Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • serdo
    Senior Member
    • 30-04-2006
    • 5368

    Türkiye'nin Bor ihracatına darbe






    AB'den Türkiye'nin bor ihracatına darbe


    Giriş Saati : 06.11.2008 10:36
    Güncelleme : 06.11.2008 12:03




    Avrupa Birliği (AB), dünya bor rezervlerinin yüzde 70'inden fazlasına sahip olan Türkiye'nin itirazlarına rağmen, boru ''üremeye olumsuz etkili toksik madde'' listesine aldı. Türkiye, AB'ye bor ihracatının yüzde 70'ini olumsuz etkileyecek kararla ilgili Dünya Ticaret Örgütü'nde (DTÖ) dava açmaya hazırlanıyor.

    Daha önce 2 kez DTÖ yaptırımlarına maruz kalan
    Türkiye, ilk kez DTÖ'ye şikayette bulunurken, bunun AB aleyhine olması da ayrıca önem taşıyor.
    AB'nin söz konusu kararı nedeniyle,
    Türkiye'nin AB dışındaki ülkelere ihracatının olumsuz etkilenebileceği belirtiliyor.

    AB, 67/548/ECC sayılı AB Komisyonu direktifi doğrultusunda, tehlikeli maddelerin sınıflandırılması, ambalajlanması ve etiketlenmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. Direktif uyarınca, kimyasal maddeler, insan sağlığı yönünden risk durumlarına göre 3 listede toplanıyor. İnsan üzerinde yapılan deneylere göre sağlık üzerinde olumsuz etkileri belirlenen ürünler ilk listede yer alırken, hayvanlar üzerinde yapılan deneylere göre insanları da olumsuz etkileyebileceği öngörülen ürünler ''2 sayılı liste''de sınıflandırılıyor. Şüphelenilen ve az riskli bulunan ürünler ise 3 sayılı listede bulunuyor.

    Belirli aralıklarla yenilenen bu listelerdeki ürünler, ticaret sırasında önemli kısıtlayıcı uygulamalara maruz kalıyorlar. Söz gelimi riskli bulunan ürünler ihraç edilirken, ambalajlarının üzerine çok tehlikeli olduğunu gösteren ''kuru kafa'' ya da çarpı şeklinde ''kemik'' logosu kullanılıyor. Ayrıca AB'nin diğer mevzuatları kapsamında otomatik olarak ticareti kısıtlayıcı etkileri oluyor.

    Üçüncü listedeki ürünlerin ise sadece etiketlerine ilişkin düzenlemeler bulunuyor.

    TÜRKİYE'NİN İTİRAZLARI SONUÇ VERMEDİ

    Edinilen bilgiye göre, AB Komisyonu, 2000 yılında, boru söz konusu direktif kapsamında incelemeye aldı. Teknik İlerleme Komitesi, 16 Şubat 2007'de, borik asit ve sodyum boratların, ''üremeye olumsuz etkili toksik madde'' olarak sınıflandırılmasını öngören bir tavsiye kararı kabul etti. Komisyon çalışmalarını sürekli takip eden
    Türkiye, bor konusundaki hassasiyetini, hem Gümrük Birliği Ortak Komitesi'ne hem de ikili görüşmelerinde sürekli iletti. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ile Çevre ve Orman ile Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanları da AB Komisyonu'nun ilgili komiserlerine muhatap mektuplar yazdı.

    Ancak söz konusu girişimler tavsiye kararının alınmasını engellemezken, AB, söz konusu tavsiye kararını, DTÖ Ticarette Teknik Engeller Anlaşması'ndan kaynaklanan yükümlülükleri çerçevesinde, 4 Mayıs 2007'de ilgili komiteye bildirdi.

