Almanya Deniz Feneri e.V. davası sonuçları ve Türkiye'deki yansımaları

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • delphin
    Senior Member
    • 27-12-2005
    • 15279

    Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

    peki öyle olsun hocam seni kıracağıma baykalın kafasını kırarım daha iyi :D :D
    İkimize bişey olmasında başkasına ne yapıyorsan yap onunla aranda olan kırabilirsin sen bilirsin : )

    Yorum

    • varedero
      Member
      • 23-12-2005
      • 501

      Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

      Türkiye Cumhuriyeti nin Kızılay ı varsa Cumhuriyet karşıtlarınında Deniz Feneri var..Aynı durum Tüsiad karşıtı Müsiad v.s sayı çoğaltılabilir.yani Deniz Feneri kökende Cumhuriyet karşıtı görüşlerin bağış yaptığı bir dernek..tabi Cumhuriyet karşıtı olmayan dindar vatandaşlarımızında bağışları var onlarda ayrı insani amaçlı kurunun yanında yaş muhabbeti.

      böyle bir görüş belirmeye başladı...
      Son düzenleme varedero; 13-09-2008, 16:31.

      Yorum

      • delphin
        Senior Member
        • 27-12-2005
        • 15279

        Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

        Dikkat ederseniz şirketlerin birbirlerine yaptıkları misilleme bu olay cıkınca Ergenekon olayı buharlaşmaya başladı yakında ikiside buhar olur zam olarak bize geri gelir bunların kayıplarını kim karşılayacak yoksa : )

        Yorum

        • NicK-EL
          Member
          • 14-07-2008
          • 1137

          Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

          sene sonuna kalmadan bir ekonomi bombası patlayabilir

          Yorum

          • anterior
            Senior Member
            • 06-11-2006
            • 6453

            Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

            Originally posted by YarasaSpor
            hocama laf yok höytttttttt
            Originally posted by YarasaSpor
            seni kıracağıma baykalın kafasını kırarım daha iyi :D :D
            Şimdi bir üye çıkıp da; "Baykal'ıma laf yok, höyttttttt" derse ne dersiniz?

            Yorum

            • ssevers
              Junior Member
              • 21-01-2008
              • 329

              Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

              Originally posted by varedero
              Türkiye Cumhuriyeti nin Kızılay ı varsa Cumhuriyet karşıtlarınında Deniz Feneri var..Aynı durum Tüsiad karşıtı Müsiad v.s sayı çoğaltılabilir.yani Deniz Feneri kökende Cumhuriyet karşıtı görüşlerin bağış yaptığı bir dernek..tabi Cumhuriyet karşıtı olmayan dindar vatandaşlarımızında bağışları var onlarda ayrı insani amaçlı kurunun yanında yaş muhabbeti.

              böyle bir görüş belirmeye başladı...
              deniz feneri cumhuriyet karşıtı ona yardım edenler değil
              tayyip erdoğan cumhuriyet karşıtı ona oy verenler değil
              musiad cumhuriyet karşıtı tüsiad değil
              neye göre bu belirleme insanları neye göre bu kalıplara sokuyorsunuz.

              Yorum

              • delphin
                Senior Member
                • 27-12-2005
                • 15279

                Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                Originally posted by anterior
                Şimdi bir üye çıkıp da; "Baykal'ıma laf yok, höyttttttt" derse ne dersiniz?
                Evet çok doğru bir söz olmuş insanlar böylece kendi söylediklerinin farkına varırlar .
                Son düzenleme delphin; 13-09-2008, 18:29.

                Yorum

                • zigana
                  Senior Member

                  • 26-01-2004
                  • 3796

                  Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                  sahi fethullah hocamız yaşamak için neden amerikayı secti.şu müslüman irak'ta afganistan'da binlerce müslümana acımadan zülüm eden cocukları babasız,kadınları dul erkekleri sakat bırakan zalım amerika acaba müslümanlara dost mu diye icimden garip fikirler gecmiyor değil.

