Yunus Emre'li 200 TL'lik Banknot Geliyor!

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • cunuyil
    Senior Member
    • 27-09-2005
    • 7297

    #31
    Konu: Yunus Emre'li 200 TL'lik Banknot Geliyor!

    @armonil;

    Kronolojik hatırlatma için teşekkürler.beer

    Konuya bir iki de ben yazayım;

    Arkadaşlar,tarafgirlik yapmadan, hangimizin alım gücü artmadı?Özellikle sabit gelirli olanlar şimdi daha iyi durumda değiller mi?,tabi ayaklarını uzatma şekilleri ile de bu söylemim doğru orantılıdır...

    Bankalar günlük çekme limitlerini neden artırıyorlar?Paranın değersizliğinden mi yoksa enflasyonun baskısından mı?

    Bana günlük 800 YTL limit koyan İKSBANKASı şu an neden bu rakamı 1000 YTL'ye çekmiştir?

    Yorum

    • ATmaCA_53
      Member
      • 12-11-2004
      • 1945

      #32
      Konu: Yunus Emre'li 200 TL'lik Banknot Geliyor!

      Originally posted by delphin
      Paranın bir yüzünde Atatürk olacağını haberlerde görmüştüm anlatmak istediğim 500 Ytl de ABD keşfi AB simgesi olabilir . : ) şimdiden tepki göstermeli .
      bu kadar bence abartmayın öyle birşey olmayacak...

      Yorum

      • rubberman
        Member
        • 13-02-2006
        • 1992

        #33
        Konu: Yunus Emre'li 200 TL'lik Banknot Geliyor!

        Akaryakıt ,elektrikl,su zammı haricinde ilave herhangi bir açıklama yapmamı gerektirecek değerde hiçbir kayda değer aksi görüş görmediğim için sadece bu hususta açıklama ilave edeceğim.

        Su zammı: Su için yapılan altyapı yatırımlarının dehşet artışı düşünülürse bu zam makul görülebilir.ANCAAAAAAK İstanbul için su çok pahalı verilmektedir.Bursa için normaldir.

        Elektrik zammı: Nükleer enerjiye karşı çıkanlara 1 çuval kına hediye edeceğim,münasip şekilde yakmaları için. !! Sebebi enerji maliyetleridir.

        Akaryakıt zammı : Buna zamdan değil fiyat açısından bakalım:
        1- Eğer ecevit ölmeseydi ve iktidardan düşmeseydi şu anda benzini muhtemeln 15 liradan filan alacaktık.Yani en az 5 kat pahalı olacaktı.Çünküüüüüü : Petrolün varil fiyatı üzerinden hesaplanınca o güngü fiyatın şu ana uyarlaması buna tekabül ediyor.
        2- Buna rağmen vergi payı düşürülerek ucuz akaryakıt satılmasına taraftarım,çünkü bu durumda kaçak payı azalacak kayıtdışı azalacak,üretim artacak,ülke kazanacaktır.Bu da şu anda yapılamıyor.Çünkü eğer vergi indirilse ciddi bir gelir kaybı olacaktır.Buda bütçeyi sıkıntıya sokacaktır.Şahsi kanaatimce çözüm önerim şudur:
        :Akaryakıttaki vergi düşürülsün benzin litresi 1,5 YTL ye satılsın,arada oluşan gelir kaybı için
        a) memur sayısı azaltılsın(bu ülkede 3 milyon memur va, bu sayı 2 milyona düşse bile hiçbir işte aksama olmaz) bu zaten meseleyi tek başına çözer ama ilave tedbirlerde konabilir
        b) araçlardan model yılına göre alınan vergi miktarları arttırılsın
        c) askeriye için ayrılan kaynaklar içinde gereksiz harcamalar yapılmasın ( gazino eğlenceleri gibi )
        d) askeriyenin yurt dışından ithal ettiği techizatın yerli üretimi sağlansın,böylece kaynaklar doğru kullanılsın
        e) yine askeriye elindeki arazilerde tarım yapılarak ekonomiye katkı sağlansın,bu tarımıda modern aletlerle yaptığınızda çok fazla işgücü gerekmez
        f) devlet opera ve balesi gibi gereksiz ve saçma kuruluşlar lağvedilsin,bunların hakkaten izleyeni varsa döner sermaye ile işlesin,devlet sanatçılığı gibi sovyet rusya hariç hiçbir yerde benzeri olmayan saçma uygulama kaldırılsın
        g) müsteşar maaşları düşürülsün
        h) Telekomda rekabet sağlansın,Türk Telekomdaki gereksiz personel (%51 hisse yüzünden) maliyetleri kaldırılsın
        i) özellikle doğudaki sağlık kurumları (SSG) soygunları durdurulsun
        J) mardinde % 92 ye varan kaçak elektrik kullanımının olduğu hesaba katılırsa, yurt çapında kaçak kullananlar ağır şekilde cezalandırılsın
        k) zırt pırt kaldırım taşı değiştiren bütün belediyeler hakkında soruşturma açılıp ciddiyetle takip edilsin ve suistimal varsa cezalandırılsın
        L) belediye parasını havai fişeklere , lalelere yatıranlar (istanbul) , siyanürlü zehirli suyu bedava verenler (izmir) incelensin ve cezalandırılsın.
        m) adli sisteme acilen hız kazandırılsın,uzayan davalar hızlıca sonuçlandırılsın,devleti dolandıranlar zaman aşımı denilen saçma uygulama ile temize çıkmasın (cavit çağlar,y.m. demirel vs)
        n) paris,roma ,milano gibi yerlere turistik amaçlarla seyahate çıkanlara ek vergi konulsun
        o) şeker pancarı üretimi teşvik edilip gerekirse sübvanse edilsin,mısır ve soya ithalatına sınır getirilsin,genetiği değiştirilmiş ürünler yurda sokulmasın,israilden ithal edilen tek kullanımlık tohumlar yasaklansın,yerli organik tohumculuk yapılsın
        ö) hayvancılık teşvik edilsin ve takip edilsin,ihracat teşvik edilip takip edilsin,