    Alınan bildirim üzerine DTM koordinasyonunda Dışişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Eti Maden İşletmeleri ile ilgili diğer kurum ve kuruluşların katılımı ile toplantılar yapılarak, bundan sonra
    Türkiye'nin izleyeceği yol ve yöntemler tartışıldı. Toplantılarda, DTÖ üyelerinin bilgi ve yorumuna sunulan taslak direktife ilişkin ''Türkiye'nin Yorumu''nun oluşturularak AB Komisyonu'na iletilmesi, ayrıca DTÖ Ticarette Teknik Engeller Komitesi'nde ''Önemli Ticari Sorunlar'' başlığı altında gündeme getirilmesi kararlaştırıldı.

    Türkiye, Komite'nin geçen yıl Temmuz ve Kasım, bu yıl Mart aylarında yapılan toplantılarında, sınıflandırma kararına ilişkin itiraz ve çekincelerini defalarca vurguladı. Türkiye'nin yanı sıra, ABD, Malezya, Avustralya, Arjantin, Şili, Japonya ve Çin de sınıflandırma aleyhinde görüş bildirdi.
    AB'ye işbirliği teklifinde de bulunan
    Türkiye, bu yıl Şubat'ta AB Komisyonu ile yaptığı teknik toplantıda, sınıflandırma kararının kabul edilmesi halinde, konuyu DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Organı'na götürmekte kararlı olduğunu kesin bir dille ifade etti.

    Türkiye'nin işbirliği tekliflerine olumlu yaklaşmayan AB komisyonu, ''üremeye olumsuz etkili toksik madde'' olduğu gerekçesiyle 2 sayılı listede yer almasına ilişkin direktifi, 9 Haziran 2008'de kabul etti. AB'nin söz konusu kararı, 15 Eylül'de Topluluk Resmi Gazetesi'nde, 20 gün sonra yürürlükte olmak üzere yayımlandı.

    BİLİMSEL TEMELLERE DAYANMAYAN ARAŞTIRMALARA GÖRE SINIFLANDIRMA

    Şimdi
    Türkiye, AB'nin kararını, ''bilimsel temellere dayanmadığı ve ticarette teknik engel oluşturmaya yönelik olduğu'' gerekçesi ile DTÖ nezdinde dava etmeye hazırlanıyor. Bu konuda bir avukatlık firması ile anlaşmalar tamamlanmak üzere.

    AB'nin bu kararı alırken, fareler üzerinde yapılan deneylere dayandığı, farelere doğrudan bor enjekte edildiği belirtilirken, borun doğrudan tüketime sunulan bir madde olmadığına dikkat çekiliyor. Yoğun olarak deterjan, cam, seramik gibi sektörlerde, az miktarda da enerji sektöründe kullanılan ve kullanım alanları giderek genişleyen borun, söz konusu ürünler aracılığı ile insana bulaşmasının mümkün olmadığı vurgulanırken, AB'nin, ''üye ülkelerde üretilmediği için'' söz konusu sınıflandırmayı çok rahatlıkla yapabildiği kaydedildi.

    AB'nin söz konusu kararı nedeniyle, bor ihracat pazarının yüzde 50 olumsuz etkilenmesi ve en az yıllık 50 milyon dolar ihracatta kayıp yaşanmasının söz konusu olduğu belirtilirken, AB'nin kararının ''ikincil ve psikolojik etkilerinin'' daha fazla olacağına işaret ediliyor.

    Buna göre, ülkelerin AB direktifini ulusal mevzuatlarına yansıtmasına bağlı olarak bu etkiler görülecek. Direktif uyarınca, bor ve türevleri, içeriğinde yüzde 5,5'ten fazla bor ve türevleri bulunan ürünlerin ihracatında ambalajın üzerinde ''üreme sağlığı üzerinde etkili toksik madde'' ibaresi, kuru kafa ve çapraz kemik işaretleri, belli semboller bulunacak. Ayrıca, kozmetik gibi ürünlerde de içeriğinde yüzde 5,5'ten fazla bor türevi kullanımı yasaklanıyor.