                  Yorum

                  • hikmet24
                    Member
                    • 28-11-2005
                    • 1724

                    Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                    Originally posted by zigana
                    sahi fethullah hocamız yaşamak için neden amerikayı secti.şu müslüman irak'ta afganistan'da binlerce müslümana acımadan zülüm eden cocukları babasız,kadınları dul erkekleri sakat bırakan zalım amerika acaba müslümanlara dost mu diye icimden garip fikirler gecmiyor değil.
                    kardeşim fetullah bütün amerikalıları gizlice müslüman yapmaya uğraşıyor sen ne kadar dünyadan habersiz yaşıyorsun,burdan bu şleri nasıl organize etsin tabiiki orda olması lazım bak göreceksin 2115 yılın kadar bütün amerikalıları müslüman edecek.
                    saygılar

                    Yorum

                    • NicK-EL
                      Member
                      • 14-07-2008
                      • 1137

                      Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                      Originally posted by hikmet24
                      kardeşim fetullah bütün amerikalıları gizlice müslüman yapmaya uğraşıyor sen ne kadar dünyadan habersiz yaşıyorsun,burdan bu şleri nasıl organize etsin tabiiki orda olması lazım bak göreceksin 2115 yılın kadar bütün amerikalıları müslüman edecek.
                      saygılar

                      hahohihahohi

                      2115 yılında türkiye bakalım ne hale gelecek

                      Yorum

                      • Kadim
                        Senior Member

                        • 30-01-2004
                        • 4782

                        Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                        @hikmet24

                        Hiç içi doldurulmamış cümleler kurmaya gerek yok. Fethullah Gülen davası insanlık davasıdır. Hiç dalgaya alınacak, zayıflık gösterilecek, ciddiyetsizlik yapılacak bir tarafı olmadığını bilmeliyiz. Yandaşları da zıtları da bütün Dünya'yı etkisi altına almaya çalışan bu zatı hakkıyla değerlendirebilmelidir. Bu da ancak hür düşünmekle mümkündür.

                        Yorum

                        • black belt
                          Senior Member
                          • 08-06-2004
                          • 6523

                          Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                          Originally posted by zigana
                          sahi fethullah hocamız yaşamak için neden amerikayı secti.şu müslüman irak'ta afganistan'da binlerce müslümana acımadan zülüm eden cocukları babasız,kadınları dul erkekleri sakat bırakan zalım amerika acaba müslümanlara dost mu diye icimden garip fikirler gecmiyor değil.
                          valla o garip fikirler, bütün aklı başında Müslümanların ve dahi diğer aklı başında ,diğer dinleri benimsemiş insanların aklından geçti ve geçiyor....

                          mesela
                          Yaser Arafat,

                          ve dahi Dr. George Habbaş (Filistin Devriminin Önderlerinden)
                          ve dahi Dr. Ernesto Gueverra nam-ı diğer "Che"
                          ve dahi Fidel Castro
                          ve dahi M. Gandhi
                          ve dahi Emiliano Zapata (Meksika HALK Lideri ;hayatını beyazperdede meşhur sanatçı Marlon Brando canlandırdı; Amerikan yapımı Viva Zapata filminde)
                          ve dahi Saddam Hüseyin......

                          şimdi bunlara ne mi oldu ? açın google'ı araştırın,wikipedia falan biraz tarih okuyun....

                          Sonra, bu insanlara kim-ler hangi entrikaları yapmış?
                          bunlar nasıl öldürtülmüş ya da bunlara kim-ler defalarca suikast tertip etmiş ? okuyun....
                          bunları yapan-larla kim-ler dost ? (Amerikkanya ve ve A.B. şürekası yağdanlıklar dünyada kimler? onu da okuyun...)

                          Güneş balçıkla sıvanmaz,tarih silinemez...

                          haaa sanmayın ki bu insanlara hayranız...

                          bunları her alanda bir kaç katına katlayan bir Lideri, Emsalsiz büyük önderi (M.Kemal ATATÜRK) yaradan bu vatana ,millete bağışlamış çok şükür...

                          En Büyük Lider, Önder,Asker ve Devlet Adamı payesi öyle her yiğidin harcı değil...
                          Son düzenleme black belt; 13-09-2008, 19:47.

                          Yorum

                          • Kadim
                            Senior Member

                            • 30-01-2004
                            • 4782

                            Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                            Saydığınız bütün isimler bildiğim kadarıyla gönüllerde yaşıyorlar, bundan daha açık ebedi yaşam nasıl olsun ki?

