�Koç�un tenekelerinden bıkmıştık!� 01 Eylül 2008 Pazartesi Bağdat Caddesi"si üzerinde seyreden sarı dolmuş kendine ait ara duraklardan birinde durdu. Sıradaki yolculardan bir kaçı bindi. Arka koltuğa son oturan yaşlı kadın yolcu önündeki gence seslendi: -Evladım camı açar mısın? Şoför hemen müdahale etti: -Durun camı ellemeyin, ben klimayı biraz daha açayım! -Aaa, bu araç klimalı mı? Şoför gururla açıkladı: -Bu Renault"nun yeni modeli abla, klimalı! Taksim-Bostancı-Kadıköy ile Taksim-Bakırköy, Yeşilköy, Yeşilyurt ile Taksim- Nişantaşı, Beşiktaş hatlarında çalışan dolmuşların İstanbullulara verdiği hizmet+eziyet belli ölçüde sona ermişti. Çünkü bu hatlarda çalışan Ford marka dolmuşların yolcu kapasitesi ile taşıdıkları yolcular arasındaki sayı problemi bir türlü çözülememişti. Trafiğe çıkış ruhsatı için 7 yolcu sınırlaması getirilmişti. Fakat orta bölümdeki kanepe düzenli olarak hep 2.5 yolculuk üretiliyordu. Dolmuş sahipleri de bunu 7.5"tan 8 olarak hesaplayıp, şoförlerinden hep seferde 8 yolculuk ücret talep ediyorlardı. Yolcular ortalama 45-55 arası kilolara sahipse pek sorun çıkmıyordu. Ama, orta bölüme 80 kg. Üzerinde üç yolcu yanyana düştü mü, son oturan vatandaşın yüzde 60"lık bölümü boşlukta seyahat ediyordu. Bu sorunu hiç bir zaman birinci derecede sorumlu olanlar (üretici firma yani Koç Holding, Emniyet trafik tescil bürosu yani devlet) çözmek konusunda adım atmadılar. Ya orta koltuğu harbiden iki kişinin oturacağı biçimde üretin, ya da üç kişilik kanepe koyun. Hayır bu hiç bir zaman yapılmadı. Trafikçiler de düzeni bozulmuş adet dönemleri gibi periyodik olmayan kontrollarla dolmuşçuları taciz ettiler. O kontrol dönemlerinde bir iki gün orta koltuğa iki yolcu alındı. Sonra yine üçlendi. Bir de İstanbul gibi sıcak bir kentte ısrarla klimasız araç üretme inadından bir türlü vazgeçilmedi. Dolmuş araçlarına klima �ekstra� hizmek olarak ek ödeme ile elbette konulabiliyordu. Ama bunu da hiç bir dolmuş sahibi yapmıyordu. Sorulduğun da ise yanıtları basitti: -Abi koskoca Koç yapmamış ben niye cebimden ödeyerek yapayım ki? Orta zekalılar cennetinde sivri bir uyanıklık göstergesi bu şekilde sineye çekildi. Oysa Koç Holding ARGE"ye en fazla para harcayan kurum olarak kendini gazetelerin ekonomi sayfalarından zırt pırt takdim ediyordu. ARGE yani araştırma ve geliştirme departmanı... Yaz ortalama hava sıcaklığı gölgede 28-30 derece olan bir kentte hizmet verecek araca klima koymak için ARGE"ye ihtiyaç var mı? İnsanların, güneşin altında beklemekten fırına dönmüş sac araçlara binmekten canları çıkıyor. Siz ne yapıyorsunuz? Biz araştırma geliştirmeye para harcıyoruz! O kadar bilimsel araştırmaya gerek yok, gelin bir kere Taksim"den öğle sıcağında kenti ürettiğiniz dolmuşlara binip son durağa kadar gidin, sıcaktan baygınlıklar geçiren insanların arasına karışın, sonra gidip ARGE"nizin klimatize ortamında raporunuzu yazın: -Klimasız araçları kalite kontrolden geçirip, "eksiksiz üretilmiştir" damgasını vurarak satışa sunmak en azından 2000li yıllarda sanayici ahlakına sığmaz! İnsanları keriz yerine koymak artık ayıp oluyor. Biraz az kazanıp kaliteyi yükseltmemiz lazımdır! Yoksa ARGE"ye en fazla para harcayan holding biziz, namelerimizi gazetecilerden başka kimse yemeyecek! Bunlar Koç"u ilgilendiriyor. Renault bunların hepsini çözüp, gayet rahat yolcu taşıyan araçları üretti. Koltukları rahat, ister 8 yolcu alsın isterse 7 kişiyle duraktan kalksın vatandaşları ilgilendiren bir yanı kalmamış. Bir de klima yerleştirmiş ki, en önemlisi bu... Artık dolmuşların içinde fenalıklar geçirilmiyor. Klimanın ayarı biraz yükseltip yolcularını ferahlatan dolmuşun şoförü �müşteri memnuniyetini� şöyle ifade ediyordu: -Koç"un tenekelerinden biz de bıkmıştık!
�Koç�un tenekelerinden bıkmıştık!
Kapat
X
-
Konu: �Koç�un tenekelerinden bıkmıştık!
Maalesef Renault dolmuşlar daha fazla yaygınlaşmadı Ford lar piyasada hala hakim plaka sahibinin umurundamı yolcunun rahatı ford ların doğal kliması camları açıyorlar bendede boyun fıtığı var rüzgarı yedimmi kütük gibi oluyorum -
Konu: �Koç�un tenekelerinden bıkmıştık!
Biz yıllarca tenekelere bindik.bu tenekeler kac aileyi parcaladı kac kişiye mezar oldu kac cocuk babasız kac kadın dul kaldı.işte bu yüzden bu kurumları sevmiyorum.adamlardan nefret ediyorum.burada bu tenekeleri üretensadece bahsedilen firma değil o övdükleri marka var ya o r.....t o da aynı teneke.bakmayın artık adamlara.şimdi bir sürü farklı markalar varda biraz bişeye benzer araba üretiyorlar tenekeleri bize ne paralara sattılar nerdeyse altın fiyatına.bize 10 liraya sattıklarını dışarıya oda 3. dünya ülkelerine ancak 1 liraya satabildiler.şimdi de biz türk insanına hizmet ettik.iş verdik diye konuşmalarına kıcık oluyorumYorum
-
Konu: �Koç�un tenekelerinden bıkmıştık!
Heyy gidi günler heyyy
bunların Doğuanadoluya bir dönem kurtlu peynir gönderdikleri zamanı hatırlıyorumda
parayı o zaman kırmışlardı
zaten bir şeyin en adisini yada normal kalitenin eksik konforlusunu alıp satarlar
köylü mantığıYorum
Yorum