Şehit Sporcularımız..

Kapat
Konu Kapalı.
X
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • anterior
    Senior Member
    • 06-11-2006
    • 6453

    Şehit Sporcularımız..

    Önce vatan savunması, sonra Fener müdafaası!

    Trak... Trak... Trak... Silah sesleri geliyordu Harb-i Umumi'den... Mülazım-ı evvel Arif; biraz geç kalmış insanların aceleciliği içinde, atının eğerini son kez gözden geçiriyordu. Yolu uzundu... Bir ara, cepheden gelen top seslerine kulak verdi, sonra çevresindekilere "Selâmetle kalın" diyerek; atına mahmuz vurdu.

    Mülazım-ı evvel Arif; Çanakkale'de vatanını, İstanbul'da ise Fenerbahçe'yi müdafaa ediyordu. Sarı-lacivertli kulübün sağbekiydi... Fenerbahçe olmadan Arif, Arif olmadan Fenerbahçe olmazdı.

    Savaş çıkıp cepheye gönderilince; takımından ayrı kalmaya gönlü razı olmamıştı. Cepheye koşan tüm askerler için parola "Önce vatan" dı ama, Arif için "Sonra, Fenerbahçe" vardı...

    Takımını yalnız bırakmak istemiyordu. Bu yüzden de, kendisi ya da kulüp yöneticileri, kumandanından izin alıyor, cepheden cuma ligine koşuyordu.
    O hafta ise, Fenerbahçe-Galatasaray mücadelesi vardı. Burada, Çanakkale geçilmez... Orada, yine İstanbul'da Arif hiç geçilmez.

    Mülazım-ı evvel Arif, ezeli rekabet cephesindeki görevine yetişmeliydi. Dağ, dere, tepe demeden, 26 saat at sürecek ve bugün Fenerbahçe Stadı'nın bulunduğu papazın bağına yetişecekti. Tutmayın onu, yolu uzun.

    ARİF, SEZONUN İLK DERBİSİNDE...

    Arif dörtnala, 1917 - 1918 sezonunun ilk büyük derbisine, Fenerbahçe-Galatasaray maçına yetişmeye koşuyordu. Ama, 21 Aralık 1917'deki bu maça gitmeye çalışan, yalnız kendisi değildi. Fenerbahçe kaptanı Galip de, Kırklareli'nden İstanbul'a doğru at koşturuyordu... Çanakkale'den Fikirtepe Uçaksavar Bataryası'na tayin olan Ethem ise, daha önceden kulübe varmıştı.

    Arif ve Galip, uzun at yolculuğunun yorgunluğunu atamadan, sahaya çıktılar. Ama, ne yazık ki, maçı 3 - 2 kaybettiler.

    İki futbolcunun tekrar cepheye dönmeleri, hazin olmuştu.

    Fenerbahçe kaptanı Galip (Kulaksızoğlu), daha sonra savaş sırasında yaralanıp İstanbuI'a gönderilmiş, bir daha cepheye gitmemişti. Arif (Emirzâde) ise, cepheden sahaya, sahadan cepheye koşturmaya daha uzun bir süre devam edecekti.

    Doğaldır ki, her maça yetişemiyordu... Ama, iddialı maçların hiçbirisini kaçırmıyordu. Hele hele, ezelî rekabet maçlarını asla...

    Fenerbahçe Kulübü, 1919 - 20 sezonuna iddialı gimek istiyordu. Bunun için, ilk kez sahaya çıkacakları İdmanyurdu maçında, sağbekleri Arif'in mutlaka oynamasını istiyorlardı. Kumandanlıktan özel izin alarak, Arif'in oynamasını sağlama almışlardı. O mutlaka gelmeliydi, gelecekti...

    SAVUNMANIN BELKEMİÐİ

    Arif gerçekten de, Fener defansının vazgeçilmez adamıydı... Onun nasıl bir futbolcu olduğunu anlamak için, eski Fenerbahçeli futbolculardan Sedat Taylan'ın 1944 yılında yayınladığı, "Fenerbahçe'den Hatıralar" adlı kitabına bir göz atalım:

    "Arif, çok eskiden Fenerbahçe takımında, müteaddit defalar tekdirle seyremiştim. O zaman, Fenerbahçe müdaafasının belkemiği vaziyetindeydi. Zayıf fakat çok çetin, gözü pek bir oyuncuydu. Sert, fakat faulsuz oynardı.
    "Maç sırasında asabî olan Arif, maç bitiminde sakin ve nazik bir genç olurdu..."

    Evet, daha önce de söyledik... Fenerbahçe, 1919 - 20 sezonunun ilk maçı olan İdmanyurdu mücadelesi için, Papazın bağında Arif'i bekliyordu... O gelmeliydi, gelecektir, gelir... Fakat, onun yerine, kara haber geldi:

    "Arif, tam kalbine yediği bir kurşunla, şehit oldu."

    Olmaz... Olamaz... Olmamalı...

    Fenerbahçeliler, bir anda mateme boğuldu. Herkes birbirine sarılıp ağlıyor, Türk futbolunun yetiştirdiği en gerçek kahramanının kaybına kahroluyordu... Hüzün, dalga dalga tüm İstanbul'a yayılmıştı.

    Ancak, maç oynanmalıydı...

    Fenerbahçeli yöneticiler, santra çizgisinin başladığı yerdeki sahanın kenarına bir sandalye koydular ve üzerine Arif'in 2 numaralı formasını astılar.

    Takım, sahaya 10 kişi çıkmıştı...

    Ama, Fenerbahçe eksik değildi. Saha kenarındaki sandalyede asılı duran forma, Arif'i sahaya sürmüş gibiydi. Sanki, rakibin ataklarını, hâlâ o durduruyordu.

