Şov dünyasında muhtemelen 2008’in vergi şampiyonu olması beklenen Acun Ilıcalı, PLATİN’den Füsun Akay’a kariyerindeki kilometre taşlarını anlattı. Derginin kapak çekimleri için Çırağan Place Kempinski İstanbul’da Damat Tween marka smokin giyen Ilıcalı, Necdet Kösedağ’ın objektifine poz verdi.
İşte Acun’un PLATİN’e anlattıkları...
TRANSFERDE AKIL HOCASI AMOKACHİ
Acun’un hayatındaki dönüm noktası Şansal Büyüka ekibine transfer oluşu. O geceyi şöyle anlatıyor: Beşiktaş’la uçaktan indik. Kamp dönüşü gece 03.00 filan. Telefon çaldı, açtım. Şansal Abi’nin yardımcısı Ferhan Tezcan arıyor. Yanımda Nijeryalı futbolcu Amokachi var. Beni transfer etmek istediklerini söyledim. “Şimdi ne alıyorsan 10 katını iste. Ben 10 milyon dolarlık futbolcuyum kimse beni bu saatte istemedi” dedi. Büyük havayla Şansal Abi’yle buluştum. 10 katını isteyemedim ama 7 katından kapıyı açtım. Şansal Abi de ‘Seve seve’ deyince transfer oldum.
SHOW TV, peşin bire 8 kazanıyor
BİZİM maliyetimiz bir dizinin 5’te 1’i kadar. Diziler artık eskisi kadar kârlı değil. Show TV, Var mısın Yok musun’dan her gece 1’e 7-8 kazanıyor. Ama bizim de masrafımız çok. Bir günde sadece yemeğe harcadığımız para 4-5 bin YTL. Kanalın alacağı reklam sayısı belli, 7 dakikadan 4 kuşak, toplam 28 dakika. Her reklamveren talip olduğunda kim parayı daha önce verirse kanal onu seçiyor. Bu 28 dakikalık reklam kuşağından kanalın elde ettiği gelir tahmininen 500 bin YTL. Ve Show TV bu parayı 5-6 ay vadeli çekle değil, peşine yakın bir likiditeyle tahsil ediyor.
Acun Medya 5 kişi başladı şimdi 35 kişi
ACUN Firarda’yı dört yıl yaptıktan sonra, 2006’da Acun Medya’yı kurmaya karar verdik. Önce Fear Factor’ü yaptım, çok başarılı oldu. Onun üzerine Survivor’lar geldi. Şirket ilk kurulduğunda ben, Esat, Çaykun, Feridun ve kameramanımızla 5 kişiydik. Şimdi proje bazında çalışanlarla 35 kişiyi bulduk. Tüm çalışanların maaşları 100 bin YTL civarında. Toplam gider de 130 bin YTL’yi buluyor.
Çiller döneminde dövizden battım!
TİCARETE 1993 yılında Bağdat Caddesi’nde bir kot dükkanı açarak atıldım. Yurtdışından arkadaşımla markalı jean ve gömlek getirmeye başladık. O dönemde 501 çok modaydı. Armani, Valentino, Versace marka kotlar da getiriyorduk. Sonra ikinci dükkan da açtık. Ancak aynı yıl Tansu Çiller döneminde döviz krizi oldu. O sırada çok ciddi mal almıştık. Aldığımız malı satsak borcumuz ödenmiyordu. Döviz olarak borçlandığımız için borç dörde katlandı ve battık.
110 dolar maaşla televizyona girdim
KENDİ işimiz batınca kriz döneminde bari maaşlı bir işe gireyim dedim. Şimdi Kanal D’nin Genel Müdürü olan İrfan Şahin o yıllarda Show TV’de mali kontrolördü. İrfan Abi, bizi İlker Yasin’le tanıştırdı. Çok sıcak bir futbol muhabbeti yaptık. İlker Abi şaşırdı, çünkü futbol manyağıydık. Inter-Milan maçını izlemeye İtalya’ya gidiyorduk mesela. Bizdeki bu enerjiyi görünce denemek üzere aldı. O zamanki kurla maaşım 110 dolar ediyordu, yani bugünün parasıyla yaklaşık 150 YTL filan.
İngilizcem’le TV’de çok hızlı yükseldim
BİR gün beni Beşiktaş antrenmanına yolladılar. Futbolcularla samimiyet kurmaya başladım. En önemli futbolcuyu 10 saniye sonra canlı yayına çıkarıyordum.
Konuşma yasağı bana işlemiyordu. İngilizcem iyiydi, örneğin Beşiktaş’ın o zamanki teknik direktörü Christoph Daum’un dediklerini anında tercüme ediyordum.