        başka çözümlerde var lakin sadece bu yukardaki maddeler uygulansa ülkede işsizlikte biter,parasızlıkta,aç insan kalmaz memlekette,kalkınır

        başka tartışmaya girmeye niyetim yok,çünkü ül***i ben yönetmiyorum.Evet bende hükümete bazen kızıyorum,bazen şunu niye yapmıyor diye sinirleniyorum,bazen bunu niye yapıyor diye kızıyorum.Ama şuda varki pekçok hükümetten daha doğru işler yapıyorlar ve ülkemiz bazı açılardan gelişmeye başladı.
        Birde saçama sapan işlerle uğraşmak zorunda kalmasalarda işleriyle ilgilenebilseler daha iyi olur,bu ülkede emekli bilmemne savcısı olan bir memur kalın çerçeve gözlükleriyle padişah edasıyla konuşup hükümeti zora sokmak için filan yere 367 lazım falana 3/2 lazım gibi ül***i kaosa sokmaya uğraşıyor.Doğan yada koç medyası ise kendi tavuk çiftlikleri yada bilmemne işleri işinden musluk kısıldı diye habire ortamı geriyor.bu konu uzun ben lafı başka yere getireyim:

        Ancak şu bir gerçekki milletçe dürüst olmadığımız müddetçe bu ülke asla iyi yönetilmez ve iyi yerlere gelmez.
        Vatandaş bir uyduruk haber seyrediyor diyorki "vay ulan nası yiyolar memleketi ,adam kendine kıyak maaş bağlatmış" filan diyor.
        Şimdi düşünelim bundan şikayet eden adamı alıp bir mevkiye getirseniz , en çok parayı belki o iç edecek,haksızlığın kralını o yapacak
        lafı uzatmaya gerek yok vatandaş böyle olduğu müddetçe hiçbirşey düzelmez,vatandaşın bu durumuna bu idare süper lüks sayılır.
        şimdi 3 kuruşluk menfaati için rüşvet veren birinin şikayet etmeye hakkı yoktur.Araç muayenesi için yada başka tapu vs işi için rüşvet veren adam yarın musluğun başına geçse deveyi hamuduyla götürür.
        Bu yazdıklarıma inanmayan biri varsa,memlekette en güvenilir bulduğu cadde yada sokağa yere 20 YTL koysun ve seyretsin bakalım kaç dakika o para orada duracak.
        Allah korkusu zaten yok millette,kanun korkusuda olmayınca onu ne ile durduracaksınız ?
        20 YTL ye tenezzül eden biri 20.000 yada 200.000 YTl menfaat için ruhunu bile satar.
        Allah (c.c.) sonumuzu ve bugünümüzü hayretsin.Ramazan ayı Ülkemize ve Tüm Dünyaya huzur barış refah getirsin.Hayırlı ramazanlar....

