Yerde vurulmuş yatan polis varya...
O görüntüler sizin de zihninizde takıldı kaldı, değil mi?İstinye’deki ABD konsolosluğunun önünde çekilen görüntüler...Haşmet Bababoğlu'ndan bir polis yazısı...
Yerde vurulmuş yatan polis... Ben, sen, o; biz!
Ağır yaralı polis memurunun göğsüne umutla bastırarak inip kalkan avuçların görüntüleri...
Görevini hakkıyla yapmaya çalışırken vurulup düşmüş gencecik insanları kaybetmemek için çırpınan ilk yardım ekibinin görüntüleri...
O görüntülere bakarken haber spikerinin ne anlattığını tam olarak işitmediniz bile, değil mi?
Yaşasın, istediniz...
O can sönmesin...
Hayata dönsün...
Ekrana bakarken bunun için dua ettiniz.
Çocuğunuz gibi geldi size yerde yatan o beden!
Dayınız, yeğeniniz, amcanız, komşunuz, arkadaşınız gibi...
Öyleydi de, öyle de olabilirdi.
***
Yok, terörden söz etmeyeceğim şimdi!
Terörün dünyayı ve toplumsal kavrayışı nasıl gerçek insanın varlığından uzaklaştırdığından; terörün en hain, en kahpe tarafının bu olduğundan da söz etmeyeceğim.
Bu vesileyle başka bir şeyden söz edeceğim.
İNSAN’dan...
Çünkü o genç polisin hayatla ölüm arasında duraksayışına; onu burada, aramızda tutmak için çırpınanlara bakarken...
Üç dört yıl önceki bir bayram günü geldi aklıma...
Akşamüstüydü.
Işıklı bir kavşağın ışıkları çalışmıyordu. Trafik memuru vardı ama sürücülere hâkim olmuş muazzam bir bencillik fırtınası kavşağın arapsaçına dönmesine yetmişti.
Trafik polisine yaklaşınca penceremi açıp “oldu mu şimdi?”der gibi baktım.
O, selam verdi. Kastımı anladığını belli ederek “bayram diye herhalde kimse beni umursamıyor” dedi.
Gülüştük. Bayramlaştık. Sonra başını iyice eğip yaklaşarak “inanır mısınız, iki gündür görevdeyim. Öfkeden delireni var, küfredeni var ama hatırımı soran, bayramımı kutlayan olmadı” dedi.
Donup kalmıştım o an, çok iyi hatırlıyorum.
***
Doğrudur; üniformanın varlık nedeni duvar örmektir. Bazen acımasız ve hemen her zaman sert bir duvar...
Üniforma giyenler o yüzden bazen sıradan insanlar olduklarını unuturlar.
Yanlışları da doğruları da burada başlar ve biter.
Ama ya biz.
Biz üniformasızlar, o üniformanın içinde bizden birileri, hatta yakınlarımız olduğunu unutmak zorunda mıyız?
Neden o üniformanın içinde bütün coşkusuyla aşk acısı, ana özlemi, çocuk sevgisi yaşayan kalpler olduğunu görmezden geliyoruz?
O üniformaların aslında nasıl müthiş bir yoksulluk ve geçim sıkıntısını sakladığına; dile getirilemez nice derdin üzerini örttüğüne neden akıl erdiremiyoruz?
***
Sözümün özü şu...
Polisi anlamanın ve yeri geldiğinde en ciddi biçimde eleştirmenin esas yolu, onu önce “İNSAN” olarak kavramak ve değerlendirmektir.
İstiyorum ki...
Konsolosluğun kapısındaki o kulübenin önünde vurulup yatan ve son bir gayretle şehadet sözcüklerini mırıldanan genç polis memurunun görüntüleri ve içimizin derinden acıyışı bizim için yeni bir başlangıç olsun.
Üniformalı veya üniformasız; hepimiz insanız, bu toplumun acısı ve sevinciyle yoğrulmuş insanlarız.
Birbirimiz için varsak, birbirimize sahip çıkarsak, birbirimiz için gönülden dua eder, birbirimizi inançla korursak bu hayat anlamlı!
