Ter, insan vucudunun yaklaşık her cm²'sine 100 adet yerlestirilmis 2,5 milyon ter bezi tarafindan salgilanan renksiz, kokusuz bir sıvıdır. Vucuda dengeli bir sekilde dagitilan ter bezleri; meme uclarinda, goz kapaklarinda, genital (ureme) organlarda ve dudaklarda bulunmaz.
Buralarda ter bezi olmamasinin bazi hikmetleri vardir. Meselâ emzirilen bebekler, meme uclarinda ter bezi olmamasi sayesinde terle tuzlanmis deriyi emmek zorunda kalmamaktadir. Eger dudaklarda ter bezi olsaydi, insan konusurken devamli terleyen dudaklarini yalamak mecburiyetinde kalabilirdi.
Neden terleriz?
Terleme, vucut sicakliginin istenilen aralikta kalmasi ve rahatliginin saglanabilmesi icin, vucuda yerlestirilmis cesitli mekanizmalar vasitasiyla yapilan bir dengeleme faaliyetidir. Terleme, vucuda yerlestirilen bir sogutma mekanizmasidir. Sicak bir ortama girildiginde isi dengesini saglamak icin vucudun bazi mekanizmalari devreye sokulur ve termostat gibi calistirilan sistemle vucut sicakligimiz dengelenir.
Sihhatli bir insanin vucut sicakligi son derece kararlidir, degismeler nâdiren 0,5 ºC'yi asar. Ortam harareti ne olursa olsun, vucut sicakliginin belirli dar aralikta tutulmasi gerekir. Hareketsiz bir yetiskinin vucut ici sicakligi ortalama 37 ºC iken, deri sicakligi 31 ºC'den 25 ºC'ye kadar degisiklik gosterebilir. Vucut sicakliginin duzenlenmesi vazifesi, hipotalamusa verilmistir. Hipotalamus, orta beynin bir parcasidir ve yaklasik 4 g agirligindadir. Hipotalamusun on kismina vucudu sicaklik artisindan koruyan, arka kismina ise sicaklik dususlerinden muhafaza eden birer merkez yerlestirilmistir.
Cevreye istenilen seviyede isi gecisi olmadiginda, meydana gelen sicaklik artisi dolayisiyla, damar genisletilmesi (vazodilatasyon) ve terleme devreye girer. Derideki kan akisi artirilir ve bu sekilde ic bolgelerden dis dokulara isi gecisinde iki, uc kat artis olur. Yetiskin bir insanin derisinde normal sartlarda ve istirahat durumunda kalb debisinin % 5-10'u kadar kan bulunur. Sicakligin asiri artmasi hâlinde kalbdeki kan debisinin % 50-60'i deriye gonderilir. Eger buna ragmen vucut ici sicakligi hâlâ artmaya devam ediyorsa, vucutta ter salgilanarak isi gecisi devreye sokulur. Ancak suyun buharlasmasini engelleyen elbiseler, ortamdaki su buharinin kismi basincinin artmasi ve hava dolasiminin azalmasi gibi dis unsurlar onemli bir sogutma sekli olan terlemeye tesir eder. Vucut sicakliginda 1 ºC'lik artis, kalbin dakikada 18 defa daha fazla atmasina sebep olur.
Vucut isisinin dengeli bir sekilde korunmasi ve surekliliginin saglanmasi icin Allah vucuda yerlestirdigi mekanizmalara koordine bazi vazifeler yaptirir. Bu durumda insan elbise giyme, hareketi azaltma veya daha serin ortam sartlarini arama meyli gosterir.
Vucuttan buharlasan her bir gram suyla 0,58 kilokalori isi kaybedilir. Kisinin terlemedigini zannettigi zamanlarda bile, deri ve akcigerlerden yaklasik 450-600 ml/gun nispetinde su buharlasir.
Derideki isi, cevredekinden fazla oldugu surece, radyasyon (isima: kizilotesi isi isinlariyla kayip) ve iletim (konduksiyon: cisimlere ve havaya temas veya isi iletilmesi yoluyla isi kaybedilmesi) ile kaybedilir. Ancak, cevre isisi deriden daha yuksek oldugu zaman, radyasyon ve iletim ile isi kaybedilmez, aksine kazanilir. Bu sartlarda, vucudun isidan kurtulmasi icin tek yol buharlasmadir ve bunun icin her zaman isi kaybedilir; bu da sogutma tesiri ortaya cikarir. Gerektiginden fazla isinan vucudumuz bu sayede normal isi seviyesine getirilir. Halkimiz karpuz sogutmada bu metodu kullanir.
