Peki Almanya’da neler oluyor? Her fırsatta Türkiye’ye akıl veren Avrupa, Almanya’nın Türkler’e karşı giriştiği ve Alman bakanlar tarafından dile getirilen ‘en iyi entegrasyon asimilasyondur’ tezine karşı sessiz? Türklere karşı girişilen “fiili yok etmeye” neden tepkisiz?
Sevgili dostlar, “Türkler’e karşı girişilen olayların” arkasında “bilinçli” bir politika söz konusu ve şu anda elimde Almanya’daki Türk vatandaşları tarafından hazırlanmış, bana gönderilmiş birçok dosya var.
Hepsini sizlere aktarmak mümkün değil. Bazı bölümleri paylaşacağım.
1- Vatandaşlarımızın bize söylediği ve yazılı olarak verdiği bilgiye göre; Avrupa Birliği’nde, Türkiye’ye yönelik “insan hakları ihlal ediliyor” açıklamaları devam ederken, Almanya çok tehlikeli ve “insanın en temel hakkını” elinden alan bir uygulamaya başladı. Bazı okullarda ders aralarında ve okul bahçesinde “anadilde konuşma yasağı” yürürlüğe kondu ve özellikle Türk öğrencilere yönelik sert tedbirler alınmaya başlandı.
2- Hessen Eyaleti’nin Ditzenbach kasabasında bu karar yerel meclis gündemine alındı ve görüşmeler sonucu meclisten geçerek 2006 yılında resmileşti. Şimdi “uygulanıyor”.
3- Türk çocuklarına anlamsız testler uygulanmaya başlandı ve birçok yerde ‘sonderchule’lere ve benzeri okullara zorla yönlendirildi.
4- Almanya’da Türkçe dersleri sistemli bir şekilde kaldırılıyor ve maalesef Türk hükümeti bu konuda hiçbir açıklama dahi yapmadı.
5- Almanya’nın bazı bölgelerinde öğrencilere yönelik Türkçe konuşma yasağı devam ederken, Hollanda’da parlamentoya sokakta yabancı dil konuşulması ile ilgili bir teklif verildi. Bu teklifin bir bölümü Türkçe’ye ayrıldı.
6- Okullardaki Türk olmayan Müslümanlar bahane edilerek, Türk öğrencilere kendi dilinde din eğitimi alma şansı hâlâ verilmedi. Köln’de konuştuğum vatandaşlarımız Almanca din dersinin hiçbir işe yaramadığı gibi boşlukta kalan çocukların Almanya’da tarikatların tuzağına daha kolay düştüğünü söylediler.
7- Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye seyahati sırasında “aile birleşmeleri için Almanya’ya gelecekleri Türkiye’de kursa ve imtihana tabi tutalım” teklifinde bulundu. Bu anlamsız teklife maalesef Türk hükümeti detayını dahi düşünmeden “Evet” dedi.
8- İslami terör söylemi içinde Almanya’daki Müslümanların kullandığı ibadethanelere kamera yerleştirileceği konuşulmaya başladı. Bu konu ile ilgili Alman İçişleri Bakanlığı bünyesinde araştırma yapan Türk dernekleri, çalışmaların proje bazında başladığını öğrendiler.
Bu noktada “alıntı ve tespitleri” sizlere aktarmayı kesiyor ve şunu söylemek istiyorum; Avrupa Birliği’ne gireceğiz sevdası içinde Avrupa topraklarında özellikle Almanya’da canını dişine takarak çalışan kardeşlerimizi, dövizimiz olmadığı zaman bizi fonlayan insanlarımızı, her şeyden önemlisi bizim bir parçamız olanları, kendi kaderleri ile baş başa bırakamayız. Almanya’nın yaptığı en temel hakların ihlali anlamına gelen hatta gözü dönmüş Almanlar tarafından vatandaşlarımıza karşı girişilen “fiili yok etme projesine” sadece ‘kendi çıkarımız’ için sessiz kalamayız. Vicdan sahibi her Türk vatandaşına çağrı yapmak istiyorum; bu sese, “Biz buradayız ama yok oluyoruz” diyen sese lütfen kulak verin!
Son söz: Alman devlet yetkililerine sorarsanız yaşananlar “iki serserinin yaptığı” işler... Söylenenler kesinlikle doğru değil. Alman Devleti, Türklere karşı bilinçli bir “faşizm” içinde ve maalesef onları koruması gereken Türkiye’deki siyasi otorite “yaşananlara tepkisiz” hatta “ne olduğunun” bile farkında değil... Soydaşlarımıza “sahip çıkmamız” ve dünyanın neresinde olursa olsun “her Türk vatandaşının” hakkını sonuna kadar korumamız gerekli... Unutmayın bugün “yurtdışındakilere” olanlara, sesiz kalmaya devam edersek; yarın “bu topraklardaki herkese”...
Not: Türkiye’de “Avrupa Birliği valisi” edasıyla dolanan “akademisyen-gazeteci-aydın” kısacası “entel-dantel” takımına da sesleniyorum; Avrupa ağzıyla Türkiye’ye “insan hakları dersi verirken” sesiniz “gür çıkıyordu”, şimdi neden susuyorsunuz!
Yiğit Bulut
Sevgili dostlar, “Türkler’e karşı girişilen olayların” arkasında “bilinçli” bir politika söz konusu ve şu anda elimde Almanya’daki Türk vatandaşları tarafından hazırlanmış, bana gönderilmiş birçok dosya var.
Hepsini sizlere aktarmak mümkün değil. Bazı bölümleri paylaşacağım.
1- Vatandaşlarımızın bize söylediği ve yazılı olarak verdiği bilgiye göre; Avrupa Birliği’nde, Türkiye’ye yönelik “insan hakları ihlal ediliyor” açıklamaları devam ederken, Almanya çok tehlikeli ve “insanın en temel hakkını” elinden alan bir uygulamaya başladı. Bazı okullarda ders aralarında ve okul bahçesinde “anadilde konuşma yasağı” yürürlüğe kondu ve özellikle Türk öğrencilere yönelik sert tedbirler alınmaya başlandı.
2- Hessen Eyaleti’nin Ditzenbach kasabasında bu karar yerel meclis gündemine alındı ve görüşmeler sonucu meclisten geçerek 2006 yılında resmileşti. Şimdi “uygulanıyor”.
3- Türk çocuklarına anlamsız testler uygulanmaya başlandı ve birçok yerde ‘sonderchule’lere ve benzeri okullara zorla yönlendirildi.
4- Almanya’da Türkçe dersleri sistemli bir şekilde kaldırılıyor ve maalesef Türk hükümeti bu konuda hiçbir açıklama dahi yapmadı.
5- Almanya’nın bazı bölgelerinde öğrencilere yönelik Türkçe konuşma yasağı devam ederken, Hollanda’da parlamentoya sokakta yabancı dil konuşulması ile ilgili bir teklif verildi. Bu teklifin bir bölümü Türkçe’ye ayrıldı.
6- Okullardaki Türk olmayan Müslümanlar bahane edilerek, Türk öğrencilere kendi dilinde din eğitimi alma şansı hâlâ verilmedi. Köln’de konuştuğum vatandaşlarımız Almanca din dersinin hiçbir işe yaramadığı gibi boşlukta kalan çocukların Almanya’da tarikatların tuzağına daha kolay düştüğünü söylediler.
7- Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye seyahati sırasında “aile birleşmeleri için Almanya’ya gelecekleri Türkiye’de kursa ve imtihana tabi tutalım” teklifinde bulundu. Bu anlamsız teklife maalesef Türk hükümeti detayını dahi düşünmeden “Evet” dedi.
8- İslami terör söylemi içinde Almanya’daki Müslümanların kullandığı ibadethanelere kamera yerleştirileceği konuşulmaya başladı. Bu konu ile ilgili Alman İçişleri Bakanlığı bünyesinde araştırma yapan Türk dernekleri, çalışmaların proje bazında başladığını öğrendiler.
Bu noktada “alıntı ve tespitleri” sizlere aktarmayı kesiyor ve şunu söylemek istiyorum; Avrupa Birliği’ne gireceğiz sevdası içinde Avrupa topraklarında özellikle Almanya’da canını dişine takarak çalışan kardeşlerimizi, dövizimiz olmadığı zaman bizi fonlayan insanlarımızı, her şeyden önemlisi bizim bir parçamız olanları, kendi kaderleri ile baş başa bırakamayız. Almanya’nın yaptığı en temel hakların ihlali anlamına gelen hatta gözü dönmüş Almanlar tarafından vatandaşlarımıza karşı girişilen “fiili yok etme projesine” sadece ‘kendi çıkarımız’ için sessiz kalamayız. Vicdan sahibi her Türk vatandaşına çağrı yapmak istiyorum; bu sese, “Biz buradayız ama yok oluyoruz” diyen sese lütfen kulak verin!
Son söz: Alman devlet yetkililerine sorarsanız yaşananlar “iki serserinin yaptığı” işler... Söylenenler kesinlikle doğru değil. Alman Devleti, Türklere karşı bilinçli bir “faşizm” içinde ve maalesef onları koruması gereken Türkiye’deki siyasi otorite “yaşananlara tepkisiz” hatta “ne olduğunun” bile farkında değil... Soydaşlarımıza “sahip çıkmamız” ve dünyanın neresinde olursa olsun “her Türk vatandaşının” hakkını sonuna kadar korumamız gerekli... Unutmayın bugün “yurtdışındakilere” olanlara, sesiz kalmaya devam edersek; yarın “bu topraklardaki herkese”...
Not: Türkiye’de “Avrupa Birliği valisi” edasıyla dolanan “akademisyen-gazeteci-aydın” kısacası “entel-dantel” takımına da sesleniyorum; Avrupa ağzıyla Türkiye’ye “insan hakları dersi verirken” sesiniz “gür çıkıyordu”, şimdi neden susuyorsunuz!
Yiğit Bulut
Yorum