Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • Kadim
    Senior Member

    • 30-01-2004
    • 4782

    #61
    Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

    Bi Kamer Bey eksikti

    Kambersiz düğün Kamer'siz kavga olmaz. Kimine göre ise kavga bazen aslında düğündür...

    Deniz Feneri’ne oğlunuz gitti mi

    9 Eylül 2008


    Tunceli Bağımız Milletvekili Kamer Genç, Almanya’daki Deniz Feneri e.V. davası iddianamesinde muhasebeci Firdevsi Ermiş’in, "Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan da zaman zaman, paraların çekildiği dönemlerde bu derneği ziyaret ederdi" sözlerinin yer aldığını belirterek, Başbakan Tayyip Erdoğan’a, "Oğlunuz da buraya gitti mi, kendisine para verildi mi? Oğlun gemiyi nereden aldı?" diye sordu.

    Genç, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Başbakan Erdoğan’ın şeffaf olmak zorunda olduğunu vurgulayarak, "Sen gecekonduda oturacaksın, geleceksin siyasete atılacaksın, başbakan olacaksın, dünyanın sayılı zenginleri arasına gireceksin, servetinin hesabını vermeyeceksin. Böyle bir şey olur mu? Bu servetinin nereden geldiğinin hesabını vereceksin" dedi.

    Başbakan Erdoğan’ın derneğin yöneticilerini tanımadığını iddia ettiği dernek yöneticisi ile fotoğrafının çıktığına işaret eden Genç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakanlık makamında oturan bir kişi hedef gösteremez. Çünkü devletin gücü var onun elinde. O vatandaşın yaşama hakkı dahil bütün haklarını tehli***e sokmuş olur. Aydın Doğan’ın başına bir felaket gelse hedef gösteren kim? Tayyip Erdoğan."

    Hedef işadamı olmamalı

    CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan TBMM’de Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ile düzenlediği basın toplantısında "Başbakan’ın hedefinde iş adamları ve medya olmamalı. Konuşmasının 45 dakikasını buna ayırıyorsa vay halimize" dedi. Baytok ise Deniz Feneri Derneği’nin Türkiye ayağının araştırılarak buraya ne kadar para transferi olduğunun ortaya çıkması için savcıların harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

    Ya biat, ya çatışma

    DTP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır da, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında siyasetin basını işine geldiği gibi kullandığını söyledi. İşine gelmediğinde kara kutularını açıkladıklarını kaydetti.
    Son düzenleme Kadim; 09-09-2008, 13:07.