Tüm bunlar ekrandan da belli olmaya başlayınca yükselme devrim başladı.
( Haber 7 )
İşte Acun’un PLATİN’e anlattıkları...
TRANSFERDE AKIL HOCASI AMOKACHİ
Acun’un hayatındaki dönüm noktası Şansal Büyüka ekibine transfer oluşu. O geceyi şöyle anlatıyor: Beşiktaş’la uçaktan indik. Kamp dönüşü gece 03.00 filan. Telefon çaldı, açtım. Şansal Abi’nin yardımcısı Ferhan Tezcan arıyor. Yanımda Nijeryalı futbolcu Amokachi var. Beni transfer etmek istediklerini söyledim. “Şimdi ne alıyorsan 10 katını iste. Ben 10 milyon dolarlık futbolcuyum kimse beni bu saatte istemedi” dedi. Büyük havayla Şansal Abi’yle buluştum. 10 katını isteyemedim ama 7 katından kapıyı açtım. Şansal Abi de ‘Seve seve’ deyince transfer oldum.
SHOW TV, peşin bire 8 kazanıyor
BİZİM maliyetimiz bir dizinin 5’te 1’i kadar. Diziler artık eskisi kadar kârlı değil. Show TV, Var mısın Yok musun’dan her gece 1’e 7-8 kazanıyor. Ama bizim de masrafımız çok. Bir günde sadece yemeğe harcadığımız para 4-5 bin YTL. Kanalın alacağı reklam sayısı belli, 7 dakikadan 4 kuşak, toplam 28 dakika. Her reklamveren talip olduğunda kim parayı daha önce verirse kanal onu seçiyor. Bu 28 dakikalık reklam kuşağından kanalın elde ettiği gelir tahmininen 500 bin YTL. Ve Show TV bu parayı 5-6 ay vadeli çekle değil, peşine yakın bir likiditeyle tahsil ediyor.
Acun Medya 5 kişi başladı şimdi 35 kişi
ACUN Firarda’yı dört yıl yaptıktan sonra, 2006’da Acun Medya’yı kurmaya karar verdik. Önce Fear Factor’ü yaptım, çok başarılı oldu. Onun üzerine Survivor’lar geldi. Şirket ilk kurulduğunda ben, Esat, Çaykun, Feridun ve kameramanımızla 5 kişiydik. Şimdi proje bazında çalışanlarla 35 kişiyi bulduk. Tüm çalışanların maaşları 100 bin YTL civarında. Toplam gider de 130 bin YTL’yi buluyor.
Çiller döneminde dövizden battım!
TİCARETE 1993 yılında Bağdat Caddesi’nde bir kot dükkanı açarak atıldım. Yurtdışından arkadaşımla markalı jean ve gömlek getirmeye başladık. O dönemde 501 çok modaydı. Armani, Valentino, Versace marka kotlar da getiriyorduk. Sonra ikinci dükkan da açtık. Ancak aynı yıl Tansu Çiller döneminde döviz krizi oldu. O sırada çok ciddi mal almıştık. Aldığımız malı satsak borcumuz ödenmiyordu. Döviz olarak borçlandığımız için borç dörde katlandı ve battık.
110 dolar maaşla televizyona girdim
KENDİ işimiz batınca kriz döneminde bari maaşlı bir işe gireyim dedim. Şimdi Kanal D’nin Genel Müdürü olan İrfan Şahin o yıllarda Show TV’de mali kontrolördü. İrfan Abi, bizi İlker Yasin’le tanıştırdı. Çok sıcak bir futbol muhabbeti yaptık. İlker Abi şaşırdı, çünkü futbol manyağıydık. Inter-Milan maçını izlemeye İtalya’ya gidiyorduk mesela. Bizdeki bu enerjiyi görünce denemek üzere aldı. O zamanki kurla maaşım 110 dolar ediyordu, yani bugünün parasıyla yaklaşık 150 YTL filan.
İngilizcem’le TV’de çok hızlı yükseldim
BİR gün beni Beşiktaş antrenmanına yolladılar. Futbolcularla samimiyet kurmaya başladım. En önemli futbolcuyu 10 saniye sonra canlı yayına çıkarıyordum.
Konuşma yasağı bana işlemiyordu. İngilizcem iyiydi, örneğin Beşiktaş’ın o zamanki teknik direktörü Christoph Daum’un dediklerini anında tercüme ediyordum.
Tüm bunlar ekrandan da belli olmaya başlayınca yükselme devrim başladı.
( Haber 7 )
Yorum