Ercan GÜVEN
Kramponlar parçalanınca maça çıkamayan Şenoba Belediyespor’a, Milli Takım adına Hızır gibi yetişen Oğuz Çetin. Bugün İsviçre’de... Milli Takım’la birlikte. Cebinde bir tomar mektup...Bıçak gibi keskin, ipek mendil kadar narin mektuplar. Yürekten ve yürekli yazılmışlar
Şırnak’ın kırsalında bir çocuk gülümsese, sorumluluk kimindir sizce? Bu öyküde, Milli Takım sorumlu... Milli Takım adına Oğuz Çetin.
Kramponlar parçalanınca maça çıkamayan Şenoba Belediyespor’a Hızır gibi yetişen Oğuz Çetin.
Bugün İsviçre’de... Milli Takım’la birlikte. Cebinde bir tomar mektup...
Misak-ı Milli ile çizilmiş memleketinden.
Şırnak’tan. Bestler Dereler mevkiinden.
Hep şehit gelecek değil ya oradan. Bu kez mektup gelmiş.
Bıçak gibi keskin, ipek mendil kadar narin mektuplar. Yürekten ve yürekli yazılmışlar.
Oğuz Çetin, maçlara çıkmadan önce okuyup ağlıyor mu acaba? Olabilir...
Ama sadece Çetin’in, Milli Takım’ın bilmesi yetmez; bu memlekette yaşayan herkes okumalıdır yazılanları. Çünkü birbirimizi hatırlamaya, tanımaya, anlamaya faydası olacaktır.
Bu ülkenin bölünmezliğini ispatlamak uğruna üç nesildir siperde yatanların, şimdilik futbol oynayanlarına kulak vermek lazım kısaca.
Bu parasız vatandaşlarımızdan futbola “müşteri” olmaz, ama varlıklarıyla servetimize servet katarlar ellerini tutarsak.
Oğuz Çetin’e ve onun şahsında Milli Takım’a yazılmış mektuplardan bir tanesini hep beraber açalım:
* * *
“Ben Osman Babat. 1988 doğumluyum. Şenobaspor’da futbol lisanslıyım. Spor kulübümüze yapmış olduğunuz yardımdan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Şenobaspor hayatı boyunca ilk kez böyle kalitede ayakkabı giyiyor.
Benim ailem, PKK terör örgütü tarafından şehit edildi. 5 Mayıs 1988 yılında Ayrım Üç Kardeş Köyü’ne yapılan haince saldırıda babam, annem, ağabeyim, kardeşim ve kuzenim kalleşçe öldürüldüler. Sonra Şenoba’ya gelmek zorunda kaldık. Şimdi devletimize sadık olmaya çalışmaktayız, inancınız olsun ki, yaptığınız yardımdan dolayı çok duygulanıp mutlu olduk.
Şenoba sizin gibileriyle gurur duyuyor. Yardımlarınızı bizden esirgemeyiniz ve sizi Şenoba’ya davet ediyoruz. Sizleri aramızda görmekten şeref duyarız. Sporun gurur kaynağı sizlersiniz.
Saygılarımla. Şenoba sizinle gurur duyuyor!!!
Osman Babat”
* * *
Başka bir boyut bu... Bizim bildiğimiz hiçbir futbol kuralıyla açıklanamıyor.
Kazanan, kaybeden bile yok. Herkes kazanıyor.
Sadece şu mektup bile futbolu tek taş pırlanta yüzük haline getirip, insanlığın parmağına takıyor .
İçinde bu ülkede çekilen sıkıntılar, özlemler, yoksulluklar, sevgi, kardeşlik, dayanışma hepsi var.
Milli Takım’a sevgi bir yana saygının en hası... Mektup değil “mektep” mübarek.
“Malzeme” bu işin bahanesi... Osman’a ve arkadaşlarına mektup yazdıran, “var olduklarının”, “yaşadıklarının”, sadece sayılmayıp “saygı gördüklerinin” Milli Takım kaşesiyle tescil edilmesi meselesi.
