E-adaletin çanak anteni kaymakamı hiddetlendirdi emniyet amirini sürdürdü
Siirt’in Eruh İlçesi’nde Cumhuriyet Savcısı Recep Bakırcı ile Kaymakam Abdülkadir Duran, öyle bir yetki yarışına girdi ki, ortaya çok acayip bir hikaye çıktı. Kaymakam, savcının 2.5 metre çapındaki çanak anteni hükümet konağına takma girişimini "Cumhuriyete saygısızlık" gerekçesiyle reddetti. Savcı nuh dedi, peygamber demedi. Çanak anteni taktırdı, kaymakam söktürdü. Savcı yeniden taktırdı, kaymakam yine müdahale etti.
Ankara’dan gelen teknisyenler taktılar, söktüler. Bir daha taktılar, bir daha söktüler. O harala gürele içinde de, bütün fatura, Emniyet Amiri Levent Eken’e çıkarıldı. Önce sürgün edildi, yetmedi. 6 yıla kadar hapsi istendi. İlçe halkı duruma isyan etti, binlerce imza topladı, Emniyet amirimizi isteriz, dedi. İki müfettiş, hálá incelemelerini sürdürüyor. Çanak anten mi? Adliye deposunda duruyor.
Eruh Adliyesi, Adalet Bakanlığı’nın 2003’te başlattığı Ulusal Yargı Ağı Projesi’nden (UYAP) yararlanacaktı. Adım adım yaygınlaşan "e-adalet" sistemi, mahkeme ve savcılıklarla bakanlık arasındaki bilgi alışverişini, işlemleri hızlandırıyordu. Bunun için, 23 Aralık 2005’te Adalet Bakanlığı’nın yazılı talimatıyla birlikte çanak anten ve üç teknisyen, Eruh’a gelir. Aynı gün Cumhuriyet Savcısı Recep Bakırcı’nın gözetiminde, çanak, içinde kaymakamlık ve adliyenin de bulunduğu hükümet konağının ön cephesine monte edilir.
CUMHURİYETE SAYGISIZLIK EDEN ÇANAK
İlçenin en büyük mülki amiri Kaymakam Abdülkadir Duran, bu icraattan çok rahatsız olur. İzin vermediği halde koca çanak anten hükümet konağının ön cephesinde, "Cumhuriyetimizin 80. Yılı" tabelasının yanıbaşındadır. Cumhuriyet’e aleni bir saygısızlık vardır. Hemen telefona sarılır. Savcıyı arar, ulaşamaz. Not bırakır. Savcılıktan ses çıkmayınca anteni söktürür.
Savcı, bu tutumu "adliyeye saygısızlık" olarak niteler. Ve beş yıllık Cumhuriyet Savcısı Bakırcı (30) ile ilçeye yeni atanan dört yıllık Kaymakam Abdülkadir Duran (33) arasındaki olaylar silsilesi başlar.
Savcı Bakırcı, sökülme hakkında derhal tutanak tutturur. 26 Aralık’ta Kaymakam Duran’a yazı gönderir. Çanak antenin monte edileceği yerin tespitinin yapılıp, bilgi verilmesini ister. Adalet Bakanlığı’nın devreye girmesiyle, ilde bekletilen üç teknisyen, çanak antenle birlikte hükümet konağının önünde belirir.
ARADA KALDIM EFENDİM TAKAMAYACAÐIM
Emniyet Amiri Levent Eken, kaymakama haber verir. Kaymakam, "Başka yere takabilirler. Ama aynı yere takarlarsa derhal müdahale edin" der. Eken de emrindeki polislerle birlikte olay mahalline gider. Teknisyenlere durumu izah ederken savcı bey gelir. "Bu anten buraya ta-kı-la-cak" der. Teknisyen biraz ezik, söz alır. "Arada kaldım efendim, takamayacağım."
Bu sırada kaymakam bey, ikinci kattaki makam odasının penceresinden olan biteni seyretmektedir. Savcı teknisyene çıkışır: "Takacaksın kardeşim. Ben söylüyorum. Birisi yargılanacaksa buna ben karar veririm!" Teknisyen kararlıdır: "Takamam efendim."
Merdiven getirilip hükümet konağına dayanır. Teknisyen, isteksiz adımlarla tırmanmaya başlar. Kaymakam pencereden seslenir: "Ne işin var orada kardeşim. Git buradan. Senin meselen değil bu!" Savcı diğer yandan teknisyene bağırır: "Senin anteni takmanı değil, sana müdahale edecek polisi görmek istiyorum."
ERUHLULAR İÇİN SOKAK GÖSTERİSİ
Olan bitenler, sakin ve güneşli kış gününü fırsat bilip meydanda oturan yüzlerce Eruhlu’nun dikkatini çeker. Seyre gelirler. Hükümet konağındaki memurlar da iner.
Adliye çalışanları, çanak anteni sabitlemek için gereken demir boruyu, merdivenin tepesindeki teknisyene verir. Teknisyen alıp almamakta kararsızdır, zira kuşbakışı gördüğü kalabalık onu iyice korkutmuştur. Savcı Bakırcı, üç gün önceki noktayı işaret ederek bağırır: "Tak şimdi yerine!" Teknisyen tam takacakken, kaymakam girer devreye. Önce merdiven dibinde bekleyen şef teknisyen Mahmut Diri’ye, ardından polislere seslenir: "Sen terörist misin, verilen emirlere uymuyorsun. Seni bir daha bu ilçe sınırları içinde görmeyeceğim. Tutuklayın!"
Emniyet Amiri Levent Eken, polislere müdahale emrini verir. Savcı saniye arayla işlemi durdurur. "Tamam. Ben görmek istediğimi gördüm. Şimdi karakola götürebilirsiniz." Merdiven altında bekleyen polisler, teknisyenleri çağırır, "Gelin kardeşim."
Teknisyenler sahneden uzaklaştırılır, karakoldaki lokale götürülür. Datasel firmasında çalışan Mahmut Diri şaşkındır. 3 ayda, Düzce’den Hakkari’ye 10 ilde 45 adliyeye çanak anten takmış ama böyle tuhaf olayla karşılaşmamıştır. Çay teklif edilir. Polislere teşekkür ederler: "Bizi oradan kurtardınız, eksik olmayın."
OLMAYAN GÖZALTININ SALIVERME TUTANAÐI
Ortam gayet samimidir ki, savcıdan bir yazı gelir. "Merkeze götürülen teknisyenlerin derhal salıverilmesi, aksi takdirde görevi suiistimalden işlem yapılacağı..." Emniyet, kimseyi gözaltına almadığı halde, savcının yazısına istinaden tutanak düzenleyip teknisyenleri gönderir.
Asıl şok, birkaç saat içinde yaşanacaktır. Emniyet Amiri Levent Eken’e aynı gün savcılıktan bir yazı daha gelir. Kendisi ve iki polis memuru hakkında şikayet olduğu, ertesi gün 13.00’e kadar Savcılığa gelip ifade vermeleri gerektiği belirtilmektedir.
Polisler, ertesi gün 12.30’da gittikleri adliyeden, saat 20.30’da jandarma müsaderesinde çıkarlar. Savcı Bakırcı, Eken’in "hürriyeti tahdit ve görevi suiistimal" suçlarından yargılanması ister. Türk Ceza Kanunu’na göre bu suçların karşılığı 3’er yıldan 6 yıl hapis demektir. Siirt Valisi Hüseyin Avni Mutlu duruma el koyar, Eker’i merkeze alır.
ADINI AÇIKLAMAYAN BİR ERUHLU
Çanak antenciler amirimizi bizden ayıramaz
Savcı-kaymakam kavgası bizi ilgilendirmez. Bizim huzurumuz önemli. Emniyet amirinin Eruh’tan alınması bizi çok yıprattı. Levent Eker, yerel futbol ligi kurdu. Futbolcuların antrenörüydü. Altyapıya 32, A takımına 26 genç aldı. Bu gençler futbolcu olmasaydı terörist, kapkaççı ya da balici olurdu. Biz huzuru zor yakaladık, amirimize çok ısındık, zor bırakırız. Çanak antenciler onu bizden ayıramaz. Beş bin imza topladık, İçişleri Bakanı Aksu’ya göndereceğiz. Ayaklandık, esnaf ve gençler bir olup valiye çıktık, amir giderse biz de gideriz, dedik.
AYNI KAYMAKAM SAMANPAZARI’NDA DA ÇÖP KRİZİ YAŞAMIŞ
Eruh’un çanak anteni, internet sitesi Kent Haber’de de tartışılıyor. Hatta Kaymakam Abdülkadir Duran’ın daha önce çalıştığı Samsun’un Samanpazarı İlçesi de tartışmaya katılmış durumda. İşte o ilginç mesaj:
Abdülkadir Dinle: Saygıdeğer Eruh halkı ve kamu çalışanları. İlçenizde yaşanan çanak anten krizini Samanpazarı İlçesi’nde büyük ilgi ve üzüntü ile izlemekteyiz. Kaymakamın işi kriz çözmek olmalı. Ancak aynı kaymakamla, Samanpazarı İlçesi’nde de çöp krizi yaşandı. Tesadüfe bakar mısınız, hem de adliye ile. Önce çöp kovasını koruması ve şoförüne kırdırttı. Bunlar hakkında adli işlem başlayınca sinirlenerek çöp poşetlerini tekmeledi. Yani bu çanak anten krizi öncü bir kriz. Artçı krizlere dikkat edin. Özellikle "Ç"lere. Çöp ve çanak anten...
hürriyet
Siirt’in Eruh İlçesi’nde Cumhuriyet Savcısı Recep Bakırcı ile Kaymakam Abdülkadir Duran, öyle bir yetki yarışına girdi ki, ortaya çok acayip bir hikaye çıktı. Kaymakam, savcının 2.5 metre çapındaki çanak anteni hükümet konağına takma girişimini "Cumhuriyete saygısızlık" gerekçesiyle reddetti. Savcı nuh dedi, peygamber demedi. Çanak anteni taktırdı, kaymakam söktürdü. Savcı yeniden taktırdı, kaymakam yine müdahale etti.
