21 Temmuz 2008 PAZARTESİ
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinden:
Esas No : 2008/4345
Karar No : 2008/6088
Mahkemesi : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi
Sıfatıyla)
Tarihi : 26/9/2007
Numarası : 2007/182-2007/257
Davacı : Yapı ve Kredi Bank. A.Ş. vekili avukat M. Hayati Çalıcıoğlu
Davalı : Haluk Akdeniz
Taraflar arasındaki satıcının Hakem Kurulu kararına itirazı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Kanun yararına bozulması istenilmekle dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı banka, kredi kartı kullanıcısı olan davalının Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurusu üzerine, bankaca kredi kartı sözleşmesine göre hesabından kesilen yıllık 30 YTL üyelik ücretinin iadesine karar verildiğini, halbuki, bu ücretin alınacağının sözleşme ile kararlaştırıldığı gibi, ücretin verilen ticari hizmetin karşılığı olup, yasaya aykırı olmadığını ileri sürerek, Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı' nın 14.5.2007 tarih ve 2007/158 sayılı kararının iptalini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen kredi kartı üyelik sözleşmesine göre, "kart üyelik ücretinin" hizmet karşılığı olduğu, tahsil edilen üyelik ücretinin yasal olduğu, gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; miktar itibarı ile kesin olan hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.
Dava, davacı banka tarafından kredi kartı kullanıcısı olan davalıdan tahsil edilen kredi kartı üyelik ücretinin, davalı başvurusu üzerine davacı bankadan alınmasına dair Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yasal düzenlemelere ve aralarındaki sözleşme hükümlerine göre bankanın kredi kartı kullanıcısından kullanım karşılığı yıllık ücret isteyip, isteyemiyeceği hususunda toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için bu konudaki yasal düzenlemeler ile tarafların arasındaki sözleşme hükümlerinin incelenmesi gerekir.
5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları kanununun sözleşme şekli genel işlem şartları başlıklı 6. bölümdeki 24. maddesinin 1. fıkrası "Kart çıkaran kuruluşlar ile kart hamilleri arasındaki ilişkiler, bu kanun ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde en az oniki punto ve koyu siyah harflerle hazırlanacak yazılı sözleşme ile düzenlenir. Sözleşmenin bir örneği kart hamiline ve varsa kefile verilir. Sözleşme hükümleri ve kartın kullanımı hakkında kart hamiline ayrıntılı bilgi verilmesi zorunludur." hükmünü, aynı maddenin 4. fırkasının son cümlesi "Sözleşmede kart hamilinin haklarını zedeleyici ve kart çıkaran kuruluş lehine tek taraflı haksız şartlar sağlayan hükümlere yer verilemez." hükmünü getirmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve "Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ... " hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır" hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasındaki 22.12.1995 tarihli sözleşmenin
maddesinde kart kullanıcısından kart kullanım ücretinin alınacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 22.12.1995 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin davacı banka tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan kısımların rakam, isim ve adresler yazılarak doldurulduğu, sözleşmenin on iki punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği görülmektedir. Davacı, tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi kart kullanımı ücreti adı altında bir külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığını iddia ve ispat edememiştir. Böyle olunca sözleşmedeki kredi kartı üyelik ücreti alınacağına dair hükmün açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla davacı bankanın bu sözleşme hükmüne dayalı olarak kredi kartı kullanıcısı davalıdan ücret istemesi olanaklı değildir.
Bu durumda yasaya uygun olan, Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptali istemi ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yukarda açıklanan hususlar gözetilmeden davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığının HUMK'nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonucuna etkili olmamak üzere BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 2.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinden:
Esas No : 2008/2593
KararNo : 2008/7912
Mahkemesi : İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi
Tarihi : 31/5/2007
Numarası : 2006/8-2007/359
Davacı : Digital Platform İletişimi Hiz. A.Ş. vekili avukat Erdal Büyükkaya
Davalı : Enver Bayraktar vekili avukat Tayfun Öner
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozulması istenilmekle dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı ile aralarında düzenlenen DİGİTÜRK konur içi bireysel üyelik sözleşmesi uyarınca vermiş oldukları hizmet karşılığı olan borçların ödenmediğini, yaptığı icra takibine itiraz edildiğini, tüketici sorunları, hakem heyetinin yetkili olmadığı gerekçesi ile şikayeti reddettiğini ileri sürerek hakem heyeti karanının iptali ile alacağı olan 535,48 YTL.nın faizi ile tahsiline karar verilmesi istemiştir.
Davalı, borcu bulunmadığı bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 402,55 YTL.nın davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine kesin olarak karar verilmiş; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına kararın bozulması istenilmiştir.
