Başvurulara gelen komik cevaplar
-Televizyon üretim departmanımızdaki teknisyenlik pozisyonu için bir adayla görüştüm. Altyapısında televizyon veya elektronik ile ilgili herhangi bir tecrübe yoktu. Bunun üzerine, hiç televizyonun içini açıp neler olduğuna bakıp bakmadığını sordum. Cevabı şu oldu: “Dalga mı geçiyorsunuz? Orayı açmak çok tehlikeli!”. Söylemeye gerek yok ama, işi alamadı tabii.
-Bir adaydan, yapmaktan hoşlanmadığı bir şey söylemesini istedim. Başvurmuş olduğu Bilgisayar Programcısı pozisyonuyla ilgili bir cevap bekliyordum. Uzun uzun düşündü ve şöyle dedi: “Küveti temizlemek hiç hoşuma gitmiyor!”
-Bir fast food şirketinin danışmanlığını yapan insan kaynakları şirketine gelen gerçek bir iş başvurusu:
Sizi bu başvuruyu yapmaya iten gerçek sebep nedir?
- birbiriyle tutarsız iki cevabım var:
* insan sevgisi, hümanizm ve tüketicilerin iyi beslenmesine katkıda bulunma arzum.
* gırtlağıma kadar borca batmış olmam...
sonuç: işe alındı...
-İK müdürüydüm ve bir inşaat işçisinin başvurusunu alıyordum. “Hiç hüküm giydiniz mi?” sorusuna “Eve girip hırsızlık yapmaktan ceza aldım” yazmıştı. Daha sonra gelen “Başka özel yetenekleriniz var mı?” sorusuna da “El aletleri ile evlere rahatça girebilirim” cevabını vermişti.
-Önceki işimde, Depo Asistanı pozsiyonuna gelen başvuruları incelerken ilginç bir cevap ile karşılaşmıştım. Etnik köken bölümünde aday “Diğer” kutusunu işaretlemiş ve yanına “İnsan” yazmıştı. Gerçekten çok özgün bir cevaptı. O aday işe alınmıştı.
-Tahsildarlık pozisyonuna alım yapacaktık. Başvuruları incelerken, kariyer hedefi kısmına şunların yazılı olduğu bir özgeçmişle karşılaştım: “Herkes gibi ben de başarılı olmak istiyorum. Ancak ben çıtayı yükseltmek ve çok çok başarılı olmak istiyorum. İş, aile ve kişisel yaşamda hep 1 numara olmak istiyorum.” Çok mu başarılı olmak istiyorsunuz? Ne kadar ilginç bir hedef. Teşekkürler. Sıradaki aday lütfen...
-Adaylara uyguladığımız standart uyuşturucu testinde, pozitif sonuçla karşılaştığımız bir adayı konuyla ilgili bilgilendirmek için çağırmıştık. Pozitif test sonucunu bildirip, işe uygun olmadığını söylediğimizde şöyle demişti: “3 hafta önce bir partide esrar içmiştim. Çıkacağını düşünmüyordum. Şimdi temizimdir herhalde. Testi bir daha yapar mısınız?
-Yıllar önce iş yerim NewYork’da, 51. cadde Batı bölgesi 140 numaradaydı. Bir adayla yapacağımız görüşmeden bir gün önce aradı ve iyi hissetmediğini söyleyerek ertelememizi rica etti. Normal ve dürüstçe bir istekti. Görüşmeyi birkaç gün sonra 10.30’a erteledik. O gün geldiğinde, 10:00 gibi aradı ve trafiğin sıkıştığını ve biraz geç kalacağını söyledi. Yine normal ve dürüstçe... 10:45’te daha da geç kalacağını, çünkü yanlış adrese, 140 yerine 1240 numaraya gittiğini söyledi. Dayanamayıp sordum: “Bugün nehirde su nasıl?”. Şaşırdı tabi. Batı bölgesinde son kapı numarası 1100’dü ve 1240’a gitmesi için nehri geçip Doğu tarafına gitmesi gerekiyordu. Sonra sabah uyuyakaldığını itiraf etti. Çok yaratıcı bir arkadaşımızdı ve belki de iyi bir yüzücüydü, ama ben yine de kendisiyle değil sıradaki adayla görüştüm.
-Bu da bizden bir hikaye... Bir bankanın yeni mezunlar için açtığı sınavı kazanan adaylar 10'ar kişilik gruplar halinde sözlü mülakata alınırlar. Görüşmede bulunan insan kaynakları yöneticisi tüm adaylara 'neden bankacılığı tercih etmek istiyorsunuz' diye sorar. Sırayla tüm adaylar biraz da abartılı bir biçimde bankacılığın çok güzel bir meslek olduğunu, hayallerindeki mesleğin bu olduğunu, banka şubelerinin çok güzel yerler olduğunu süsleyerek anlatırlar. Sıra, konuşmalardan aşırı derecede sıkılmış olan son adaya gelir ve bombayı patlatır: "Ee iktisat okuduk bu kadar yıl, hemşire mi olacaktık?"
alıntı
-Televizyon üretim departmanımızdaki teknisyenlik pozisyonu için bir adayla görüştüm. Altyapısında televizyon veya elektronik ile ilgili herhangi bir tecrübe yoktu. Bunun üzerine, hiç televizyonun içini açıp neler olduğuna bakıp bakmadığını sordum. Cevabı şu oldu: “Dalga mı geçiyorsunuz? Orayı açmak çok tehlikeli!”. Söylemeye gerek yok ama, işi alamadı tabii.
