: ): ): )beerbeerbeerbeerbeerbeerbeerAdını Avrupa'ya ezberletiyor: 2-1
Sarı-lacivertli ekip, bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde sadece iki gol yiyen Chelsea önünde Deivid’in kendi kalesine attığı golle sarsıldı. Ancak maçı bırakmadı. İkinci yarıda önce Kazım, ardından Deivid’in müthiş füzesi tarihi bir galibiyetin kapılarını açtı.
MEHMET DEMİRKOL
Chelsea’nin Şampiyonlar Ligi’nde bu kadar az gol yemesinin sebebini dün maç başlar başlamaz izlemeye başladık. Drogba’yı savunmanın arasına salıp, 5’li sıkı kademeli orta sahalarını Fenerbahçe’nin savunmasının önüne dizip alanı tamamen kapadılar. Fenerbahçe için topu oradan çıkarmak çok zorlaştı. Sadece Marco’nun soğukkanlılık ve bireysel çabasıyla zaman zaman çıkabildiği bu kapanı öyle rahat kendilerini zorlamadan fazla çaba harcamadan kurdular ki, hayranlık duymamak elde değil.
Fenerbahçe’nin bu sene bu tip durumlarda fazlasıyla inisiyatif alan Gökhan’ı ve Roberto Carlos’u da olmadığı için mecburen Önder ve Vederson’un şişirmeden hallice uzun toplarına muhtaç kaldılar. Ve tabii ki beklenen oldu. Sıradan savunmacılar karşı dahi bu topları alamayan Kezman’ın Carvalho ve Terry’nin arasına bunu başarmasını beklemek fazla hayalcilik olurdu. Bunun sonucu olarak ilk yarı boyunca iki hedefi bulmayan şut denemesi, ilk kornerin 31’inci dakikada atılabilmesi ve aşağıya yazılabilecek bir pozisyon yaratılamaması oldu.
Fenerbahçe bu kapanı 35. dakikada biraz gevşetti ya da Chelsea kontratak silahını kullanmak için biraz geri çekildi. Ama sonra Fenerbahçe’nin hareketlenebildiğini söylemek güç. Her ne olursa olsun ilk yarıyı 0-0 bitirmek mümkündü ama makus talih bu kez Edu’da değil de Deivid’de vücuda gelip, Şampiyonlar Ligi’ndeki 3. kendi kalesine golü Fenerbahçe kalesine yolladı.
İkinci yarıda o başta bahsettiğimiz kapan tamamen ortadan kalktı. İki takım da orta sahayı çok zorlanmadan geçmeye başladı. Ve Kadıköy’de çok şık bir Şampiyonlar Ligi maçı oynanmaya başlandı.
Fenerbahçe adına, Marco’nun herkesten daha iyi savunmacılığının yanı sıra herkesten iyi hücumculuğu takdirin de ötesine karşılanmalı.
Chelsea adına Drogba’nın sadece kendine oynayışının altını çizmeli.
Bu arada Zico’dan Uğur, Kazım değişikliği geldi. Kıbrıslı, direkt sağ kanat değil de, Alex’in Kezman’ı tamamlamaktaki yardımcısı rolüyle sahadaydı. Belki Kezman’ı hareketlendiremedi ama Marco’nun pasında kalede Cech’in olmayışının ne demek olduğunu bize gösterdi. Kazım’ın Premiership’e kendini gösterme arzusunun büyüklüğüne şükretmeli.
Maç başından beri orta sahanın denediğine bir forvet nihayet cevap verdi diğer bir deyişle.
Sonra Semih oyuna girdi ve bambaşka bir Fenerbahçe izlemeye başladık. Kazım ve Semih’in savunma üzerine yaptığı baskı işe yaradı. İki kanadı çok iyi kullanan, göbekten dalan ve tempo yapan bir ev sahibi... Açık alanda Drogba’ya karşı gösterdiği performansla Lugano büyük bir savunma yıldızıydı. Carlos ve Gökhan’la her şey çok daha farklı, çok daha iyi olabilirdi. Ama hiçbir şey Deivid’in attığı o akıllara zarar gol kadar iyi olamazdı. Bu kez Cech’in yokluğuna hiç gönderme yapmayacağım. Çünkü o da olsa fark etmezdi sanırım.
