NTV hava durumu yorumcusu, Yüksek Meteoroloji Mühendisi Gökhan Abur, bu kış bizi bekleyen hava şartlarını anlattı: Sonbahar yağmurlu, kış çetin!
Sonbaharın gelmesiyle birlikte ani hava değişiklikleri yaşanmaya başladı. Bir gün güneşten bunalırken, başka bir gün yağmura yakalanıyoruz. NTV hava durumu yorumcusu, Yüksek Meteoroloji Mühendisi Gökhan Abur, bu kış bizi bekleyen hava şartlarını anlattı.
Bu kış bizi nasıl bir hava bekliyor?
Bu sene her şeyin daha normal olabileceğini düşünüyoruz. Çünkü sonbahar sonbaharlığını yapmaya başladı. Sağanak yağmurlar ve yağışlar, lodos gibi kuvvetli rüzgarlar sonbaharın etkilerini gösteriyor. O bakımdan bu sene sistemlerin geleceğini ve en azından ülkemizde birkaç yıldır göremediğimiz sert kışlardan birini yaşayacağımızı düşünüyorum. Batı kesimler özellikle kışın daha çok etkili olacağı yerler olacak. Bu sene ülkemiz hasret kaldığı kar yağışını görecek.
Kuvvetli rüzgarlar özellikle İstanbul’da çok etkili oldu. İlerleyen günlerde de sert rüzgarlarla karşılaşacak mıyız?
Evet; lodos geçtiğimiz günlerde oldukça etkiliydi. Alçak basınç ve buna bağlı cephe sistemlerinin gelmesi sırasında, lodos etkisini daha sert bir şekilde gösterdi. Geçtiğimiz haftalarda, Marmara, lodosun etkisinde en çok kalan bölge oldu. Batı Karadeniz’de de etkisini gösteren lodos özellikle gemilere zor anlar yaşattı. Bunlar sonbaharın tipik özellikleri olduğundan yaşamamız çok doğal. Kış gelmesiyle ise bu rüzgarlar yerlerini poyraz ve karayele bırakacak. Poyraz ve karayel hem yağış getirecek hem de havanın daha da soğumasına neden olacak.
Artan teknoloji ile klimalar evlerin önemli bir parçası haline geldi. Gittikçe çoğalan klimalar havaların bu kadar değişken olmasında etken mi?
Çok sıcak ve yağışın az alındığı dönemlerde klimaları ve dahili havalandırmaları kullanmaya başlıyoruz. Klimaları kullanmak için aşırı miktarda elektrik kullanıyoruz. Kullandığımız elektrik de gerek hidro elektrik, gerek termik santrallerden yani doğal yollardan bize gelen enerji birikimimizi azaltıyor. Bu bakımdan klimaları yerinde kullanmak lazım. Ayrıca hava dışında da sorunlar yaratıyor bize. İnsanlar klimaya son derece hassas olduğundan, bunun etkisiyle hastalanabiliyor.
GÖKDELENLER İSTANBUL’UN HAVASINI BOZUYOR
Şehirleşme hava koşullarını nasıl etkiliyor?
Şehir meteorolojisi dediğimiz bir olay var. Bölgenin meteorolojik parametreleri ele alınıp, binaların yerlerindeki planlamalar ve mimarisi düşünülmeli. Çünkü, uygun yerlere binaları yerleştirmezseniz ısı alımı veya yağışın olmasını engellersiniz, rüzgarların önünü kesersiniz hem de bir bölgenin meteorolojik yapısını değiştirirsiniz.
Bu durumda, İstanbul’daki havanın mevsim normallerinde olmamasının en büyük nedeni şehir meteorolojisine önem verilmemesi mi?
Maslak’ta inşa edilen gökdelenler İstanbul’un havasını direkt bozuyor. İstanbul’u temizleyen lodos ve poyrazdır. Bu binalar yapılırken meteorolojik etütlerin yapılmaması büyük yanlış. Rüzgâr nereye gidecek? Ya gökdelenin etrafından dolaşacak veya gökdeleni aşacak. Bu yapılar çoğalırsa İstanbul’un havası bozulur. Anadolu yakasında hava çöker, Sarıyer başta olmak üzere sis artar. O bölgede kirlenme artar. Anadoluhisarı, Kanlıca bölgelerinde da sert rüzgâr estirir. Bundan yıllar önce Japonlar ilk köprüyü yaparken günlerce etütler yapıp hava akımlarını incelemişlerdi. Biz bunları pek ciddiye almıyoruz.
