IMF ile müzakere eskisi gibi değil
Uzun süre direndikten sonra IMF ile anlaşan Macaristan'ın Başbakanı Gyurcsany: Bu kez IMF kredi vermek için hiçbir önşart getirmedi. IMF'yle müzakereler 10 yıl öncekinden tümüyle farklıydı..
IMF ile müzakere eskisi gibi değil - 07 / 12 / 2008 09:05
SUNUŞ
DÜNYAYI sarsan küresel mali krizden şu ana kadar en çok İzlanda, Ukrayna ve Macaristan etkilendi. Elektronik ticaret şirketi eBay'de satışa çıkarılan İzlanda'yı 2.1 milyar dolarlık krediyle IMF kurtarırken, Ukrayna da 16.5 milyar dolar krediyle yine IMF tarafından kurtarıldı. 2004'te AB'ye katılan Macaristan ise borç stokunun milli gelire oranı yüzde 122'yle dağ gibi büyümesine rağmen yine de müthiş bir kalkınma içindeydi. Bu yüzden krizin bu şekilde böyle vuracağı tahmin edilmedi. Kriz dalgası hissedilmeye başladığı zaman Macaristan Başbakanı Ferenc Gyurcsany, "IMF son liman" deyip direnmeye çalıştı. Ancak halk sokaklara dökülünce IMF'yle anlaşmak zorunda kaldı. Macaristan'ın genç ve dinamik Başbakanı Ferenc Gyurcsany geçtiğimiz günlerde Ankara'daydı. 10 milyonluk Macaristan'ın en zengin 50 işadamından biriyken siyasete atılan Gyurcsany, değişen ve gençleşen Avrupa siyaset dünyasının önde gelen isimlerinden biri. Başbakanlık koltuğuna 43 yaşında oturdu. 2 yıl önce seçimlerden büyük bir zaferle çıkıp sadece Başbakanlığını korumakla kalmadı, yüzde 89 oyla Sosyalist Parti'nin zirvesine de tırmandı. Gyurcsany aynı zamanda son derece medyatif de bir siyasetçi. Ünlü İngiliz aktör Huge Grant'ın yerine "Aşk her yerde" filminde dans etmesiyle Avrupa siyaset dünyasında yıldızı parlayanlar arasında yer alıyor. Avrupa'nın yeni kuşak siyasetçisiyle, Ankara'da bir söyleşi yaptık. Hem mali krizi hem de değişen Avrupa siyaset dünyasını konuştuk.
Macaristan Başbakanı Ferenc Gyurcsany ile sohbetimizde ilk sorum "Macaristan IMF'ye direndiği halde neden anlaşma yapmak zorunda kaldı?" oldu. "Kalkınmamıza güveniyorduk" diye konuşmaya başladı Macaristan Başbakanı,"Ama yanıldık" diye ekledi. "Halk sokaklara dökülünceye kadar krizi saklamakla suçlandınız" diye üsteledim. Genç Başbakan acı acı gülerek devam etti: "Bakın samimiyetle söylüyorum. Krizin böyle vuracağını gerçekten tahmin edemedik. Eylül sonunda durumumuz güçlüydü. Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu Başkanı da Avrupa'nın böylesine etkileyeceğini düşünmemişti. Hepimiz yanıldık. Krizin geçici bir şok olmadığını anladık. Yaşadığımız finansal krizin ötesinde, büyük bir değişime yol açacak ve sanayiyi de etkileyebilecek derin bir ekonomik krize dönüştü."
FARKLI MÜDAHALELER
Dalga vurmaya başlayınca AB tarihinin en büyük mali krizini yaşıyordu ve 27 ülke bir türlü ortak tavır alamadı. Adeta bir kaos yaşandı. Macaristan Başbakanı Gyurcsany "50 yıldır ekonomik birlik ve güç olmaya çalışan AB neden ortak tavır alamadı" diye sordum. Ferenc Gyurcsany "AB hazırlıklı değildi" diye yanıtlamaya başladı ve devam etti: "Önlemler paketine bakın. AB içinde bir tartışma var. Öncelikle her ülke kendi ekonomisini koruyacak. Çok farklı müdahale şekilleri var. Örneğin İngiltere vergi indirimine gitti. Merkel vergi indirimini reddetti." "Yani herkes gemisini mi kurtarmaya çalıştı?" diye ısrar edince, genç Başbakan'ın yüzünde yine acı bir gülümseme belirdi: "Eşgüdüm ve işbirliği var ama krize karşı savaşmak Brüksel'in değil her ülkenin kendi halkının elinde. Çünkü son 50 yılın en büyük krizini yaşıyoruz ve bu krizle topyekün başa çıkmak için AB'nin elinde yeterince güç yok." Macar Başbakanı'na "IMF'yle anlaşma yapmak sizi ne ölçüde kurtardı?" diye sordum. Ferenc Gyurcsany "Krizin başında karşılaştığımız en büyük sorun dövize bağlı olan krediler ve dış borcumuzdu" diye anlatmaya başladı ve şöyle sürdürdü: "Daha fazla yabancı rezerve ihtiyacımız vardı. Yabancı rezervlere ulaşmanın tek yolu da IMF'ydi. Anlaşma piyasalara olumlu sinyal verdi. İstikrara kavuştuk."