MAÇIN ADAMI Volkan, Deivid ama illaki Marco
Sevilla maçının başındaki değil, standart Volkan’ı sadece onu iyi tanıyan arkadaşları avlıyorlar. Edu ve Deivid misal... Şaka bir yana kaya gibi sağlamdı Volkan. Türkiye’nin efsane kalecileri arasına adını yazdırmak için sadece birazcık daha gösterişsiz oynaması lazım o kadar. Deivid’in o muhteşem golü bu unvan için bile yeterli. Ama Marco’nun yeri bambaşka. Takım durgunken, hızlıyken, iyiyken, kötüyken o hep iyi. 5 yaş genç olsa 30 milyona Chelsea’ye gider. Dün o, çoğu maçta olduğu gibi sahadaki herkesten iyiydi.
MAÇIN DAKİKALARI
13 Malouda’nın soldan yaptığı ortada bu kez Edu değil Deivid ters bir vuruşla Volkan’ı avlayan isim oldu: 0-1
17 Essien’in yaklaşık 25 metreden attığı sert şutta top üst direğe vurup auta gitti.
23 Essien’in sağdan yaptığı şandel ortada Önder hareketsiz kalınca araya giren Drogba’nın şutu yandan auta çıktı
30 Ballack’ın ceza sahası içine attığı güzel pası Drogba çok iyi aldı. Vederson’un markajına rağmen sağ çaprazda çok iyi dönüp vurdu. Volkan güzel bir kurtarışla topu kornere attı.
45 Orta sahadan savunmanın arkasına atılan topa Volkan risk alarak çıktı ve Drogba’dan çok az önce yetişip net pozisyonu engelledi.
50 Önder’in sağdan çok güzel ortasına Alex kafayı iyi vuramadı.
58 Lampard’ın sürüklediği hızlı akında Ballack’ın attığı uzak şutta Volkan golü önledi.
64 Bu kez Fenerbahçe’nin hızlı akınında uzak şut Alex’ten geldi ama çok zayıftı.
65 Marco’nun orta sahadan attığı şahane uzun pasa Kazım savunmanın arkasında yetişti ve net şutuyla Cudicini avaldı: 1-1
67 Ballack’ın karşı karşıyada şutu çok netti ama Volkan yine büyüdü.
81 Deivid bu ligin muhtemel en güzel 10 golüne tepelerden girecek ikinci sayısını anormal bir vuruşla 30 metreden doksanı bularak yazdı. 2-1.
Sarı-lacivertli ekip, bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde sadece iki gol yiyen Chelsea önünde Deivid’in kendi kalesine attığı golle sarsıldı. Ancak maçı bırakmadı. İkinci yarıda önce Kazım, ardından Deivid’in müthiş füzesi tarihi bir galibiyetin kapılarını açtı.
MEHMET DEMİRKOL
Chelsea’nin Şampiyonlar Ligi’nde bu kadar az gol yemesinin sebebini dün maç başlar başlamaz izlemeye başladık. Drogba’yı savunmanın arasına salıp, 5’li sıkı kademeli orta sahalarını Fenerbahçe’nin savunmasının önüne dizip alanı tamamen kapadılar. Fenerbahçe için topu oradan çıkarmak çok zorlaştı. Sadece Marco’nun soğukkanlılık ve bireysel çabasıyla zaman zaman çıkabildiği bu kapanı öyle rahat kendilerini zorlamadan fazla çaba harcamadan kurdular ki, hayranlık duymamak elde değil.
Fenerbahçe’nin bu sene bu tip durumlarda fazlasıyla inisiyatif alan Gökhan’ı ve Roberto Carlos’u da olmadığı için mecburen Önder ve Vederson’un şişirmeden hallice uzun toplarına muhtaç kaldılar. Ve tabii ki beklenen oldu. Sıradan savunmacılar karşı dahi bu topları alamayan Kezman’ın Carvalho ve Terry’nin arasına bunu başarmasını beklemek fazla hayalcilik olurdu. Bunun sonucu olarak ilk yarı boyunca iki hedefi bulmayan şut denemesi, ilk kornerin 31’inci dakikada atılabilmesi ve aşağıya yazılabilecek bir pozisyon yaratılamaması oldu.
Fenerbahçe bu kapanı 35. dakikada biraz gevşetti ya da Chelsea kontratak silahını kullanmak için biraz geri çekildi. Ama sonra Fenerbahçe’nin hareketlenebildiğini söylemek güç. Her ne olursa olsun ilk yarıyı 0-0 bitirmek mümkündü ama makus talih bu kez Edu’da değil de Deivid’de vücuda gelip, Şampiyonlar Ligi’ndeki 3. kendi kalesine golü Fenerbahçe kalesine yolladı.