Ve karşılığında sevgilerin en güzeli.
Gel de duygulanma şimdi Oğuz Çetin, gel de coşma Fatih Terim, gel de kazanma Milli Takım.
İşin açıkçası Osman’ın gönderdiği zarftan mektup değil, üç tane “şampiyonluk madalyası” çıkmış.
Biri Çetin’in boynuna, diğeri Milli Takım’a, üçüncüsü bize; hepimize. Bu ülkenin nüfus istatistiklerinde birer sayısal değer olmaktan çıkarıyor hepimizi bu mektup. Futbolun istatistiklerini ve hırsını da bir kenara koyuyor. Uçuruyor bizi.
Şampiyonluk ne ki?
Selam olsun Osman’a... Ve sözümüz olsun:
O malum pankartla; “Seni unutur muyuz sandın Osman”!
MALZEME YARDIMI YAPILAN ŞIRNAK’TAN, AY-YILDIZLI OYUNCULARA YOLLANAN MEKTUPLAR GÖZ YAŞARTIYOR
‘Önüne kurban keseriz’
Kulüp Başkanı Hüseyin Ebuzeydoğlu oturmuş bir teşekkür mektubu yazmış:
“Sayın Oğuz Çetin,
Attığınız adımın ne kadar büyük ve önemli olduğunu kelimelerle anlatmamız mümkün değildir. Ne zaman gençlerimize böyle imkanlar ulaşırsa, onlar da ellerinden gelen gayreti gösterip devletimize ve milletimize layık olmaya çalışacaklardır. Sayın Fatih Terimler, Oğuz Çetin Türk milletinin ve sporunun gurur kaynağısınız. Şenoba’ya gelirseniz, önünüze kurban keser davul zurnalarla karşılarız. “
Bu sevda bitmez!
“15 yaşındayım. Lise birinci sınıfa gidiyorum. Şenoba Spor Kulübü’nde lisanslı Amatör 1. Lig’de oynuyorum. Bize göndermiş olduğunuz o kramponlarla, o toplarla oynamak bizim hayallerimizdi.
Zaten sizler Türk gençliğinin ve sporunun gurur kaynağısınız.
Biz sizleri Şenoba’ya davet ediyoruz. Lütfen isteğimizi kırmayın!!!
Şenoba Sizinle Gurur Duyuyor!!!“
Aydın Fırat Nurettin Asan Lisesi.
Yüreğimizle
“Amatör lig maçlarında başladığım futbolculuk kariyerimde ilk defa çim sahada oynama şansı buldum. Ve birçok arkadaşım da öyle. Maçlarda günlük hayatta giydiğimiz spor ayakkabılarla oynamak durumundaydık. Çünkü futbol oynamak için futbol ayakkabılarımız yoktu. Sayın Oğuz Çetin, biz Türk futbolunun sadece İstanbul sınırları içinde veya Anadolu bölgelerinde olmadığını, biz Şırnaklılar olarak da futbolu çok sevdiğimizi, Milli Takımımızın her zaman yüreğimizle yanlarında olduğumuzu bilmenizi isteriz...”
Hasan Babat
Destek olun
“Herkesin buraları unuttuğu, hatta aklına bile getirmediği bir zamanda sizin buraları düşünmeniz manidardır. Ayrıyetten amatör spor ruhunun gelişmesine yardımcı olacak bu girişiminiz takdire değerdir. Kimi zaman futboldan nefret eden bir baba, kimi zaman arazisinde futbol oynanmasını istemeyen toprak sahibi ve bazen de hayatın acımasız şartları bizi bu sporu yapmaktan alıkoyabiliyor. Sizden isteğimiz spora ihtiyaç olan bu bölgede altyapı çalışmalarını desteklemek ve amatör düzeydeki kulüplere olanak sağlamaktır. Bu da bazı olumsuzlukların önüne geçecektir.”
