Erişkin bireyler nüfus kontrolü için öldürülecek mi?

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • ganidagli
    Senior Member
    • 25-06-2004
    • 3512

    Erişkin bireyler nüfus kontrolü için öldürülecek mi?

    Helikopter, akbabaları peşinden sürükleyerek havalandığında akşam serinliği çökmek üzereydi. Pilot, fillere arkadan yaklaştı ve sırtlarına doğru alçalarak nişancının yarı otomatik tüfeği ile tek atışta kafadan öldürücü darbeyi vurmasını kolaylaştırdı. Genelde tek kurşun yetiyordu. Önce grubun lideri, kolektif belleğin sahibi, baskın dişi yere serildi ve ardından, onun yanı başında toplanan daha genç dişiler ve yavrular bir bir vuruldu. Gruptaki tüm hayvanlar öldürüldü; geriye tek bir aile üyesinin kalması dahi, en yakın dostlarını kaybettiği için artık normal davranamayacak kadar perişan bir aile üyesinin acı içinde kıvranması anlamına gelirdi. Hava saldırısının hemen ardından, bu kez, hâlâ canlı kalan bir fil olup olmadığını araştırmak –ve öldürmek üzere– kara ekibi devreye girdi. Cesetlerin bağırsakları deşildi; deri, et ve fildişleri kamyonlara yüklenerek işlenmek üzere Güney Afrika’nın Kruger Ulusal Parkı’nda yer alan kesimevine gönderildi. Geride sadece iç organlar –ve kana bulanmış toprak– kalmıştı.

    Bu sahne, 1967’den –Güney Afrika’nın fillerin öldürülmesini yasakladığı– 1995’e dek defalarca yaşandı. Kruger’in fil popülasyonunu kontrol altında tutmak için toplamda 14 bin 562 fil yok edildi. Uzun yıllar boyunca parkta fil uzmanı olarak çalışan ve bu katliamların pek çoğuna tanıklık etmiş olan Ian Whyte, “Son derece sarsıcıydı. Gördüklerinizi tamamen aklınızdan çıkarmanız gerekir, aksi halde çıldırırsınız” diyor.
    Ve günümüzde fil uzmanları, nüfus kontrolü için fillerin öldürülmesi yöntemini bir kez daha göz önüne almaya zorlanıyor. Yasadışı avcılık gerek Kenya gerekse diğer pek çok ülkede hâlâ filleri tehdit ediyor olsa da, Afrika’nın güneyinde koruma önlemleri öylesine başarılı oldu ki, popülasyonlarda patlama yaşanıyor. Güney Afrika’nın erişkin fillerin nüfus kontrolü amacıyla öldürülmesini yasaklamasından bu yana geçen 13 yıl içinde Kruger’deki fil sayısı 8 binden 13 binin üzerine kadar yükseldi. Her biri günde 180 kilo yiyecek tüketen filler bitki örtüsünü yok ediyor, ağaçları deviriyor ya da kökünden söküyor, kabuklarını soyuyor ve üzerinde varlık gösterdikleri toprakları değiştiriyorlar. Aç filler, yıkılmış ağaçları ve fidanları kül eden orman yangınları ile birlikte, parkın bazı bölümlerini ağaçlıklı savanalardan çalılık otlaklara dönüştürürken, zebra gibi otçul hayvanlar için yaşam alanı sağlasalar da, kartallar ve diğer kuşların yuva yapacağı yerleri yok ediyorlar.
    Sonuçta, Güney Afrika Çevre ve Turizm Bakanlığı, büyüyen fil popülasyonlarının nasıl kontrol altında tutulacağı ve yeniden öldürülmeleri yoluyla nüfuslarının azaltılması yöntemine gidilmesinin gerekli olup olmadığı konusunda –çoğu Güney Afrika’dan olmak üzere uluslararası kabul gören 18 uzmandan oluşan– bir Fil Bilimi Yuvarlak Masa Toplantısı düzenledi. Bir itiraz vardı: Bu yöntem fildişi stoklarını artıracak, fildişi satışları üzerinde 1989’dan beri yürürlükte olan uluslararası yasağın kaldırılması yönünde baskı oluşturacaktı. Yasağın kalkması halinde, piyasadaki fildişi talebi, dolayısıyla da yasadışı av artacaktı. Bir diğer itiraz da şuydu: Bu yöntem doğal süreçleri bozacaktı. Kenya’dan Iain Douglas–Hamilton, “Fillerin öldürülmesini görmektense, popülasyonun açlıktan telef olmasını tercih ederim” diyor. International Conservation Services’e (Uluslararası Yaban Hayatı Koruma Dairesi) danışmanlık yapan zoolog John Hanks ise, belirli bazı durumlarda ve son çare olarak, park yöneticilerinin biyoçeşitliliği korumak adına filleri öldürmek zorunda kalabileceklerini söylüyor. “Filleri parklara kapatarak çok yapay bir durum yarattık” diyor.
İşlem Yapılıyor