    Uzmanlar, bu işaretleri koymanın ilk aşamada ihracatı doğrudan olumsuz etkilemese bile, tüketici tercihlerini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiliyor. Bu işaretler nedeniyle tüketicilerin, içinde bor ve türevleri bulunan ürünleri almaktan imtina edebileceğini, bunun da sanayicilerin tercihini, dolayısıyla da
    Türkiye'nin ihracatını olumsuz etkileyebileceğini anlatan yetkililer, AB'nin özellikle çevre ve insan sağlığı konusunda aldığı kararların diğer ülkeler tarafından da örnek alındığını belirterek, söz konusu kararın etkisinin çok daha geniş çaplı olacağını vurguladılar. Türkiye'nin bor ve türevleri ihraç ettiği ülkeler, AB'nin çekinceleri nedeniyle, AB'ye ihracatlarının olumsuz etkilenmemesi nedeniyle, bu ürünleri kullanmaktan vazgeçebilecek.

    AB Komisyonu'nun 67/548 sayılı direktifi kapsamındaki ürünlerin gelecek yıl, AB'nin Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi ve İzni (REACH) direktifine dahil olacağına da işaret eden uzmanlar, söz konusu direktife göre yılda bir tondan fazla kimyasal madde üreten veya ithal eden firmaların AB bünyesindeki merkezi bir veri tabanına kaydolmaları, bazı fiziksel ve dokümantasyona ilişkin standartlara ulaşmaları gerektiğini belirttiler. İnsan sağlığının ve çevrenin korunmasının yanı sıra piyasanın rekabetçi ve etkin yapısının korunmasının da hedeflendiği direktif, hem kimyasallardan kaynaklanan risklerin yönetiminde, hem üretilen kimyasallar hakkında sağlıklı bilgilerin sağlanması konusunda, sanayiye büyük sorumluluklar yüklüyor. Söz konusu durumun, Türk firmalarına da AB mevzuatını ve geçiş sürecini takip edebilecek yetkin personel istihdam etmeleri ve daha önemlisi, geçiş sürecinde yapılacak düzenlemelere ilişkin maliyet unsurlarına katlanmaları yönüyle önemli zorluklar doğuracağı öngörülüyor.

    TÜRKİYE BORU NASIL SAVUNDU?

    Türkiye, boru AB ve DTÖ platformlarında savunurken, bilim adamlarından, toksikologlardan aldığı verilere dayanarak, normal kullanım şartlarında borun insan sağlığına doğrudan olumsuz etkisinin olmadığını savundu. Türkiye'de yapılan epidomolojik çalışmaları örnek gösteren Türkiye, bor üretiminde çalışan ve doğrudan bora maruz kalan insanların kan ve idrar örneklerinde, AB'nin doğrudan bor enjekte ettiği farelerde, köpeklerden yola çıkarak öngördüğü düzeylerde bora rastlanmadığı anlatıldı. Çin, ABD'de yapılan ve borun insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olmadığını gösteren çalışmalar da sunuldu.

    Ancak, bilimsel raporlara karşın, AB, AB ülkelerinde bor üretilmediği, sadece
    Türkiye ve ABD'de üretildiği için, rahatlıkla söz konusu kısıtlayıcı kararı alabildi.

    DTÖ kurallarına göre, ülkeler, insan sağlığı ve hayatı söz konusu olduğunda, gerekli gördükleri önlemi, ''ticareti gereksiz yere kısıtlamadan'' alma hakları bulunuyor. Ancak, AB'nin aldığı kararın bilimsel temele dayanmadığı, kararda belirtilen hususların riskle orantılı olmadığı ve oluşacak riske ilişkin net kanıtlar ortaya konulmadığı, uygulanan metodun uluslararası normlara uygun olmadığı, testlerde kullanılan içerikle değerlendirilen içeriğin aynı olup olmadığının dikkate alınmadığı, testlerde normal kullanım şekillerinin dikkate alınmadığı gibi unsurlar değerlendirildiğinde, ''AB'nin,
    Türkiye'nin ticaretini gereksiz kısıtladığı'' ve ''teknik engel yarattığı'' düşünülüyor.