Buralarda ter bezi olmamasinin bazi hikmetleri vardir. Meselâ emzirilen bebekler, meme uclarinda ter bezi olmamasi sayesinde terle tuzlanmis deriyi emmek zorunda kalmamaktadir. Eger dudaklarda ter bezi olsaydi, insan konusurken devamli terleyen dudaklarini yalamak mecburiyetinde kalabilirdi.
Neden terleriz?
Terleme, vucut sicakliginin istenilen aralikta kalmasi ve rahatliginin saglanabilmesi icin, vucuda yerlestirilmis cesitli mekanizmalar vasitasiyla yapilan bir dengeleme faaliyetidir. Terleme, vucuda yerlestirilen bir sogutma mekanizmasidir. Sicak bir ortama girildiginde isi dengesini saglamak icin vucudun bazi mekanizmalari devreye sokulur ve termostat gibi calistirilan sistemle vucut sicakligimiz dengelenir.
Sihhatli bir insanin vucut sicakligi son derece kararlidir, degismeler nâdiren 0,5 ºC'yi asar. Ortam harareti ne olursa olsun, vucut sicakliginin belirli dar aralikta tutulmasi gerekir. Hareketsiz bir yetiskinin vucut ici sicakligi ortalama 37 ºC iken, deri sicakligi 31 ºC'den 25 ºC'ye kadar degisiklik gosterebilir. Vucut sicakliginin duzenlenmesi vazifesi, hipotalamusa verilmistir. Hipotalamus, orta beynin bir parcasidir ve yaklasik 4 g agirligindadir. Hipotalamusun on kismina vucudu sicaklik artisindan koruyan, arka kismina ise sicaklik dususlerinden muhafaza eden birer merkez yerlestirilmistir.
Cevreye istenilen seviyede isi gecisi olmadiginda, meydana gelen sicaklik artisi dolayisiyla, damar genisletilmesi (vazodilatasyon) ve terleme devreye girer. Derideki kan akisi artirilir ve bu sekilde ic bolgelerden dis dokulara isi gecisinde iki, uc kat artis olur. Yetiskin bir insanin derisinde normal sartlarda ve istirahat durumunda kalb debisinin % 5-10'u kadar kan bulunur. Sicakligin asiri artmasi hâlinde kalbdeki kan debisinin % 50-60'i deriye gonderilir. Eger buna ragmen vucut ici sicakligi hâlâ artmaya devam ediyorsa, vucutta ter salgilanarak isi gecisi devreye sokulur. Ancak suyun buharlasmasini engelleyen elbiseler, ortamdaki su buharinin kismi basincinin artmasi ve hava dolasiminin azalmasi gibi dis unsurlar onemli bir sogutma sekli olan terlemeye tesir eder. Vucut sicakliginda 1 ºC'lik artis, kalbin dakikada 18 defa daha fazla atmasina sebep olur.
Vucut isisinin dengeli bir sekilde korunmasi ve surekliliginin saglanmasi icin Allah vucuda yerlestirdigi mekanizmalara koordine bazi vazifeler yaptirir. Bu durumda insan elbise giyme, hareketi azaltma veya daha serin ortam sartlarini arama meyli gosterir.
Vucuttan buharlasan her bir gram suyla 0,58 kilokalori isi kaybedilir. Kisinin terlemedigini zannettigi zamanlarda bile, deri ve akcigerlerden yaklasik 450-600 ml/gun nispetinde su buharlasir.
Derideki isi, cevredekinden fazla oldugu surece, radyasyon (isima: kizilotesi isi isinlariyla kayip) ve iletim (konduksiyon: cisimlere ve havaya temas veya isi iletilmesi yoluyla isi kaybedilmesi) ile kaybedilir. Ancak, cevre isisi deriden daha yuksek oldugu zaman, radyasyon ve iletim ile isi kaybedilmez, aksine kazanilir. Bu sartlarda, vucudun isidan kurtulmasi icin tek yol buharlasmadir ve bunun icin her zaman isi kaybedilir; bu da sogutma tesiri ortaya cikarir. Gerektiginden fazla isinan vucudumuz bu sayede normal isi seviyesine getirilir. Halkimiz karpuz sogutmada bu metodu kullanir.
Yorum