Ankara’dan gelen teknisyenler taktılar, söktüler. Bir daha taktılar, bir daha söktüler. O harala gürele içinde de, bütün fatura, Emniyet Amiri Levent Eken’e çıkarıldı. Önce sürgün edildi, yetmedi. 6 yıla kadar hapsi istendi. İlçe halkı duruma isyan etti, binlerce imza topladı, Emniyet amirimizi isteriz, dedi. İki müfettiş, hálá incelemelerini sürdürüyor. Çanak anten mi? Adliye deposunda duruyor.
Eruh Adliyesi, Adalet Bakanlığı’nın 2003’te başlattığı Ulusal Yargı Ağı Projesi’nden (UYAP) yararlanacaktı. Adım adım yaygınlaşan "e-adalet" sistemi, mahkeme ve savcılıklarla bakanlık arasındaki bilgi alışverişini, işlemleri hızlandırıyordu. Bunun için, 23 Aralık 2005’te Adalet Bakanlığı’nın yazılı talimatıyla birlikte çanak anten ve üç teknisyen, Eruh’a gelir. Aynı gün Cumhuriyet Savcısı Recep Bakırcı’nın gözetiminde, çanak, içinde kaymakamlık ve adliyenin de bulunduğu hükümet konağının ön cephesine monte edilir.
CUMHURİYETE SAYGISIZLIK EDEN ÇANAK
İlçenin en büyük mülki amiri Kaymakam Abdülkadir Duran, bu icraattan çok rahatsız olur. İzin vermediği halde koca çanak anten hükümet konağının ön cephesinde, "Cumhuriyetimizin 80. Yılı" tabelasının yanıbaşındadır. Cumhuriyet’e aleni bir saygısızlık vardır. Hemen telefona sarılır. Savcıyı arar, ulaşamaz. Not bırakır. Savcılıktan ses çıkmayınca anteni söktürür.
Savcı, bu tutumu "adliyeye saygısızlık" olarak niteler. Ve beş yıllık Cumhuriyet Savcısı Bakırcı (30) ile ilçeye yeni atanan dört yıllık Kaymakam Abdülkadir Duran (33) arasındaki olaylar silsilesi başlar.
Savcı Bakırcı, sökülme hakkında derhal tutanak tutturur. 26 Aralık’ta Kaymakam Duran’a yazı gönderir. Çanak antenin monte edileceği yerin tespitinin yapılıp, bilgi verilmesini ister. Adalet Bakanlığı’nın devreye girmesiyle, ilde bekletilen üç teknisyen, çanak antenle birlikte hükümet konağının önünde belirir.
ARADA KALDIM EFENDİM TAKAMAYACAÐIM
Emniyet Amiri Levent Eken, kaymakama haber verir. Kaymakam, "Başka yere takabilirler. Ama aynı yere takarlarsa derhal müdahale edin" der. Eken de emrindeki polislerle birlikte olay mahalline gider. Teknisyenlere durumu izah ederken savcı bey gelir. "Bu anten buraya ta-kı-la-cak" der. Teknisyen biraz ezik, söz alır. "Arada kaldım efendim, takamayacağım."
Bu sırada kaymakam bey, ikinci kattaki makam odasının penceresinden olan biteni seyretmektedir. Savcı teknisyene çıkışır: "Takacaksın kardeşim. Ben söylüyorum. Birisi yargılanacaksa buna ben karar veririm!" Teknisyen kararlıdır: "Takamam efendim."
Merdiven getirilip hükümet konağına dayanır. Teknisyen, isteksiz adımlarla tırmanmaya başlar. Kaymakam pencereden seslenir: "Ne işin var orada kardeşim. Git buradan. Senin meselen değil bu!" Savcı diğer yandan teknisyene bağırır: "Senin anteni takmanı değil, sana müdahale edecek polisi görmek istiyorum."
ERUHLULAR İÇİN SOKAK GÖSTERİSİ
Olan bitenler, sakin ve güneşli kış gününü fırsat bilip meydanda oturan yüzlerce Eruhlu’nun dikkatini çeker. Seyre gelirler. Hükümet konağındaki memurlar da iner.