Mevsimleri istediğimiz gibi yaşamayışımızın bir nedeni küresel ısınma mı?
Küresel ısınma dünyanın en büyük gerçeklerinden biri. En akıllı canlı olan insan olarak atmosferle ilgili koşullara ve çevreye çok iyi bakmamız lazım. Dünyanın yaşını düşürürsünüz ve küresel iklim değişimleri hızlanır. Belli dönemlerde olan; buzul çağı, kuraklık ve mevsimlerin hızla değişimi periyotları sıklaşır. O zaman da atmosferin yapacağı bir şey kalmaz ve insan ırkı için çok büyük sonuçlar doğurabilir. Görüyoruz ki kutuplarda buzlar erimeye başlıyor. Kutuplarda buzların erimesi karbondioksiti ortaya çıkarttı ve ısınmayı arttırdı. Aynı şekilde metan gazı açığa çıkmaya başladı. Bunların hepsi ısınmaya artıran olaylar... Isınma arttıkça kutuplardaki buzlar daha fazla eriyecek. Dolayısıyla dünyaya hayat veren okyanus akımları giderek ölecek.
Ülkemizde kuraklık gün geçtikçe daha korkutucu bir hal mi almaya başlayacak?
Geçtiğimiz son iki yılda İç Anadolu’da, Ege’nin iç kesimlerinde, Güneydoğu’da kuraklık oldukça etkiliydi. Hep vurguladığımız gibi kuraklık önemli bir meteorolojik eleman. Bu pek çok şeye neden. Savaşların çıkmasına ve göçlere sebep olan büyük bir meteorolojik afet. O bakımdan bu arka arkaya alınacak yağışlar kuraklığa az da olsa etki edebilecek. Kuraklığın önüne geçebilmek için tarım ve sulama politikamızı çok iyi ayarlamamız lazım. Bunların hepsi birbirine bağlı olaylar.
15 EKİM’DEN SONRA YAÐIŞLAR BAŞLAYACAK BARAJLAR DOLACAK
Barajlarda nasıl bir doluluk bekliyorsunuz? Durum yine sıkıntılı mı?
Son aldığımız yağışlarla özellikle büyük yerleşim yerlerinde, İstanbul’da yüzde on oranında barajlarda artış oldu. Bu bir aylık kullanım demek. Yağışlar gelmeden önce yüzde 16’lara kadar inmişti. Yağışlardan sonra yüzde 25 - 26’lara kadar çıktı. Bu sene kış kışlığını yaparsa ve özellikle Ekim 15’ten sonra beklediğimiz yağışlar da gelirse barajlarımız yeterli suyu alacaktır. Bunun yanı sıra kar da yağarsa barajlar daha çok beslenecek ve bu beslenme sonucunda umuyorum ki önümüzdeki sene büyük kentlerimiz daha az su sıkıntısı çekecek. Ama şunu unutmamak gerekir, suyu her zaman için tasarruflu kullanmalıyız. Yağmur yağması suyu boş yere kullanmamız anlamına gelmiyor.
İZMİR’İ SU AÇISINDAN SIKINTILI BİR DÖNEM BEKLİYOR
Ankara ve İzmir’deki baraj suları bu kış yeterince yağışı alabilecek mi?
Ankara hızla bu işi halledecektir. Yeni baraj yapılıyor Ankara için. Ama ne olursa olsun Ankara’nın su sorunu İstanbul’dan daha büyük bir boyutta. Aslında İzmir en büyük sorunu yaşayacak kenttir. İzmir’in mutlaka su toplama rezervlerini, barajlarını kontrol altına alınmalıdır. Sadece Bursa’da sorun çok az. Uludağ Bursa’nın en büyük kaynağı durumunda. Umuyorum ki bu sene kış kışlığını yapacak ve doluluk oranı da artacak.
Bu kış her konuda büyük bir verim bekleniyorsa, tarımcılık bakımından da olumlu bir gelişme.