    Yorum

    • Kadim
      Senior Member

      • 30-01-2004
      • 4782

      #62
      Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

      Kavganın altındaki izler

      GAZETEPORT ÖZEL EMİN ÇÖLAŞAN


      Tayyip’le Aydın Doğan kapışmış! Türk medyasında en son komediyi izliyoruz. Karşılıklı birbirlerine posta koyuyorlar. İşin içinde milyarlarca dolarlık bir çıkar kavgası var. Rantı kimler nasıl paylaşacak? Büyük pastadan Aydın Doğan’a ne kadar pay düşecek, Tayyip’in ekibi ne alacak?
      Bay medya patronu bir de rafineri kuracakmış, Tayyip’i ziyaret etmiş. Patrona göre Hilton pastası o görüşmede gündeme gelmiş ama, Tayyip sorduğu için gelmiş. Patron İstanbul’un göbeğindeki Hilton arazisine binalar, rezidanslar falan yapacak, onları satıp durduğu yerde iki milyar dolar kazanacak. Patron Tayyip’e demiş ki, ‘Ben o kadar parayı Hilton’a boşuna mı yatırdım. İnşaata izin verin.’
      Ötekine, Tayyip’e göre ise patron kendisine Hilton için gelmiş.
      Koskoca iki adam, beş yaşında çocuklar gibi kavga ediyor. Birinin dediği öbürünü tutmuyor. Biz şimdi hangisine inanacağız? Hangisi doğru, hangisi yalan söylüyor?
      Birisi çıkıp ‘Sen açıklamazsan ben bir hafta sonra her şeyi açıklayacağım’ diyor, öteki gazetelerini ve televizyonlarını kullanıp yanıt veriyor:
      “Biz zaten hep baskı altındaydık. Basın özgürlüğü diye bir şey var. Biz biat etmeyiz, eğilmeyiz. Başbakan basını susturmak istiyor. Şimdiye kadar ellerinden gelen baskıyı yapıyorlardı. Demek ki baskıları daha da ağırlaşacak.”
      "İŞTE BU DOÐRU"
      İşte burada işin en can alıcı noktasına geliyoruz. Bay Patron, basın özgürlüğü açısından da kendilerine hükümet tarafından baskı yapıldığını itiraf etmek zorunda kalıyor.
      İşte bu söylediği doğrudur… Ve bu aşamada hadise benim olayıma geliyor.
      Peki beni niçin susturdu? Beni niçin Hürriyet’ten kovmak zorunda kaldı?
      Tayyip ve AKP iktidarının baskısı nedeniyle.
      Doğan Grubu, Tayyip iktidarına yıllar boyu en büyük desteği verdi. Hürriyet’te yazarken bunu bana açık seçik, yüzlerce defa söylediler: ‘Başbakanı, Maliye Bakanını, TMSF’yi fazla eleştirme. Bizim onlarla önemli işlerimiz var.’
      Bunların bütün ayrıntılarını ve kovulma olayımı ‘Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi’ isimli kitabımda anlatmıştım.
      Hürriyet’te çalışan muhabir arkadaşlarımın tamamı tanıktır. İktidarın hoşuna gitmeyecek dört dörtlük belgeli haberler gazetede kullanılmaz, çöpe atılırdı. Korku dağları bürümüştü. Gazeteci arkadaşlarımız sinirden kahrolur, bazısı çıkmayan haberlerini ‘Abi bari bunu sen yaz’ diye bana getirirdi. Patronun emektar kalfası Ertuğrul Özkök yazılarımı sansür ederdi. Biz Hürriyet’te yıllarca bu koşullarda gazetecilik yaptık.
      Bay patron şimdi kalkmış, ‘Üzerimizde baskı vardı. Bu baskı daha da ağırlaşacak’ diyebiliyor.
      Günaydın bayım!
      "O ZAMAN BENİ NİYE KOVDUNUZ ?"
      Şimdi göstermelik kapıştılar. Bunun adına kayıkçı kavgası derler. Bugün kavga eder gibi görünürler, yarın yine barışırlar. Barışmaya elleri mahkumdur, çünkü iki tarafın da çıkarları bunu gerektirir. Çünkü Aydın Doğan’ın milyarlarca dolarlık parasal çıkarları Tayyip’in elindedir.
      Öte yanda ise Tayyip, Aydın Doğan medyasına muhtaçtır. Düşünün ki, yedi adet gazetesi ile yazılı basınının yaklaşık yüzde 40’ı bu patronun elindedir. (Hürriyet, Milliyet, Vatan, Radikal, Referans, Posta ve Fanatik.) Buna aynı patrona ait televizyon kanallarını ekleyin. (CNN Türk, Star, Kanal D.) Tayyip bu gücü karşısına alabilir mi?
      Burada bütün hikaye şudur: Bir medya patronu bir sürü işe girişmişse, devletle ve hele bir tek parti iktidarı ile POAŞ’tan rafinerilere, enerji ihalelerinden özelleştirmelere, Hilton arazisinden bilmem neye kadar binbir işi varsa, ortalıkta milyarlarca dolarlık çıkar ilişkileri mevcutsa, o patron iktidar partisinin güdümünden çıkamaz. Aleyhte birkaç yayın yaptığı anda yaygara kopar ve ona geri adım attırırlar. Patron da zaten haddini bilir ve geri çekilir.
      Ben bunları Hürriyet’te iken bire bir yaşamış bir gazeteciyim. Baskılara direndiğim ve ödün vermediğim için kovulma olayını yaşamış biriyim.
      Şimdi Aydın Doğan itiraf ediyor. Diyor ki ‘Bize hep baskı yaptılar. Bu baskılar daha da artacak!’
      Ancak, benim kitabımı mahkemeye verdi. Dava dilekçesinde ‘Bize baskı yapılmamıştır. Emin Çölaşan’ı biz iktidar baskısıyla kovmadık’ diyordu! Şimdi soruyorum kendisine:
      “O halde niçin kovdunuz? Hırsızlık, ahlaksızlık mı yapmıştım? Kalemimi mi satmıştım? İş mi bitirmiştim? Kendi çıkarlarım doğrultusunda yazılar mı yazmıştım, ne yapmıştım?”
      Şimdi basın özgürlüğünden, basının susturulmak istenmesinden dem vuranlar, ‘O halde Emin Çölaşan’ı niçin susturdunuz?’ sorusuna yanıt vermekle yükümlüdür. Ancak hiçbir zaman veremeyeceklerdir.
      Tayyip yatsın kalksın, iktidarı süresince kendisine en büyük desteği veren Doğan Grubuna dua etsin.
      Aydın Doğan da hiç endişe etmesin. Tayyip onsuz yapamaz.
      "ASLINDA KAYIKÇI KAVGASI"
      Bay Aydın Doğan’ın milyarlarca dolarlık çıkarları, Tayyip’in iki dudağının arasındadır.
      Birkaç günden beri izlediğimiz kayıkçı kavgası geçici bir buhrandır! Tayyip susacak ve Aydın Doğan en kısa zamanda biat edecektir. Bekleyin ve görün. Bu göstermelik olay en kısa zamanda sessizliğe bürünecek ve iş bitecektir. Kayıkçı kavgası da unutulup gidecektir.
      2002 yılından bu yana Aydın Doğan Grubu, AKP döneminin bütün yolsuzluklarına, vurgunlarına seyirci kaldı. Sadece seyirci kalmadı, birkaç onurlu köşe yazarı dışında AKP iktidarına en büyük desteği verdi. Slogan hep aynıydı:
      “Aman iktidarımıza yardımcı olalım. Döviz düşük, maliyetlerimiz artmıyor. Özelleştirmeler devam etsin, biz de payımızı alalım. AB yolunda ilerleyelim, bizim de yolumuz açılsın.”
      Büyük kitleler Cumhuriyet mitinglerinde ‘Tayyip alana Aydın Doğan bedava’ diye boşuna slogan atmıyordu.
      Aman çocuklar yapmayın etmeyin, sizin ciğerinizin içini bilen milyonlarca insanımızı güldürmeyin. İkiniz de aynı yolun yolcususunuz. Kapışmayın, birbirinizi kırmayın, ayıp etmeyin, oynamakta olduğunuz bu komediye, bu horoz dövüşüne bir son verin!..
      Çünkü ikiniz de aynısınız. Ne demiş atalarımız!
      ‘Al birini, vur öbürüne.’

      Yorum

      • Kadim
        Senior Member

        • 30-01-2004
        • 4782

        #63
        Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

        Yukarıda teşbihatını yaptığım Fil yaranı olayının rivayet edilen hikayesi aşağıdaki gibidir.