    AB'nin, bu sınıflandırma kararı ile ''
    Türkiye'nin ticaretini gereksiz ve orantısız kısıtlaması'' nedeniyle, ticari menfaatlerin korunması için DTÖ'nün Anlaşmazlıkların Halli Organlarına başvurulmasına karar verildi.
    Böylece şimdiye kadar 2 kez DTÖ yaptırımlarına maruz kalan
    Türkiye, ilk kez DTÖ'ye şikayette bulunmuş olacak. bu başvurunun, tam üyeliği hedeflediği AB aleyhine olması da ayrıca önem taşıyor.

    Türkiye, daha önce, pirinçteki ithalat uygulamaları nedeniyle AB tarafından, gümrük birliğindeki tekstil kotalarını paylaşması nedeniyle de Hindistan tarafından DTÖ'ye şikayet edilmişti.

    DTÖ'ye yapılan başvurudan sonra, ilk önce uzlaşma yöntemi deneniyor. Uzlaşma olmazsa, panel kuruluyor ve panel sonunda karar veriliyor.
    Dünyada 4 milyar ton bor rezervi var, bunun yüzde 72'si
    Türkiye'de. Ama Türkiye dahil yıllık tüketim milyon ton. Bor kimyasallarının yüzde 95'i cam, seramik ve deterjan sektörüne satılıyor. Bu yıl, 500-600 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmesi beklenen bor ihracatının 130-140 milyon doları AB'ye yönelik olacak. Bor kimyasalları ihracatının yüzde 50'si Çin, Japonya, Malezya gibi Uzak Doğu ülkelerine yapılıyor.


    AA
  • Gondaray
    Senior Member
    • 27-08-2004
    • 3257

    #2
    Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

    Niye boru ham madde olarak satacaz diye uğraşıyoruz ki. Hammadde olarak satıyoruz sonra işlenmiş olarak tekrar geri alıyoruz.Biz işleyelim onlar uğraşsın alacaz diye % 70 rezervi bizde değilmi..

    Yorum

    • hacifuat
      Junior Member
      • 22-06-2004
      • 266

      #3
      Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

      önce topraklar dediler sattık sonra boğazlar dedik verdik şimdi sıra madenlerde onuda aha aldılar ne kaldı haçlı seferi sonuç verdi rezillik bu ya helal olsun biz türk halkına bi insanın kendi kendine ettiğini derler ya aynen öyle kendimiz ettik kendimiz bulmaya başladık yakında çok yakında merak etmeyin neler olcak herkez görcek bakalım bohçalarımız hazırmı yazık bize

      Yorum

      • KüR_ÞaD
        Junior Member
        • 22-09-2007
        • 194

        #4
        Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

        Aklıma ne geldi.Bazı belediyeler bir şahsın arsasını ''yok efendim şurasından yol geçecek,burası park yeri olarak ayrılacak, şu kısmı imara uygun olamayacak diye parçalayabilirler.Arsa sahibi kişi de baktı gördü değerli zannettiği arsası yok paraya gidecek önemini yitirecek diye hemen o gayrimenkülünü beklediğinin çok altında bir fiyata ama buna da şükür diyebileceği bir fiyata satmak isteyecektir.

        Geçen dönemde Etibank'ın dolayısıyla Bor Madenleri Yönetiminin ABD'ye çok ucuza satılmasına yönelik haberler duymuştuk.Umalım ki arsa sahibi gibi korkuya kapılıp nasıl olsa değeri kalmadı diyerek Etibank'ı yabancı ellere satmayız....

        Yorum

        • AYRIMSIZLAR
          Junior Member
          • 16-04-2008
          • 439

          #5
          Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

          Almanların oyunudur..

          Böyle işler hep onların başından çıkar...

          Yorum

          • black belt
            Senior Member
            • 08-06-2004
            • 6523

            #6
            Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

            Originally posted by AYRIMSIZLAR
            Almanların oyunudur..