                            Yorum

                            • Kadim
                              Senior Member

                              • 30-01-2004
                              • 4782

                              Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                              Fener yandı Akman göründü


                              CHP’li Kılıçdaroğlu’ndan yine belgeli açıklama: RTÜK Başkanı Zahit Akman, “fahri üye” olduğunu ileri sürdüğü Almanya’daki dolandırıcı yapı kooperatifinin yönetim kurulu üyesiydi. Derhal istifa etmeli

                              CHP, Almanya’daki Deniz Feneri yolsuzluğuna da karışan RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın, yine Almanya’da yolsuzluk yapan OFWG e.G. kooperatifinin yönetim kurulu üyesi olduğunu belgeledi.
                              TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, RTÜK Başkanı’nın iddiasının aksine Alman savcılarının hazırladığı iddianamede Zahid Akman adının 34 kez geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, Akman’ın, Frankfurt’ta para topladığı halde vaadettiği evleri yapmayan OFWG e.G. adlı kooperatifin ‘fahri üyesi’ olduğunu öne sürdüğünü anımsatarak, bu kooperatifin Alman maliye makamlarına verdiği yazının fotokopisini gösterdi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Bu yazıda, OFWG e.G. adlı kooperatifin yönetim kurulu belgenin sağ bölümünde belirtilmiş: Yüksek Mühendis Abdullah Özer, Dr. A. Zahid Akman, Ekonomist Yasin Özcan, Mehmet Gürhan. Bu belgede, Akman’ın yönetim kurulu üyesi olduğu açıkça belirtilmiş. Bu kişiler aynı zamanda Deniz Feneri e. V. ile de bağlantılı. Bu kooperatif, Alman hükümetinden üye başına dört bin ila altı bin avro karşılıksız yardım alıyor, üyelerden aidat topluyor. Olay Alman yargısına intikal etmiştir. Çünkü kooperatifin sadece adı var”.

                              TOPTAN’A ÇAÐRI • RTÜK Başkanı’nı TBMM’nin seçtiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Köksal Toptan’dan Zahid Akman’ı istifaya davet etmesini istedi. Öte yandan İşçi Partisi’nin yaptığı suç duyurusu üzerine Ankara Başsavcılığı Zahid Akman hakkında inceleme başlattığı öğrenildi. Savcılığın RTÜK Başkanı hakkında soruşturmaya karar vermesi halinde, göreviyle ilgili olmadığından Başbakanlık izni alınması gerekmiyor.

                              Taraf

                              Yorum

                              • Kadim
                                Senior Member

                                • 30-01-2004
                                • 4782

                                Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları

                                Başbakan'ı açıkoturuma çağırdı

                                Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, "Benimle ne meseleniz varsa, bir televizyon kanalında sizinle canlı yayında tartışmaya hazırım"dedi.



                                Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın Beyoğlu İlçe Kongresi'nde Aydın Doğan ve Doğan Grubu'yla ilgili sözleri üzerine Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, sahibi olduğu medya organları üzerinden yine bir açıklama yaptı. Başbakan'ı canlı yayında tartışmada çağıran Doğan'ın açıklaması şöyle:
                                "Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Doğan Grubu'na karşı artık mutat bir uygulama haline getirdiği ve her hafta partisinin bir kongresinde tekrar ettiği mesnetsiz suçlamalar, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı sıfatına yakışmamaktadır. Demokratik bir ülkenin başbakanının, parti mitinglerinden bir medya grubunu hedef göstererek sindirmeye çalışması, kabul edilebilir bir tutum değildir. Tarih, bu tutumun vahim sonuçlarını gösteren pek çok örnekle doludur.

                                Sayın Başbakan, bugünkü parti kongresinde grubumuzu kağıt kaçakçılığıyla suçlamıştır. Sermaye Piyasası Kurulu'nun 7 yıldır sürdürdüğü incelemede kaçakçılık iddiası yoktur. Kaçakçılık iddiası, bizzat Başbakan ve partideki yardımcısı tarafından uydurulmuştur. Bu iddiayı atanlar özür dilemelidirler. Aksi takdirde müfteri konumuna düşeceklerdir.