        Yorum

        • AYRIMSIZLAR
          Junior Member
          • 16-04-2008
          • 439

          #34
          Konu: Yunus Emre'li 200 TL'lik Banknot Geliyor!

          Arkadaşa teşekkürler...inönüyü sevmezdim...zira ilk işi paraya pula vs ye kendi resmini bastırmak Atatürk ü silmekti... neyse ki uzun zamandır öyle bir adam gelip de paranın üstündeki Atatürk'ü tamamen kaldırmaya çalışmıyor... varsayımlarla veya önyargılarla suçlarken geçmişide unutmayalım...

          Sene 1931, Türkiye Cumhuriyeti ilk banknotlarını çıkartıyor. O zamanlar paralarımızı İngilizler basıyor. En küçük banknot 1 TL, en büyük banknot 1.000 TL.

          Elli kuruş





          Bin Türk Lirası



          Sene 1942, 2. nesil paralarımızı hem Almanlar hem İngilizler basıyor. Atatürk ölmüş, devir İnönü devri.
          En küçük banknot 50 kuruş, en büyük 1.000 Lira.

          İkibuçuk Türk Lirası



          Bin Türk Lirası

          Son düzenleme AYRIMSIZLAR; 01-09-2008, 14:14.

          Yorum

          • AYRIMSIZLAR
            Junior Member
            • 16-04-2008
            • 439

            #35
            Konu: Yunus Emre'li 200 TL'lik Banknot Geliyor!

            Bilgilendirme... alıntıdır...

            İnönü'nün Atatürk'ün ölümünden sonra paralara kendi resmini bastırmasıyla başlayan tartışmalar Atatürk-İnönü çekişmesini yeniden gündeme getirdi.

            Özellikle Mustafa kemal sonrası CHP zihniyetinin oturduğu dönemin “Milli Şef”i için Atatürk, “Ben bu İsmet’i yirmi senedir yola getiremedim. Vehim hastası. Zannediyor ki memleketi kendisi idare ediyor.” diyordu. Aralarındaki çekişmeyi ve Atatürk’ün kendisine karşı soğukluğunu itiraf eden İsmet İnönü de o günleri anlatırken, Atatürk’ün kendisiyle görüşmemeye gayret ettiğini hatta kendisine selam bile vermediğini ifade ediyordu.

            ATATÜRK HEYKELLERİ KALDIRILDI

            Atatürk-İnönü çekişmesi, Atatürk’ün ölümünden sonra farklı bir boyut alıyor ve Devletin başına geçen İnönü ilk icraat olarak, Dolmabahçe Sarayı’ndan Atatürk’ün heykellerini kaldırtıyordu. Bu gibi olaylar, “Gece alkol tesiri ile alınan teşebbüsleri ertesi gün daima iptal etmek bir eski âdetimiz idi.” sözleriyle Atatürk’ün son günlerini anlatan İnönü’nün para üzerine kendi resimlerini bastırmasındaki maksadı da gözler önüne seriyor.

            Resmi tarih, “Ebedi Şef” ve “Milli Şef” arasında hiçbir sorun olmadığını ve hatta çok ötesinde kader birliği olduğunu söylese de, gerçekler oldukça farklı.

            “BU İSMET’İ YİRMİ SENEDİR YOLA GETİREMEDİM”

            Mustafa Kemal’in 1935 yılında İsmet İnönü’yü Başbakanlık koltuğundan uzaklaştırması ile ilgili, Tarih Kurultayı toplantısı sonrası Dolmabahçe Sarayı’nda Fuad Köprülü, Hasan Reşid, Cevad Dilemre, Ali Canib, Necmi Dilmen gibi tanınmış isimlere verdiği ziyafette ilginç açıklamalarda bulunur. Ünlü tarihçi Mustafa Müftüoğlu’nun Cumhuriyet Döneminde Önemli Olaylar-II kitabında aktardığı açıklama şöyle:
            “Ben bu İsmet’i yirmi senedir yola getiremedim. O kadar kararsız, mütereddittir ki, ordu kumandanlığı edemez. Askerlik malumatı şüphe yok ki vardır. Fakar işte o kadar. Belki Erkânıharb Reisi olabilir, ama ordu kumandanı asla! Vehim hastası. Zannediyor ki memleketi kendisi idare ediyor. Bana dedi ki, ‘Başvekil miyim, ***vekil miyim, anlayamıyorum, nefes aldırmıyorsunuz. Kendi düşüncelerimi, kendi nokta-i nazarlarımı tatbik edemiyorum.’ Yani demek istiyor ki, ben ona muhtacım, asla!”