            Böyle işler hep onların başından çıkar...
            bor madem kıymetsiz ne diye 3 otuz paraya bu madenin peşinde Avrupalılar?

            3 otuz paraya kimse bu milletin ETİBANK'ını (bor madeni dahil) satmaya yeltenmesin..!!!

            bu konuda Mühendisler Odası'nın kapsamlı araştırması vardır!!!

            Bor çok kıymetli bir madendir!

            ve... Tüm Türk Milleti'nindir!

            Türkiye Cumhuriyeti'nin Doğal Kaynağıdır!

            Anahtar ise aşağıdaki cümlelerde !!!
            Devletin resmi ajansından.... (A.A)

            Yani bu çok kıymetli madenin yaklaşık 3/4' ü Ülkemizde...

            ve sıkı durun... borla çalışan otomobil yapıldı !!!

            şimdi anladınız mı sözde Avrupalı dostların dertleri neymiş ?

            -------------------------------------------------------------------------------------


            Dünyada 4 milyar ton bor rezervi var, bunun yüzde 72'si Türkiye'de.

            Ama Türkiye dahil yıllık tüketim milyon ton. Bor kimyasallarının yüzde 95'i cam, seramik ve deterjan sektörüne satılıyor. Bu yıl, 500-600 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmesi beklenen bor ihracatının 130-140 milyon doları AB'ye yönelik olacak. Bor kimyasalları ihracatının yüzde 50'si Çin, Japonya, Malezya gibi Uzak Doğu ülkelerine yapılıyor.

            Avrupa Birliği (AB), dünya bor rezervlerinin yüzde 70'inden fazlasına sahip olan Türkiye'nin itirazlarına rağmen, boru ''üremeye olumsuz etkili toksik madde'' listesine aldı. Türkiye, AB'ye bor ihracatının yüzde 70'ini olumsuz etkileyecek kararla ilgili Dünya Ticaret Örgütü'nde (DTÖ) dava açmaya hazırlanıyor.

            AA
            Son düzenleme black belt; 07-11-2008, 21:03.

            Yorum

            • AYRIMSIZLAR
              Junior Member
              • 16-04-2008
              • 439

              #7
              Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

              Dediğim gibi Almanların oyunudur...

              ..zamanında Necip Hablemitoğlu hocam da eurogold ve bergamadaki altın olaylarında Almanların parmağını çıkardıktan sonra öldürülmüştü..

              Madenlerin çoğunda Almanlar üretici olmamalarına rağmen nerdeyse kartel durumundadır...

              Yine bor madeninin başkaca kullanım yerleri var ..mesela petrolle değil bor ile çalışan otomobiller...ama bu avrupalıların aleyhine değil işine gelen durum..

              O zaman geriye bor madeninin başkaca kullanım alanlarına... yani sanayide..

              Avrupadada sanayide en çok söz sahibide Almanya olduğuna göre..

              Tabi bu benim kendi şahsi tahminim bilemiyecem..

              Yorum

              • ozkandonmez
                Administrator

                • 30-12-2002
                • 47227

                #8
                Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

                Originally posted by serdo

                Türkiye'nin işbirliği tekliflerine olumlu yaklaşmayan AB komisyonu, ''üremeye olumsuz etkili toksik madde'' olduğu gerekçesiyle


                az miktarda da enerji sektöründe kullanılan ve kullanım alanları giderek genişleyen borun, söz konusu ürünler aracılığı ile insana bulaşmasının mümkün olmadığı vurgulanırken, AB'nin, ''üye ülkelerde üretilmediği için'' söz konusu sınıflandırmayı çok rahatlıkla yapabildiği kaydedildi.

                Bu iki madde zaten her şeyi özetliyor ;

                Bor 'un çıkartıldığı yada Türkiye genelinde üremeye bakmak lazım , zira hiç ellenmese kendi hallerine bırakılsa en fazla 100 yıl sonra nüfuslarının çok büyük oranda düşeceğini kendileri açıklıyorlar....

                ihracat da bir delik açmak , gelecek te Türkiye ye AB kapılarını tam kapatmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

                Yarın her öngörülen ve istenilen düzenleme yapılsa bile diyeceklerki sizde BOR var çıkarmamanız lazım zira insan sağlığına zararlı. Eeee hadi bakalım çıkartmayın ne olacak ?