                                Kağıdın pahalı alındığı iftirası ise 2001 yılında Uzan Grubu tarafından ortaya atılmıştır. Doğan Grubu, buna karşı açtığı davayı kazanmış, bunun iftira olduğu mahkeme kararıyla kesinleşmiştir. Bir kez daha tekrarlıyoruz: Türkiye'de gazete kağıdını en ucuz maliyetle temin eden medya kuruluşu Doğan Grubu'dur. Bunu bütün belgeleriyle kamuoyu önünde herkese ispat etmeye hazırız.

                                Sayın Başbakan, bugünkü konuşmasında CHP lideri Sayın Deniz Baykal ve eşinin malvarlığı ile ilgili iddialara Doğan Yayın Grubu'nun yer vermediğini de öne sürmüştür. Gerçekler bunun tam tersidir. Örnek vermek gerekirse, bu iddialara ilişkin haber ve köşe yazıları Milliyet gazetesinin 3 ve 4 Şubat 2006 tarihli nüshalarında geniş bir şekilde yayımlanmıştır.

                                Sayın Başbakan, Gaziantep Belediye Başkanı Asım Güzelbey'in , hakkındaki yolsuzluk suçlamalarına verdiği yanıtlara Doğan Grubu gazetelerinde yer verilmediğini de ileri sürmüştür. Bu iddia da temelsizdir. Belediye Başkanı'nın savunması Milliyet, Posta, Radikal gazetelerinde ve Hürriyet gazetesinin başyazısında ve internet sitesinde yayımlanmıştır.

                                Bunlar yetmediği gibi, daha dün telefonda görüştüğüm Sayın Belediye Başkanı'na konunun tam olarak aydınlatılması için özel bir araştırma ekibini görevlendirdiğimi bildirdim. Keza, Başkanı kuvvetli bir şekilde savunan köşe yazıları da grubumuzun gazetelerinde çıkmıştır. Sayın Başbakan ne kadar inkar ederse etsin, bu durum grubumuzdaki çok sesliliğin ve fikir özgürlüğünün açık bir kanıtıdır.

                                Sayın Başbakan, grubumuza karşı saldırılarını Almanya'da görülen Deniz Feneri Derneği'ndeki yolsuzluk iddialarına ilişkin dava haberlerinin gazetelerimizde yayımlanması üzerine başlatmıştı. Geçen hafta partisinin Güngören ve Bayrampaşa ilçe kongrelerinde yaptığı konuşmalarda, bu davayla ilgili hiçbir beyanda bulunmayan Başbakan'ın, bugün nihayet kendisini konuya girmek zorunda hissetmesi, bu saldırının gerekçesini haksız kılmıştır. Sayın Başbakan'ın sorumluların suçlarının kanıtlanması halinde en ağır şekilde cezalandırılmalarını istemesi ve konuyu takip edeceğini söylemesi memnuniyet vericidir. Bu sözleri saldırıya geçmeden önce söylemesini çok arzu ederdim. Kendisinin bu sevindirici adımı atması özgür ve bağımsız medyanın çok olumlu bir katkısı olarak görülmelidir.

                                Bugünkü konuşmasında, Sayın Başbakan, benim kendisine gönderdiğim bir mektuptan bazı alıntılar da yapmıştır. Bu mektuplardan dolayı benim alnım açıktır. Kendisi, istediği zaman bu mektupların tümünü kamuoyuna açıklayabilir. Ben de Başbakan'ın bugün değindiği 19 Şubat 2008 tarihli mektubumdan kısa bir paragrafı kamuoyuna sunuyorum:

                                “Sayın Başbakan, sizden şimdiye kadar hiçbir özel talebim ve beklentim olmamıştır. Hiç kuşkusuz , hem bir işadamı, hem de bir yayıncı olarak yasal haklarımı aramak durumundayım. Herhangi bir ayrımcılığa tabi olmadan gerek bürokrasi , gerek hükümet nezdinde yasal işlerim için izin talebinde bulunmak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının bana verdiği bir haktır.