    Fenerbahçe, kahramanının huzur içinde toprakta yatması için, o denli coşkulu oynadı ki, rakibi İdmanyurdu'nu tarihinin en farklı skoru ile yendi: 11-1.

    O günden bu yana, o rekor hâlâ kırılamadı.

    Fenerbahçeli tüm futbolcular, bu galibiyet sonrasında hep birlikte 2 numaralı formanın önünde tazim duruşuna geçerek, "Ruhun şad olsun Arif" dediler. Ve, bugunkü karşılığı ile o dönemin kuIüp genel sekreterli olan Fenerbahçe 1.Katibi Ömer Nazıma, Arif için bir ağıt yakıyordu:

    "Azim sebat, metanet, işte bu...
    Futbolu can etmişti şahsında.
    Ey arkadaş... Kimdir bu?
    Şehit Arif'imiz karşında
    Dur ve ağla, elin bağla yanında.
    En mukaddes şehittir bu...
    Öldürdüler, vazifesi başında,
    Ah Fener... Ne acıklı haldir bu..."

    Fenerbahçe Kulübü'nün şehit Arif'in ruhuna okuttuğu mevlüt tam anlamıyla olay olmuştu. Mevlüt sırasında kulüp binası dolup taşmıştı... Herkes ağlıyordu. Arif (Emirzade), yüzbaşı rütbesi ile şehit olmuştu. Yüksek mühendislik eğitimi görmüştü ve Fransızca biliyordu. Arif'in sağlığında Fenerbahçe genç takımında oynayan Sedat Taylan, "Biz Fenerbahçeliler" adı ile yazdığı anılarında, bu şehit futbolcuyu da anlatır. 1965 tarihli kitaptan aynen aktarıyoruz:

    DEVRİNİN EN BİLGİLİ FUTBOLCUSU...

    "Arif, Fenerbahçe Kulübü'nün kuruluşundan itibaren oynayan futbolculardan biriydi. Birinci Dünya Savaşı'nda vatanî vazifeye çağrılıncaya kadar, Fenerbahçe takımında defansın belkemiği olarak sağbek oynadı.

    "Ortadan biraz yüksek boylu, futbola elverişli bir cüsseye sahip, sağlam bir gençti... Saçlarını, alabruz kestirirdi. Yuvarlak yüzlü, çenesinin sağında büyükçe bir beni vardı. Sakin bir yaradılışı olmasına karşın, oyun sırasında hırslı olur ve gözünü budaktan ayırmazdı. Aynı zamanda, devrinin en bilgili futbolcularından biriydi."

    Sedat Taylan'ın kitabında bundan başka bilgi yok... İşin tuhafı, dünyada eşi - emsali görülmeyen Arif olayı; ne yazık ki belgelere geniş ölçüde yansımamış... Hakkında topluca bir bilgi yok... Birkaç paragraf halinde çeşitli kitaplara yayılmış bilgiler için, 50'ye yakın eseri, didik didik etmek zorunda kaldık.

    Anlayacağınız; dünya futbol tarihine bile altın harflerle geçebilecek önemdeki şehit Arif olayını, vurdumduymazlığımız sayesinde geçmişin derinliklerine gömmüşüz...

    Savaşı bırakıp sahaya giren, sahayı bırakıp savaşa dönen dünyanın en ilginç futbolcusunun Türk olduğundan haberimiz yok.

    Ne yazık! Üniversite mezunu futbolcular, birer birer şehit düşüyor!

    Yurtsever Türk futbolcularının, gönüllü olarak cepheye koşunca, kulüpleri, çok büyük ölçüde güç kaybına girdi. Bu üzücü gelişmeyi bir de,"Türksever" dergisinin, 1930 yılında yayınladığı 20 haftalık dizisinden okuyalım: "Harbin o acı, yürekleri yakıcı faaliyetleri başladı... Bunu anlıyoruz. İlk ağızda, Galatasaray'dan kaleci Hamdi, Hasnun Galip, ikinci takımdan Halit Çanakkale'de şehit düşmüştü. Beşiktaş'tan da Şair Kazım, Asım, Rıdvan Beylerin de, aynı cephede şehit oldukları haberi geldi. Aşağı yukarı bütün spor kulüpleri boşalıyordu. Kafkas Cephesi'nde de Galatasaraylı futbolculardan Abdurrahman Robenson, Beşiktaşlı Doktor Ali, Doktor Mehmet, Muallim Sadi Beyler'in öldüklerini duyduk. Bu ne felaketti!..."

    Yukarıda yer alan şehitler listesindeki doktor, muallim sıfatlarına bakıp, bunların idareci olduklarını sanmayın... O dönemlerde, bütün futbolcular yüksek tahsilli, iyi mesleklive lisan bilen insanlardı. Bu konuda çok belirgin bir fikir verebilmek için, Fenerbahçe'nin 1923 yılındaki kadrosunun eğitim durumunu vermemiz yeter... Çünkü kadrodaki tüm futbolcular, yüksek tahsilliydi. İşte inanılmaz kadro:

    KALECİ:
    Şekip: Güzel Sanatlar Mezunu

    SAVUNMA:
    Cafer: Eczacılık Fakültesi
    İsmet: Tıp Fakültesi Hasan
    Kamil: Michigan Üniversitesi

    ORTA SAHA:
    Fahir: Fen Fakültesi
    İsmet: Tıp Fakültesi
    Kadri: Ticari İlimler
    Ragıp: Ziraat Fakültesi

    FORVET:
    Zeki Rıza: Veteriner Fakültesi
    Alaaddin: Güzel Sanatlar
    Sabih: Tıp Fakültesi
    Bedri: Diş Hekimliği
    Ömer: Hieldberg Üniversitesi


    En Büyük Şehit...

