Çetenin mağduru çok, tapu dairelerine gidip kayıtları inceleyin.
Yaşlı ve kimsesizlerin mallarını tehditle ele geçirdikleri ve bazı mağdurları öldürdükleri belirlenen 'tapu çetesi'ne ilişkin dün İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'tan çarpıcı açıklamalar geldi. Operasyonda gözaltına alınanların 3 kişinin vahşice öldürülmesi olayına karıştıklarını ifade eden Cerrah, ölenlerin kayıp olduğu dönemde mallarının devredildiğini belirlediklerini vurguladı.
Mağdurlarla ilgili ayrıntılı bilgiler veren İstanbul Emniyet Müdürü, tapu ve banka kayıtlarına yönelik geniş çaplı incelemeler yaptıklarını anlattı. Yaşlı insanlara yapılanlar karşısında üzüldüğünü dile getirirken, "Yaşlılarımıza sahip çıkalım. Onları yalnız bırakmayalım. Bu kişilerin yakınları tapu dairelerine gidip evrakları kontrol etsinler." uyarısında bulundu. Cerrah, basın toplantısında şüphelilerle ilgili gözetim süresinin azlığından da yakındı.
İstanbul'da yaşlı ve kimsesiz kişilerin mülklerini tehdit yoluyla ele geçirdikleri tespit edilen tapu çetesi lideri Çetin Acar'ın, aç bırakıp ölümüne sebep olduğu Vanda Ayaşlı Esen'in sadece yalısına değil tüm mal varlığına sahip olmak için 'evlatlık' girişiminde bulunduğu ortaya çıktı. Acar'ın ayrıca, ölümünden sorumlu olduğu 3 kurbanının mezarını her hafta ziyaret ettiği ve vicdanını rahatlattığı öğrenildi.
Tapu çetesinin vahşetinin ayrıntıları yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Tapu çetesi üyelerinin suç dosyası kabarık çıktı. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, operasyonda gözaltına alınan şüphelilerin, 3 kişinin ölümünün yanı sıra 13 ayrı 'gasp', 'adam kaldırma', 'sahtecilik' ve 'dolandırıcılık' olayına karıştıklarının belirlendiğini söyledi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, gözaltına alınan kişilerin, 22 Nisan 2007'de mağdur İ.A.'yı Şişli'den kaçırarak 8 ay boyunca Mersin'de zorla alıkoyduklarını anlattı. Cerrah, bu süre içinde mağdurun annesi Vanda Ayaşlı Esen'in 2007'de şüpheli bir şekilde öldüğünü, ölümünden 6 gün önce de Beykoz'daki yalısını devrettiğinin belirlendiğini söyledi. Cerrah, Ekim 2007'den itibaren haber alınamayan Ş.G.'nin de kayıp olduğu süre içerisinde Yeşilköy'deki gayrimenkullerini devrettiğini belirterek, bu kişinin daha sonra Tekirdağ'da elleri koli bandıyla bağlı şekilde toprağa gömülü bulunduğunu ifade etti. Celalettin Cerrah, mağdur F.G.'nin 14 Kasım 2007'de kaçırılarak gayrimenkullerinin gasp edildiğini, 29 Kasım 2007'de Gebze'de hastane yakınında bulunduğunu, 110 gün tedavi altında kaldıktan sonra öldüğünü açıkladı. Cerrah, diğer mağdurlarla ilgili de ayrıntılı bilgiler aktardı. Yaşlı insanlara yapılanlar karşısında üzüldüğünü belirten Cerrah, "Yaşlılarımıza sahip çıkalım. Onları yalnız bırakmayalım. Bu kişilerin yakınları tapu dairelerine gidip evrakları kontrol etsinler." dedi.
Çetenin faaliyetleri konusunda ilginç bilgilere ulaşıldı. Buna göre, çete lideri Çetin Acar, Beykoz'daki yalısına el koymak için Sadullah Paşa'nın gelini Vanda Ayaşlı Esen ve oğlu İbrahim'le tanıştı. Figen Gençsoy'u eşi olarak tanıtan Acar, kısa sürede Ayaşlı Esen'in güvenini kazandı. Acar, yalıyı almak yerine mal varlığına tamamıyla sahip olmak için üvey evlat olmaya karar verdi. Ancak yaşlı kadını kandıramayınca sadece yalıyı üzerine almakla yetindi. Acar, yalıyı daha sonra 6,5 milyon YTL'ye milli boksör Ahmet Cömert'in oğlu işadamı Atilla Cömert'e sattı. Acar'ın bu yalının satımında emeği olan herkese kişi başına 100 bin dolar verdiği kaydedildi. Şemsittin Geçgil'in ise devir teslim imzasını atmadığı için Erkan Acar tarafından boğularak öldürüldüğü belirtildi. Çetin Acar, "Ben öldürülmesini istemedim. Kardeşim sinirlenip boğmuş. Orada olsaydım öldürülmesine izin vermezdim." dediği belirtildi. Üç kişinin ölümünden acı duyan Acar'ın polise, "Her hafta mezarlarının başına gidip gözyaşı döküyorum. Onlar için dualar ediyorum." dediği öğrenildi.
HaberTürk