        Habeşistan Krallığı’nın Yemen valisi olan Ebrehe, milâdî 570 yıllarında San’a şehrinde, ‘Kulleys’ adı verilen muhteşem bir kilise yaptırmıştı. Maksadı, Kâbe ziyaretine rağbet gösteren Arapların ziyaretlerini oraya çevirmekti. Bu duruma tepki gösteren bir adam da, gecenin birinde Kulleys’e girip içine pislemişti. Bu hakarete çok öfkelenen ve koyu bir hıristiyan olan Ebrehe, gidip Kâbe’yi yıkmaya karar verdi. Topladığı onbinlerce asker (altmış bin olduğu söylenir), Mahmud adlı büyük bir fil ve daha başka fillerle Mekke’ye doğru yola çıktı. Önüne çıkan bazı kuvvetleri de mağlup ederek ilerledi. Taif şehrine gelince askerlerin bir kısmını Mekke’ye gönderdi. Onlar da Peygamber s.a.v.’in dedesi ve Kureyş’in reisi Abdülmuttalib’in ikiyüzü aşkın devesiyle ahalinin hayvanlarını sürüp götürdüler.
        Bu olayın peşinden Abdülmuttalib, gidip Ebrehe’yle görüştü, develerinin geri verilmesini istedi. Ebrehe dedi ki:
        - Benden develerin istiyorsun da, Kâbe’den hiç söz etmiyorsun. Halbuki ben onu yıkmaya geldim.
        - Ben develerin sahibiyim. Kâbenin de onu koruyacak sahibi vardır!
        Bu görüşme sonunda develer geri verildi. Mekke halkı bu güçlü orduyla savaşamayacağı için, anlaşma gereği dağlara çekilip neticeyi beklemeye başladı.
        Ebrehe ordusu büyük fili önden sürerek Mekke sınırına dayandı. Kâbe’yi halatla bağlayıp fillerle çekerek yıkmak istiyorlardı. Bu sırada Ebrehe’nin yol kılavuzlarından Nüfeyl b. Habib, koca filin kulağından tutarak şöyle bir şey söyledi, sonra da koşarak dağa çıktı:
        - Ey Mahmud çök! Sakın ileri gitme, sağ salim geriye dön!
        Mekke’ye girişte büyük fil direndi, zorlanınca yere yattı. Onu bir türlü Kâbe cihetine yürütemediler. O anda sürü halinde ebabil kuşları ortaya çıktı. Her birinin ağzında ve ayaklarında nohut gibi birer taş vardı. Bu taşları ordu üzerine mermi gibi boşalttılar. Kime rastlarsa delip geçiyordu. Askerlerin çoğu öldü; ‘Fil Ordusu’ dağılarak Yemen’e döndü. Ebrehe de dönüşte öldü. Kâbe ise olduğu gibi kaldı. Kur’an’da Fil Suresi bu olayı anlatır.

        Bu arada bana göre burada Ebrehe'nin temsil ettiği kutup liberalistler ve kapitalistlerdir. Muhteşem kilise de emperyalizm ve yığımcılığı, yayılımcılığı ve sömürücülüğü temsil eder. Kulleyse girip pisleyen adam da emperyalist karşıtı bir kişidir ama Atatürk'müdür bilmiyorum. Başka biri de olabilir. Atatürk olabilir dedim çünkü batının emperyalist planlarını yerle bir etmiştir. Kabe ise hakkın titiz bir biçimde uygulandığı, ihtiyaç seviyesinde kazancın makul görüldüğü, sade bir yaşamı temsil eder. Erdemli insanların kollektivist birliğidir. Rızai birlikteliği anlatır. Bu olay gelecekte ortaya çıkacak B planının prototipi niteliğindedir. Bismillah diye işe koyulan Hz. Muhammed mücadelesinin habercisidir. Ben şu anda ülkemizin halini de bu duruma benzetiyorum ve ülkemizin yıkılmak istenen Kabe tarzı yapısının yerine emperyalismin kapitalist-liberalist sosyo-ekonomi-politiğinin hakim kılınmak istendiğini apaçık görüyoruz. Artık bir peygamber de gelmeyeceği de apaçık olduğuna göre, bu planı uygulayacak olan elbette bilinçlenmiş halk olacaktır. Haydi bre bismillah diye yola çıkmak nasip olur inşallah. Ve bu B planının Dünya geneli ilk kıvılcımı Türkiye'de zaten çıkmıştır. Türkiye işte bu nedenle çok önemli. Hem coğrafi hem de stratejik olarak bütün planlar tüm kutupların odak noktasında.
        Son düzenleme Kadim; 09-09-2008, 21:32.