Burak Babat
kaynak : milliyet
Kramponlar parçalanınca maça çıkamayan Şenoba Belediyespor’a, Milli Takım adına Hızır gibi yetişen Oğuz Çetin. Bugün İsviçre’de... Milli Takım’la birlikte. Cebinde bir tomar mektup...Bıçak gibi keskin, ipek mendil kadar narin mektuplar. Yürekten ve yürekli yazılmışlar
Şırnak’ın kırsalında bir çocuk gülümsese, sorumluluk kimindir sizce? Bu öyküde, Milli Takım sorumlu... Milli Takım adına Oğuz Çetin.
Kramponlar parçalanınca maça çıkamayan Şenoba Belediyespor’a Hızır gibi yetişen Oğuz Çetin.
Bugün İsviçre’de... Milli Takım’la birlikte. Cebinde bir tomar mektup...
Misak-ı Milli ile çizilmiş memleketinden.
Şırnak’tan. Bestler Dereler mevkiinden.
Hep şehit gelecek değil ya oradan. Bu kez mektup gelmiş.
Bıçak gibi keskin, ipek mendil kadar narin mektuplar. Yürekten ve yürekli yazılmışlar.
Oğuz Çetin, maçlara çıkmadan önce okuyup ağlıyor mu acaba? Olabilir...
Ama sadece Çetin’in, Milli Takım’ın bilmesi yetmez; bu memlekette yaşayan herkes okumalıdır yazılanları. Çünkü birbirimizi hatırlamaya, tanımaya, anlamaya faydası olacaktır.
Bu ülkenin bölünmezliğini ispatlamak uğruna üç nesildir siperde yatanların, şimdilik futbol oynayanlarına kulak vermek lazım kısaca.
Bu parasız vatandaşlarımızdan futbola “müşteri” olmaz, ama varlıklarıyla servetimize servet katarlar ellerini tutarsak.
Oğuz Çetin’e ve onun şahsında Milli Takım’a yazılmış mektuplardan bir tanesini hep beraber açalım:
* * *
“Ben Osman Babat. 1988 doğumluyum. Şenobaspor’da futbol lisanslıyım. Spor kulübümüze yapmış olduğunuz yardımdan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Şenobaspor hayatı boyunca ilk kez böyle kalitede ayakkabı giyiyor.
Benim ailem, PKK terör örgütü tarafından şehit edildi. 5 Mayıs 1988 yılında Ayrım Üç Kardeş Köyü’ne yapılan haince saldırıda babam, annem, ağabeyim, kardeşim ve kuzenim kalleşçe öldürüldüler. Sonra Şenoba’ya gelmek zorunda kaldık. Şimdi devletimize sadık olmaya çalışmaktayız, inancınız olsun ki, yaptığınız yardımdan dolayı çok duygulanıp mutlu olduk.
Şenoba sizin gibileriyle gurur duyuyor. Yardımlarınızı bizden esirgemeyiniz ve sizi Şenoba’ya davet ediyoruz. Sizleri aramızda görmekten şeref duyarız. Sporun gurur kaynağı sizlersiniz.
Saygılarımla. Şenoba sizinle gurur duyuyor!!!
Osman Babat”
* * *
Başka bir boyut bu... Bizim bildiğimiz hiçbir futbol kuralıyla açıklanamıyor.
Kazanan, kaybeden bile yok. Herkes kazanıyor.
Sadece şu mektup bile futbolu tek taş pırlanta yüzük haline getirip, insanlığın parmağına takıyor .
İçinde bu ülkede çekilen sıkıntılar, özlemler, yoksulluklar, sevgi, kardeşlik, dayanışma hepsi var.
Milli Takım’a sevgi bir yana saygının en hası... Mektup değil “mektep” mübarek.
“Malzeme” bu işin bahanesi... Osman’a ve arkadaşlarına mektup yazdıran, “var olduklarının”, “yaşadıklarının”, sadece sayılmayıp “saygı gördüklerinin” Milli Takım kaşesiyle tescil edilmesi meselesi.
