Forumu ilk ziyaretiniz ise, yukarıda bulunan FAQ linkine tıklayın. Mesaj göndermeden önce KAYIT
olmanız gerekebilir. Mesaj göndermeye başlamak için, aşağıdaki seçimden ziyaret etmek istediğiniz forumu seçin.
Konu: Siz Hiç Böyle Büyük Bir Adam Tanıdınız mı???
Yarın Ve Bu Hafta İçerisinde.....
Osmanlı'nın son dönemlerinden Türk Milleti'ni kurtuluş yıllarına taşıdığı ve Cumhuriyet'i ilan edip Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğu yıllar boyunca Atatürk'ün yanında sadık, vatansever subaylar, vatanını ve milletini hiçbir şeye değişmeyen gerçek Türkler bulunuyordu. Atatürk bu gerçek vatanseverlerin desteğini her zaman arkasında hissetti. Her ne koşul olursa olsun asla taviz vermeyen bu kişiler Atatürk'ün her zaman en yakınında oldular.
Bu bölümde de Milli Mücadele yıllarından itibaren Ata'mızın hep yanında olan yakın arkadaşlarından bazılarını tanıyacağız.
Konu: Siz Hiç Böyle Büyük Bir Adam Tanıdınız mı???
Originally posted by osaka
Atatürk.üm sen sağ olsaydın dünyanın süper gücü bizdik 1 numaraydık atam neredesin seni arıyoruz...
Başımıza her gelen milleti yerine kendi cebini, dostlarını, akrabalaırını, refahını ve menfaatlerini düşündükçe, neden diyor insan? Neden Atatürk'ler 100 yılda bir olsa da gelmezler...
Konu: Siz Hiç Böyle Büyük Bir Adam Tanıdınız mı???
ÇİN
Mustafa Kemal yeni Türkiye' nin kalbidir. Eski, yıpranmış bir
toplumdan yepyeni, güçlü bir millet yaratmış, eşsiz
kişiliğiyle kendini herkese saydırmış, enerjisiyle herkesi
kendine inandırmıştır.
Konu: Siz Hiç Böyle Büyük Bir Adam Tanıdınız mı???
5.KABUL SALONUNDAKI AT YAVRUSU
Atlardan sonra en sevdigi hayvan kopekti. "Fox" adini verdigi kopegi,
Gazi`nin yataginin ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara duskunlugu o dereceydi
ki
bir gun misafirlerinin de gorebilmesi icin yeni dogmus bir tayla
annesinin
Cankaya Kosku kabul salonuna getirilmesini bile emretmisti.
Konu: Siz Hiç Böyle Büyük Bir Adam Tanıdınız mı???
HİLAFET
« Hilâfeti muhafaza edeceğiz. Şu şartla ki, Büyük Millet Meclisi ve millet, hilâfetin dayanacağı bir mesnet ve kuvvet olacaktır. »
02. 11. 1922, Bursa, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç.
« … Esasen bu mesele yalnız Türkiye’ye ait olmayıp bütün islâm alemini ilgilendiren bir meseledir. »
02. 11. 1922, Bursa, Le Petit Parisien Muhabirine Demeç.
«Bütün İslâm aleminin gerçek kurtuluşuna kadar varlığını korumayı görev bildiğimiz hilâfet makamı Türkiye Devleti’nin ne istiklâli, ne idaresi ve ne de hakimiyeti ile zıtlık teşkil etmez. Bu makam ve bu makamda oturan kişinin varlığı, sebebiyet verilmedikçe sakıncaların kaynağı olarak düşünülemez. Fakat şurası kesinlikte bilinmelidir ki, herhangi bir makam ve şahıs tarafından bu sakınca doğurulduğu gün orada teori biter, pratik ve uygulama başlar. »
18. 01. 1923, İzmit Halkı İle Konuşma.
« … Bu makamı Türkiye milletinin hakimiyetini ihlâl edecek bir makam diye anlamak doğru değildir. Bugün halife olan kişinin bizim ile beraber aynı gerçekleri takdir buyurduğunu zannederim. Ancak bir sakınca ortaya çıkarsa yalnız bu makama atfetmek lazım gelmez. Bunu yapmak için her şeyden önce, fikirlerini şeriat görünümüne sokan bazı cahiller, menfaatperestler ve dalkavuklar ortaya çıkabilir. Bunların yapacağı telkinleri ve mahiyetini evvelden tanıyıp ona göre gerekli hazırlığı yapmak her ferdin ve milletin görevidir… »
18. 01. 1923, İzmit Halkı İle Konuşma.
« … Bütün İslâm milletleri üzerinde yüce ruhî görevini ifa eden halife fikri, gerçeklerden değil, kitaplardan çıkmış bir fikirdir… »
29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.
« … Tarihimizin en mesut devresi hükümdarlarımızın halife olmadıkları zamandır. Bir Türk padişahı, her nasılsa hilafeti kendine maletmek için nüfuzunu, itiyadını, servetini kullandı. Bu sırf bir tesadüf eseridir. Peygamberimiz öğrencilerine dünya milletlerine İslâmiyeti kabul ettirmelerini emretti, Bu milletlerin hükûmeti başına geçmelerini emretmedi. Peygamberin zihninden asla böyle bir fikir geçmemiştır. Hilafet demek, idare, hükûmet demektir. Hakikaten vazifesini yapmak, bütün Müslüman milletlerini idare etmek isteyen bir halife, buna nasıl muvaffak olur? İtiraf ederim ki, bu koşullar içinde beni halife tayin etseler, derhal istifamı verirdim. »
29. 10. 1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot’ya Demeç.
« Hilafetle beraber Türkiye’de mevcut olan Ortodoks ve Ermeni kiliseleri, patrikhaneleri ve Musevi hahamhanelerinin ortadan kaldırılması lazımdır. Hilafet ve bu muhtelif patrikhaneler asırlardan beri ruhani yetkilerinin sınırları dışında çok büyük ayrıcalıklar aldılar. Halkın anlayışına dayanarak bahşedilen hukuk dışı ayrıcalıklar ile cumhuriyet idaresinin uygulanması mümkün değildir… »
04. 05. 1924, New York Herald Tribune Muhabirine Demeç.
« Hilâfet, geçmişin bir rüyası olup, zamanımız da varlık nedeni yoktu… »
25. 11. 1924, Matin Gazetesi Yazarı Madam Titaniya’ya Demeç.
Yorum