                                Sizin de bu gibi normal işlemleri bir lütuf ya da bir cezalandırma aracı olarak görmemeniz dileğimizdir. Bu, hem hukuk devletinin hem de hükümetin bütün girişimcilere eşit mesafede davranmak durumunda olduğu serbest pazar ekonomisinin bir gereğidir.

                                Mağdur olduğunu söylediğiniz kesimlerin hak ve özgürlüklerini korumaya çalıştığınız kadar , benim de hakkımı , hukukumu korumak ve güvenliğimi sağlamak durumundasınız. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak sizin görevinizdir.”

                                Sayın Başbakan'ın bugünkü konuşmasında “mezhebi geniş, karnı geniş” gibi yakışıksız ifadelere başvurmuş olmasını esefle karşılıyorum. Bu seviyedeki bir üsluba cevap vermek yerine, takdiri yüksek ahlaki hassasiyeti herkesçe malum olan Türk halkına bırakıyorum.

                                Sayın Başbakan, konuşmasında kendisini eleştiren saygın uluslararası basın örgütlerine de hakaret etmiştir. Türkiye , bu üsluba son olarak 12 Eylül askeri yönetimi döneminde tanık olmuştu. Bu vahim benzerliği kendisine hatırlatıyorum.

                                Devletin ve hükümetin tüm gücüne ve imkanlarına sahip olan ve dokunulmazlık zırhı ile korunan Sayın Başbakan'ın, tek güvencesi yasalar ve adalet olan bir kişi ve grubu bu şekilde hedef almasının, imha planları yapmasının, suç kanıtı olduğunu iddia ettiği bilgi ve belgeleri elinde tuttuğunu ifade ederek ağır baskılara başvurmasının demokratik hukuk devletinde yeri yoktur. Bu tarz bir siyaset anlayışı Cumhuriyet Türkiyesi'nin hukuk ve demokrasi alanındaki kazanımlarına ters düşmektedir. Sayın Başbakan'ın başvurduğu ölçüsüz güç gösterileri, kişileri ve kurumları mağdur ederken, ne yazık ki demokrasimizi ve devletin temelini de tahrip etmektedir.

                                Her hafta sonu bir parti toplantısında şahsımı ve grubumu hedef alan tek taraflı konuşmalar yapan Sayın Başbakan' a şu hususu belirtmek istiyorum: Ben, sizin siyasi muhatabınız değilim. İşim de siyaset değil. Benimle ne meseleniz varsa, bir televizyon kanalında sizinle canlı yayında tartışmaya hazırım.

                                Bugünkü konuşmanızda sizi destekleyen medyadaki eleştiriler seslere de tahammülsüz olduğunuzu gösterip, onlara da gözdağı verdiniz. Ben, kendi grubumda görüşleriyle mutabık olmadığım pek çok yazarla grubumuzun yayın ilkeleri çerçevesinde beraber çalışmaya devam ediyorum. Sizin de kendi medyanızdaki yazarlardan başlayarak bütün medyadaki yazarlara aynı hoşgörüyü göstermenizi dilerim.

                                Sayın Başbakan'ın bu saldırıları yayın grubumuzu yıldırmayacaktır. Grubumuz, Deniz Feneri dahil tüm yolsuzluk olaylarının üzerine gitme kararlılığından vazgeçmeyecektir.


                                Son olarak şunu söylemek istiyorum: Avrupa Birliği'ne tam üyelik iddiasındaki Türkiye'de Sayın Başbakan'ın yolunu aydınlatacak olan isli fener ışıkları değil, hukukun üstünlüğüne dayalı demokrasi ışığıdır.

                                Sayın Başbakan'ın konuşmasının sonunda bize “bütün vatandaşlarımız gibi eşit muamele göreceğimizden şüphe duymamamızı özellikle vurgulamak istiyorum” mesajını vermiştir. Ben de kendisine aynen şunu söylüyorum: Başbakan'dan ve bürokrasisinden kanuni hakları dışında bir şey isteyen namerttir. Sayın Başbakan'ın aynı eşitlik hassasiyetini kendine yakın medyanın sahiplerine de göstereceğinden emin olmak istiyoruz. Mesele budur."


                                Yeni Mesaj

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor