Başbakan'a açık mektup

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • anterior
    Senior Member
    • 06-11-2006
    • 6453

    Başbakan'a açık mektup

    Genç cumhuriyetin rahmetle andığımız sanayi öncülerinden Vehbi Koç'un başbakanlara gönderdiği mektupları, Sakıp Sabancı'nın medya önünde iktidarlara yönelik eleştirilerini anımsatır, "ciğerden" gelen bir ses, onu sizinle paylaşacağım.

    "Başbakan'a açık mektup" yazan Pet Holding Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güntekin Köksal'ın sözcükleri yer alacak burada. Mektuba köşemde yer vermemdeki en önemli kriter; samimi bir vatandaş olarak gördüğüm Köksal'ın adının bugüne kadar hiçbir siyasetçiyle birlikte anılmaması ve servetinin kaynağının bilgiyle donatılmış emek olduğunu bilmem.

    Üreten ve düşünen insanların sesi diye okudum mektubu, aynen aktarıyorum:


    "Ankara, 14 Şubat 2008

    Sn. Recep Tayyip Erdoğan
    T.C. Başbakanı
    Başbakanlık/Ankara

    Sayın Başbakan,

    Ben müsaadenizle önce kısaca kendimi tanıtayım. 77 yaşında bir işadamıyım. Devlet bursu ile Avrupa'da okudum. Maden ve petrol konularında 2 master yaptım. Yurda döndükten sonra 10 senesi Batman'da olmak üzere 17 sene TPAO'da çalıştım. 34 senedir de 1974'te kurduğum Pet Holding şirketlerini yönetiyorum. SSCB, Almanya, Rusya, Kazakistan, Azerbaycan ve Yemen'de başarılı yatırımlar yaptım. Halen Türkiye, Kuzey Irak ve Yemen'de çok değerli sahalarda petrol üretimi yatırımlarım var.

    Çeşitli konularda ilklere imza atan, girişken bir müteşebbisim. Risk alırım. Memleketimi çok severim. Hiç sigortasız adam çalıştırmam, vergi kaçırmam... Çok eski ve köklü bir aileden geliyorum. Dedelerim, sadrazam, vezir, asker olarak ülkemize hizmet etmiştir. Atatürk ve devrimlerine çok bağlıyım. Atatürk olmasaydı ve bu devrimleri yapmasaydı bugün bizim dinimiz ve ismimizin de aynı kalması imkânı olmadığına inanırım. Kısacası yüzde yüz bir Atatürk çocuğuyum.

    Allah'a inancım tamdır. Allah'ın dürüst, çalışkan, doğru insanların daima yanında olduğuna tecrübelerimle de inanırım. Türkiye'den kolay kolay vatan haini çıkmaz. Sizin ülkenizi sevdiğinize ve kendi stilinizde ülkemizi kalkındırmaya çalıştığınıza inanıyorum. Zeki, çalışkan ve çok karizmatik bir karaktere sahip olduğunuzu da biliyorum. Ancak ülkenin bugünkü durumunu üzülerek söyleyeyim ki hiç iyi görmüyorum. Hemen sinirlendiğinizi, kızdığınızı ve söylendiğinizi görüyorum. Medyaya sinirli, sert, kırıcı beyanatlar veriyorsunuz. Bir başbakanın her dakika sinirlenmeye hakkı yoktur. Ülke bölünüyor... Biz ve onlar diyorsunuz. Bu ne demek? Tarihimizde hiçbir başbakan halka böyle hitap etmemiştir. Kendinize hâkim olun!

    Senelerce üniversitelerde hocalık yaptım. Konferanslar verdim. Hâlâ da üniversitelerde konferanslar veririm. Babanız yaşındayım. Hocayım... Bu yüzden hiçbir işadamının yapamadığı bu ikazları yapmaya hakkım var.

    Küçük bir vakfımızda her sene 25-30 üniversite çocuğuna burs veririz.

    Sayın Başbakan!