        Yorum

        • necatikaya
          Member
          • 20-12-2005
          • 1066

          #64
          Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

          Originally posted by necatikaya
          Şu anda başbakan çaresiz ve acınacak durumda.Yavaş yavaş yaptığı yolsuzluklar meydana çıkıyor.Çıktıkça hırçınlaşıyor çıldırıyor.Benim tahminim oyunun sonunda bu hükümet gider.A.Doğana hiç bir şey olmaz(doğanı hiç sevmem)Bu aşamada hükümet oldukça yıprandı.Olayları peş peşe gazete manşetlerinde.Yolsuzluk almış başını gidiyor.Zamlar alabidiğine devam ediyor.Bu hükümetin beş para etmeyen dış siyaseti.Oda ayrı bi olay.Bu kadar sene içinde bir tek yatırımı olmayan halkı fakilleştirip sadakaya muhtaç edip,erzak ve kömür dağıtan bir hükümet.Ne kadar acı bir olay.''Eğer akp ye oy vermezseniz bu yardımlar kesilir''diyen halkın kanını emen bir hükümet.Yolsuzlukla mücadele sözü veren,fakat en büyük yolsuzluğu yapan hükümet.Say say bitmiyor.A.Doğan başbakana diyor ki.Elimde şu anda ikibiçuk milyar dolar var.Yatırım yapmak istiyorum.Nedir diyor başbakan.ceyhanda rafineri kurup en az onbeşbin kişiye iş vermek istiyorum diyor.Başbakan olmaz orasını çalık gurubu ile sarkoziye söz verdim diyor.Ülke malesef bu durumda.Bir an evvel bu akp takımının uzaklaştırılması ve hesap vermesi gerekir.Bu saf halkında uyanması gerekir.Tabi uyanırsa..
          Sarkozi olarak yanlış yazmışım.Putin ve italyan başbakanı olacak..

          Yorum

          • ybæl©ik
            ADMINISTRATOR

            • 25-01-2003
            • 30775

            #65
            Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

            Geçmişte de yaşanmış olan ve bugün de yaşananlar çok acıdır ...

            Tarihin tekerrürlerden ibaret olduğu bir kez daha ispatlanmıştır.

            Türk milleti olarak, tarih boyunca en büyük düşmanlar içimizden çıkmıştır ve hep biz kendimizi batırmışızdır.

            Yine burada her zamanki şeyler yapılmaktadır.

            Hiç kimse, konu hakkında net ve kesin bilgilere sahip olmamasına rağmen, basın veya birilerinin söylemleri esas alınarak taraf olunmakta, yorumlar-eleştiriler yapılmakta ve bazı ithamlarda bulunulmaktadır.

            Bu boş söylemler, tartışmalar, polemikler geçmişte de yaşanmıştır, şimdi de yaşanmaktadır.

            Kişisel çıkarlar, ülke ve kamu menfaatlerinin önüne geçer olmuştur.

            Sonuç olarak bu ülk eye verilen zarar telafi edilememektedir.

            Başta liderler ve ülke yönetiminde söz sahibi olanlar ve sizler eğer tarihten ders almaksızın bu oyunların, polemiklerin ve hıyanetlerin bir parçası olacaksanız, buyurunuz ...

            Yorum

            • AYRIMSIZLAR
              Junior Member
              • 16-04-2008
              • 439

              #66
              Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

              bazen ülke değiştiresim geliyor...

              abuk sabuk tartışmaların , gündemlerin olmadığı , iğrenc , tiksindiric haberlerin vede insanların olmadığı...

              yani Ülkemi sevmediğimden değil.... ama ülke gündemi aynı kahvehane gündemi gibi... siyasiler , basın , yazar , vatandaş herkes bir alem...

              aslında bu ül***e başından format çekmek... sistemi düzeni anayasayı baştan kurmak lazım...ülkedeki tüm iktidarından al muhalefetine basınını , kör cahil , partizan görüşten herkesi çöpe atacaksın...

              tamamen demokratik kimsenin kimseyle uğraşmadığı , karışmadığı ..
              kimsenin makamını veya evrensel ve ulusal kavramları kendi menfaati için kullanmadığı...
              kapkaçın, tecavüzün , tacizin , dolandılıcığın vs nin olmadığı...

              yolsuzluğun , şerefsizliğin olmadığı , olamıyacağı bir ülke kuracaksın...

              ben bu ülkedeki tüm siyasilerden , basından vs den hepden bıktım...

              Yorum

              • tusem
                Banned
                • 08-07-2005
                • 492

                #67
                Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

                giriş:
                İşin içinde milyarlarca dolarlık bir çıkar kavgası var. Rantı kimler nasıl paylaşacak? Büyük pastadan Aydın Doğan’a ne kadar pay düşecek, Tayyip’in ekibi ne alacak?

                gelişme:

                Doğan Grubu, Tayyip iktidarına yıllar boyu en büyük desteği verdi. Hürriyet’te yazarken bunu bana açık seçik, yüzlerce defa söylediler: ‘Başbakanı, Maliye Bakanını, TMSF’yi fazla eleştirme. Bizim onlarla önemli işlerimiz var.’

                sonuç:

                Bay Aydın Doğan’ın milyarlarca dolarlık çıkarları, Tayyip’in iki dudağının arasındadır.
                Birkaç günden beri izlediğimiz kayıkçı kavgası geçici bir buhrandır! Tayyip susacak ve Aydın Doğan en kısa zamanda biat edecektir. Bekleyin ve görün. Bu göstermelik olay en kısa zamanda sessizliğe bürünecek ve iş bitecektir. Kayıkçı kavgası da unutulup gidecektir.

                burdan alınacak nasihat:
                Çünkü ikiniz de aynısınız. Ne demiş atalarımız!
                ‘Al birini, vur öbürüne.’
                peki millet bunlar barışırsa(paylaşılan şu malum pasta konusunda) bütün bu olanları unatacakmı.unutacak kadar aptalmı? görecez.
                Son düzenleme Kadim; 09-09-2008, 21:54.

                Yorum

                • Kadim
                  Senior Member

                  • 30-01-2004
                  • 4782

                  #68
                  Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

                  Malesef Dünya hayatında öyle cennet bir düzen göremezsin. Dünya hayatında kötülük ve iyilik, karanlık ve aydınlık at başı gibi dengeli gider. Bazen biri bazen diğeri yere zamana ve mekana göre hakim olur. O nedenle Dünya hayatını iyi irdelemek gerek. Eğer inançlı biriyseniz cehennemin de sistemin gereği olarak olmak zorunda olduğunu bilirsiniz.