Yargılama sonucu davanın kısmen kabul, kısmen de reddine karar verilmiştir. HMUK. 417 maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi "davada iki taraftan her biri kısmen hakla çıkarsa mahkeme her birini masrafla ilzam veya bu masrafı aralarında takdir ettiği surette taksim eder" hükmünü öngörür. Buna göre mahkeme masraflarının davanın kabul ve red edilen miktarına, yani tarafların haklı çıktıkları miktarlara göre paylaştırılması, red edilen kısım üzerinden de kendisini yargılamada vekil aracılığı ile temsil ettiren davalı lehine de HMUK. 423. maddesinin 1. fıkrasının 6. bendine göre mahkeme masraflarından sayılan vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece davanın bir kısmının reddedildiği göz önünde bulundurularak , kendisini avukat aracılığı ile temsil ettiren davalı yararına avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün HUMK.nun 427/6 maddesi uyarınca kanun yararına bozulması gerekir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, hükmün kanun yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 5.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Resmî Gazete
Sayı : 26943
YARGITAY KARARLARI
Esas No : 2008/4345
Karar No : 2008/6088
Mahkemesi : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi
Sıfatıyla)
Tarihi : 26/9/2007
Numarası : 2007/182-2007/257
Davacı : Yapı ve Kredi Bank. A.Ş. vekili avukat M. Hayati Çalıcıoğlu
Davalı : Haluk Akdeniz
Taraflar arasındaki satıcının Hakem Kurulu kararına itirazı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Kanun yararına bozulması istenilmekle dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen kredi kartı üyelik sözleşmesine göre, "kart üyelik ücretinin" hizmet karşılığı olduğu, tahsil edilen üyelik ücretinin yasal olduğu, gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; miktar itibarı ile kesin olan hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.
Dava, davacı banka tarafından kredi kartı kullanıcısı olan davalıdan tahsil edilen kredi kartı üyelik ücretinin, davalı başvurusu üzerine davacı bankadan alınmasına dair Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptaline ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yasal düzenlemelere ve aralarındaki sözleşme hükümlerine göre bankanın kredi kartı kullanıcısından kullanım karşılığı yıllık ücret isteyip, isteyemiyeceği hususunda toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için bu konudaki yasal düzenlemeler ile tarafların arasındaki sözleşme hükümlerinin incelenmesi gerekir.
5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları kanununun sözleşme şekli genel işlem şartları başlıklı 6. bölümdeki 24. maddesinin 1. fıkrası "Kart çıkaran kuruluşlar ile kart hamilleri arasındaki ilişkiler, bu kanun ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde en az oniki punto ve koyu siyah harflerle hazırlanacak yazılı sözleşme ile düzenlenir. Sözleşmenin bir örneği kart hamiline ve varsa kefile verilir. Sözleşme hükümleri ve kartın kullanımı hakkında kart hamiline ayrıntılı bilgi verilmesi zorunludur." hükmünü, aynı maddenin 4. fırkasının son cümlesi "Sözleşmede kart hamilinin haklarını zedeleyici ve kart çıkaran kuruluş lehine tek taraflı haksız şartlar sağlayan hükümlere yer verilemez." hükmünü getirmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve "Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ... " hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde "satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır" hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasındaki 22.12.1995 tarihli sözleşmenin
maddesinde kart kullanıcısından kart kullanım ücretinin alınacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 22.12.1995 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin davacı banka tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan kısımların rakam, isim ve adresler yazılarak doldurulduğu, sözleşmenin on iki punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği görülmektedir. Davacı, tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi kart kullanımı ücreti adı altında bir külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığını iddia ve ispat edememiştir. Böyle olunca sözleşmedeki kredi kartı üyelik ücreti alınacağına dair hükmün açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla davacı bankanın bu sözleşme hükmüne dayalı olarak kredi kartı kullanıcısı davalıdan ücret istemesi olanaklı değildir.
Bu durumda yasaya uygun olan, Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptali istemi ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yukarda açıklanan hususlar gözetilmeden davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığının HUMK'nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonucuna etkili olmamak üzere BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 2.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
—— • ——
Esas No : 2008/2593
KararNo : 2008/7912
Mahkemesi : İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi
Tarihi : 31/5/2007
Numarası : 2006/8-2007/359
Davacı : Digital Platform İletişimi Hiz. A.Ş. vekili avukat Erdal Büyükkaya
Davalı : Enver Bayraktar vekili avukat Tayfun Öner
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozulması istenilmekle dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davalı, borcu bulunmadığı bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 402,55 YTL.nın davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine kesin olarak karar verilmiş; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına kararın bozulması istenilmiştir.
Yargılama sonucu davanın kısmen kabul, kısmen de reddine karar verilmiştir. HMUK. 417 maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi "davada iki taraftan her biri kısmen hakla çıkarsa mahkeme her birini masrafla ilzam veya bu masrafı aralarında takdir ettiği surette taksim eder" hükmünü öngörür. Buna göre mahkeme masraflarının davanın kabul ve red edilen miktarına, yani tarafların haklı çıktıkları miktarlara göre paylaştırılması, red edilen kısım üzerinden de kendisini yargılamada vekil aracılığı ile temsil ettiren davalı lehine de HMUK. 423. maddesinin 1. fıkrasının 6. bendine göre mahkeme masraflarından sayılan vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece davanın bir kısmının reddedildiği göz önünde bulundurularak , kendisini avukat aracılığı ile temsil ettiren davalı yararına avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün HUMK.nun 427/6 maddesi uyarınca kanun yararına bozulması gerekir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, hükmün kanun yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 5.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yorum