    Şehidin büyüğü küçüğü olmaz ama, Fenerbahçeli Arif'in yeri başka. O, cepheden ata atlayıp 26 saatlik yoldan sonra sahaya çıkıyor, maçını oynadıktan sonra tekrar savaşa koşuyordu (solda)... İşte "Çanakkale Geçilmez"i yaratanlardan biri daha... Galatasaray'ın sembol futbolcusu Hasnun Galip, düşmanla savaşmış, dövüşmüş ve şehit düşmüştü (sağda).


    ÜÇ BÜYÜKLERİN ŞEHİT FUTBOLCULARI

    Futbolcunun Adı/Takımı/Şehit Düştüğü Yer

    1 - Arif Fenerbahçe Bor Ovası
    2 - Nurettin Fenerbahçe Fikirtepe Bataryası
    3 - Halim Fenerbahçe Fikirtepe Bataryası
    4 - KemalFenerbahçe
    5 - ZekiFenerbahçeÇanakkale Savaşı
    6 - HüsnüFenerbahçeÇanakkale Savaşı
    7 - NeşetFenerbahçeÇanakkale Savaşı
    8 - Refik BeyFenerbahçeKulüp Binasında
    9 - Mustafa BeyFenerbahçeKulüp Binasında
    10- Ethem (Bellisan)(Editör notu en aşağıdadır.)FenerbahçeErenköy Bataryası
    11- HaldunFenerbahçe
    12- Doktor AliBeşiktaşKafkas Cephesi
    13- AsımBeşiktaşKafkas Cephesi
    14- Muallim SadiBeşiktaşKafkas Cephesi
    15- Kaptan KazımBeşiktaşÇanakkale Savaşı
    16- Doktor MehmetBeşiktaşKafkas Cephesi
    17- RıdvanBeşiktaşÇanakkale Savaşı
    18- Kürt CelalGalatasarayÇanakkale Savaşı
    19- AbdurrahmanGalatasarayKafkas Cephesi
    20- HalitGalatasarayKafkas Cephesi
    21- Kaleci HamdiGalatasarayÇanakkale Savaşı
    22- Hasnun GalipGalatasarayÇanakkale Savaşı
    23- Celal İbrahimGalatasarayIrak Cephesi (1917)
    24- NeşetGalatasarayÇanakkale Savaşı
    25- İdrisGalatasarayTrablusgarp Cephesi
    26- Refik AtaGalatasarayÇanakkale Savaşı
    27- Mehmet AliGalatasarayÇanakkale Savaşı
    28- HasipGalatasarayÇanakkale Savaşı
    29- CemilGalatasarayÇanakkale Savaşı
    30- NazmiGalatasarayÇanakkale Savaşı


    Savaşta ölen futbolcuların resmi listesi


    Bu Fenerbahçe'ye dikkat!...
    Balkan Savaşı, Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'ndan çok sayıda şehit vererek geçen Türk futbolu, nihayet Cumhuriyet'ine kavuşmuştu... Bu dönemin Fenerbahçe kadrosuna dikkat edin. Çünkü kadrosundaki tüm futbolcular yüksek tahsilliydi ve birçoğu lisan biliyordu.


    Alıntıdır..

    Ruhlarınız şad olsun.. Nur içinde yatın....:(
  • anterior
    Senior Member
    • 06-11-2006
    • 6453

    #2
    Şehit Sporcularımız..




    Bir futbol takımı nasıl yok oldu? / Beşiktaş'lı şehitlerimiz...

    Beşiktaş’ın ilk on biri, üç futbolcusunu Çanakkale siperlerinde bıraktıktan sonra, Kafkas Cephesi’nde de şehitler verecekti... Sonuçta, Beşiktaş Kulübü yalnızca futbol şubesinde, ilk on birinden sekizini kaybedecekti...
    Popüler Tarih’in ‘Spor Tarihi’ uzmanı Vâlâ Somalı, konuyu bütün ayrıntılarıyla inceledi...

    Bir ‘jimnastik kulübü’ olarak İstanbul’da 1903’te kurulan ve adı, ‘Osmanlı Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ diye onaylanan kuruluşun futbol alanındaki çalışmaları, 1910’lu yıllarda görülür.

    Beşiktaş semtinde daha önceleri kurulmuş olan ‘Valide Çeşmesi’ ve ‘Basiret’ adlı takımların ‘Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü’ bünyesine katılmalarıyla da Beşiktaş’ın ilk futbol takımı ortaya çıkmış olur...

    ‘Valide Çeşme’nin genel kaptanlığını yapan, takımı yöneten, Şeref Bey idi. Daha sonraları Beşiktaş’ın da ilk on birinde yer alacak olan Şair Kazım, Asım ve Doktor Mehmet Bey gibi oyuncular, Şeref Bey ile birlikte, ‘Valide Çeşme’ takımında yer alıyorlardı.

    Basiret’in kadrosunda ise, daha sonraları yani ancak 1919’da ve 1920’li yıllarda Beşiktaş Futbol Takımı’nda top koşturacak olan Refik Osman (Top), Nuri ve Rüştü (Erkuş) kardeşler, ‘Küçük Hakkı’ ile ‘Büyük Hakkı’ ve ‘Arap Nuri’ isimli gençler yer alıyorlardı.

    O zamanki adıyla ‘Osmanlı Beşiktaş Jimnastik Kulübü’, en az 10-12 branşta faaliyet göstermesine rağmen, spor yaşamlarını sadece birer futbol takımı ile sürdüren Galatasaray, Fenerbahçe ve Altonordu Kulüpleri daha fazla ilgi görüyorlardı.

    Bu durumu fark eden Şeref Bey, ‘Artık tam zamanıdır’ diyerek, Valide Çeşme ile Basiret oyuncularını toplar ve hepsinin onayını alarak, Beşiktaş Kulübü’ne katılımı gerçekleştirir.