İkinci yarıda o başta bahsettiğimiz kapan tamamen ortadan kalktı. İki takım da orta sahayı çok zorlanmadan geçmeye başladı. Ve Kadıköy’de çok şık bir Şampiyonlar Ligi maçı oynanmaya başlandı.
Fenerbahçe adına, Marco’nun herkesten daha iyi savunmacılığının yanı sıra herkesten iyi hücumculuğu takdirin de ötesine karşılanmalı.
Chelsea adına Drogba’nın sadece kendine oynayışının altını çizmeli.
Bu arada Zico’dan Uğur, Kazım değişikliği geldi. Kıbrıslı, direkt sağ kanat değil de, Alex’in Kezman’ı tamamlamaktaki yardımcısı rolüyle sahadaydı. Belki Kezman’ı hareketlendiremedi ama Marco’nun pasında kalede Cech’in olmayışının ne demek olduğunu bize gösterdi. Kazım’ın Premiership’e kendini gösterme arzusunun büyüklüğüne şükretmeli.
Maç başından beri orta sahanın denediğine bir forvet nihayet cevap verdi diğer bir deyişle.
Sonra Semih oyuna girdi ve bambaşka bir Fenerbahçe izlemeye başladık. Kazım ve Semih’in savunma üzerine yaptığı baskı işe yaradı. İki kanadı çok iyi kullanan, göbekten dalan ve tempo yapan bir ev sahibi... Açık alanda Drogba’ya karşı gösterdiği performansla Lugano büyük bir savunma yıldızıydı. Carlos ve Gökhan’la her şey çok daha farklı, çok daha iyi olabilirdi. Ama hiçbir şey Deivid’in attığı o akıllara zarar gol kadar iyi olamazdı. Bu kez Cech’in yokluğuna hiç gönderme yapmayacağım. Çünkü o da olsa fark etmezdi sanırım.
MAÇIN ADAMI Volkan, Deivid ama illaki Marco
Sevilla maçının başındaki değil, standart Volkan’ı sadece onu iyi tanıyan arkadaşları avlıyorlar. Edu ve Deivid misal... Şaka bir yana kaya gibi sağlamdı Volkan. Türkiye’nin efsane kalecileri arasına adını yazdırmak için sadece birazcık daha gösterişsiz oynaması lazım o kadar. Deivid’in o muhteşem golü bu unvan için bile yeterli. Ama Marco’nun yeri bambaşka. Takım durgunken, hızlıyken, iyiyken, kötüyken o hep iyi. 5 yaş genç olsa 30 milyona Chelsea’ye gider. Dün o, çoğu maçta olduğu gibi sahadaki herkesten iyiydi.
MAÇIN DAKİKALARI
13 Malouda’nın soldan yaptığı ortada bu kez Edu değil Deivid ters bir vuruşla Volkan’ı avlayan isim oldu: 0-1
17 Essien’in yaklaşık 25 metreden attığı sert şutta top üst direğe vurup auta gitti.
23 Essien’in sağdan yaptığı şandel ortada Önder hareketsiz kalınca araya giren Drogba’nın şutu yandan auta çıktı
30 Ballack’ın ceza sahası içine attığı güzel pası Drogba çok iyi aldı. Vederson’un markajına rağmen sağ çaprazda çok iyi dönüp vurdu. Volkan güzel bir kurtarışla topu kornere attı.
45 Orta sahadan savunmanın arkasına atılan topa Volkan risk alarak çıktı ve Drogba’dan çok az önce yetişip net pozisyonu engelledi.
50 Önder’in sağdan çok güzel ortasına Alex kafayı iyi vuramadı.
58 Lampard’ın sürüklediği hızlı akında Ballack’ın attığı uzak şutta Volkan golü önledi.
64 Bu kez Fenerbahçe’nin hızlı akınında uzak şut Alex’ten geldi ama çok zayıftı.
65 Marco’nun orta sahadan attığı şahane uzun pasa Kazım savunmanın arkasında yetişti ve net şutuyla Cudicini avaldı: 1-1
67 Ballack’ın karşı karşıyada şutu çok netti ama Volkan yine büyüdü.
81 Deivid bu ligin muhtemel en güzel 10 golüne tepelerden girecek ikinci sayısını anormal bir vuruşla 30 metreden doksanı bularak yazdı. 2-1.
Yorum