HAŞMET BABAOÐLU/VATAN
" Yerde vurulmuş yatan polis varya... - SAMANYOLUHABER "
O görüntüler sizin de zihninizde takıldı kaldı, değil mi?İstinye’deki ABD konsolosluğunun önünde çekilen görüntüler...Haşmet Bababoğlu'ndan bir polis yazısı...
Yerde vurulmuş yatan polis... Ben, sen, o; biz!
Ağır yaralı polis memurunun göğsüne umutla bastırarak inip kalkan avuçların görüntüleri...
Görevini hakkıyla yapmaya çalışırken vurulup düşmüş gencecik insanları kaybetmemek için çırpınan ilk yardım ekibinin görüntüleri...
O görüntülere bakarken haber spikerinin ne anlattığını tam olarak işitmediniz bile, değil mi?
Yaşasın, istediniz...
O can sönmesin...
Hayata dönsün...
Ekrana bakarken bunun için dua ettiniz.
Çocuğunuz gibi geldi size yerde yatan o beden!
Dayınız, yeğeniniz, amcanız, komşunuz, arkadaşınız gibi...
Öyleydi de, öyle de olabilirdi.
***
Yok, terörden söz etmeyeceğim şimdi!
Terörün dünyayı ve toplumsal kavrayışı nasıl gerçek insanın varlığından uzaklaştırdığından; terörün en hain, en kahpe tarafının bu olduğundan da söz etmeyeceğim.
Bu vesileyle başka bir şeyden söz edeceğim.
İNSAN’dan...
Çünkü o genç polisin hayatla ölüm arasında duraksayışına; onu burada, aramızda tutmak için çırpınanlara bakarken...
Üç dört yıl önceki bir bayram günü geldi aklıma...
Akşamüstüydü.
Işıklı bir kavşağın ışıkları çalışmıyordu. Trafik memuru vardı ama sürücülere hâkim olmuş muazzam bir bencillik fırtınası kavşağın arapsaçına dönmesine yetmişti.
Trafik polisine yaklaşınca penceremi açıp “oldu mu şimdi?”der gibi baktım.
O, selam verdi. Kastımı anladığını belli ederek “bayram diye herhalde kimse beni umursamıyor” dedi.
Gülüştük. Bayramlaştık. Sonra başını iyice eğip yaklaşarak “inanır mısınız, iki gündür görevdeyim. Öfkeden delireni var, küfredeni var ama hatırımı soran, bayramımı kutlayan olmadı” dedi.
Donup kalmıştım o an, çok iyi hatırlıyorum.
***
Doğrudur; üniformanın varlık nedeni duvar örmektir. Bazen acımasız ve hemen her zaman sert bir duvar...
Üniforma giyenler o yüzden bazen sıradan insanlar olduklarını unuturlar.
Yanlışları da doğruları da burada başlar ve biter.
Ama ya biz.
Biz üniformasızlar, o üniformanın içinde bizden birileri, hatta yakınlarımız olduğunu unutmak zorunda mıyız?
Neden o üniformanın içinde bütün coşkusuyla aşk acısı, ana özlemi, çocuk sevgisi yaşayan kalpler olduğunu görmezden geliyoruz?
O üniformaların aslında nasıl müthiş bir yoksulluk ve geçim sıkıntısını sakladığına; dile getirilemez nice derdin üzerini örttüğüne neden akıl erdiremiyoruz?
***
Sözümün özü şu...
Polisi anlamanın ve yeri geldiğinde en ciddi biçimde eleştirmenin esas yolu, onu önce “İNSAN” olarak kavramak ve değerlendirmektir.
İstiyorum ki...
Konsolosluğun kapısındaki o kulübenin önünde vurulup yatan ve son bir gayretle şehadet sözcüklerini mırıldanan genç polis memurunun görüntüleri ve içimizin derinden acıyışı bizim için yeni bir başlangıç olsun.
Üniformalı veya üniformasız; hepimiz insanız, bu toplumun acısı ve sevinciyle yoğrulmuş insanlarız.
Birbirimiz için varsak, birbirimize sahip çıkarsak, birbirimiz için gönülden dua eder, birbirimizi inançla korursak bu hayat anlamlı!
HAŞMET BABAOÐLU/VATAN
" Yerde vurulmuş yatan polis varya... - SAMANYOLUHABER "
Yorum