-Bir adaydan, yapmaktan hoşlanmadığı bir şey söylemesini istedim. Başvurmuş olduğu Bilgisayar Programcısı pozisyonuyla ilgili bir cevap bekliyordum. Uzun uzun düşündü ve şöyle dedi: “Küveti temizlemek hiç hoşuma gitmiyor!”
-Bir fast food şirketinin danışmanlığını yapan insan kaynakları şirketine gelen gerçek bir iş başvurusu:
Sizi bu başvuruyu yapmaya iten gerçek sebep nedir?
- birbiriyle tutarsız iki cevabım var:
* insan sevgisi, hümanizm ve tüketicilerin iyi beslenmesine katkıda bulunma arzum.
* gırtlağıma kadar borca batmış olmam...
sonuç: işe alındı...
-İK müdürüydüm ve bir inşaat işçisinin başvurusunu alıyordum. “Hiç hüküm giydiniz mi?” sorusuna “Eve girip hırsızlık yapmaktan ceza aldım” yazmıştı. Daha sonra gelen “Başka özel yetenekleriniz var mı?” sorusuna da “El aletleri ile evlere rahatça girebilirim” cevabını vermişti.
-Önceki işimde, Depo Asistanı pozsiyonuna gelen başvuruları incelerken ilginç bir cevap ile karşılaşmıştım. Etnik köken bölümünde aday “Diğer” kutusunu işaretlemiş ve yanına “İnsan” yazmıştı. Gerçekten çok özgün bir cevaptı. O aday işe alınmıştı.
-Tahsildarlık pozisyonuna alım yapacaktık. Başvuruları incelerken, kariyer hedefi kısmına şunların yazılı olduğu bir özgeçmişle karşılaştım: “Herkes gibi ben de başarılı olmak istiyorum. Ancak ben çıtayı yükseltmek ve çok çok başarılı olmak istiyorum. İş, aile ve kişisel yaşamda hep 1 numara olmak istiyorum.” Çok mu başarılı olmak istiyorsunuz? Ne kadar ilginç bir hedef. Teşekkürler. Sıradaki aday lütfen...
-Adaylara uyguladığımız standart uyuşturucu testinde, pozitif sonuçla karşılaştığımız bir adayı konuyla ilgili bilgilendirmek için çağırmıştık. Pozitif test sonucunu bildirip, işe uygun olmadığını söylediğimizde şöyle demişti: “3 hafta önce bir partide esrar içmiştim. Çıkacağını düşünmüyordum. Şimdi temizimdir herhalde. Testi bir daha yapar mısınız?
-Yıllar önce iş yerim NewYork’da, 51. cadde Batı bölgesi 140 numaradaydı. Bir adayla yapacağımız görüşmeden bir gün önce aradı ve iyi hissetmediğini söyleyerek ertelememizi rica etti. Normal ve dürüstçe bir istekti. Görüşmeyi birkaç gün sonra 10.30’a erteledik. O gün geldiğinde, 10:00 gibi aradı ve trafiğin sıkıştığını ve biraz geç kalacağını söyledi. Yine normal ve dürüstçe... 10:45’te daha da geç kalacağını, çünkü yanlış adrese, 140 yerine 1240 numaraya gittiğini söyledi. Dayanamayıp sordum: “Bugün nehirde su nasıl?”. Şaşırdı tabi. Batı bölgesinde son kapı numarası 1100’dü ve 1240’a gitmesi için nehri geçip Doğu tarafına gitmesi gerekiyordu. Sonra sabah uyuyakaldığını itiraf etti. Çok yaratıcı bir arkadaşımızdı ve belki de iyi bir yüzücüydü, ama ben yine de kendisiyle değil sıradaki adayla görüştüm.
-Bu da bizden bir hikaye... Bir bankanın yeni mezunlar için açtığı sınavı kazanan adaylar 10'ar kişilik gruplar halinde sözlü mülakata alınırlar. Görüşmede bulunan insan kaynakları yöneticisi tüm adaylara 'neden bankacılığı tercih etmek istiyorsunuz' diye sorar. Sırayla tüm adaylar biraz da abartılı bir biçimde bankacılığın çok güzel bir meslek olduğunu, hayallerindeki mesleğin bu olduğunu, banka şubelerinin çok güzel yerler olduğunu süsleyerek anlatırlar. Sıra, konuşmalardan aşırı derecede sıkılmış olan son adaya gelir ve bombayı patlatır: "Ee iktisat okuduk bu kadar yıl, hemşire mi olacaktık?"
alıntı
Yorum