                Bunlar haçlı oyunlarıdır fazla galeyana gelmemek gerekir.
                Üyelere Özel Konuları Görebilmek İçin Lütfen ÜYE GİRİŞİ Yapınız

                Yatırım, bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Seri:V, No:52 Sayılı "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ" çerçevesinde aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çevresinde sunulmaktadır.
                Burada ulaşılan sonuçlar tercih edilen hesaplama yöntemi ve/veya yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmakta olup, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabileceğinden sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.
                Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu sitede bulunan veriler, görüş ve bilgi arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu yorum/görüş/bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan www.ozmena.net web sitesi ve/veya yöneticileri sorumlu tutulmaz.

                HAYDI IPTV YAPALIM

                TBS 6991 Dual Tuner Dual CI Tv kartı linux sürücü yükleme

                LÜTFEN OKUYUN

                Yorum

                • black belt
                  Senior Member
                  • 08-06-2004
                  • 6523

                  #9
                  Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

                  Originally posted by AYRIMSIZLAR
                  Dediğim gibi Almanların oyunudur...

                  ..zamanında Necip Hablemitoğlu hocam da eurogold ve bergamadaki altın olaylarında Almanların parmağını çıkardıktan sonra öldürülmüştü..

                  Madenlerin çoğunda Almanlar üretici olmamalarına rağmen nerdeyse kartel durumundadır...

                  Yine bor madeninin başkaca kullanım yerleri var ..mesela petrolle değil bor ile çalışan otomobiller...ama bu avrupalıların aleyhine değil işine gelen durum..

                  O zaman geriye bor madeninin başkaca kullanım alanlarına... yani sanayide..

                  Avrupadada sanayide en çok söz sahibide Almanya olduğuna göre..

                  Tabi bu benim kendi şahsi tahminim bilemiyecem..
                  bakalım bir...
                  Ekonomik olarak müdahale etmezlerse durum kimin lehine ? birazcık fikir cimnastiği iyidir

                  1-japonlar otomotiv sanayii'nde neler yaptı? (son 20-30 senede)

                  2-Dünya Bilgisayar elektroniği (yedek parça dahil ) kimlerin elinde?

                  3-yeni otomobiller fazlaca bilgisayar destekli değil mi ? (yol haritaları, abs- hava yastıkları,sensorler v.s.v.s.v.s --- king &me ;kral ve ben filmi& dizisi gibi oldu..... )

                  4- Avrupa'da doğal kaynaklar (özellikle fransa ve Almanya) % 70 tüketilmedi mi ?

                  kaynak : WorldWatch Inst. Report (yıllık) (Dünya izleme Enstitüsü senelik raporlar )

                  5- japonların yaşı kaç ? Almanların yaşı kaç ?(nüfuslarının yaş grubu dağılımı nedir? )

                  6- kim daha çalışkan ? Almanlar mı ? japonlar mı ? bu konuda data vermiyorum... düşünün bir... yeter...

                  sözün özü: kaynaklarına sahip çıkarak ; çalışan kazanır...tıpkı japonlar gibi...

                  not:japonları biraz severim, gereksiz işlerle pek uğraşmazlar...


                  tespit: Almanlar ve Avrupa ekonomikman can çekişiyor... Amerikkya da öyle netekim..... Bushzt'un büyük çalışmalarla öne çektiği kapitalizm'in 3. büyük krizi'ni önlemek için Obama'yı seçtiler ve k.eynezyen iktisat politikaları'na mecbureeeen geri döndüler .....

                  bknz.. eski özmena topicleri aşağıda ...tam manasiyle Ansiklopedik olarak....


                  Selamlar...