    Şeref Bey, Beşiktaş Kulübü’nün Ahmet Fetgeri Aşeni, Mehmet Şamil Osman, Fuat Balkan ve Mazhar Kazancı gibi kurmayları karşısında, şu sözleri sarf eder: “Futbolcu arkadaşlarımın her biri, bu ilçenin delikanlıları ve tümü çok yetenekli sporcular. Beşiktaş camiasına resmen katılıp, ‘Futbol Şubesi’ni hayata geçirmek en büyük hayalleri... Bu isteğimizi geri çevirmeyin...”

    Bu talep, tereddütsüz kabul görür: Yıl 1911’dir. Beşiktaş’ın bu ilk futbol takımı, şu isimlerden meydana gelmektedir: Kaleci: Doktor Resul, bekler: Rıdvan, Behzat, haflar: Doktor Sabri, Şair Kazım, Baltalimanlı Muallim Sadi, forvetler: Doktor Mehmet, Asım, Şerafettin (Şerey Bey), Doktor Ali ve Fahri...

    Futbolları kadar, eğitimleri ve aydın kişilikleriyle, Beşiktaş’ın tarihindeki bu ilk on bir, o zamanki kırmızı-beyaz renkli formalarıyla rakiplerinin karşısına çıktıkları günlerde, spor kamuoyu bu takımın bir süre sonra, neredeyle tümüyle yok olacağını, asla düşünemezdi...

    Oysa ‘kaptan’ Şair Kazım, Çanakkale Savaşları sırasında, cephedeki bir mevzide şehit düşmeden önce yazdığı ‘Beşiktaş’ şiirinde şu dizeye yer verecekti: “Biz on bir arkadaşız, lakin arkamızda daha var”...

    Gerçekten de Beşiktaş’ın ilk on birinden sadece 3 futbolcu sağ dönebilmişti ‘harp felaketleri’nin ardından...

    O yıllar zaten Beşiktaş’ın kırmızı-beyaz renklerini siyah-beyaza dönüştürmeye karar verdiği yıllardı: 8 Ekim 1912’de ilk ‘Balkan Harbi’ patlak vermiş, 10 Temmuz 1913’te de, ‘İkinci Balkan Harbi’ yaşanmış; büyük kayıplar verilmişti. Beşiktaş Kulübü de bu savaş felaketlerinden etkilenmiş; Müessisler (Kurucular) Heyeti’nin önerisiyle, bir olağanüstü kongre yapılarak, kırmızı-beyaz forma renkleri, siyah-beyaza dönüştürülmüştü...

    ‘Balkan Faciası’nın ardından, Osmanlı İmparatorluğu, 1 Kasım 1914’te de I. Dünya Savaşı’na girer. Dönemin deyişiyle, ‘Harb-i Umumî’ farklı cephelerde tüm şiddetiyle sürerken, Beşiktaş Kulübü’nün 1911 yılında kurulan ilk futbol takımının 8 oyuncusu da, art arda şehit olacaktır: ‘Kaptan’ Şair Kazım ile Asım’ın ve Rıdvan’ın parçalanmış bedenleri, Çanakkale mevzilerinde bulunur...

    ‘Çanakkale Harbi’ kapıya dayandığı an, ayağından ızgaralı ayakkabıları çıkarıp postalları giyenler arasında yer alan Beşiktaş’ın ilk futbol takımının sağiçi Asım, eğitim görmüş İstanbul kökenli bir aydın kişidir; yedek subay olarak gider cepheye.

    Asım’ın nasıl öldüğünü de biliyoruz: Bulunduğu mevziin iki-üç metre ilerisinde, yarım dakika evvel yaralanmış bir askeri daha emin bir yere çekmek için yerinden fırlamıştı Beşiktaşlı Asım.

    İşte o anda, yanı başına bir top mermisi patladı ve Asım’ın başı, gövdesinden koptu.

    Sporcu kimliğinin yanı sıra, bir ‘İstanbul Efendisi’ olarak da çok sevilen Asım’ın şehit düştüğü haberi İstanbul’a Beşiktaş’a ulaştığı zaman, bütün semt gerçek bir yasa bürünmüştü.

    Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte de, Beşiktaş Belediye Meclisi kararıyla ilçenin en seçkin sokaklarından birine ‘Şehit Asım Sokağı’ adının verilmesi, bu sevginin tezahürü idi...

    Asım’ın takım arkadaşlarından ve takımın da kaptanı olan Şair Kazım ile Rıdvan da Çanakkale’dedirler; ama, ayrı ayrı mevzilerde çarpıştıkları için, bir araya gelmeleri pek mümkün olmaz.

    Ancak İngiliz zırhlılarının top atışları altında, çok seyrek de olsa, buluşup hasret giderirler; futbol peşindeki günlerini anarlar...
    Futbola olduğu kadar, edebiyata ve özellikle de şiire düşkünlüğü ile tanınan Şair Kazım da Çanakkale siperlerinde şehit olacaktı: Yanı başına düşen bir güllenin sırtında açtığı ölümcül darbeyle anında gözlerini kapamıştı Kazım...

    Birliğindeki yakın silah arkadaşları, yerde cansız yatan cesedinden fırladığı anlaşılan bir kağıt parçasını, hatıra olarak saklamışlardı: Bu kağıtta, Şair Kazım’ın ‘Beşiktaş Şiiri’nin dizeleri yer alıyordu. Sonraları uzun yıllar ağızlardan düşmeyecek olan bu şiirin satırları şöyle idi:

    “Hayatı süsledik izharı ittihatla bugün, / Yolunda gençliği ulvi değil miydi birleşmek. / Sebatı bayrağımız yaptık, İ’tilamız için / Neticesiz ve boş olmaz sebatla hiçbir emek. / Dakikalar bize bir nağbe nişad olsun / Kulübümüzde müceddet nücumu meve vursun / Bu kainat bize hep gıpta ediyor isar, / Biz on bir arkadaşız, lakin arkamız daha var. / Bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım, / Vekar hak gibi sakin, nezih ve saf olalım. / Fakat bu hal ile kuvvet gibi cesur olalım.”

