Devrim'i yeniden yapıyorlar
Devrim filminin çekimleri sürüyor... Kundura fabrikasında Devrim arabası yapılıyor.
Hava 30 küsur derece, filmin çekildiği atölye en az 40-42 var. Yerde bir makine, atölyeyi işliyor göstersin, havayı puslandırsın diye çalışıyor, sürekli sıcak hava veriyor. Değil rol yapıp maharet sergilemek, içerde kollarınız bacaklarınız birbirine yapışmadan iki dakika durmak mümkün değil. Üstelik ben incecik bir kıyafet giyiyorum, onlar yün pantalon, gömlek, yelek... Yetmiyormuş gibi üstlerinde atölye önlükleri. Hiç de şikâyet etmiyorlar. Herkes acayip güler yüzlü, hayatından memnun...
İki işleyen devrim arabası olacak
Geçen hafta Devrim Arabaları’nın eski Beykoz Kundura Fabrikası’ndaki setine davetliydim. Sanat yönetmeni Veli Kahraman, oldukça gerçekçi bir set hazırlamış. Gördüğüm en çok uğraşılmış, en başarılı işlerden biri.
Atölyede kullanılan araba parçalarını bile gerçeğine uygun olarak tek tek yapmışlar. İki tane de Devrim arabası yapıyorlar. Arabaların yapımı hikâye ile paralel şekilde ilerliyor. Çekimler bittiğinde iki tane işleyen Devrim arabası olacak.
Birçoğumuzun sadece “Benzini bitip yolda kalan araba” olarak bildiği, ilk tamamen yerli yapım araba Devrim’in ve arabayı yapan mühendislerin hikâyesini anlatıyor film. Filmin dramatik yönünü artırmak için bazı mühendislerin aile ilişkileri de işin içine katılmış. Benim gittiğim gün kadın oyuncuların çekimi yoktu ama Vahide Gördüm ve Yasemin Conka gibi isimler mühendislerin eşlerini oynuyor. Gerçekleri bilince oldukça hüzünlü bir hikâye. “23 kahraman mühendisin yaptıklarının yanında mikron boyutunda bir terslikten dolayı olay bu şekilde sonuçlandı. Eğer Devrim bu kadar şanssız olmasaydı, Türkiye’nin kaderi değişebilirdi” diyor filmin yönetmeni Tolga Örnek.
Çekim aralarında tavla
Devrim Arabaları, Örnek’in ilk sinema filmi. Onu, Hititler ve Gelibolu belgesellerinden tanıyoruz. Çok belirgin bir başrolün olmadığı filmde ana karakter Gündüz’ü, Taner Birsel canlandırıyor.
Taner Birsel’i tanıdığıma ne kadar memnun oldum bilemezsiniz. Oyununa hayran olduğum Birsel’in gerçek hayatta da hayran olunacak biri olması beni çok sevindirdi. Kibar, espirili, çok candan. Birsel’le konuşurken Serhat Tutumluer çıkageldi. O da her zaman güleryüzlü olanlardan. Saçlarını boyamışlar, bıyık bırakmış, tanıyamadım. Sonra bir anda ortadan kayboldu. “Kostüm odasındadır” dediler. İçeri bir girdim ki Serhat Tutumluer ve Selçuk Yöntem arasında hararetli bir tavla oyunu dönüyor. Serhat kazanıyor, seyirci ise bir başka mühendis Halit Ergenç. Odada oynanan tek oyun tavla değil. Filmin en genç mühendisi Onur Ünsal kendine bir ekip toplamış, onlar da kendi kurallarıyla Tabu oynuyorlar. Kazanan kaybeden yok, sürekli anlatıyorsun...
Ekim sonunda gösterimde
O sırada, odada tek çalışan kostümlerden sorumlu Ebru Kayahan. Herkes gerçekten 1961’den kalmış gibi. Mühendislerin önlüklerini doğal bir şekilde kirletmekte epey zorlandıklarını anlatıyor Kayahan. Sonra biri gelip bağırıyor “Sahne hazır, başlıyoruz!” Herkes fırın kıvamındaki atölyeye geri dönüyor. Birkaç provadan sonra çekimler başlıyor, ben de setten ayrılıyorum.
‘Devrim Arabası’nın hikâyesi
1961 yılında, devrin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, tamamen yerli üretim bir araba yapılmasını ister. ‘Devrim’ adı verilen araba, Gürsel'i Cumhuriyet Bayramı’na götürecektir. Arabanın yapımına Eskişehir’de başlanır. 23 mühendisin 4.5 ayda, mucizevi bir şekilde bitirdiği Devrim, Ankara’ya götürülmek üzere trene bindirilir. Herhangi bir kaza ihtimali göz önünde bulundurularak arabaya benzin konulmaz. Ankara’da benzinsiz yola çıkan araba hedefine ulaşamaz, Devrim, “benzini biten araba” olarak tarihe geçer.