            MUSTAFA KEMAL’İN HEYKELİ SÖKTÜRÜLDÜ

            İnönü-Atatürk arasındaki çekişme özellikle Atatürk’ün ölümünden sonra ayyuka çıkıyor. Atatürk öldükten sadece birkaç gün sonra heykelleri toplatılmaya başlanıyor. Dolmabahçe Sarayı'nın arşivinde son bulunan bir belge, Atatürk'ün saraydaki bir heykelinin devlet tarafından 1938'in 18 Kasım günü 25 lira 80 kuruş harcanarak palangalarla söktürüldüğünü ve hamallara taşıtılarak bilinmeyen bir yere gönderildiğini ortaya çıkardı. Benzer şekilde Anadolu’nun birçok bölgesinde de Atatürk heykellerinin yerine İnönü heykelleri dikilmesi de o dönemlerde yaşanan olaylardı.

            ANLAŞMAZLIK DAHA ÇOK İKTİSADİ

            Öte yandan tarihçi İsmet Bozdağ, "Bitmeyen Kavga" adlı kitabında, Atatürk'le İnönü arasındaki anlaşmazlığın "iktisadi" konulardan kaynaklandığını yazıyor: "İsmet Paşa, Celal Bayar'ı kabinesine Atatürk'ün zoruyla aldıktan sonra ülkenin iktisadi durumu nispeten düzelmişti. Ama İsmet Paşa'nın 'mutedil devletçilik' diye tanımladığı, fakat 'dar devletçilik' olarak yürüttüğü hükümet politikası 'karma ekonomi'ye doğru kaymıştı. Hep kuvvetli icra organı özlemini yaşamış olan İsmet Paşa bütün sanayi hayatını hükümetin avucu içine toplayamadığından ve böylece kuvvetli hükümet felsefesine gidemediğinden tedirgindi. Bununla beraber Celal Bayar'ı uygun tavizlerle idare ediyor, Atatürk tarafından yapılacak müdahalenin sınırlı kalmasını sağlamaya çalışıyordu."

            PARAYA KENDİ RESMİNİ BASTIRMASI NE ANLAMA GELİYOR?

            İnönü’nün paralara kendi resmini bastırması, o dönem Demokrat Parti muhalefetinin etkili propoganda malzemesinden birisi haline gelir. Muhalefet bunu İnönü'nün Atatürk'ü unutturma amacına yönelik bir saygısızlık jesti olarak tanımlıyordu.

            Yıllar yıllar sonra bir vesileyle İnönü para-pul konusunu şöyle izah etmiş:
            "Atatürk gibi eşsiz bir kahramanı istihlaf etmiştim (halef olmuştum). Benim için en büyük tehlike onun gölgesi altında erimek ve ezilmek idi. Devlet icraatının bütün sorumluluğu bana ait olmalıydı. Bunun için de gücüm, kudretim neyse benim damamı taşıyacak bir dönemin başladığının belli olması gerekiyordu. Paralara resim nakşedilmesi tarihten gelen bir devlet kudreti ve hakimiyeti geleneği idi. Parada pulda yapılanların başka türlü manalandırılması bir istismardır. Ve vebali yapanlara aittir. Bizim ona vefa ve sadakatimiz tarihin imtihanından geçmiştir."

            “ATATÜRK BANA SELAM BİLE VERMİYORDU”

            “Gece alkol tesiri ile alınan teşebbüsleri ertesi gün daima iptal etmek bir eski âdetimiz idi. Son seneler bu âdet kalkmağa başladı.” diyen İnönü, hatıratında, görevden ayrıldıktan sonra Atatürk’ün kendisiyle görüşmemeye gayret ettiğini hatta kendisine selam bile vermediğini ifade ediyor. Gerekçe olarak ise “Benimle temas kendini ve hükümeti zayıflatıyor zehabına düştü, teması istemez oldu.” ifadesini kullanıyordu.

            Yorum

            İşlem Yapılıyor