece önemlidir. Kötü alışkanlıkların tecrübesi yoktur. Anne ve babaların bu konuda önemli sorumlulukları vardır. Çocuklarında meydana gelen ani karakter, davranış değişiklikleri ve her zamankinden fazla para harcamalarında iyi bir gözlemci olup, ilgilerini esirgememelidirler. Gerektiğinde mutlaka bir uzmana danışılmalıdır. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi bütün kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak hepimiz için toplumsal görev kabul edilmeli ve herkes bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
Alkol, sigara ve uyuşturucu maddelerin bağımlılık yaptığı kesindir. “Sadece bir kez deneyeceğim, ben kontrollü biriyim, ben asla alışmam, ben zayıf bir insan değilim” tarzındaki düşünceler bağımlılığa giden yolun başlangıcındaki yanlış inançları oluşturur. Bütün mücadelelere rağmen her geçen yıl sigara, içki ve uyuşturucunun çeşitli yönlerden meydana getirdiği tahribat büyük boyutlara ulaşmış bulunmaktadır. Sigaranın kullanım yaşı sekizlere, içki kullanma ve tiner koklama yaşı ise 11’lere kadar düşmüştür. Zararlı alışkanlıklar bayanlar arasında da süratle yaygın hale gelmeye başlamıştır.
Ülkemizde yaklaşık 21 milyon insan sigara kullanmakta ve sebep olduğu hastalıklardan da yılda 165 bin kişi hayatını kaybetmektedir. Geçen yıllara nispetle ülkemizde sigara kullanımında büyük artışlar olmuş, bu oran % 50’leri aşmıştır. Alkolün sebep olduğu tahribat da, sigaradan geri kalmamaktadır. Türkiye’de trafik kazalarının % 60’ında fazlasının sebebi alkollü araç kullanmaktan kaynaklanmaktadır. Uyuşturucu ve tiner bağımlılığındaki artışlar da dikkat çekicidir.
Sigara, alkol ve uyuşturucu maddelere bağımlılığın oluşmasında bir takım risk faktörleri vardır. Bunlar;
Kalıtım: Son zamanlarda yapılmış çalışmalar genetik bir yatkınlığın varlığından söz etmektedir. Bu maddeleri kullanan anne-babaların kardeşlerinde ve çocuklarında topluma göre daha yüksek oranda zararlı madde bağımlılığı görülmektedir.
Çocukluk dönemine ait risk faktörleri: Anne ve babanın denetim eksikliği, okul başarısızlığı, çocukluk döneminde özellikle erkeklerde davranış bozukluğu ve saldırganlık zararlı alışkanlıklar konusunda risk faktörleridir.
Ergenlik dönemine ait risk faktörleri: Ergenlik dönemi sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı açısından en önemli gelişim dönemidir. Çünkü ergenlik sosyal, biyolojik değişmelerin ve duygusal dalgalanmaların yaşandığı, aile ve toplum ile çatışmaların belirginleştiği, arkadaşlıkların önem kazandığı çalkantılı bir dönemdir. Gençler; bu dönemin en belirgin özelliği olan “kimlik arayışı ve bunalım” sürecini yaşamaktadırlar.
Erişkin dönemi ve sosyal çevreye ait risk faktörleri: Büyük şehirlerde yaşamak önemli risk faktörüdür. Bunun nedeni alkol, sigara ve uyuşturucu maddelerin daha kolay temin edilmesi ve ekonomik düzeyle ilgilidir. Eğitim seviyesinin düşük olması bu riski artırdığı, evli olmanın bu riski azalttığı kabul edilmektedir.
Alkol, sigara ve zararlı maddelere başlamaya özellikle gençlerde merak, arkadaş baskısı, arkadaşlar tarafından kabul görme isteği, bir gruba ait olma isteği, sorunlardan uzaklaşma ve kendini ispat etme fikri’nin neden olduğu görülmektedir.
Zararlı maddelerin kullanımına ilişkin alışkanlıklar vücudumuzun tüm organlarına zarar vermektedir.
Sigaranın sağlığımıza verdiği zararlar;
• Dil, damak, akciğer, mesane kanserine sebep olur.
• Sindirimi zorlaştırır ve mide ülserine sebep olur.
• Ağız ve diş hastalıklarına sebep olur.
• Akut ve kronik bronşite sebep olur.
• Damar sertliğine, kalp krizine ve çeşitli kalp hastalıklarına yol açar.
• Vücut direncini kırar ve hastalıklara daha çabuk yakalanmamıza yol açar.
• Hamile bayanların sigara kullanması sonucunda düşüklere ve ölü doğumlara sebep olabilir, bebekte çeşitli anomalilere yol açabilir.
Alkolün sağlığımıza verdiği zararlar;
• Karaciğeri tahrip eder ve siroza neden olur.
• Beyni tahrip eder, sinir sistemini bozar, yürüme ve konuşma bozukluklarına, ellerde titremeye yol açar.
• Anne ve babası alkolik olan çocuklarda zihinsel ve bedensel gelişim geriliği sıkça görülmektedir.
• Kalp ve kan dolaşımında tahribat, üreme organlarındaki tahribat nedeniyle kısırlık ve iktidarsızlık, zamanla çeşitli akıl ve ruh hastalıkları görülür.
Uyuşturucu maddelerin sağlığımıza verdiği zararlar;
• Solunum durmasına neden olabilir.
• Yüksek dozla bilinç kaybına, komaya hatta ölüme sebep olabilir.
• Zamanla ciddi fiziksel ve ruhsal bozukluklara sebebiyet verir.
• Çeşitli beyin hastalıklarına yol açar.
• İğne şeklinde kullananlar sarılığa ve çağımızın vebası olan AIDS hastalığına yakalanabilirler.
Sigara, alkollü içki ve her türlü bağımlılık yapan uyuşturucu maddelerin insan sağlığına, ekonomiye, aile huzuruna, milli ahlak ve savunma gücüne verdiği zararlar bugün rakamlara sığdırılamaz hale gelmiştir. Sigara ve alkol sağlımıza zararlarının yanında kullananların cebine ve ülke ekonomisine de büyük zararlar vermektedir.
Alışkanlıklarda ilk adım ve tadım son derece önemlidir. Kötü alışkanlıkların tecrübesi yoktur. Anne ve babaların bu konuda önemli sorumlulukları vardır. Çocuklarında meydana gelen ani karakter, davranış değişiklikleri ve her zamankinden fazla para harcamalarında iyi bir gözlemci olup, ilgilerini esirgememelidirler. Gerektiğinde mutlaka bir uzmana danışılmalıdır. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi bütün kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak hepimiz için toplumsal görev kabul edilmeli ve herkes bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.