Tabii ki. Her şey doğal ortamında olursa iyidir. Ona göre kış meyveleri ve sebzeleri daha iyi olur. Kış kışlığını yapar, toprak suya doyarsa bahar ve yaz aylarında besin, daha verimli ve daha lezzetli olur. Ama su bol diye de ekolojik dengeyi bozucak tarımsal faaliyetlerde bulunmamak gerekir.
14 tane 45’lik yaptı
Davudi sesiyle herkesi ekrana bağlayan Gökhan Abur, 60’lı yıllarda müzik yapıyordu. “Altın Ses Yarışması”nda Ersan Erdura birinci, Gökhan Abur ise dördüncü oldu. Bu yarışmadan sonra plak çalışmalarına başladı ve arka arkaya 45’likler yaptı. Toplam 14 tane 45’lik, bir tane de, “Bir Gün Karşılaşırsak” isimli bir LP çıkardı. Türkiye’de düzenlenen ilk Eurovision’da da, Semiha Yankı’nın birinci olduğu yıl, ilk sekize girdi.
Kazdağları’nın yapısı ani yağışlara neden oluyor
Edremit’te aniden bastıran yağmur sonucu göl sularının çoğalmasıyla çok acı bir olay yaşandı ve Esat Edin ve çocukları sel sularına kapılarak yaşamını yitirdi. Böyle ani yağışlar Edremit’te her zaman meydana geliyor mu?
Edremit’te oluşan sel kararsız havanın oluşturduğu önemli olaylardan bir tanesi. Bu bölge, ormanlık olması, dağların daha yüksek olmasından dolayı üzerinden geçen sistemleri o bölgeye doğru çekiyor. Havanın yükselmesi sırasında aşağıda hava çok sıcaksa, yükselen bu havadan dolayı kuvvetli sağanak yağışlar bırakabiliyor. Bir kez orada böyle bir olaya tanık oldum. Dağın eteklerindeydim. Gök gürültüsünü, şimşekleri ve sağanak yağışı herhalde hayatım boyunca unutamam. Bölgenin bitki örtüsü ve dağlarının yapısı böyle ani yağışlara imkan verebiliyor. Bu bölgede mevsimsel açıdan çok kuvvetli yağışlar oluyor. Bu olay sırasında Edremit bölgesinde yapılan ölçümde metre kareye 134 kilogram yağış düşerken, şehir merkezine ise 34 ile 50 kilogram arasında yağış bıraktığı görülüyor.
20 EKİM’E KADAR HAVALAR SERİN GİDECEK
Bu hafta sonu Marmara, Ege ve iç kesimler ile Akdeniz serin havanın etkisine girecek. Bu serin ve yağışlı havanın 20 Ekim’e kadar etkili olmasını bekliyoruz. Ayın 20’sinden sonra Ege ve Akdeniz’de sıcaklık yükselebilir.
SONBAHAR BOL YAÐMURLU GEÇECEK
Yağışlar Ekim ayı boyunca aralıklarla başladı ve devam edecek. Kasım ayında da sonbahar koşullarının etkisini artırmasını bekliyoruz. Havalar giderek soğuyacak. Rüzgarlar sertleşecek, yağmurlar devam edecek.
KASIM’IN 15’İNDEN SONRA PALTOLARI GİYECEÐİZ
Kasım ayının ikinci yarısı paltoları giyebiliriz, şemsiye kullanmaya başladık bile. Pardösü sabah ve gece saatlerinde giyilebilir. Palto için de kasım ayının ikinci yarısını bekleyin.
İSTANBUL ŞUBAT’TA KAR ALTINDA KALACAK
İstanbul’da soğuk ve kar yağışlı dönem Şubat ve Mart ( 15 Şubat - 15 Mart ) aylarıdır. İstanbul’da baharın gelebilmesi için 15 Mart’ın geçmesi gerekir.
BU KIŞ BOL BOL KAZAK VE PALTOYA İHTİYAÇ VAR
Şu andaki sistemlerin gelişimi, Aralık ayında başlamasını beklediğimiz kış mevsiminin daha sert geçebileceğini gösteriyor. O nedenle firmalar kış sezonunda kazak ve palto satabilir gibi görülüyor. Kış en sert hangi bölgelerde hissedilecek? Kışın sert olması durumunda İç ve Doğu Anadolu’da daha etkili olması bekleniyor.
Haber1
Yorum