    Beşiktaş’ın ilk on biri, üç futbolcusunu Çanakkale siperlerinde bıraktıktan sonra, Kafkas Cephesi’nde de şehitler verecekti: Doktor Ali, Doktor Mehmet, Alican ve Doktor Sabri ise, Kafkas Cephesi’nde ‘tifüs felaketi’ ile telef olanlar arasındadır.

    Kısa bir süre sonra, ‘Baltalimanlı’ Muallim Sadi ile Behzat’ı da savaşın ileri hatlarında vuruşurken kaybeden Beşiktaş Kulübü, yalnızca futbol şubesinde, ilk on birinden sekizini kaybeder.

    Söz konusu kadronun santrforu, şube kaptanı ve ‘her şeyi’ olan Şeref Bey de ‘yedek subay’ olarak katılmıştır orduya. I. Dünya Savaşı’nın cephelerde şiddetini artırdığı günlerde, Şeref Bey de Galiçya Cephesi’ne gönderilir. Takımın diğer futbolcularından Doktor Sabri, Fahri ve kaleci Doktor Resul ise, gönüllü olarak Anadolu topraklarını savunacak birliklere katılırlar...

    Kaynak

    Yorum

    • anterior
      Senior Member
      • 06-11-2006
      • 6453

      #3
      Konu: Şehit Sporcularımız..

      "VATAN" ve "GALATASARAYLILIK" / Galatasaray'lı Şehitlerimiz..

      Bugünkü Galatasaray Lisesi'ne girer, ağaçların doğal bir koridor oluşturduğu yoldan ilerlerseniz karşınıza çıkacak olan Mektep binasının ana kapısına ulaşırsınız. İçeriye girin tüm Galatasaraylılar ve Galatasaraylı olmayanlar ve tarihin bir bölümüne tanık olun.

      İçerdeki bu taş ve mermer salonda sizi "VATAN" ve "GALATASARAYLILIK" sevgisi karşılayacaktır. Kapının tam karşısındaki bölümde yalın olmasına karşın görkemli bir anıtta vatan uğruna şehit düşen Galatasaray Lisesi öğrencilerinin listesi yer almaktadır. Bu anıtı gördükten sonra "fazla söze gerek olmadığını" siz de anlayacaksınız. Salonun, giriş kapısına göre sağ tarafında, Osmanlı İmparatorlu' ğunun 1910 senesi hudutlarını gösteren bir harita, haritanın her iki yanında ise şehit olan gencecik yurtseverlerin fotoğrafları sıralanmıştır. Ve haritanın üstünde bir ibare: "Galatasaray'ın bu kahraman evlatları, 500 yıllık bu vatan topraklarını kurtarmak için şehid düştüler."

      Bu bölümün tam karşısındaki duvarda ise Donanma Mecmuası'nın Ekim 1915 sayısının Spor İlavesi'nde yayınlanmış olan Galatasaray mensubu şehitlerin, yaralıların ve cephelerde vuruşanların listeleri "Şerefli İdmancılar" başlığı altında yer alıyor. Bu liste Donanma Mecmuası'nın büyük boyda yayımlanan haftalık dergisinin "İdman Sütunları ismi altında verdiği ilavelerin 118 ve 119. sahifelerinde yayımlanmıştır. Bu panoların yanındaki bir başka panoda, "Devrin en büyük gazetesi Tasvir-i Efkar'ın 13 Nisan 1913 tarihli ve 725 sayılı nüshasında çıkan resmin ve yazının bugünkü Türkçe'yle ifadesi" bulunuyor: '1913 Balkan Harbine Gönüllü Giden Galatasaray Talebeleri Hakkında' başlığıyla verilen yazıda, talebeyken savaşa gidenlerin haberi yer alıyor. Çoğu öğrenciyken gönüllü olarak katıldıkları savaşlarda şehit olan bu yurtseverler hiçbir zaman unutulmadı.

      Ruhları şâd olsun.



      Galatasaraylı Şehitler

      1- Ahmet Muhtar Bey, mektep numarası 783; Sultaniyi bitirdikten sonra (1895 mezunu) asker oldu, İstanbul'da 31 Mart 1908 ihtialinde şehit edildi. Taksim, talimhanede şehid olduğu yerdeki sokağa adı verilmiştir.

      2- İdris Bey, talebe iken 1911'de gönüllü olarak katıldığı Trablus Garb harbinde şehit oldu.

      3- Fuad Bey, talebe iken 1912'de gönüllü olarak katıldığı Balkan Harbinde şehit oldu.

      4- Arif İsmail Bey, Trakya'da zengin bir çiftçinin oğlu idi, Balkan Harbinde talebe iken Bulgarlara karşı gönüllü dövüşürken şehit oldu.

      5- Ahmet Refik Bey, mektep numarası 119, mektebin 1911 yılı mezunlarından; Hammer mütercimi Mehmet Ata Beyin büyük oğlu, Dr. Galib Ataç ile yazar Nurullah Ataç'ın ağabeyleri, ihtiyat zabiti olarak katıldığı Çanakkale Muharebelerinde 1914'de şehit oldu.

      6- Cahid Bey, mektep numarası 206, mektebin 1913 mezunlarından, ihtiyat zabiti olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde şehit oldu.

      7- Cemil Bey, mektep numarası 64, mektebin 1913 mezunlarından, ihtiyat zabiti olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde şehit oldu.

      8- Halid Fuat Bey, mektep numarası 134; müşir Deli Fuat Paşanın oğlu, 1911'de gönüllü olarak Balkan Harbine katıldı, sonra orduda kaldı ve Çanakkale'de şehit oldu.Paşanın harpte şehit olan dördüncü oğludur.

