Hiç bir yorum eklemeden Fotomaç Gazetesinden hakkı Yalçının bugünkü yazısını veriyorum...
Adalet bandosu
Haydi Sayın Yıldırım Demirören. Gençlerbirliği'nin verilmeyen penaltısı için de, Federasyon Başkanı'nı arayın. Gerçek adalete bekçilik yapın biraz. Haydi Sayın Adnan Polat! Bir gece yarısı bildirisi daha yayınlayın. Sabri'nin penaltısını takın kolunuza. Sizi Yıldırım Demirören'le kol kola görelim yine. "Beyaz sayfaların üzerinde" bir akşam yemeği yiyin!
Bakıyorum da, sezon başından beri hakemlerin adaletsiz servislerinden memnun kalanlar, konu Fenerbahçe olduğunda adalet bandosu kuruyorlar. Birbirleriyle dirsek temas aralığını bozmayanlar, Fenerbahçe'ye karşı ağız birliği oluşturuyorlar. Aynı nefret humması. Yaralarını birbirlerine sardıran ortaklığın, adaletsizliğe karşı değil, sadece ve sadece Fenerbahçe'ye karşı olduğunu görmüyor muyuz?
Cumartesi gecesi İstanbul'da berbat bir hakem vardı. Fenerbahçe'nin kazanma sebebini de bu hakem oluşturdu. Galatasaray da Kuddusi'yle kazandı. Bu ülkede hakemlerin sorun olduğunu yıllardır yazıyoruz da, diğer takımların hatalarından, kendilerine "Bize yok mu?" çığırtkanlığı yapanları niye yazmayalım?
Gelelim Kayserispor'a. Yiğitçe mücadele etmeye ellerimiz çatlayıncaya kadar alkış! Ama Kayserisporlu futbolcuların, maç boyu yerdeki "ninni seansları", Fenerbahçe'ye iki sezon önce Denizli'de kurulan konfeti tuzağının başka biçimidir. Maçtan sonra hakeme "aşağılık" diyen Tolunay Kafkas, kendisini "yukarıda" tutan hangi değeri temsil etmiştir acaba? Bir adamı, böylesine psikolojik bozukluğa iten gerçeğin arkasında, başkaları var mıdır?
Lig TV'ye bakın... Semih'in attığı golde, çizgi üstüne çizgi çektiler. Neden hep Fenerbahçe için çekilir bu çizgiler, onu sormayın bile. Ama onlardan birkaç hafta önceki Galatasaray-Kayserispor maçının bandını yeniden yayınlamalarını isteyin. Ve insanları "aşağılık" olarak niteleyen Tolunay Kafkas'ın, yukarıdaki takımlara neden aynı itinayı göstermediğini görüp, bir çift laf da siz edin!
Sezon başından beri hakem hataları ortaya koyulduğunda, ganimeti toplayan takımın Galatasaray olduğunu görürsünüz! Ama ne televizyonların, ne gazetelerin ve ne de diğer takım yöneticilerinin, bu hatalara tek kelime ettiğini göremezsiniz. Ümit Karan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye'ye son dakikada attığı golün çizgisini bekliyorum hâlâ! O dürüst ve tarafsız Lig TV yöneticilerinden.
Evet, futbolumuzun hakem sorunu var. Ama hakemlerden önce yönetici sorunu var. Ve bir takıma karşı örgütlenen çok takımlı şirket ortaklığı sorunu var. Bunların kökü kazınmadan adalet olmaz!
Kayserispor maçından sonra kopartılan fırtınanın asıl sebebi, kupadan hakem kararıyla el çektirilen Fenerbahçe'nin, Ali Sami Yen ve Avni Aker'deki maçları üzerine hakemleri yoğunlaştırmaktır. Cüneyt Çakır gibi bir hakemle yarı finale çıkan Galatasaraylı yöneticiler sebepsiz konuşmazlar! "İki kupayı birden alacağız" derken...
Neyse, bu gece tarihi bir gece... Chelsea karşılaşmasının sonucu ne olursa olsun, o futbolcuların başımızın üstünde yeri var. Onlar, bu karanlık ül***e inat, Avrupa'da "futbol güneşini" uyandırdılar ya... Bu gerçek bile bu sezon için yeter. Bunun ötesi... Cennet'in ta kendisi...