Adliye çalışanları, çanak anteni sabitlemek için gereken demir boruyu, merdivenin tepesindeki teknisyene verir. Teknisyen alıp almamakta kararsızdır, zira kuşbakışı gördüğü kalabalık onu iyice korkutmuştur. Savcı Bakırcı, üç gün önceki noktayı işaret ederek bağırır: "Tak şimdi yerine!" Teknisyen tam takacakken, kaymakam girer devreye. Önce merdiven dibinde bekleyen şef teknisyen Mahmut Diri’ye, ardından polislere seslenir: "Sen terörist misin, verilen emirlere uymuyorsun. Seni bir daha bu ilçe sınırları içinde görmeyeceğim. Tutuklayın!"
Emniyet Amiri Levent Eken, polislere müdahale emrini verir. Savcı saniye arayla işlemi durdurur. "Tamam. Ben görmek istediğimi gördüm. Şimdi karakola götürebilirsiniz." Merdiven altında bekleyen polisler, teknisyenleri çağırır, "Gelin kardeşim."
Teknisyenler sahneden uzaklaştırılır, karakoldaki lokale götürülür. Datasel firmasında çalışan Mahmut Diri şaşkındır. 3 ayda, Düzce’den Hakkari’ye 10 ilde 45 adliyeye çanak anten takmış ama böyle tuhaf olayla karşılaşmamıştır. Çay teklif edilir. Polislere teşekkür ederler: "Bizi oradan kurtardınız, eksik olmayın."
OLMAYAN GÖZALTININ SALIVERME TUTANAÐI
Ortam gayet samimidir ki, savcıdan bir yazı gelir. "Merkeze götürülen teknisyenlerin derhal salıverilmesi, aksi takdirde görevi suiistimalden işlem yapılacağı..." Emniyet, kimseyi gözaltına almadığı halde, savcının yazısına istinaden tutanak düzenleyip teknisyenleri gönderir.
Asıl şok, birkaç saat içinde yaşanacaktır. Emniyet Amiri Levent Eken’e aynı gün savcılıktan bir yazı daha gelir. Kendisi ve iki polis memuru hakkında şikayet olduğu, ertesi gün 13.00’e kadar Savcılığa gelip ifade vermeleri gerektiği belirtilmektedir.
Polisler, ertesi gün 12.30’da gittikleri adliyeden, saat 20.30’da jandarma müsaderesinde çıkarlar. Savcı Bakırcı, Eken’in "hürriyeti tahdit ve görevi suiistimal" suçlarından yargılanması ister. Türk Ceza Kanunu’na göre bu suçların karşılığı 3’er yıldan 6 yıl hapis demektir. Siirt Valisi Hüseyin Avni Mutlu duruma el koyar, Eker’i merkeze alır.
ADINI AÇIKLAMAYAN BİR ERUHLU
Çanak antenciler amirimizi bizden ayıramaz
Savcı-kaymakam kavgası bizi ilgilendirmez. Bizim huzurumuz önemli. Emniyet amirinin Eruh’tan alınması bizi çok yıprattı. Levent Eker, yerel futbol ligi kurdu. Futbolcuların antrenörüydü. Altyapıya 32, A takımına 26 genç aldı. Bu gençler futbolcu olmasaydı terörist, kapkaççı ya da balici olurdu. Biz huzuru zor yakaladık, amirimize çok ısındık, zor bırakırız. Çanak antenciler onu bizden ayıramaz. Beş bin imza topladık, İçişleri Bakanı Aksu’ya göndereceğiz. Ayaklandık, esnaf ve gençler bir olup valiye çıktık, amir giderse biz de gideriz, dedik.
AYNI KAYMAKAM SAMANPAZARI’NDA DA ÇÖP KRİZİ YAŞAMIŞ
Eruh’un çanak anteni, internet sitesi Kent Haber’de de tartışılıyor. Hatta Kaymakam Abdülkadir Duran’ın daha önce çalıştığı Samsun’un Samanpazarı İlçesi de tartışmaya katılmış durumda. İşte o ilginç mesaj:
Abdülkadir Dinle: Saygıdeğer Eruh halkı ve kamu çalışanları. İlçenizde yaşanan çanak anten krizini Samanpazarı İlçesi’nde büyük ilgi ve üzüntü ile izlemekteyiz. Kaymakamın işi kriz çözmek olmalı. Ancak aynı kaymakamla, Samanpazarı İlçesi’nde de çöp krizi yaşandı. Tesadüfe bakar mısınız, hem de adliye ile. Önce çöp kovasını koruması ve şoförüne kırdırttı. Bunlar hakkında adli işlem başlayınca sinirlenerek çöp poşetlerini tekmeledi. Yani bu çanak anten krizi öncü bir kriz. Artçı krizlere dikkat edin. Özellikle "Ç"lere. Çöp ve çanak anten...
hürriyet