      9- Muzaffer Bey, mektebi son sınıftan terk ederek gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde şehit oldu.

      10- Vecdi Bey, mektebi son sınıfta terk ederek önce gönüllü olarak Balkan Harbine katıldı, sonra orduda kaldı, Çanakkale'de şehit oldu.

      11- Hasnun Galib Bey, valiliklerde bulunmuş Galib Paşanın oğlu. Galatasaray Kulübünün en iyi futbolcularındandı, gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde şehit oldu (1915). Kulüp binasının bulunduğu sokak onun adını taşımaktadır.

      12- Mehmet Ali Bey, Kadıköylü Enver Paşanın oğlu, talebe iken gönüllü olarak önce Balkan Harbine, sonra Birinci Cihan Harbine katıldı ve 1915'de şehit oldu.

      13- Aziz Ulvi Bey, şair Ali Ulvi Beyin oğlu, 1915'de mektebi son sınıftan terk ederek gönüllü olarak katıldığı 1. Cihan Harbinde şehit oldu.

      14- Agop Elmasyan, askeri doktor olarak katıldığı Çanakkale Muharebelerinde 1915'de bombardıman altında yaralıları tedavi ederken vatanı yolunda öldü.

      15- İbrahim Orhan Bey, mektep numarası 794, mektebin 1912 yılı mezunlarından; Dr. Sadık Beyin oğlu, Sadullah Paşanın torunlarından, gönüllü olarak hava subayı oldu, Çanakkale Muharebelerinde iki defa yaralandı. 1916'da uçağı ile Semadirek adası açıklarında denize düşerek şehit oldu, harpte düşen ilk havacımızdır.

      16-Said Fuad Bey, son sınıfta iken gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde şehit oldu; mektebin ilk Keşşaflarından (izcilerinden) idi, Keşşaf Said diye anılırdı.

      17- Neş'et Bey, mektep numarası 434, Bandırmalı Tevfik Paşanın oğludur, mektebin son sınıfında iken gönüllü olarak önce Balkan Harbine katılmış, 1. Cihan Harbinde şehit olmuştur.

      18- Mehmet Refik Bey, talebe iken gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde 1914'de Kafkas Cephesinde şehit oldu.

      19- Cevad Bey, mektep numarası 317, mektebin 1912 yılı mezunlarından, ihtiyat zabiti olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde 1916'da Kafkas Cephesinde şehit oldu.

      20- Halet Bey, talebe iken Balkan Harbine gönüllü olarak katıldı, sonra orduda kalarak Birinci Cihan Harbinde Sina Cephesine gitti, "Fedai Hecinsüvar Birliği" kumandanı iken mektepten sınıf arkadaşı Memduh Beyle birlikte şehit oldu (1916).

      21-Memduh Bey, mektep numarası 669, Halet Beyin sınıf arkadaşı, 1912'de yalnız Türkçe'den ehliyatname almış, bir ara mektepte muid (mubassır) olarak çalışmıştı, mektepte "Alişpaşazade" diye anılırdı, Birinci Cihan Harbinde ihtiyat zabiti olarak Sina cephesinde arkadaşı Halet Beyle birlikte şehit oldu.

      22- Hasib Bey, mektep numarası 13, mektebin 1913 senesi mezunlarından, Almanya'da ziraat tahsilinde iken tahsilini yarım bırakarak gönüllü katıldığı Birinci Cihan Harbinde Kafkas Cephesinde şehit oldu.

      23- Celal İbrahim Bey, mektep numarası 6, mektebin 1914 yılı mezunlarından ve Galatasaray takımının ünlü futbolcularından, ihtiyat zabiti olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde 1917'de Irak cephesinde şehit oldu.

      24- Ahmed Hamdi Bey, mektep numarası 117, gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbinde 1917'de Gazze'de şehit oldu.

      25- Mehmed Ali Bey, mektep numarası tesbit edilemedi, gönüllü olarak katıldığı Birinci Cihan Harbi'nde 1917'de Sina'da şehit oldu.

      26- Sadi Bey, Mektebi Sultani'den Harbiye'ye geçti, muvazzaf subay oldu, 1921'de Sakarya Muharebesi'nde şehit oldu.

      27- Fatin Bey, mektep numarası 1073, mektepten 1920'de mezun oldu, askeri tıbbiyeyi bitirdi. 1932'de askeri tabib olarak katıldığı şark isyanı tenkil harekatında asiler eline düşerek vahşiyane şehit edildi. Menemen'in Kubilay'ı gibi, hatırası kutlanacak, Ağrı'ya yahut Karaköse'ye abidesi dikilecek bir şehittir*.

      Kaynak

      Yorum

      • anterior
        Senior Member
        • 06-11-2006
        • 6453

        #4
        Konu: Şehit Sporcularımız..

        Ruhlarınız Şad olsun... :(

        Yorum

        • YuSuF ErGiN
          Senior Member
          • 23-01-2006
          • 10188

          #5
          Konu: Şehit Sporcularımız..

          daha önceki mesajınızıda buraya aldım

          tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun

          Yorum

          • black belt
            Senior Member
            • 08-06-2004
            • 6523

            #6
            Konu: Şehit Sporcularımız..

            Yaradan, Rahmet Eylesin..
            Bütün Şehitlerimizin Aziz Ruhları Şad Olsun.

            Yorum

            • mimi12
              Junior Member
              • 15-03-2008
              • 136

              #7
              Konu: Şehit Sporcularımız..



              Yukarıda'ki konunun kapatılıp buna benzer bir konunun tekrar acılmasına bir anlama veremedim.


              Saygılar...

              Yorum

              • YuSuF ErGiN
                Senior Member
                • 23-01-2006
                • 10188

                #8
                Konu: Şehit Sporcularımız..