                  Yorum

                  • ssevers
                    Junior Member
                    • 21-01-2008
                    • 329

                    #69
                    Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

                    Daha önce neredeydiniz?

                    Başbakan'ın ağır saldırısı sonrasında "Çoğulcu medya olmalı. İktidar yanlısı
                    tekel medyası olmamalı" diyen Doğan Grubu'nu gülerek izliyorum.

                    Çok değil, 2 yıl kadar önce Türkiye'de iktidar yanlısı medya yine vardı.

                    Ama bunun karşısında Türkiye'nin en büyük iki medya grubu vardı.

                    Doğan ve Ciner grupları.

                    Çoğulcu medyadan, tek sesli olmayan medyadan bahseden Aydın Doğan, o
                    günlerde hortumcu Dinç Bilgin ve damadına iktidarın TMSF'sinde mesai
                    yaptırıyor, Dinç Bilgin'in ürettiği sahte bir belge ile Ciner Grubu medyasına el konulmasını sağlamak için TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ve siyasete kapalı kapılar ardından baskı yapıyordu.

                    Nitekim bunu başardılar da.

                    TMSF sahte bir belgeye dayanarak Türkiye'nin ikinci büyük medya grubuna el
                    koydu.

                    Bu olayın Doğan yönetiminde şampanya patlatılarak kutlandığını o günlerde
                    yazdım.

                    TMSF'nin el koyması üzerine Ciner Grubu mahkemeye gitti.

                    Davayı kazandı. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi TMSF'ye " Yaptığın işlem
                    hukuksuz. Sahibine iade et" dedi.

                    Siz Doğan Grubu'nda veya başka bir gazetede bununla ilgili tek bir satır haber gördünüz mü?

                    TMSF, yüce yargının kararına uymadı. Hukuk ayaklar altına alındı.

                    Siz Doğan Grubu'nda bununla ilgili tek bir satır gördünüz mü?

                    Türkiye'nin ikinci büyük medya grubuna el konuldu.

                    Çıt çıkmadı.

                    Hukuk ayaklar altına alındı.

                    Çıt çıkmadı.

                    Ya ana muhalefet lideri ve diğerleri.

                    Tek kelime etmediler.

                    Bugün Doğan Grubu'yla ilgili gerçekler, hoş olmayan bir biçimde ortalığa
                    dökülence iktidara demediğini bırakmayan Deniz Baykal'dan da tek bir itiraz
                    gelmedi.

                    Çünkü biz kimsenin uydusu olmadan gazetcilik yapmaya çalışıyorduk.

                    Kimsenin adamı, kimsenin medyası değildik.

                    Haberciydik.

                    O yüzden şimdi kopan kıyamete bakınca gülüyorum.

                    Başbakan, Doğan Grubu'na altı dolu suçlamalar yöneltince "Basın özgürlüğü"
                    diyenler, Türkiye'nin ikinci büyük medya grubuna el konulunca neredeyse
                    alkış tutmuşlardı.

                    O basın özgürlüğü değil miydi?

                    Dünün bağımsız Sabah'ı, bugün iktidar yanlısı medyanın amiral gemisi olmadı
                    mı?

                    Yılmaz Özdil "Sabah utanç verici bir gazete" diyor şimdi.

                    Peki Yılmaz Özdil, sen TMSF kontrolündeki Sabah'ta aylarca çalışarak, daha
                    doğrusu Hürriyet'ten teklif alıncaya kadar çalışarak Sabah'taki TMSF
                    yönetimini legalize etmedin mi?

                    Hürriyet teklif yapmasa hala orada olmayacak mıydın!

                    Olan bitene hem üzülüyorum, hem gülüyorum.

                    Ciner Grubu'nu medyadan uzaklaştırarak tek güç olmak isteyen Aydın Doğan,
                    mahallede tek başına kalmanın sıkıntılarını yaşamaya başlayınca "Tek sesli
                    medya istiyorlar" diye ağlanıyor.

                    Peki aynı şeyi sen istemedin mi?

                    Bunun için yapmadığın ayak oyunu kalmadığını herkes bilmiyor mu?

                    Gülüyorum ama endişeleniyorum da.

                    Şampanya falan da patlatmıyorum.

                    Çünkü onlar gibi değilim.

                    Haber niye saklanır!

                    Başbakan'la Doğan arasındaki kavganın nedeni olarak Deniz Feneri yolsuzluğunun haber yapılması görünüyor.

                    Doğrudur.

                    Bu haber önemlidir.

                    Demokratik bir hukuk devletinin Başbakan'ı böyle bir yolsuzluk karşısında suçlamaya geçmez, bunun Türkiye'de bağlantılarının da aynı yolsuzluğa karışıp karışmadığının araştırılması için sistemi hareket geçirir. Adalet Bakanı vasıtasıyla savcıları bu işe yönlendirir.

                    Bugünkü tavrıyla, burada Tayyip Erdoğan'ın yatacak yeri yoktur.

                    Ama Doğan Grubu'nun da yatacak yeri yoktur.

                    Neden mi?

                    Gelin anlatayım.

                    Deniz Feneri yolsuzluğu ile ilgili gelişmeler yeni değil.

                    Hürriyet'te bu konudaki ilk haber 2007 yılı başlarında çıktı.