    Müsaadenizle size birtakım tavsiyelerde bulunuyorum:
    Bugün çok güçlüsünüz. Ya yarın? Allah bilir!!!
    İnsanlar kendilerini en güçlü hissettikleri zamanlarda en büyük hataları yaparlar. Tarihte bu husus defaatla sabittir. Ancak şu atasözünü hiç unutmayın!

    "Böbürlenme padişahım, senden büyük Allah var"
    "Keskin sirke küpüne zarar verir!" Sinirlerinize hâkim olun! Bağırıp çağırıp kötü konuşmayın. İnsan kalbi sırça gibidir. Kırdığınızda tamiri imkânsızdır. Çok ağır konuşuyorsunuz. Aydınlara, medyaya, yargıya, üniversitelere değer verin, görüşün, fikirlerini alın! Onlar da bu memleketin çocukları!!! Onların fikirleri, görüşleri, bilgileri, tavsiyeleri etrafınızdaki çok kişiden daha değerli olabilir. Her güçlü kişinin etrafının "evet efendimciler", "dalkavuklar" tarafından sarılmış olduğunu bilmeniz lazım.

    Etrafınızdakilerin çoğunluğu her şeyi size soruyorlar. Her şeyi hiç kimse bilemeyeceği gibi siz de bilemezsiniz. Bilmediklerinizi açıkça söyleyin. Her hususta fikir beyan etmeyin, danışın, öğrenin. Monolog yapıyorsunuz. Diyalog yapmaya çalışın! Hayvanlar koklaşarak, insanlar konuşarak anlaşırlar. Sadece sizin gibi düşünenleri işlerin başına getirmeyin! Bugün birçok kamu müessesemizin işi bilmeyenler tarafından yönetildiğini görüyorum. Kadrolaşmayın! Sadece sempatizanlarınızı veya öyle görünenleri kadrolara yerleştirmeyin. "Hayır! Yapmıyorum!" demeyin. Ben Ankara'da yaşıyorum. Duyuyor, kontrol ediyor ve görüyorum. Kapasitesiz, bilgisiz insanlar önce memlekete, sonra size zarar verir.

    Diktatörleşmeyin! Milletvekillerinize dahi beyanat vermeyi yasaklamayın! Medyayla, aydınlarla, yargıyla, askerle, üniversitelerle inatlaşmayın.

    Sadece türban serbestliğini Anayasa'mızda değiştirmek dahi AB'ye girmemize büyük bir engel olacaktır.

    Laikliğe, sizin tabiriniz ile ciğerden inanın, güvenin. Laiklik dini özgürlüklerin değişmez kanunudur.

    Bir hadis-i şerif diyor ki: "Cenab-ı Hak sevdiği yöneticilerin yanına açık sözlü danışmanlar nasip eder, sevmediklerine de dalkavuklar musallat eder."

    Sıkça bahsettiğiniz büyük Türk düşünürü Edebali Hazretleri'nin öğütlerini bir kez daha okumanızı, içtenlikle tavsiye ediyorum.

    Saygılarımla...

    Prof. Dr. H. Güntekin Köksal
    Pet Holding
    Yönetim Kurulu Başkanı"

    syilmaz@milliyet.com.tr
  • cunuyil
    Senior Member
    • 27-09-2005
    • 7297

    #2
    Konu: Başbakan'a açık mektup

    Bu eleştirilerin bazı kısımlarını makul bulmakla birlikte,syilmaz@milliyet.com.tr mail adresi olan köşe yazarının eline nasıl geçtiğini merak ettim doğrusu...:confused:

    Bu
    mektup Başbakan'a mı yoksa Milliyet Gazetesi'ne mi yollanmış!!!

    Yorum

    • ozkandonmez
      Administrator

      • 30-12-2002
      • 47324

      #3
      Konu: Başbakan'a açık mektup

      Orası şüpheli, nasıl ele geçtiği ise tam bir muamma.
      Üyelere Özel Konuları Görebilmek İçin Lütfen ÜYE GİRİŞİ Yapınız

      Yatırım, bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır.
      Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.
      Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.ozmena.net web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.