Defne Alphan/Milliyet
Devrim filminin çekimleri sürüyor... Kundura fabrikasında Devrim arabası yapılıyor.
Hava 30 küsur derece, filmin çekildiği atölye en az 40-42 var. Yerde bir makine, atölyeyi işliyor göstersin, havayı puslandırsın diye çalışıyor, sürekli sıcak hava veriyor. Değil rol yapıp maharet sergilemek, içerde kollarınız bacaklarınız birbirine yapışmadan iki dakika durmak mümkün değil. Üstelik ben incecik bir kıyafet giyiyorum, onlar yün pantalon, gömlek, yelek... Yetmiyormuş gibi üstlerinde atölye önlükleri. Hiç de şikâyet etmiyorlar. Herkes acayip güler yüzlü, hayatından memnun...
İki işleyen devrim arabası olacak
Geçen hafta Devrim Arabaları’nın eski Beykoz Kundura Fabrikası’ndaki setine davetliydim. Sanat yönetmeni Veli Kahraman, oldukça gerçekçi bir set hazırlamış. Gördüğüm en çok uğraşılmış, en başarılı işlerden biri.
Atölyede kullanılan araba parçalarını bile gerçeğine uygun olarak tek tek yapmışlar. İki tane de Devrim arabası yapıyorlar. Arabaların yapımı hikâye ile paralel şekilde ilerliyor. Çekimler bittiğinde iki tane işleyen Devrim arabası olacak.
Birçoğumuzun sadece “Benzini bitip yolda kalan araba” olarak bildiği, ilk tamamen yerli yapım araba Devrim’in ve arabayı yapan mühendislerin hikâyesini anlatıyor film. Filmin dramatik yönünü artırmak için bazı mühendislerin aile ilişkileri de işin içine katılmış. Benim gittiğim gün kadın oyuncuların çekimi yoktu ama Vahide Gördüm ve Yasemin Conka gibi isimler mühendislerin eşlerini oynuyor. Gerçekleri bilince oldukça hüzünlü bir hikâye. “23 kahraman mühendisin yaptıklarının yanında mikron boyutunda bir terslikten dolayı olay bu şekilde sonuçlandı. Eğer Devrim bu kadar şanssız olmasaydı, Türkiye’nin kaderi değişebilirdi” diyor filmin yönetmeni Tolga Örnek.
Çekim aralarında tavla
Devrim Arabaları, Örnek’in ilk sinema filmi. Onu, Hititler ve Gelibolu belgesellerinden tanıyoruz. Çok belirgin bir başrolün olmadığı filmde ana karakter Gündüz’ü, Taner Birsel canlandırıyor.
Taner Birsel’i tanıdığıma ne kadar memnun oldum bilemezsiniz. Oyununa hayran olduğum Birsel’in gerçek hayatta da hayran olunacak biri olması beni çok sevindirdi. Kibar, espirili, çok candan. Birsel’le konuşurken Serhat Tutumluer çıkageldi. O da her zaman güleryüzlü olanlardan. Saçlarını boyamışlar, bıyık bırakmış, tanıyamadım. Sonra bir anda ortadan kayboldu. “Kostüm odasındadır” dediler. İçeri bir girdim ki Serhat Tutumluer ve Selçuk Yöntem arasında hararetli bir tavla oyunu dönüyor. Serhat kazanıyor, seyirci ise bir başka mühendis Halit Ergenç. Odada oynanan tek oyun tavla değil. Filmin en genç mühendisi Onur Ünsal kendine bir ekip toplamış, onlar da kendi kurallarıyla Tabu oynuyorlar. Kazanan kaybeden yok, sürekli anlatıyorsun...
Ekim sonunda gösterimde
O sırada, odada tek çalışan kostümlerden sorumlu Ebru Kayahan. Herkes gerçekten 1961’den kalmış gibi. Mühendislerin önlüklerini doğal bir şekilde kirletmekte epey zorlandıklarını anlatıyor Kayahan. Sonra biri gelip bağırıyor “Sahne hazır, başlıyoruz!” Herkes fırın kıvamındaki atölyeye geri dönüyor. Birkaç provadan sonra çekimler başlıyor, ben de setten ayrılıyorum.
‘Devrim Arabası’nın hikâyesi
1961 yılında, devrin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, tamamen yerli üretim bir araba yapılmasını ister. ‘Devrim’ adı verilen araba, Gürsel'i Cumhuriyet Bayramı’na götürecektir. Arabanın yapımına Eskişehir’de başlanır. 23 mühendisin 4.5 ayda, mucizevi bir şekilde bitirdiği Devrim, Ankara’ya götürülmek üzere trene bindirilir. Herhangi bir kaza ihtimali göz önünde bulundurularak arabaya benzin konulmaz. Ankara’da benzinsiz yola çıkan araba hedefine ulaşamaz, Devrim, “benzini biten araba” olarak tarihe geçer.
Defne Alphan/Milliyet
Yorum