Ve karşılığında sevgilerin en güzeli.
Gel de duygulanma şimdi Oğuz Çetin, gel de coşma Fatih Terim, gel de kazanma Milli Takım.
İşin açıkçası Osman’ın gönderdiği zarftan mektup değil, üç tane “şampiyonluk madalyası” çıkmış.
Biri Çetin’in boynuna, diğeri Milli Takım’a, üçüncüsü bize; hepimize. Bu ülkenin nüfus istatistiklerinde birer sayısal değer olmaktan çıkarıyor hepimizi bu mektup. Futbolun istatistiklerini ve hırsını da bir kenara koyuyor. Uçuruyor bizi.
Şampiyonluk ne ki?
Selam olsun Osman’a... Ve sözümüz olsun:
O malum pankartla; “Seni unutur muyuz sandın Osman”!
MALZEME YARDIMI YAPILAN ŞIRNAK’TAN, AY-YILDIZLI OYUNCULARA YOLLANAN MEKTUPLAR GÖZ YAŞARTIYOR
‘Önüne kurban keseriz’
Kulüp Başkanı Hüseyin Ebuzeydoğlu oturmuş bir teşekkür mektubu yazmış:
“Sayın Oğuz Çetin,
Attığınız adımın ne kadar büyük ve önemli olduğunu kelimelerle anlatmamız mümkün değildir. Ne zaman gençlerimize böyle imkanlar ulaşırsa, onlar da ellerinden gelen gayreti gösterip devletimize ve milletimize layık olmaya çalışacaklardır. Sayın Fatih Terimler, Oğuz Çetin Türk milletinin ve sporunun gurur kaynağısınız. Şenoba’ya gelirseniz, önünüze kurban keser davul zurnalarla karşılarız. “
Bu sevda bitmez!
“15 yaşındayım. Lise birinci sınıfa gidiyorum. Şenoba Spor Kulübü’nde lisanslı Amatör 1. Lig’de oynuyorum. Bize göndermiş olduğunuz o kramponlarla, o toplarla oynamak bizim hayallerimizdi.
Zaten sizler Türk gençliğinin ve sporunun gurur kaynağısınız.
Biz sizleri Şenoba’ya davet ediyoruz. Lütfen isteğimizi kırmayın!!!
Şenoba Sizinle Gurur Duyuyor!!!“
Aydın Fırat Nurettin Asan Lisesi.
Yüreğimizle
“Amatör lig maçlarında başladığım futbolculuk kariyerimde ilk defa çim sahada oynama şansı buldum. Ve birçok arkadaşım da öyle. Maçlarda günlük hayatta giydiğimiz spor ayakkabılarla oynamak durumundaydık. Çünkü futbol oynamak için futbol ayakkabılarımız yoktu. Sayın Oğuz Çetin, biz Türk futbolunun sadece İstanbul sınırları içinde veya Anadolu bölgelerinde olmadığını, biz Şırnaklılar olarak da futbolu çok sevdiğimizi, Milli Takımımızın her zaman yüreğimizle yanlarında olduğumuzu bilmenizi isteriz...”
Hasan Babat
Destek olun
“Herkesin buraları unuttuğu, hatta aklına bile getirmediği bir zamanda sizin buraları düşünmeniz manidardır. Ayrıyetten amatör spor ruhunun gelişmesine yardımcı olacak bu girişiminiz takdire değerdir. Kimi zaman futboldan nefret eden bir baba, kimi zaman arazisinde futbol oynanmasını istemeyen toprak sahibi ve bazen de hayatın acımasız şartları bizi bu sporu yapmaktan alıkoyabiliyor. Sizden isteğimiz spora ihtiyaç olan bu bölgede altyapı çalışmalarını desteklemek ve amatör düzeydeki kulüplere olanak sağlamaktır. Bu da bazı olumsuzlukların önüne geçecektir.”
Burak Babat
kaynak : milliyet