Hakkı Yalçın
Fotomaç Gazetesi
Adalet bandosu
Haydi Sayın Yıldırım Demirören. Gençlerbirliği'nin verilmeyen penaltısı için de, Federasyon Başkanı'nı arayın. Gerçek adalete bekçilik yapın biraz. Haydi Sayın Adnan Polat! Bir gece yarısı bildirisi daha yayınlayın. Sabri'nin penaltısını takın kolunuza. Sizi Yıldırım Demirören'le kol kola görelim yine. "Beyaz sayfaların üzerinde" bir akşam yemeği yiyin!
***
Bakıyorum da, sezon başından beri hakemlerin adaletsiz servislerinden memnun kalanlar, konu Fenerbahçe olduğunda adalet bandosu kuruyorlar. Birbirleriyle dirsek temas aralığını bozmayanlar, Fenerbahçe'ye karşı ağız birliği oluşturuyorlar. Aynı nefret humması. Yaralarını birbirlerine sardıran ortaklığın, adaletsizliğe karşı değil, sadece ve sadece Fenerbahçe'ye karşı olduğunu görmüyor muyuz?
***
Cumartesi gecesi İstanbul'da berbat bir hakem vardı. Fenerbahçe'nin kazanma sebebini de bu hakem oluşturdu. Galatasaray da Kuddusi'yle kazandı. Bu ülkede hakemlerin sorun olduğunu yıllardır yazıyoruz da, diğer takımların hatalarından, kendilerine "Bize yok mu?" çığırtkanlığı yapanları niye yazmayalım?
***
Gelelim Kayserispor'a. Yiğitçe mücadele etmeye ellerimiz çatlayıncaya kadar alkış! Ama Kayserisporlu futbolcuların, maç boyu yerdeki "ninni seansları", Fenerbahçe'ye iki sezon önce Denizli'de kurulan konfeti tuzağının başka biçimidir. Maçtan sonra hakeme "aşağılık" diyen Tolunay Kafkas, kendisini "yukarıda" tutan hangi değeri temsil etmiştir acaba? Bir adamı, böylesine psikolojik bozukluğa iten gerçeğin arkasında, başkaları var mıdır?
***
Lig TV'ye bakın... Semih'in attığı golde, çizgi üstüne çizgi çektiler. Neden hep Fenerbahçe için çekilir bu çizgiler, onu sormayın bile. Ama onlardan birkaç hafta önceki Galatasaray-Kayserispor maçının bandını yeniden yayınlamalarını isteyin. Ve insanları "aşağılık" olarak niteleyen Tolunay Kafkas'ın, yukarıdaki takımlara neden aynı itinayı göstermediğini görüp, bir çift laf da siz edin!
***
Sezon başından beri hakem hataları ortaya koyulduğunda, ganimeti toplayan takımın Galatasaray olduğunu görürsünüz! Ama ne televizyonların, ne gazetelerin ve ne de diğer takım yöneticilerinin, bu hatalara tek kelime ettiğini göremezsiniz. Ümit Karan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye'ye son dakikada attığı golün çizgisini bekliyorum hâlâ! O dürüst ve tarafsız Lig TV yöneticilerinden.
***
Evet, futbolumuzun hakem sorunu var. Ama hakemlerden önce yönetici sorunu var. Ve bir takıma karşı örgütlenen çok takımlı şirket ortaklığı sorunu var. Bunların kökü kazınmadan adalet olmaz!
***
Kayserispor maçından sonra kopartılan fırtınanın asıl sebebi, kupadan hakem kararıyla el çektirilen Fenerbahçe'nin, Ali Sami Yen ve Avni Aker'deki maçları üzerine hakemleri yoğunlaştırmaktır. Cüneyt Çakır gibi bir hakemle yarı finale çıkan Galatasaraylı yöneticiler sebepsiz konuşmazlar! "İki kupayı birden alacağız" derken...
***
Neyse, bu gece tarihi bir gece... Chelsea karşılaşmasının sonucu ne olursa olsun, o futbolcuların başımızın üstünde yeri var. Onlar, bu karanlık ül***e inat, Avrupa'da "futbol güneşini" uyandırdılar ya... Bu gerçek bile bu sezon için yeter. Bunun ötesi... Cennet'in ta kendisi...
Hakkı Yalçın
Fotomaç Gazetesi
Yorum