Fakir giyimli bir kadın, yüzünde bir hüzünle bir manava girer. Dükkan sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır. Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve çocukları ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler. Manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkanını terk etmesini ister.
Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek, "Lütfen.." der, "paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim."
Manav, kendisine veresiye veremeyeceğini, çünkü onun eski bir müşterisi olmadığını, kendisinde bir hesabının bulunmadığını söyler.
O sırada dükkanın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçere girerek manava yaklaşır ve "Ben o kadının almak istediklerine kefilim" der. "Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver."
Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve "Bir alış-veriş listen var mıydı?" diye sorar.
Kadın "Evet, vardı" der.
"Tamam" der manav. "Şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım!"
Kadın bir an duraksar, sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine bir şeyler karalanmış bir kağıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı hala öne eğiktir.
Manavın ve diğer müşterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür.
Manav müşteriye dönerek, kısık bir sesle, "İnanamıyorum!" der. İnanılacak gibi değildir. Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştır ama nafile, diğer kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır.
Terazinin kefesi artık üzerindekileri almayacak kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler yazılmış kağıdı eline alır ve okur. Bir de bakar ki orda bir alış-veriş listesi yoktur. Sadece bir dua yazılıdır.
"Allahım, neye ihtiyacım olduğunu sen bilirsin, kendimi senin ellerine teslim ediyorum."
Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür. Kadın kendisine teşekkür ederek dükkandan ayrılır. Müşteri manavın eline elli lira tutuştururken, "Her kuruşuna değdi" der.
Daha sonra manav, terazisinin kefelerinin kırılmış olduğunu görür.
Duanın ne kadar ağır çektiğini sadece Allah bilir. Dua bizim için hiçbir maliyeti olmayan bedava bir hediyedir.
Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek, "Lütfen.." der, "paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim."
Manav, kendisine veresiye veremeyeceğini, çünkü onun eski bir müşterisi olmadığını, kendisinde bir hesabının bulunmadığını söyler.
O sırada dükkanın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçere girerek manava yaklaşır ve "Ben o kadının almak istediklerine kefilim" der. "Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver."
Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve "Bir alış-veriş listen var mıydı?" diye sorar.
Kadın "Evet, vardı" der.
"Tamam" der manav. "Şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım!"
Kadın bir an duraksar, sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine bir şeyler karalanmış bir kağıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı hala öne eğiktir.
Manavın ve diğer müşterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür.
Manav müşteriye dönerek, kısık bir sesle, "İnanamıyorum!" der. İnanılacak gibi değildir. Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştır ama nafile, diğer kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır.
Terazinin kefesi artık üzerindekileri almayacak kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler yazılmış kağıdı eline alır ve okur. Bir de bakar ki orda bir alış-veriş listesi yoktur. Sadece bir dua yazılıdır.
"Allahım, neye ihtiyacım olduğunu sen bilirsin, kendimi senin ellerine teslim ediyorum."
Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür. Kadın kendisine teşekkür ederek dükkandan ayrılır. Müşteri manavın eline elli lira tutuştururken, "Her kuruşuna değdi" der.
Daha sonra manav, terazisinin kefelerinin kırılmış olduğunu görür.
Duanın ne kadar ağır çektiğini sadece Allah bilir. Dua bizim için hiçbir maliyeti olmayan bedava bir hediyedir.
Yorum