İstanbul’un Beşiktaş İlçesi’ne bağlı Levent semtinde 11 katlı, 48 daireli bir apartmanın yöneticisinin davası ile büyük ilaç şirketi Roche’un davası arasında ne bağlantı olabilir ki!
Bu bağlantı!
Kitaplara sığmaz.
Akıl almaz.
Kurallara uymaz.
İşinde gücünde insanların yaşadığı, kapısında güvenlik kulübesi, güvenlik kulübesinde “özel giysileri içinde güvenlik görevlileri” bulunan; altta, bodrum katında akşamları çöpleri alan kapıcısı bir de apartman yöneticisi olan kendi halinde tipik bir apartman.
Yüzlercesi var.
Her şehirde var.
Sıradan bir apartmanın yöneticisi ile dünya devi ilaç şirketi Roche’un arasındaki bağlantı “bir davadan” ötürü doğuyor.
Yanlış anlaşılmasın.
Davalar ayrı.
Dosyalar ayrı.
İşlenen suçlar ayrı.
Kişiler ayrı.
Mahkemeler ayrı.
Hâkimler ayrı.
Fakat adalet aynı.
***
Levent’teki “Gazeteciler ve Mimarlar Sitesi C1 Blok” apartmanının yöneticisi; 90 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ona 90 gün hapis cezası veren hâkim, “çok iyi niyetli, temiz ruhlu bir insansın” diyerek cezasını 75 güne indirdi ve günlüğü 20 YTL’den 1500 YTL para cezasına çevirdi.
Yurtdışı yasağı koydu.
1 yıl yasaklı.
Yurtdışına çıkmayacak.
5 yıl boyunca her ay, Levent Karakolu’na gidecek ve “Komiserim ben buradayım, yurt dışına kaçmadım” diye durum raporu verecek. Bu karar apartman yöneticisinin yüzüne okunduktan sonra, hâkim ona sordu:
- En çok ne seversin?
Yönetici, “rakı içmeyi severim” diyecekti, uygun kaçmaz diye düşündü, “denizde yüzmeyi severim sayın hâkimim” dedi. Hakim, yöneticiye kestiği cezanın son maddesi olarak da; “3 ay boyunca denize girmen de yasak” diye açıkladı.
***
Yöneticinin suçu şuydu:
Apartman kapısı önünde görevlendirdiği güvenlik görevlisinin sertifikası yoktu. Güvenlik görevlisini kursa göndermemiş ya da sertifikası olmayan birini işe almıştı. Yasaya göre “sertifikası olmayan bir güvenlik görevlisini çalıştırmanın cezası” buydu.
Yönetici cezayı çekecekti.
Levent’teki bu apartmanın yöneticisi; “75 gün hapis karşılığı 1500 YTL para cezası, 1 yıl yurtdışına çıkma yasağı, 5 yıl boyunca her ay karakola gidip buradayım komiserim deme mecburiyeti ve 3 ay da denize girme yasağı” na mahkûm edildiği gün, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nazmi Okumuş, Ankara’ya Yargıtay’a “bir temyiz dilekçesi” yazdı ve gönderdi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı, “Roche şirketinin SSK’ya pahalı ilaç satması” davasında beraat kararı verilmesinin “adalete uymadığını” dile getiriyor ve “bu karar kamuoyunun adalete olan güvenini sarsar” diye yazıyordu. Roche şirketi ve onun yöneticileri devleti 8.2 milyon YTL zarara uğrattıkları iddiasıyla yargılanmış ve beraat etmişlerdi.
İlginç değil mi?
Necati Doğru
Bu bağlantı!
Kitaplara sığmaz.
Akıl almaz.
Kurallara uymaz.
İşinde gücünde insanların yaşadığı, kapısında güvenlik kulübesi, güvenlik kulübesinde “özel giysileri içinde güvenlik görevlileri” bulunan; altta, bodrum katında akşamları çöpleri alan kapıcısı bir de apartman yöneticisi olan kendi halinde tipik bir apartman.
Yüzlercesi var.
Her şehirde var.
Sıradan bir apartmanın yöneticisi ile dünya devi ilaç şirketi Roche’un arasındaki bağlantı “bir davadan” ötürü doğuyor.
Yanlış anlaşılmasın.
Davalar ayrı.
Dosyalar ayrı.
İşlenen suçlar ayrı.
Kişiler ayrı.
Mahkemeler ayrı.
Hâkimler ayrı.
Fakat adalet aynı.
***
Levent’teki “Gazeteciler ve Mimarlar Sitesi C1 Blok” apartmanının yöneticisi; 90 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ona 90 gün hapis cezası veren hâkim, “çok iyi niyetli, temiz ruhlu bir insansın” diyerek cezasını 75 güne indirdi ve günlüğü 20 YTL’den 1500 YTL para cezasına çevirdi.
Yurtdışı yasağı koydu.
1 yıl yasaklı.
Yurtdışına çıkmayacak.
5 yıl boyunca her ay, Levent Karakolu’na gidecek ve “Komiserim ben buradayım, yurt dışına kaçmadım” diye durum raporu verecek. Bu karar apartman yöneticisinin yüzüne okunduktan sonra, hâkim ona sordu:
- En çok ne seversin?
Yönetici, “rakı içmeyi severim” diyecekti, uygun kaçmaz diye düşündü, “denizde yüzmeyi severim sayın hâkimim” dedi. Hakim, yöneticiye kestiği cezanın son maddesi olarak da; “3 ay boyunca denize girmen de yasak” diye açıkladı.
***
Yöneticinin suçu şuydu:
Apartman kapısı önünde görevlendirdiği güvenlik görevlisinin sertifikası yoktu. Güvenlik görevlisini kursa göndermemiş ya da sertifikası olmayan birini işe almıştı. Yasaya göre “sertifikası olmayan bir güvenlik görevlisini çalıştırmanın cezası” buydu.
Yönetici cezayı çekecekti.
Levent’teki bu apartmanın yöneticisi; “75 gün hapis karşılığı 1500 YTL para cezası, 1 yıl yurtdışına çıkma yasağı, 5 yıl boyunca her ay karakola gidip buradayım komiserim deme mecburiyeti ve 3 ay da denize girme yasağı” na mahkûm edildiği gün, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nazmi Okumuş, Ankara’ya Yargıtay’a “bir temyiz dilekçesi” yazdı ve gönderdi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı, “Roche şirketinin SSK’ya pahalı ilaç satması” davasında beraat kararı verilmesinin “adalete uymadığını” dile getiriyor ve “bu karar kamuoyunun adalete olan güvenini sarsar” diye yazıyordu. Roche şirketi ve onun yöneticileri devleti 8.2 milyon YTL zarara uğrattıkları iddiasıyla yargılanmış ve beraat etmişlerdi.
İlginç değil mi?
Necati Doğru
Yorum