                Originally posted by mimi12
                http://www.ozmena.com/fenerbahce/fen...iz-169363.html

                Yukarıda'ki konunun kapatılıp buna benzer bir konunun tekrar acılmasına bir anlama veremedim.


                Saygılar...
                verdiğin linkteki ilk mesaj ile bu konudaki ilk 3 mesaja bakarsan neden olduğunu anlarsın.

                Yorum

                • mahirkarabulut
                  Junior Member
                  • 26-12-2007
                  • 147

                  #9
                  Konu: Şehit Sporcularımız..

                  Ruhları şad olsun...

                  Yorum

                  • anterior
                    Senior Member
                    • 06-11-2006
                    • 6453

                    #10
                    Konu: Şehit Sporcularımız..

                    Dün, 18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi nedeniyle, forumdaki Fenerbahçe başlığı altında, daha önce Fenerbahçe takımımızda emeği geçen şehit sporcularımızı anmak için bir başlık açtım. Niyetim, Fenerbahçeli şehitlerimizi saygı ve rahmetle yadetmekti.

                    Eğer konudaki mesajıma bakarsanız; vatan için şehit olan sadece Fenerbahçeli futbolcularımızın değil, Galatasaray ve Beşiktaşlı futbolcularımızın isimlerini de görebilirsiniz.

                    İşte "Çanakkale Geçilmez"i yaratanlardan biri daha... Galatasaray'ın sembol futbolcusu Hasnun Galip, düşmanla savaşmış, dövüşmüş ve şehit düşmüştü (sağda).




                    ÜÇ BÜYÜKLERİN ŞEHİT FUTBOLCULARI


                    Futbolcunun Adı/Takımı/Şehit Düştüğü Yer



                    1 - Arif Fenerbahçe Bor Ovası
                    2 - Nurettin Fenerbahçe Fikirtepe Bataryası
                    3 - Halim Fenerbahçe Fikirtepe Bataryası
                    4 - KemalFenerbahçe
                    5 - ZekiFenerbahçeÇanakkale Savaşı
                    6 - HüsnüFenerbahçeÇanakkale Savaşı
                    7 - NeşetFenerbahçeÇanakkale Savaşı
                    8 - Refik BeyFenerbahçeKulüp Binasında
                    9 - Mustafa BeyFenerbahçeKulüp Binasında
                    10- Ethem (Bellisan)(Editör notu en aşağıdadır.)FenerbahçeErenköy Bataryası
                    11- HaldunFenerbahçe
                    12- Doktor AliBeşiktaşKafkas Cephesi
                    13- AsımBeşiktaşKafkas Cephesi
                    14- Muallim SadiBeşiktaşKafkas Cephesi
                    15- Kaptan KazımBeşiktaşÇanakkale Savaşı
                    16- Doktor MehmetBeşiktaşKafkas Cephesi
                    17- RıdvanBeşiktaşÇanakkale Savaşı
                    18- Kürt CelalGalatasarayÇanakkale Savaşı
                    19- AbdurrahmanGalatasarayKafkas Cephesi
                    20- HalitGalatasarayKafkas Cephesi
                    21- Kaleci HamdiGalatasarayÇanakkale Savaşı
                    22- Hasnun GalipGalatasarayÇanakkale Savaşı
                    23- Celal İbrahimGalatasarayIrak Cephesi (1917)
                    24- NeşetGalatasarayÇanakkale Savaşı
                    25- İdrisGalatasarayTrablusgarp Cephesi
                    26- Refik AtaGalatasarayÇanakkale Savaşı
                    27- Mehmet AliGalatasarayÇanakkale Savaşı
                    28- HasipGalatasarayÇanakkale Savaşı
                    29- CemilGalatasarayÇanakkale Savaşı
                    30- NazmiGalatasarayÇanakkale Savaşı
                    Halbuki benim amacım; FENERBAHÇE başlığı altında FENERBAHÇELİ şehitlerimizi anmak, Fenerbahçeli arkadaşlarımızın bu gurur tablosu karşısında milli duygulara daha sıkı sarılmalarına vesile olmak, takımdaki birlik ruhunu pekiştirmek, diğer taraftarların da kendi takımlarının mazisini araştırmaya teşvik etmekti. Baktım tepkiler çok farklı boyutlarda, diğer şehitlerimiz hakkındaki makaleleri de farklı adreslerden alarak burada birleştirdim.

                    Ancak konunun içeriğine dahi bakmadan, sadece konu başlığından hareketle, yapılan iş; ayrımcılık, bölücülük, hatta çok daha vahimi şehitliği başka kavramlara alet etmek olarak görüldü.

                    Müsade ederseniz; bunca suçlamaya maruz kalmışken kendimi savunayım, Şehitlik makamı hakkındaki düşüncelerimi, eski iki mesajımdan sizlere aktarayım:
                    Originally posted by anterior
                    Bayrak için, vatan için, namus için Hakk'ın yanına giden şehitlerimizin; ili, soyu, dini, mezhebi olmaz. Hepsini rahmetle ve imrenerek anıyorum....
                    Originally posted by anterior
                    ....vatanını, milletini, bayrağını korumak suretiyle şereflice can veren vatan evlatlarından bahsediyoruz. Onlar için tanımlamalar peşinde koşmak ve vatanını seven insanlarımızı kategorize etmek -ki buna ihtiyaçları da yoktur- çok yakışıksız bir hareket.
                    Basit bir örnekle; eğer aktif forum üyelerimizden birisi, (Allah korusun..) güneydoğuda terörle mücadele esnasında şehit olsa, bizler onu forumda anmayacak mıyız? Anarsak, diğer şehitlerimize karşı "onlar Ozmena üyesi değildi" şeklinde ayrım mı yapmış olacağız? Dün akşam haberlerde takip etmişsinizdir. Vatandaşlarımız Çanakkale şehitliğine akın etmişlerdi. Bazıları şehitlerimizin anıtlarındaki isimleri takip ediyorlar, kendi memleketlerinden hemşerileri var mı diye bakıyorlar, onlara rastladıklarında yüz ifadeleri farklılaşıyor, minnet ve gurur duyguları gözlerinden okunuyordu. Bu vatandaşlarımız da mı bölücülük yaptılar?