      HAYDI IPTV YAPALIM

      TBS 6991 Dual Tuner Dual CI Tv kartı linux sürücü yükleme

      LÜTFEN OKUYUN

      Yorum

      • anterior
        Senior Member
        • 06-11-2006
        • 6453

        #4
        Konu: Başbakan'a açık mektup

        Mektup, başında da "açık" ifadesiyle belirtildiği gibi, kamuoyu ile paylaşılmak suretiyle ve medya yoluyla Başbakanlık makamına iletilmiştir.

        Mektubu köşesinde yayınlayan yazar, Milliyet gazetesinden Serpil Yılmaz'dır.

        Mektup ayrıca; Haber3, Haberodası, Fikiryolu gibi pekçok sitede de yayınlanmıştır.

        Devamında yaşanılan gelişmeleri konu aldığı köşe yazısı da aşağıdadır..

        Yorum

        • anterior
          Senior Member
          • 06-11-2006
          • 6453

          #5
          Konu: Başbakan'a açık mektup



          Aydınları inkâr ediyorlar

          Pet Holding Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güntekin Köksal'ın bu köşeden gönderdiği "Başbakan'a açık mektup", (17 Şubat) internet üzerindeki yolculuğunu sürdürüyor. "Ülke bölünüyor" başlığı ile verdiğim mektubun üzerinden 10 güne yakın bir zaman geçti.

          Son 10 yılı Batman'da olmak üzere 17 yıl TPAO'da çalışan ve 43 yaşında kendi şirketini kuran (1974) Köksal, eczacı ve bestekâr olan eşi Pınar Köksal'la birlikte çok yoğun bir mesai içine girdi. Çok destek mektubuna ve telefona cevap verdiler.

          Köksal mektupla birlikte neler yaşıyor? Maliyeciler geldiler mi? Hatta bu mektubu yazmaya nasıl karar verdi?

          "Bu yaşta ofsayttan kahraman oldum" espirisi yapan Köksal'dan soruların yanıtını almak istiyorum, aramızda şu konuşma geçiyor:

          Bana gelen mesajlarda görüyorum ki, size "Güntekin Bey" değil, "Köksal Abi" diye hitap ediliyor.

          İki Güntekin'dik. İTÜ'ye aynı zamanda girdik, TPAO'da birlikte işe başladık. Arkadaşlarım o nedenle bana "Köksal" dediler. Avrupa da soyadını kullanıyor. Uzun yıllar kaldığım Avrupa'da da "Köksal" devam etti, alıştım.
          Mektubu yazmaya nasıl karar verdiniz?

          Uzun zamandır düşünüyordum, türban meselesinin yol açtığı gerginlik sadece tetikleyici oldu. Ekonominin kötüye gittiğini, sosyal güvenlik sisteminin Türkiye'yi batırdığını, Türkiye'nin iyi idare edilmediğini düşündüm. Yazarken, kırıcı olmamaya özen gösterdim. Siyasi bir adam değilim. Bir gün oturdum, tık tık tık yazdım. Bir saatte mektubu bitirdim, düzeltmedim bile. İş yerinde bürokrat kökenli arkadaşlarım var, onlara sordum ve size gönderdim.

          Maliyeciler gelirse

          İlk tepki kimden geldi?

          Yakın bir meskektaşım aradı, sonra akrabalarım. Aldığım tepkilerin tamamı "Altına imzamı atarım" mealinde oldu. Yalnız bir itiraz geldi. "Türban meselesini bu şekilde götürürseniz, Türkiye'yi AB'ye almayacaklar" demiştim, "Her halde Müslüman değilsin, Müslümanlar'dan özür dilemelisin" diye yazmış birisi. Çok kişi de "Maliyeciler peşini bırakmaz" dedi. Böyle bir endişem olsa, yoğurdu üfleyerek yerim.

          Başbakan geçenlerde "seçkinler bizi anlamadılar. Onlara sabrediyoruz" dedi. Bu sözden alındınız mı?

