Hacer ALKAN
hacer@internethaber.com
'Tanrı' bize torpil geçiyor...
23 Haziran 2008 Pazartesi
Mucize diyoruz...
Doğaüstü güçler diyoruz...
İnanmak diyoruz...
Mistik güçler devrede diyoruz...
Bir Çek maçı...
Bir de Hırvatistan mücadelesi...
Her ikisinde de sıradışı bir şeyler vardı...
O sıradışılığın adını "mucize, mistik güçler" koyuyoruz...
İtinayla iki kelimeden kaçınıyoruz...
Dilimiz dönmüyor o kelimelere...
Neler mi?
Tuncay'ın kaleye geçtiğinde gökyüzüne açılan o elleri...
Uğur Boral'ın penaltı atışları sırasında dudaklarındaki o mırıltı...
"Allah" demiyoruz...
"Dua" diyemiyoruz...
Dersek ne olur, "anti-laik" oluruz...
"İrticacı" oluruz...
Hiç olmadı "AK Partili" bilemediniz "Saadet Partili"yizdir...
Fişlenmekten o kadar korkar olmuşuz ki...
O penaltı atışları sırasında ettiğimiz duaları söylemiyoruz...
O kadar korkar olmuşuz ki;
Semih'in o son saniye golünde "Allahım şükürler olsun" deyişimizi anlatmıyoruz...
Daha tuhafı...
Zorda kalıp, sıkıştığımızda "dua" ediyoruz da...
Dualarımız kabul olduğunda buna "mistik güç" ya da "mucize" adını veriyoruz....
Kalkıp da;
Mucize değil, "Duaların kabulü",
Mistik güç değil, "Yaradan" diyemiyoruz...
Niye bu kadar korkuyoruz "Allah"ın adını anmaktan.
Ah pardon!
-"Allah belanı versin..."
-"Allahın cezası" ya da "Allah kahretsin" demekten kimse çekinmiyor değil mi? Bela okurken "irticacı" olunmuyor malum...
Neyse bizim yerimize Macarlar atıyor o manşeti;
-"Tanrı onlara yardım ediyor..." diyorlar...
Tabii bir de futbolcularımız...
Mucize diye nitelenen o gol için Semih ne diyordu;
-"O an topu önümde buldum ve Allah'ın verdiği son güçle vurdum."
Çek maçını çeviren Nihat ne anlatıyordu;
-"Allahım'a şükürler olsunki istediğim yere gitti vuruşlarım."
Arda diyor ki;
-"Türk halkının duaları ile buradayız..."
Bakın futbolcularımız korkmuyor...
İçlerinde o anda hissettiklerini söylüyorlar...
Siz de cesur olun azıcık...
Hadi itiraf edin penaltılarda dua ettiniz değil mi?
Deyiverin; "Yaradan bize torpil geçiyor" diye...
Tamam!
Siz Yaradan yerine Tanrı deyin...
O da kabulümüz...
Yeterki şu "mistik gücün" adını koyun...
hacer@internethaber.com
'Tanrı' bize torpil geçiyor...
23 Haziran 2008 Pazartesi
Mucize diyoruz...
Doğaüstü güçler diyoruz...
İnanmak diyoruz...
Mistik güçler devrede diyoruz...
Bir Çek maçı...
Bir de Hırvatistan mücadelesi...
Her ikisinde de sıradışı bir şeyler vardı...
O sıradışılığın adını "mucize, mistik güçler" koyuyoruz...
İtinayla iki kelimeden kaçınıyoruz...
Dilimiz dönmüyor o kelimelere...
Neler mi?
Tuncay'ın kaleye geçtiğinde gökyüzüne açılan o elleri...
Uğur Boral'ın penaltı atışları sırasında dudaklarındaki o mırıltı...
"Allah" demiyoruz...
"Dua" diyemiyoruz...
Dersek ne olur, "anti-laik" oluruz...
"İrticacı" oluruz...
Hiç olmadı "AK Partili" bilemediniz "Saadet Partili"yizdir...
Fişlenmekten o kadar korkar olmuşuz ki...
O penaltı atışları sırasında ettiğimiz duaları söylemiyoruz...
O kadar korkar olmuşuz ki;
Semih'in o son saniye golünde "Allahım şükürler olsun" deyişimizi anlatmıyoruz...
Daha tuhafı...
Zorda kalıp, sıkıştığımızda "dua" ediyoruz da...
Dualarımız kabul olduğunda buna "mistik güç" ya da "mucize" adını veriyoruz....
Kalkıp da;
Mucize değil, "Duaların kabulü",
Mistik güç değil, "Yaradan" diyemiyoruz...
Niye bu kadar korkuyoruz "Allah"ın adını anmaktan.
Ah pardon!
-"Allah belanı versin..."
-"Allahın cezası" ya da "Allah kahretsin" demekten kimse çekinmiyor değil mi? Bela okurken "irticacı" olunmuyor malum...
Neyse bizim yerimize Macarlar atıyor o manşeti;
-"Tanrı onlara yardım ediyor..." diyorlar...
Tabii bir de futbolcularımız...
Mucize diye nitelenen o gol için Semih ne diyordu;
-"O an topu önümde buldum ve Allah'ın verdiği son güçle vurdum."
Çek maçını çeviren Nihat ne anlatıyordu;
-"Allahım'a şükürler olsunki istediğim yere gitti vuruşlarım."
Arda diyor ki;
-"Türk halkının duaları ile buradayız..."
Bakın futbolcularımız korkmuyor...
İçlerinde o anda hissettiklerini söylüyorlar...
Siz de cesur olun azıcık...
Hadi itiraf edin penaltılarda dua ettiniz değil mi?
Deyiverin; "Yaradan bize torpil geçiyor" diye...
Tamam!
Siz Yaradan yerine Tanrı deyin...
O da kabulümüz...
Yeterki şu "mistik gücün" adını koyun...