TECRÜBELERİNİ ANLATTI
Macaristan Başbakanı "Türkiye'deki IMF tartışmasını yakından izlediğini" söyleyince "Peki Başbakan Erdoğan'a bir tavsiyeniz var mı?" diye de sordum. Gyurcsany önce "Herhangi bir tavsiyede bulunmak istemem" diye geçiştirmeye çalıştı ama "Sadece tecrübelerinizi paylaşın" diye takılınca "Peki o zaman tecrübemi aktarayım" dedi ve şöyle konuştu: "1980 ve 90'larda da IMF'yle anlaşma yaptık. O zaman kredi alabilmek için yazılı politikaları önşart olarak kabul etmemiz gerekiyordu. Ama bu kez IMF kredi vermek için hiçbir önşart getirmedi. Belediyelerde ya da başka alanlarda şunu ya da da bunu yapacaksınız demedi. Makro ekonomik tahminler üzerinde anlaştık. Bu da gerçekçiydi. Yani bağımsızlığımız ve eğemenliğimizden fedakarlık etmek zorunda kalmadık. IMF'yle müzakereler 10 yıl öncekinden tümüyle farklıydı." Bu sözleri üzerine, "Yani Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi bu kez IMF boğazınızı sıkmadı mı?" diye yine takılınca "Evet gerçekten durum öyle.." diyerek güldü ve ekledi: "Tabii ki IMF'nin önemli bir rolü var ama ekonomimizi kurtarma sorumluluğu temelde bize düşüyor."
"http://www.haberden.com/haber/20081207/IMF-ile-muzakere-eskisi-gibi-degil.php
"
Uzun süre direndikten sonra IMF ile anlaşan Macaristan'ın Başbakanı Gyurcsany: Bu kez IMF kredi vermek için hiçbir önşart getirmedi. IMF'yle müzakereler 10 yıl öncekinden tümüyle farklıydı..
IMF ile müzakere eskisi gibi değil - 07 / 12 / 2008 09:05
SUNUŞ
DÜNYAYI sarsan küresel mali krizden şu ana kadar en çok İzlanda, Ukrayna ve Macaristan etkilendi. Elektronik ticaret şirketi eBay'de satışa çıkarılan İzlanda'yı 2.1 milyar dolarlık krediyle IMF kurtarırken, Ukrayna da 16.5 milyar dolar krediyle yine IMF tarafından kurtarıldı. 2004'te AB'ye katılan Macaristan ise borç stokunun milli gelire oranı yüzde 122'yle dağ gibi büyümesine rağmen yine de müthiş bir kalkınma içindeydi. Bu yüzden krizin bu şekilde böyle vuracağı tahmin edilmedi. Kriz dalgası hissedilmeye başladığı zaman Macaristan Başbakanı Ferenc Gyurcsany, "IMF son liman" deyip direnmeye çalıştı. Ancak halk sokaklara dökülünce IMF'yle anlaşmak zorunda kaldı. Macaristan'ın genç ve dinamik Başbakanı Ferenc Gyurcsany geçtiğimiz günlerde Ankara'daydı. 10 milyonluk Macaristan'ın en zengin 50 işadamından biriyken siyasete atılan Gyurcsany, değişen ve gençleşen Avrupa siyaset dünyasının önde gelen isimlerinden biri. Başbakanlık koltuğuna 43 yaşında oturdu. 2 yıl önce seçimlerden büyük bir zaferle çıkıp sadece Başbakanlığını korumakla kalmadı, yüzde 89 oyla Sosyalist Parti'nin zirvesine de tırmandı. Gyurcsany aynı zamanda son derece medyatif de bir siyasetçi. Ünlü İngiliz aktör Huge Grant'ın yerine "Aşk her yerde" filminde dans etmesiyle Avrupa siyaset dünyasında yıldızı parlayanlar arasında yer alıyor. Avrupa'nın yeni kuşak siyasetçisiyle, Ankara'da bir söyleşi yaptık. Hem mali krizi hem de değişen Avrupa siyaset dünyasını konuştuk.