          Hâlâ "biz ve onlar" demeyi sürdürüyorlar. Elbette seçkinim. Dedelerim, sadrazam, vezir, asker olarak ülkemize hizmet etmiştir. İş yerimin duvarında soy ağacım duruyor. Demokratik katılımcılık prensibinin seçkin veya fukara olmak gibi bir kriteri mi var? Aynı zamanda bilim adamıyım. İyi ki cahil kalmamışım, devletim bana burs vermiş, okumuşum. Memleketime yararlı olabiliyorum. Bütün isteğim, petrolü Türkiye'ye getirmek. Bunun için çalışıyorum.

          İsimlerini açıklayamam

          Bu mektuptan vazife çıkaran oldu mu?

          Genç arkadaşlarım daha heyecanlı. 77 yaşındayım, siyasi değilim. Muhalefetin yeterli olmadığını görenler, "neler yapılabilir" diye tartışıyor. En büyük işadamlarından, hukuk adamlarından, siyasilerden, üniversite çevresinden destek mektupları aldım. AKP'lilerden de aradılar. İsimlerini açıklamam yakışık almaz.

          Meclis'te yüzde 80'e ulaşan bir çoğunluğa ulaşan parti, eleştirilerinizi dikkate almalı mıydı?

          Almalıydı. Yüzde 80 de olsa, aydınları inkâr ediyorlar. Aydınlar olmasaydı, memleket gelişemezdi. Benim adım Yorgo ya da George olurdu. Seçkinlere, aydınlara, bilim adamlarına, yargıya, hocalara değer vermiyorlar. Yüzde 20'nin içinde toplumu yönlendirme yeteneğine sahip aydınlar var. Bir milletin aydınlarını nasıl kendine karşı bir hale getirirsin. Millet sadaka kabul edecek vaziyete düştü.

          Sizi destekleyen işadamları neler diyorlar?

          "Çok iyi yazmışsın, az bile yazmışsın. Biz de yazmak isterdik ama korkuyoruz" diyorlar.

          Kriz çok büyük!

          Bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

          Çok asabiyim. Olayları beğenmiyorum. Çok büyük bir kriz Türkiye'ye girdi. Herkesin bilidiğini tekrarlamayayım. Herkes paraları kısmışsa, bu gemi nasıl yürür bilmiyorum. Bir bez parçasının arkasında oturuyoruz.

          Kuzey Irak kara harekatı, Türkiye-Irak ekonomik ilişkilerini etkiliyor mu? Sizin de Kuzey Irak petrol sahalarınız bulunuyor.

          Neçirvan Barzani'nin (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı) açıklamaları daha makul, Mesut Barzani ise oradaki topluluğun başı. O nedenle farklı konuşuyor ama anlamak gerekir. Biz Ruslar'a karşı Çeçenler'i korumadık mı? Hem Barzani, hem de Talabani bölgesindeki sahalarımızda jeofizik çalışmaları sürüyor, sondajlar bitti. Türkiye 50 milyar dolara yakın petrol parası ödüyor. En büyük açığımız petrolden kaynaklanıyor. Petrolün varili 20 dolardan 100 dolara çıktı. Enerjiyi halletmek lazım. Başbakan da ifade etti, Kuzey Irak'ta alt düzeyde ilişkiler kuruluyor. TPAO'nun Irak'ın petrol ve gazına ilgisi sürüyor. Irak Petrol Kanunu'nun çıkmasını bekliyorlar.

          Muhalefet partileri liderleri aradılar mı?

          Yaşar Nuri Öztürk televizyonda açıkladığı için adını verebilirim. Arayanlar oldu.

          syilmaz@milliyet.com.tr

          Yorum

          • ali_ekber
            Member
            • 15-11-2004
            • 2525

            #6
            Konu: Başbakan'a açık mektup

            başlık da yazdığı gibin açık mektup
            belkin her tarafa aynısını göndermiştir

            Yorum

            İşlem Yapılıyor