                    İnsanlarımızı bir arada tutan ortak değerlerimizin yanında, bazılarının "alt kimlik" olarak adlandırdıkları daha spesifik paydalar da vardır. Bu argümanlar doğru kullanıldıklarında bölücülüğe değil, kaynaşmaya hizmet ederler. Bunlar, personel yönetiminde de kullanılan araçlardır. Grup dışı bireyleri önce küçük bir gruba, sonra bütünün parçası olmaya doğru motive eder. Önemli olan onları yerinde, zamanında ve dozunda kullanabilmektir. Eğer dozu kaçırır veya suistimalleri görmezden gelirseniz; o zaman birleştirici unsur değil, ayrıştırıcı bir silah haline gelir. Sözü edilen konu içerisinde ise böyle tatsız bir durum yaşanmamıştır.

                    Açmış olduğum konu başlığında ayrım yaptığım suçlamasını duygusal tesirlerin etkisiyle verilmiş aceleci bir karar olarak tanımlıyor; bu konuda şahsıma yapılan "ayrımcılık, bölücülük, şehitliği başka kavramlara alet etmek" gibi çarpıtılmış, gerçeği yansıtmayan tanımlamaları asla kabul etmeyeceğimi bilgilerinize sunuyorum...

                    Yorum

                    • Caravan
                      Banned
                      • 05-03-2008
                      • 127

                      #11
                      Konu: Şehit Sporcularımız..


                      Çanakkale'de bu vatan için canını gözünü kırpmadan veren şehitlerimizin anısına, Galatasaray'ın taraftar grubu UltrAslan'dan anlamlı bir pankart!..

                      Söz konusu vatan olunca renk ayrımı yapmayan UltrAslanlar, Galatasaray'ın iki ezeli rakibi Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın renklerini de Çanakkale şehitlerine ithafen yazılan "Kınalı Kuzular Kalbimizde" pankartında kullandılar.

                      Söz konusu pankartın, bu hafta sonu UltrAslanlar'ın yapacağı Çanakkale Gezisi'nde Şehitler Anıtı'nda açılacağı belirtilirken, Turkcell Süper Lig'in 28. haftasında Ali Sami Yen Stadı'nda oynanacak olan Galatasaray-Gaziantepspor maçında da hem kapalı tribünde, hem de açık tribünde aynı pankartların olacağı açıklandı.



                      İŞTE O PANKART!..




                      bu topiği fenerbahçeli şehitler diye açan (sonra sağ duyulu yusuf ergin tarafından tarafından düzeltilidi)bazı fenerbahçeli fanatiklere KAPAK olsun bu !!!!

                      Yorum

                      • anterior
                        Senior Member
                        • 06-11-2006
                        • 6453

                        #12
                        Konu: Şehit Sporcularımız..

                        Originally posted by Caravan
                        Bu pankartı yapanlardan da,buraya taşıyandan da Allah razı olsun.

                        Ama bundan sonrasında hatalısınız.
                        Originally posted by Caravan
                        bu topiği fenerbahçeli şehitler diye açan (sonra sağ duyulu yusuf ergin tarafından tarafından düzeltilidi)
                        "Şehit sporcularımız" başlığıyla yeni konu açan ve diğer takımlarımızın şehitlerini (yani diğer öz be öz vatan evlatlarımızı..) ikinci defa ve bu kez ayrıntılı olarak anlatan benim. İzahatını yukarıda defalarca anlattım...
                        Originally posted by Caravan
                        bazı fenerbahçeli fanatiklere KAPAK olsun bu !!!!
                        Bu konuda sizinle aynı seviyede konuşamayacağım. Size tavsiyem; burada forum admininin yaptığı uyarıyı bir kez daha okuyunuz.. smile_nono

                        Yorum

                        • Caravan
                          Banned
                          • 05-03-2008
                          • 127

                          #13
                          Konu: Şehit Sporcularımız..

                          seviyeyi bozan sensin yusuf erginin dediği gibi burası fenerbahçelilerin yeri değil antu.com değil fenerbahce.org değil ozmena.com sitesi
                          şehitlerimizi bile futbola fanatikliğe yoran zihniyetle tartışmam bile.
                          Nokta

                          Yorum

                          • anterior
                            Senior Member
                            • 06-11-2006
                            • 6453

                            #14
                            Konu: Şehit Sporcularımız..

                            Originally posted by Caravan
                            Nokta
                            Çok şükür...

                            Yorum

                            • mimi12
                              Junior Member
                              • 15-03-2008
                              • 136

                              #15
                              Konu: Şehit Sporcularımız..

                              Originally posted by yusufergin
                              verdiğin linkteki ilk mesaj ile bu konudaki ilk 3 mesaja bakarsan neden olduğunu anlarsın.

                              Konu burada biraz daha ayrıntılı olmuş ne var ki o konunun kapatılma sebebi olarak bunu göstermeniz hiç inandırıcı değildi bu ayrıntılar o konuya'da eklenebilir konu devam edebilirdir.

                              Benim buradan çıkardığım sonuc bazı arkadaşların olayları başka tarafalar çekmesi sonucunda o konu kapandı ve bir süre sonra bu konu açıldı.

                              Neyse siz forum yöneticisi olarak istediğiniz gibi forum düzenini yaparsınız istediğiniz konu acık kalır yada kapanır.


                              Saygılar...

                              Yorum

                              İşlem Yapılıyor