Macaristan Başbakanı Ferenc Gyurcsany ile sohbetimizde ilk sorum "Macaristan IMF'ye direndiği halde neden anlaşma yapmak zorunda kaldı?" oldu. "Kalkınmamıza güveniyorduk" diye konuşmaya başladı Macaristan Başbakanı,"Ama yanıldık" diye ekledi. "Halk sokaklara dökülünceye kadar krizi saklamakla suçlandınız" diye üsteledim. Genç Başbakan acı acı gülerek devam etti: "Bakın samimiyetle söylüyorum. Krizin böyle vuracağını gerçekten tahmin edemedik. Eylül sonunda durumumuz güçlüydü. Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu Başkanı da Avrupa'nın böylesine etkileyeceğini düşünmemişti. Hepimiz yanıldık. Krizin geçici bir şok olmadığını anladık. Yaşadığımız finansal krizin ötesinde, büyük bir değişime yol açacak ve sanayiyi de etkileyebilecek derin bir ekonomik krize dönüştü."
FARKLI MÜDAHALELER
Dalga vurmaya başlayınca AB tarihinin en büyük mali krizini yaşıyordu ve 27 ülke bir türlü ortak tavır alamadı. Adeta bir kaos yaşandı. Macaristan Başbakanı Gyurcsany "50 yıldır ekonomik birlik ve güç olmaya çalışan AB neden ortak tavır alamadı" diye sordum. Ferenc Gyurcsany "AB hazırlıklı değildi" diye yanıtlamaya başladı ve devam etti: "Önlemler paketine bakın. AB içinde bir tartışma var. Öncelikle her ülke kendi ekonomisini koruyacak. Çok farklı müdahale şekilleri var. Örneğin İngiltere vergi indirimine gitti. Merkel vergi indirimini reddetti." "Yani herkes gemisini mi kurtarmaya çalıştı?" diye ısrar edince, genç Başbakan'ın yüzünde yine acı bir gülümseme belirdi: "Eşgüdüm ve işbirliği var ama krize karşı savaşmak Brüksel'in değil her ülkenin kendi halkının elinde. Çünkü son 50 yılın en büyük krizini yaşıyoruz ve bu krizle topyekün başa çıkmak için AB'nin elinde yeterince güç yok." Macar Başbakanı'na "IMF'yle anlaşma yapmak sizi ne ölçüde kurtardı?" diye sordum. Ferenc Gyurcsany "Krizin başında karşılaştığımız en büyük sorun dövize bağlı olan krediler ve dış borcumuzdu" diye anlatmaya başladı ve şöyle sürdürdü: "Daha fazla yabancı rezerve ihtiyacımız vardı. Yabancı rezervlere ulaşmanın tek yolu da IMF'ydi. Anlaşma piyasalara olumlu sinyal verdi. İstikrara kavuştuk."
TECRÜBELERİNİ ANLATTI
Macaristan Başbakanı "Türkiye'deki IMF tartışmasını yakından izlediğini" söyleyince "Peki Başbakan Erdoğan'a bir tavsiyeniz var mı?" diye de sordum. Gyurcsany önce "Herhangi bir tavsiyede bulunmak istemem" diye geçiştirmeye çalıştı ama "Sadece tecrübelerinizi paylaşın" diye takılınca "Peki o zaman tecrübemi aktarayım" dedi ve şöyle konuştu: "1980 ve 90'larda da IMF'yle anlaşma yaptık. O zaman kredi alabilmek için yazılı politikaları önşart olarak kabul etmemiz gerekiyordu. Ama bu kez IMF kredi vermek için hiçbir önşart getirmedi. Belediyelerde ya da başka alanlarda şunu ya da da bunu yapacaksınız demedi. Makro ekonomik tahminler üzerinde anlaştık. Bu da gerçekçiydi. Yani bağımsızlığımız ve eğemenliğimizden fedakarlık etmek zorunda kalmadık. IMF'yle müzakereler 10 yıl öncekinden tümüyle farklıydı." Bu sözleri üzerine, "Yani Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi bu kez IMF boğazınızı sıkmadı mı?" diye yine takılınca "Evet gerçekten durum öyle.." diyerek güldü ve ekledi: "Tabii ki IMF'nin önemli bir rolü var ama ekonomimizi kurtarma sorumluluğu temelde bize düşüyor."
"http://www.haberden.com/haber/20081207/IMF-ile-muzakere-eskisi-gibi-degil.php
"