                  -----------------------------------------------------------------------------------------

                  MERCEDES BENZ SATIŞLARI

                  Öte yandan Daimler, Mercedes Benz markası satışlarının geçen ay yüzde 3 düşerek dünya çapında 110 bin 700 adet olduğunu açıkladı. Geçen yıl aynı dönemde bu rakam 114 bin 100 olmuştu.

                  Mercedes Benz bu yılın ilk 9 ayında ise toplam 979 bin 800 adet araç satarken, bu geçen yıl aynı dönemde 942 bin 300 adetti.

                  http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2008/10/07



                  ---------------------------------------------------------------------------------


                  27-09-2008

                  27-09-2008
                  Amerika sosyalist Rusya kapitalist oldu

                  Tüm dünyada kriz alarmı ( 1 2)
                  Son düzenleme black belt; 08-11-2008, 17:01.

                  Yorum

                  • bî-nâm
                    Junior Member
                    • 07-11-2008
                    • 7

                    #10
                    Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

                    ilk önce kötü gösterekcekler sonrada ver senin şu zararlı madeni biz kullanalım diyecekler. bu değerli kaynaklara sahip çıkamazsak bu ülke hep böyle başkalarına mahtaç yaşar :(

                    Yorum

                    • cunuyil
                      Senior Member
                      • 27-09-2005
                      • 7297

                      #11
                      Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

                      Originally posted by bî-nâm
                      ilk önce kötü gösterekcekler sonrada ver senin şu zararlı madeni biz kullanalım diyecekler. bu değerli kaynaklara sahip çıkamazsak bu ülke hep böyle başkalarına mahtaç yaşar :(
                      Aynı şekilde değerli madenlerimizi vakti zamanı geldiğinde kullanabilmeliyiz değil mi?

                      Bu sebeple de kesinlikle anlaşmaları imzalarken kendi şartlarımızı dikte etmeliyiz.Aksi takdirde yine kaybımız olur.

                      Yorum

                      • KüR_ÞaD
                        Junior Member
                        • 22-09-2007
                        • 194

                        #12
                        Konu: Türkiye'nin Bor ihracatına darbe

                        "Bor madenini yasaklamak siyasi bir karardır"

                        Avrupa Birliği'nin (AB), dünya bor rezervlerinin yüzde 70'inden fazlasına sahip olan Türkiye'nin itirazlarına rağmen, bor madenini ''üremeye olumsuz etkili toksik madde'' listesine almasına tepkiler sürüyor. Geleceğin enerjisi olacak olan bor minerallerinin AB tarafından kara listeye alınmasının ardından açıklama yapan, NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Akın, AB'nin kararının politik olduğunu ve siyasi nitelik taşıdığını iddia etti.
                        ''Avrupa Birliği'nin aldığı bu karar, tamamen politik ve siyasi bir nitelik taşımaktadır'' diyen Akın, şöyle devam etti:
                        ''Bor gerçeğini ve borun geleceğini iyi bilen AB ülkeleri, petrol ve doğal gaz fakiri olmalarının ekonomilerinde oluşturduğu vahim sonuçları, geleceğin enerjisi ve endüstrinin tuzu olan bor konusunda da yaşamamak için Türkiye'yi aslı astarı olmayan, bilimsel hiçbir dayanağı olmayan, traji komik uygulamalarla köşeye sıkıştırmak istiyorlar.''
                        ''Ne zaman ki Türkiye, bor madenlerini yüksek teknolojiyle işleyip, katma değerli bor türevleri üretmeye başlarsa, inanıyoruz ki sanayi toplumu olan Avrupa Birliği ülkeleri yaptıkları bu politik ve siyasi engellemeden vazgeçerek, Avrupa Birliği adayı olan Türkiye ile işbirliğine girmenin gelecekleri için nedenli önemli olduğunu anlayacaklardır. Çünkü günümüz sanayisi yüksek teknolojiyi kullanarak ayakta kalabilecektir ve bu da ancak bor ile mümkün olabilecektir''dedi.

                        Yorum

                        İşlem Yapılıyor