                    Önce Almanya mahreçli bir haber, sonra da Yalçın Doğan'ın köşesinde bir yorum haber.

                    Sonra kesildi.

                    1,5 yıl süreyle tek satır yayınlanmadı.

                    Haber geliyor ama sansür ediliyordu.

                    Bunu biliyorum.

                    İçinde Zahit Akman'ın adı geçiyordu; televizyonları ve D Smart'ı nedeniyle RTÜK'le işleri olan Doğan Grubu o günlerde Akman ve iktidar ile iyi geçinmek için bu haberleri kullanmıyor, saklıyordu.

                    Saklanan bu haberler ne zaman ortaya çıktı.

                    RTÜK, Doğan'ın taleplerine "Olur" vermediği zaman.

                    Saklanan dosyalar açıldı. Pislik ortaya döküldü.

                    Peki ya RTÜK veya hükümet Aydın Doğan'ın taleplerine "Evet" deseydi ne
                    olacaktı?

                    Yanıt basit.

                    Türk halkı bu yolsuzlukları öğrenemeyecekti.

                    Haber saklanmaya devam edecekti.

                    Sevgili okurlar, bu mudur özgür medya, bu mudur gazetecilik?

                    Bu medyayı, dahası sizin benim tepkilerimi kullanarak ticari çıkar sağlamak
                    değil midir?

                    Ertuğrul Özkök'ün odasındaki kasada bir gün yayınlanmak üzere bekletilen ve
                    belki de bizim asla öğrenemeyeceğimiz daha ne haberler vardır, hiç
                    düşündünüz mü?

                    Doğan'ın kankası, İş Bankası

                    "Basın özgürlüğü yok. Bu kavga medya patronu ile Başbakan kavgası değildir.
                    Buna sessiz kalamayız. Bu basın özgürlüğü, demokrasi sorunudur. Niye bazı
                    basın kuruluşları sadece Başbakan'ın açıklamalarını yayınlıyor da, iddiaları
                    yayınlamıyor. Bu çok tehlikeli bir durumdur."

                    Bu sözler Deniz Baykal'a ait.

                    Ve ben de "Günaydın" diyorum.

                    Ve ben de Deniz Baykal'a yukarıda sorduğum soruyu tekrarlıyorum: "Türkiye'nin ikinci büyük medya grubuna el konulurken uyuyor muydunuz? Bu ortam oluşturulurken neredeydiniz? Yoksa o medya grubu Doğan'a geçer diye mi
                    umuyordunuz?"

                    Aydın Doğan'ı cansiperane savunan Baykal, ATV ve Sabah'a el koyulur, iktidar
                    yanlısı medyanın bel kemiği oluşturulurken tek kelime etti mi?

                    El koymanın hukuksuzluğu mahkeme kararı ile tespit edilirken "Basın özgürlüğünün ırzına geçiliyor" dedi mi?

                    Demedi.

                    Oysa o gün basın özgürlüğünün ırzına geçilmekten öte, fiili livata yapılıyordu.

                    Gıkını çıkarmadı.

                    Aydın Abisinden korktu. Ağzını açamadı.

                    Şimdi Baykal'a soruyorum, sizin tepkinizin gerekçesi gerçekten basın özgürlüğü mü, yoksa Aydın Doğan'la aranızdaki ilişkiler ağı mı?

                    Hangi ağdan söz ettiğimi anlatayım da bilin.

                    Hatırlayacaksınız, Doğan Grubu Petrol Ofisi'ni İş Bankası ile birlikte satın almıştı. Elli elli ortak.

                    Sonra Doğan Grubu kontrolündeki Vatan Gazetesi ve Aydın Doğan medyası İş
                    Bankası yönetimine saldırıya geçtiler.

                    Önce Genel Müdür, sonra Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tiryaki hedef alındı.

                    Günler süren yayınlar yapıldı.

                    Ne oldu?

                    İş Bankası elindeki Petrol Ofisi hisselerini Aydın Doğan'a sattı.

                    Aldığı günkü fiyattan. Şirketin kazandığı değer göz önüne alınmadan, üstelik 5
                    yıl vadeli 560 milyon dolara.

                    Aydın Doğan 5 yıl vadeli 560 milyon dolara aldığı hisselerin yüzde 34'ünü
                    iki ay sonra Avusturyalı OMV'ye sattı. 1 milyar avroya. Yani 1,5 milyar
                    dolara. 2 ayda 1 milyar dolar kar.

                    Böyle bir satış 2 ayda yapılamayacağına göre kurulan tezgah batan belliydi.
                    İş Bankası bu satıştan kendi payına düecek 500 milyon dolar karı Aydın Doğan'a
                    hibe etmiş oldu.

                    Böyle bir hatayı yapan bankanın genel müdürü kovulur değil mi?

                    İş Bankası'nda böyle bir şey olmadı.

                    İş Bankası emeklilerinin parası çalındı. Çıt çıkmadı.

                    Peki o İş Bankası kimin kontrolünde?

                    Baykal'ın. Buradaki 4 yönetim kurulu üyesini bizzat Baykal atıyor.

                    Gördünüz mü işbirliğini.

                    Hadi gelin biraz daha geriye gidelim.

                    Aydın Doğan, sahibi olduğu Dışbank'ı üç yıl önce 1 milyar avroya Fortis'e sattı.

                    Peki Aydın Doğan Dışbank'ı kimden satın almıtı?

                    Bildiniz, İş Bankası'ndan.

                    Dışbank İş Bankası'nındı. Sonra Aydın Doğan'a satıldı.

