HAYVANLAR ALEMİ
ADİL PAYLAŞIM
Tilki, kurt ve arslan ava gitmişler. Aslan ekip başkanı olarak kükremiş:
- "Herkes ne avlarsa akşam buraya getirecek."
Akşam avlanma işlemi bitince hasılata bakmışlar: Bir tane tavşan, bir tane yaban keçisi, bir tane de geyik var. Aslan yanlış yapmayacağını düşündüğü için kurda dönerek:
- Bu ganimetleri güzelce paylaştır.
Kurt:
- Efendim ben çok yoruldum.
Sadece geyiği alsam yeter. Geriye kalan hayvanları da siz kendi aranızda paylaşırsınız, der.
Bu durumdan hiç memnun olmayan ve bir şeylerin ters gittiğini anlayan as;lan kurdu bir pençe ile yere serer. Olup biteni merakla izleyen tilkiye dönen aslan hadi şimdi sen bunları bir paylaştır.
Tilki:
- O efendim! Siz şimdi yoruldunuz, enerji sarf ettiniz, onun için geyiği afiyetle yiyiniz. Ardından güzel bir uyku çekiniz. Kalkınca sabah kahvaltısı olarak yaban keçisini yersiniz. Ve dün çok yorulduğunuzdan tekrar ava çıkma ihtiyacı hissetmeden de öğleyin de tavşanı yersiniz. Aslan bu paylaşımdan bir hayli memnun kalır fakat merakından da sormadan edemez:
- Peki bu adil paylaşımı nereden öğrendin. Titrek bir sesle tilki yerde upuzun yatan kurdu göstererek:
- İşte bundan, der.
"Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar" demişler ama bizde incir çekirdeğini doldurmayan sudan sebeplerden kıyamet kopar, bu yüzden kopmaz. Bir paket makarnaya, bulgura fit oluruz.
***
GAZETECİLER NEREDE
Çok kıymetli bir köpek evden kaçmış. Oturduğu küçük kentte yetkili olan kişi orada çıkan yerel gazeteye bir ilan gönderip, bulana 1000 dolar ödül verecekmiş. Fakat gönderdiği ilan gazetede çıkmamış. İlanı başka bir yere de vermek istemiyormuş. Öfkelenen yetkili doğruca yönetimine gitmiş.
- İlan servisi şefiyle görüşmek istiyorum, demiş.
Orada danışmada duran bir delikanlı:
- Dışarıda, diye cevap vermiş.
- Ya yardımcısı?
- O da yok.
- O halde yazı işleri müdürüyle konuşayım.
- O da dışarıda.
- Peki, ya gazetenin sahibi?
- O da burada değil.
- İnanılır gibi değil! Nerede bu adamlar?
- Köpeğinizi aramaya gittiler, efendim.
Tüm zorluklara karşın ayakta kalan yerel basın ve emekçilerine saygı duymak gerekmez mi?
***
KONUŞMANIN SIRRI
Bir gün çiftlikte sabana koşulan öküz, sahibine şöyle dedi:
- Ben hastayım. Yarın çalışmayacağım.
Ertesi sabah çiftçi de eşeğini sabana koştu. Akşam, öküz eşeğe sordu:
- Nasıl, kolay oldu mu?
- Eh!
- Patron bir şey demedi ya?
- Hayır.
Bunun üzerine o akşam da sahibine hasta olduğunu ve çalışamayacağını tekrarladı. Yine eşeği sabana koştular. Ve zavallı hayvan akşam perişan bir halde döndü. Öküz:
- Nasıl geçti, diye sordu.
- Eh, şöyle böyle.
- Patron yine bir şey demedi ya?
- Yok, demedi, ama bir ara baktım kasapla konuşuyordu.
"Sen eşek olduktan sonra semer vuran çok olur."
Kaynak: Devrek Postası
ADİL PAYLAŞIM
Tilki, kurt ve arslan ava gitmişler. Aslan ekip başkanı olarak kükremiş:
- "Herkes ne avlarsa akşam buraya getirecek."
Akşam avlanma işlemi bitince hasılata bakmışlar: Bir tane tavşan, bir tane yaban keçisi, bir tane de geyik var. Aslan yanlış yapmayacağını düşündüğü için kurda dönerek:
- Bu ganimetleri güzelce paylaştır.
Kurt:
- Efendim ben çok yoruldum.
Sadece geyiği alsam yeter. Geriye kalan hayvanları da siz kendi aranızda paylaşırsınız, der.
Bu durumdan hiç memnun olmayan ve bir şeylerin ters gittiğini anlayan as;lan kurdu bir pençe ile yere serer. Olup biteni merakla izleyen tilkiye dönen aslan hadi şimdi sen bunları bir paylaştır.
Tilki:
- O efendim! Siz şimdi yoruldunuz, enerji sarf ettiniz, onun için geyiği afiyetle yiyiniz. Ardından güzel bir uyku çekiniz. Kalkınca sabah kahvaltısı olarak yaban keçisini yersiniz. Ve dün çok yorulduğunuzdan tekrar ava çıkma ihtiyacı hissetmeden de öğleyin de tavşanı yersiniz. Aslan bu paylaşımdan bir hayli memnun kalır fakat merakından da sormadan edemez:
- Peki bu adil paylaşımı nereden öğrendin. Titrek bir sesle tilki yerde upuzun yatan kurdu göstererek:
- İşte bundan, der.
"Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar" demişler ama bizde incir çekirdeğini doldurmayan sudan sebeplerden kıyamet kopar, bu yüzden kopmaz. Bir paket makarnaya, bulgura fit oluruz.
***
GAZETECİLER NEREDE
Çok kıymetli bir köpek evden kaçmış. Oturduğu küçük kentte yetkili olan kişi orada çıkan yerel gazeteye bir ilan gönderip, bulana 1000 dolar ödül verecekmiş. Fakat gönderdiği ilan gazetede çıkmamış. İlanı başka bir yere de vermek istemiyormuş. Öfkelenen yetkili doğruca yönetimine gitmiş.
- İlan servisi şefiyle görüşmek istiyorum, demiş.
Orada danışmada duran bir delikanlı:
- Dışarıda, diye cevap vermiş.
- Ya yardımcısı?
- O da yok.
- O halde yazı işleri müdürüyle konuşayım.
- O da dışarıda.
- Peki, ya gazetenin sahibi?
- O da burada değil.
- İnanılır gibi değil! Nerede bu adamlar?
- Köpeğinizi aramaya gittiler, efendim.
Tüm zorluklara karşın ayakta kalan yerel basın ve emekçilerine saygı duymak gerekmez mi?
***
KONUŞMANIN SIRRI
Bir gün çiftlikte sabana koşulan öküz, sahibine şöyle dedi:
- Ben hastayım. Yarın çalışmayacağım.
Ertesi sabah çiftçi de eşeğini sabana koştu. Akşam, öküz eşeğe sordu:
- Nasıl, kolay oldu mu?
- Eh!
- Patron bir şey demedi ya?
- Hayır.
Bunun üzerine o akşam da sahibine hasta olduğunu ve çalışamayacağını tekrarladı. Yine eşeği sabana koştular. Ve zavallı hayvan akşam perişan bir halde döndü. Öküz:
- Nasıl geçti, diye sordu.
- Eh, şöyle böyle.
- Patron yine bir şey demedi ya?
- Yok, demedi, ama bir ara baktım kasapla konuşuyordu.
"Sen eşek olduktan sonra semer vuran çok olur."
Kaynak: Devrek Postası
Yorum