Hıncal Uluç, bugün köşesine, bir dönem Fenerbahçe'de menajerlik görevi de üstelen şimdiki Temsilciler ve Gözlemciler Kurulu Başkanı Kemal Dinçer'in, daha önce Sabah Gazatesi'nde yayımlanan iki yazısını taşıdı. İki yazıda çok önemli sonuçlar doğaracak gibi.
Maraton.Com.Tr olarak bu iki yazıyı yorumsuz olarak yayımlıyoruz çünkü iki yazıda da yeterince yorum yapılmış!
TÜRKİYE ŞARTLARINDA POLİTİKA VE FUTBOL
(Kemal Dinçer'in bu yazısı 5 Ocak 2006'da Sabah gazetesinde yayınlandı.)
Gündemin ana maddesi federasyon seçimleri. Herkes konuşuyor ama aslında konuşulanlar boş. Kararı verecek olan hükümet. Eskiden olduğu gibi hükümet atayacak, tek fark delegeler toplanıp seçtik zannedecekler. Bakmayın Kulüpler Birliği toplantısında fikir beyan eden başkanlara, onların çoğu kendilerine gelecek talimata göre oylarını kullanacaklar. Anadolu kulüplerinin birçoğu belediye desteği olmadan yaşayamazlar. O belediyeler de çoğunlukla AKP'li olduğundan hükümetin vereceği sinyale göre oylarını kullanmaları kaçınılmaz. Zaten biliniyordu ama Atay Aktuğ net olarak başkanlıktan; AKP'lilerin müdahalesiyle devrildiğini açıkladı . Başka bir ülkede duyulsa ortalık toz duman olacak bu beyana bizde neredeyse "Niye susup yerinde oturmuyorsun?" denilecek. Celal Doğan gibi çok güçlü bir başkan bile belediye desteği olmadan işi yürütemeyip pes etmiş durumda. Bu gerçek Türkiye'nin gerçeğidir.
Levent Bıçakcı önce direndi ama sonunda pes etti. Eğitimi, sosyal yapısı, insan ilişkileri, futbolu bilgisi ve yıllarca UEFA'da yaptığı görev ile başkanlık için her türlü donanıma sahip Bıçakcı'yı başarısızlığa sürükleyen neden kendisine dikte edilen ve güvendiği başta Hasan Doğan olmak üzere yanındaki bazı kişilerdir. (Adaylığını koyan) Ayhan Bermek'in Bıçakcı'yı başarısızlığa sürükleyen aynı kişilerden yönetimini oluşturduğunu görüyor ve üzülüyorum . Hele Hasan Doğan'ın yönetim içerisinde kendi yönetimini oluşturduğunu da görüyor, daha çok üzülüyorum. Bu oluşum her şeyin başında gönül adamı olan Bermek'i çok çabuk hayal kırıklığına uğratır.
Çok sevdiğim, saydığım A. Bermek kaybetmeyi göze alıp, inandığı doğruları yapabileceği tertemiz bir yönetimle yola çıkmalı. Kendisine yakışan da budur
Hükümetiyle, kulüpleriyle, hakemiyle, futbolcusuyla, medyasıyla Türkiye, futbolda yeniden yapılanma istiyorsa Şenes Erzik etrafında kenetlenmelidir.
Yok istenen yeniden yapılanma değil de, yeniden kapılanma ve futbolun politika balçığına saplanması ise Hasan Doğan'ın ekibi ideal bir seçimdir.
-------------------------------------------------------------------------------
FENERBAHÇE GÜNLÜÐÜ
(Kemal Dinçer'in bu yazısı 18 Ağustos 2006'da Sabah'ta yayınlandı..)
Aşağıdaki günlükten bir F.Bahçeli'nin son dört aydaki ruh halini anlayabileceksiniz.
Mart 2005: Çok mutluyum; 3. şampiyonluğumuza gidiyoruz. Aziz Başkan bir, iki süper transfer yaptı mı, Şampiyonlar Ligi finalindeyiz.
2 Nisan: Gaziantep'i deplasmanda güle oynaya yendik. Sabırsızlanıyorum. Bağdat Caddesi'ndeki şampiyonluk kutlamalarını düşlüyorum..
9 Nisan: Sivas'ı da yendik. Yalnız Galatasaray'ın peşimizi bırakmaması da canımı sıkıyor. Para yok, oyuncu yok, hâlâ kazanıyorlar.
15 Nisan: Aman Allah'ım. Vestel'den 5 yedik. Yine şampiyon olacağız ama Galatasaray'ı havaya sokuyoruz..
13 Mayıs: Artık sonuna geldik. Kalbim duracak gibi oluyor. Bizimkiler artık ölürler de bu Denizli'yi yenerler. Ulusoy'un hakemleri bize bir kazık atmazlar umarım.
14 Mayıs: Kara Gün. Yazacak başka bir şey yok. Allah'ım rüya olsa bu. Bağıra bağıra gitti şampiyonluk. Yazıklar olsun.
21 Mayıs: Bir bu eksikti. Başkan istifa etti. Ayakta durması gereken kişi ilk yıkıldı.
30 Mayıs: Başkan "Dönmeyeceğim" demiş. Kaçmak yakışır mı Başkan?
5 Haziran: Kesin dönecek. Eminim. Hem de büyük transfer bombalarıyla.
18 Haziran: Başkan yok, aday yok, transfer yok. 3 ay önce ne büyük hayallerimiz varken şimdi ne karamsar bir haldeyiz
25 Haziran: Aziz Yıldırım yeniden başkan. Konuşmasında birçok yıldız saydı.
30 Haziran: Hala bomba transfer yok. Antrenör de yok. En azından Scolari olsun.
5 Temmuz: Hoppala. Zico çıkıverdi. 100. yılda bize daha kralı yakışırdı.
12 Temmuz: Gençlerbirliği'ni yendik. Sıtkım sıyrıldı futboldan. Tek tesellim bu Cavcav'ın takımını yenmemiz.
Maraton.Com.Tr olarak bu iki yazıyı yorumsuz olarak yayımlıyoruz çünkü iki yazıda da yeterince yorum yapılmış!
TÜRKİYE ŞARTLARINDA POLİTİKA VE FUTBOL
(Kemal Dinçer'in bu yazısı 5 Ocak 2006'da Sabah gazetesinde yayınlandı.)
Gündemin ana maddesi federasyon seçimleri. Herkes konuşuyor ama aslında konuşulanlar boş. Kararı verecek olan hükümet. Eskiden olduğu gibi hükümet atayacak, tek fark delegeler toplanıp seçtik zannedecekler. Bakmayın Kulüpler Birliği toplantısında fikir beyan eden başkanlara, onların çoğu kendilerine gelecek talimata göre oylarını kullanacaklar. Anadolu kulüplerinin birçoğu belediye desteği olmadan yaşayamazlar. O belediyeler de çoğunlukla AKP'li olduğundan hükümetin vereceği sinyale göre oylarını kullanmaları kaçınılmaz. Zaten biliniyordu ama Atay Aktuğ net olarak başkanlıktan; AKP'lilerin müdahalesiyle devrildiğini açıkladı . Başka bir ülkede duyulsa ortalık toz duman olacak bu beyana bizde neredeyse "Niye susup yerinde oturmuyorsun?" denilecek. Celal Doğan gibi çok güçlü bir başkan bile belediye desteği olmadan işi yürütemeyip pes etmiş durumda. Bu gerçek Türkiye'nin gerçeğidir.
Levent Bıçakcı önce direndi ama sonunda pes etti. Eğitimi, sosyal yapısı, insan ilişkileri, futbolu bilgisi ve yıllarca UEFA'da yaptığı görev ile başkanlık için her türlü donanıma sahip Bıçakcı'yı başarısızlığa sürükleyen neden kendisine dikte edilen ve güvendiği başta Hasan Doğan olmak üzere yanındaki bazı kişilerdir. (Adaylığını koyan) Ayhan Bermek'in Bıçakcı'yı başarısızlığa sürükleyen aynı kişilerden yönetimini oluşturduğunu görüyor ve üzülüyorum . Hele Hasan Doğan'ın yönetim içerisinde kendi yönetimini oluşturduğunu da görüyor, daha çok üzülüyorum. Bu oluşum her şeyin başında gönül adamı olan Bermek'i çok çabuk hayal kırıklığına uğratır.
Çok sevdiğim, saydığım A. Bermek kaybetmeyi göze alıp, inandığı doğruları yapabileceği tertemiz bir yönetimle yola çıkmalı. Kendisine yakışan da budur
Hükümetiyle, kulüpleriyle, hakemiyle, futbolcusuyla, medyasıyla Türkiye, futbolda yeniden yapılanma istiyorsa Şenes Erzik etrafında kenetlenmelidir.
Yok istenen yeniden yapılanma değil de, yeniden kapılanma ve futbolun politika balçığına saplanması ise Hasan Doğan'ın ekibi ideal bir seçimdir.
-------------------------------------------------------------------------------
FENERBAHÇE GÜNLÜÐÜ
(Kemal Dinçer'in bu yazısı 18 Ağustos 2006'da Sabah'ta yayınlandı..)
Aşağıdaki günlükten bir F.Bahçeli'nin son dört aydaki ruh halini anlayabileceksiniz.
Mart 2005: Çok mutluyum; 3. şampiyonluğumuza gidiyoruz. Aziz Başkan bir, iki süper transfer yaptı mı, Şampiyonlar Ligi finalindeyiz.
2 Nisan: Gaziantep'i deplasmanda güle oynaya yendik. Sabırsızlanıyorum. Bağdat Caddesi'ndeki şampiyonluk kutlamalarını düşlüyorum..
9 Nisan: Sivas'ı da yendik. Yalnız Galatasaray'ın peşimizi bırakmaması da canımı sıkıyor. Para yok, oyuncu yok, hâlâ kazanıyorlar.
15 Nisan: Aman Allah'ım. Vestel'den 5 yedik. Yine şampiyon olacağız ama Galatasaray'ı havaya sokuyoruz..
13 Mayıs: Artık sonuna geldik. Kalbim duracak gibi oluyor. Bizimkiler artık ölürler de bu Denizli'yi yenerler. Ulusoy'un hakemleri bize bir kazık atmazlar umarım.
14 Mayıs: Kara Gün. Yazacak başka bir şey yok. Allah'ım rüya olsa bu. Bağıra bağıra gitti şampiyonluk. Yazıklar olsun.
21 Mayıs: Bir bu eksikti. Başkan istifa etti. Ayakta durması gereken kişi ilk yıkıldı.
30 Mayıs: Başkan "Dönmeyeceğim" demiş. Kaçmak yakışır mı Başkan?
5 Haziran: Kesin dönecek. Eminim. Hem de büyük transfer bombalarıyla.
18 Haziran: Başkan yok, aday yok, transfer yok. 3 ay önce ne büyük hayallerimiz varken şimdi ne karamsar bir haldeyiz
25 Haziran: Aziz Yıldırım yeniden başkan. Konuşmasında birçok yıldız saydı.
30 Haziran: Hala bomba transfer yok. Antrenör de yok. En azından Scolari olsun.
5 Temmuz: Hoppala. Zico çıkıverdi. 100. yılda bize daha kralı yakışırdı.
12 Temmuz: Gençlerbirliği'ni yendik. Sıtkım sıyrıldı futboldan. Tek tesellim bu Cavcav'ın takımını yenmemiz.
Yorum