                    Yanlış hatırlamıyorsam 17 milyon dolara.

                    Ama Aydın Doğan'dan beş kuruş para çıkmadı.

                    Çünkü satın alması için gerekli parayı da yine İş Bankası verdi. Frankfurt
                    Şubesi üzerinden Aydın Doğan'a kredi açarak.

                    Aydın Doğan İş Bankası'nın parasıyla, İş Bankası'nın bankasını aldı.

                    17 milyon dolara aldı, 1,5 milyar dolara sattı.

                    Her biri birer etik, ahlak timsali olan Deniz Baykal veya Aydın Doğan ya da
                    İş Bankası içindeki CHP'li üyeler bu işlerin arkasındaki sırrı açıklar mı
                    acaba?

                    Hani herkes birbirinden bir açıklama bekliyor ya!

                    Bu haberi unutturmam

                    Değerli okurlar.

                    Deniz Feneri davasını bundan sonra bizzat ben takip edeceğim.

                    Haberlerin karartılmasının, pazarlıklarla saklanmasının önüne geçeceğim.

                    Bu konudaki haberleri takip eden ama yayınlatamayan Doğan Grubu'ndaki
                    meslektaşlarım o günlerde bu korkudan bana ulaştıramıyorlardı.

                    Ben de evinde oturan işsiz bir gazeteci olarak bu bilgilere ulaşamıyordum.

                    Bundan böyle unuttuğumuz, unutturulan bu haberi kimse izlemezse, ben
                    izleyeceğim.

                    Bu olayın toz duman içinde kaybolmasına izin vermeyeceğim.

                    Elimden geldiğince.

                    NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

                    Haberleri saklayıp işimize geldiği zaman kullanmadğımızda

                    Fatih Altaylı

                    Yorum

                    • AYRIMSIZLAR
                      Junior Member
                      • 16-04-2008
                      • 439

                      #70
                      Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

                      daha önce de ifade ettiğim gibi...

                      bugün chpli olan medya yarın akplide olur... tersi durumda sözkonusudur..

                      nerde menfaat , o dur bunların Ahlak anlayışı...

                      medyayıda siyasileride çok ciddiye almamak lazım..

                      yarın barışırlar yine cicim aylarını yaşarlarsa şaşmayın...

                      bu tüm siyasiler ve basın için geçerlidir..

                      yarın hilton olmaz başka şey olur zarar kapatılır menfaat yapılır o zaman gör gümbürtüyü...

                      Meşhur Kanaltürk ün sonrasında cemaat kanalı olabildiği , Tv5 in doğan holding kanalı olabildiği bir ülkede yaşıyoruz...

                      Yorum

                      • tusem
                        Banned
                        • 08-07-2005
                        • 492

                        #71
                        Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor


                        Leman düelloyu kapağına taşıdı 09 Eylül 2008 Salı 20:40

                        Aydın Doğan ve Başbakan Erdoğan arasındaki söz düellosu Leman'a da kapak oldu. Leman tartışmayı nasıl gördü?
                        Medya patronu Aydın Doğan ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan söz düellosu mizah dergisi Leman'ın bu haftaki kapağını süsledi.

                        Mizahçılar Doğan-Erdoğan tartışmasını 'kendi dilleriyle' okuyucularına işte böyle taşıdı.



                        alıntıdır:internethaber.
                        süper yapmışlar.bekleyelim bakalım haftaiçini hahohi

                        Yorum

                        • zigana
                          Senior Member

                          • 26-01-2004
                          • 3796

                          #72
                          Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

                          Çok Açık Ve Net Söylüyorum!

                          09 Eylül 2008 21:07

                          Erdoğan, "Büyümeyi, gelişmeyi, Türkiye'nin şantiye haline gelişini hazmedemeyenler tabii ki her türlü iftira kampanyasının içine girecekler" dedi.




                          Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Büyümeyi, gelişmeyi, Türkiye'nin şantiye haline gelişini hazmedemeyenler tabii ki her türlü iftira kampanyasının içine girecekler" dedi.
                          Erdoğan, Orhanlı'daki Baymak Emma Üretim Tesisleri açılış töreninde yaptığı konuşmada, gayri safi yurt içi hasılanın 79 yılda 230 milyar dolarken, 2007 sonu itibariyle 659 milyar dolara yükseldiğini belirterek, bu rakamın ülkenin nasıl büyümekte olduğunu gösterdiğini vurguladı.

                          Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

                          "Yolsuzlukların olduğu bir ülke olmuş olsa bu olur mu? Hortumların kesilmediği bir ülke olsa bu olur mu? Bunu hazmedemeyenler, bu büyümeyi, gelişmeyi, Türkiye'nin şantiye haline gelişini hazmedemeyenler tabii ki her türlü iftira kampanyasının içine girecekler. Ama bu kervan yola girmiştir. İstedikleri kadar onlar farklı bir şekilde iftira kampanyalarını devam ettirsinler, tutmaz. Ama şunu da söyleyeyim ki; hiçbir zaman bu iktidar bu tür sağdan soldan bağrışmalara, çağrışmalara da pabuç bırakmaz. Kusura bakmasınlar."

                          Başbakan Erdoğan, kararlılıkla yollarına devam edeceklerini ifade ederek, "Bugüne kadar bağırdılar, çağırdılar, susturdular. Hayır, biz işimizi biliyoruz, dersimizi iyi çalıştık" dedi.

