Bizim gazetenin binası İstanbul’un çok ilginç yerine rastgelmiş. Mecidiyeköy’ün hemen girişinde... Ben gazete binasına her gün sabah 9’da girerim, öğleye kadar çalışırım. Binadan öğleleri çıkıyorum, Maslak istikametine; Levent’e kadar yürüyorum, dönüyorum. Ertesi gün, Şişli istikametine; Bomonti’ye kadar adımlıyorum, dönüyorum.
Etrafı gözlüyorum.
İnsanları izliyorum.
7 günah görüyorum.
Biliyorsunuzdur.
7 günah şunlardır:
Çalışmadan zenginlik.
Bilinçsiz zevk.
Ahlaksız ticaret.
İnsanlıktan yoksunluk.
İnançsız ibadet.
Sırt dönülmüş bilim.
Katledilmiş kent.
Bizim gazetenin binasının yükseldiği yer, Şişli Belediyesi sınırları içindedir. İstanbul’un ve Türkiye’nin aslında en gelişmiş, zengin ilçesidir. Yine de bu 7 günahın yedisini de yenip bütün Türkiye’ye “örnek olabilecek” başarıya henüz ulaşmamıştır. Önceki gün Şişli istikametine doğru yürürken karşı kaldırıma geçtim, 200 adım attım. Galatasaray Spor Kulübü’nün mülkü Ali Sami Yen Stadyumu’na bitişik eski Likör Fabrikası’nın bahçesine girdim.
***
Bütün günahlar bitti.
7 günah silindi.
Sanki cennete girdim.
Ulu çınarlar, ben diyeyim 100, siz söyleyin 150 yaşında manolyalar, erguvanlar, ıhlamurlar, karayemişler, kiraz ve malta eriği ağaçları... Bahçeyi dört tarafından sarıp sınır olsun diye 60 yıllık fıstık çamları, sedir çamlar, konik çamlar... Ortancalar, bahar dalları, oya çiçekleri, kartopular, mor salkımlar...
1 metre ilerisi!
Mecidiyeköy geçidi.
Yüksek gürültü.
Korkunç hava kirliliği.
Ölümcül trafik.
Egzoz dumanı, kokusu.
Çıldırtan korna sesleri.
Yürüyemeyen otomobiller, kamyonetler, şehir otobüsleri, birbirini ezerek, birbirine göğüs atarak, dirsek vurarak yol almaya çalışan insanlar.
İşte sana cehennem!
1 metre içerisi cennet.
Bu cennet; TEKEL’in 1940 yılında yaptırdığı Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası’nın bahçesidir. 1940 yılından beri İstanbul çok büyümüş, haliyle Şişli İlçesi de şiştikçe şişmiş; batıdan Harbiye’deki Divan Oteli’ni sınır alıp Maslak’ta Park Orman’a kadar uzanmış, güneyden de Beşiktaş’taki Ihlamur Kasrı’ndan başlayıp Dolapdere’ye gelip dayanmıştır.
30 kilometrekare yüzölçümü.
***
Şişli’nin nüfusu gündüzleri 4-5 milyona kadar çıkıyor, geceleri 350 bine iniyor. Türkiye’nin hemen hemen bütün bankaların genel merkez plazaları, holdinglerin merkez binaları, çok sayıda yeni alışveriş merkezi, gece kulüpleri, eğlence mekânları, iki üniversite, yüz binlerce mağaza Şişli’dedir. Türkiye’nin moda merkezi Nişantaşı da Şişli’nin içindedir. Kişi başına düşen milli gelir açısından Türkiye’nin 81 vilayetinin 69’undan daha zengindir.
İçinde bir cenneti var.
Halka açılması lazım.
Şimdi bu cennete Başbakan, iktidar partisine mensup Büyükşehir Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi ve Turizm Bakanı, günahı sokuyorlar.
Necati Doğru
Etrafı gözlüyorum.
İnsanları izliyorum.
7 günah görüyorum.
Biliyorsunuzdur.
7 günah şunlardır:
Çalışmadan zenginlik.
Bilinçsiz zevk.
Ahlaksız ticaret.
İnsanlıktan yoksunluk.
İnançsız ibadet.
Sırt dönülmüş bilim.
Katledilmiş kent.
Bizim gazetenin binasının yükseldiği yer, Şişli Belediyesi sınırları içindedir. İstanbul’un ve Türkiye’nin aslında en gelişmiş, zengin ilçesidir. Yine de bu 7 günahın yedisini de yenip bütün Türkiye’ye “örnek olabilecek” başarıya henüz ulaşmamıştır. Önceki gün Şişli istikametine doğru yürürken karşı kaldırıma geçtim, 200 adım attım. Galatasaray Spor Kulübü’nün mülkü Ali Sami Yen Stadyumu’na bitişik eski Likör Fabrikası’nın bahçesine girdim.
***
Bütün günahlar bitti.
7 günah silindi.
Sanki cennete girdim.
Ulu çınarlar, ben diyeyim 100, siz söyleyin 150 yaşında manolyalar, erguvanlar, ıhlamurlar, karayemişler, kiraz ve malta eriği ağaçları... Bahçeyi dört tarafından sarıp sınır olsun diye 60 yıllık fıstık çamları, sedir çamlar, konik çamlar... Ortancalar, bahar dalları, oya çiçekleri, kartopular, mor salkımlar...
1 metre ilerisi!
Mecidiyeköy geçidi.
Yüksek gürültü.
Korkunç hava kirliliği.
Ölümcül trafik.
Egzoz dumanı, kokusu.
Çıldırtan korna sesleri.
Yürüyemeyen otomobiller, kamyonetler, şehir otobüsleri, birbirini ezerek, birbirine göğüs atarak, dirsek vurarak yol almaya çalışan insanlar.
İşte sana cehennem!
1 metre içerisi cennet.
Bu cennet; TEKEL’in 1940 yılında yaptırdığı Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası’nın bahçesidir. 1940 yılından beri İstanbul çok büyümüş, haliyle Şişli İlçesi de şiştikçe şişmiş; batıdan Harbiye’deki Divan Oteli’ni sınır alıp Maslak’ta Park Orman’a kadar uzanmış, güneyden de Beşiktaş’taki Ihlamur Kasrı’ndan başlayıp Dolapdere’ye gelip dayanmıştır.
30 kilometrekare yüzölçümü.
***
Şişli’nin nüfusu gündüzleri 4-5 milyona kadar çıkıyor, geceleri 350 bine iniyor. Türkiye’nin hemen hemen bütün bankaların genel merkez plazaları, holdinglerin merkez binaları, çok sayıda yeni alışveriş merkezi, gece kulüpleri, eğlence mekânları, iki üniversite, yüz binlerce mağaza Şişli’dedir. Türkiye’nin moda merkezi Nişantaşı da Şişli’nin içindedir. Kişi başına düşen milli gelir açısından Türkiye’nin 81 vilayetinin 69’undan daha zengindir.
İçinde bir cenneti var.
Halka açılması lazım.
Şimdi bu cennete Başbakan, iktidar partisine mensup Büyükşehir Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi ve Turizm Bakanı, günahı sokuyorlar.
Necati Doğru
Yorum