                          Yatırımın ve yatırımcının önündeki engelleri kaldırdıklarını, böylece dünya ile rekabet imkanı doğduğunu dile getiren Erdoğan, bütün bu çalışmalar sonucunda küresel yatırımın 2007 yılı sonu itibariyle 22 milyar dolara tırmandığını bildirdi.

                          Bu tırmanışın devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

                          "Çok açık, net bir şeyi söylemek zorundayım. Sermaye hassastır. İstikrar, güven ister. Eğer bir ülke ekonomisinde istikrar, güven yoksa sermaye kaçar, oraya girmez. Nitekim bu yılın içinde ülkemizde yaşanan istikrar ortamını, özellikle siyasi istikrarda, zedeleyen bazı gelişmeler, ülkemizde güven ortamını zedeleyen bazı gelişmeler ne yazık ki küresel sermayenin Türkiye'ye girişini olumsuz etkilemiştir. Şimdi yeniden süratle toparlanmaya başladı. İnanıyorum ki yıl sonuna kadar küresel sermayenin ül***e girişi farklı şekilde hızla artarak yoluna devam edecek."

                          Yorum

                          • zigana
                            Senior Member

                            • 26-01-2004
                            • 3796

                            #73
                            Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

                            Originally posted by zigana
                            Çok Açık Ve Net Söylüyorum!

                            09 Eylül 2008 21:07

                            Erdoğan, "Büyümeyi, gelişmeyi, Türkiye'nin şantiye haline gelişini hazmedemeyenler tabii ki her türlü iftira kampanyasının içine girecekler" dedi.




                            Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Büyümeyi, gelişmeyi, Türkiye'nin şantiye haline gelişini hazmedemeyenler tabii ki her türlü iftira kampanyasının içine girecekler" dedi.
                            Erdoğan, Orhanlı'daki Baymak Emma Üretim Tesisleri açılış töreninde yaptığı konuşmada, gayri safi yurt içi hasılanın 79 yılda 230 milyar dolarken, 2007 sonu itibariyle 659 milyar dolara yükseldiğini belirterek, bu rakamın ülkenin nasıl büyümekte olduğunu gösterdiğini vurguladı.

                            Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

                            "Yolsuzlukların olduğu bir ülke olmuş olsa bu olur mu? Hortumların kesilmediği bir ülke olsa bu olur mu? Bunu hazmedemeyenler, bu büyümeyi, gelişmeyi, Türkiye'nin şantiye haline gelişini hazmedemeyenler tabii ki her türlü iftira kampanyasının içine girecekler. Ama bu kervan yola girmiştir. İstedikleri kadar onlar farklı bir şekilde iftira kampanyalarını devam ettirsinler, tutmaz. Ama şunu da söyleyeyim ki; hiçbir zaman bu iktidar bu tür sağdan soldan bağrışmalara, çağrışmalara da pabuç bırakmaz. Kusura bakmasınlar."

                            Başbakan Erdoğan, kararlılıkla yollarına devam edeceklerini ifade ederek, "Bugüne kadar bağırdılar, çağırdılar, susturdular. Hayır, biz işimizi biliyoruz, dersimizi iyi çalıştık" dedi.

                            Yatırımın ve yatırımcının önündeki engelleri kaldırdıklarını, böylece dünya ile rekabet imkanı doğduğunu dile getiren Erdoğan, bütün bu çalışmalar sonucunda küresel yatırımın 2007 yılı sonu itibariyle 22 milyar dolara tırmandığını bildirdi.

                            Bu tırmanışın devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

                            "Çok açık, net bir şeyi söylemek zorundayım. Sermaye hassastır. İstikrar, güven ister. Eğer bir ülke ekonomisinde istikrar, güven yoksa sermaye kaçar, oraya girmez. Nitekim bu yılın içinde ülkemizde yaşanan istikrar ortamını, özellikle siyasi istikrarda, zedeleyen bazı gelişmeler, ülkemizde güven ortamını zedeleyen bazı gelişmeler ne yazık ki küresel sermayenin Türkiye'ye girişini olumsuz etkilemiştir. Şimdi yeniden süratle toparlanmaya başladı. İnanıyorum ki yıl sonuna kadar küresel sermayenin ül***e girişi farklı şekilde hızla artarak yoluna devam edecek."

                            birileri başbakana sormayacak bari ben sorayım

                            şu bahsettiğiniz büyüme gelişme son 1 ayda mı gercekleşti.

                            Yorum

                            • armonil
                              Member
                              • 05-06-2007
                              • 758

                              #74
                              Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

                              Ne cabuk unuttuk arkadaşlar Aydın Doğan ın bir gecede Tansu ve Mesut Yılmaz dönemlerinde milyon dolarları bir gecede devlet bankalarından çektikleri ertesi gün devalasyonla ikiye üçe katladığını.....

                              Şimdi katlayamıyor dikemiyor rezidansları Ama vakit ona katlama zamanı.

                              Yorum

                              • cemal344
                                Senior Member
                                • 03-11-2005
                                • 3977

                                #75
                                Konu: Erdoğan - Doğan kavgası tam gaz devam ediyor

                                Originally posted by armonil
                                Ne cabuk unuttuk arkadaşlar Aydın Doğan ın bir gecede Tansu ve Mesut Yılmaz dönemlerinde milyon dolarları bir gecede devlet bankalarından çektikleri ertesi gün devalasyonla ikiye üçe katladığını.....

                                Şimdi katlayamıyor dikemiyor rezidansları Ama vakit ona katlama zamanı.
                                Yani diyorsunuzki birazda bunlar götürsün ellere varda bize yokmu gibi yani.Bu iş sıraylamı oluyor.ozaman sırada kim var.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor