Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • black belt
    Senior Member
    • 08-06-2004
    • 6523

    #16
    Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

    Daniş Tunalıgil

    From Wikipedia, the free encyclopedia

    Daniş Tunalıgil was a Turkish diplomat. He was assassinated by ASALA in 1975 during his duty as the Turkish ambassador to Austria.[1]
    On October 22, 1975, three gunmen armed with automatic weapons entered his office in the Turkish Embassy in Vienna, Austria after disarming the security guards at the gate. They asked Daniş Tunalıgil whether he was the ambassador, and killed him when he confirmed that he was. The three gunmen left the embassy quickly and escaped by a car.[2]
    He was a graduate of Galatasaray High School in 1933.[3]



    ALINTI:
    http://www.milliyet.com.tr/2004/10/22/guncel/gun21.html


    Tarihte bugün

    BELGE BİLGİ MERKEZİ
    22 Ekim


    1951 - Türkiye, NATO üyelik anlaşmasını Londra'da imzaladı.
    1975 - Ermeni teröristler, Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil'i öldürdü.

    ______________________________________
    ALINTI:
    http://query.nytimes.com/gst/fullpag...52C0A965948260


    Turk Wounded in June Attack By Armenian Terrorists Dies




    AP
    Published: January 11, 1983
    After eight months in a coma, a Turkish diplomat's wife died today of a head wound inflicted in the assassination of her husband in June, the radio said.
    Armenian terrorists took responsibility for the June 7 attack in Lisbon, where the diplomat, Erkut Akbay, was serving. He was killed instantly while sitting in his car.
    His wife, Nadide Akbay, was shot in the head as she sat beside him. She died in an Ankara hospital, the radio said.
    _____________________________________




    Colonel Atilla Altıkat was the Turkish military attaché to Ottawa, Canada, who was assassinated in 1982. The Armenian group, Justice Commandos Against Armenian Genocide, claimed responsibility for the attack[citation needed].
    Before being assigned to Ottawa in 1981, Altıkat had been an officer in the Turkish air force. He was married and had two teenage children. Altıkat was killed on his way to work at around 9:00 a.m. on August 23, 1982. When his car stopped for a red light on the Airport Parkway, a car stopped nearby, a passenger got out and fired nine shots from a 9mm Browning handgun through the passenger window of the car, killing the diplomat instantly[citation needed].
    The attack was one in a series of attacks on Turkish diplomats around the world. On April 8, 1982, the Turkish Commercial Counselor in Ottawa, Kani Güngör, had been seriously injured in a failed assassination attempt. Two years later, a group of Armenian guerrillas occupied the Turkish Embassy in Ottawa, killing a Canadian security guard and seriously injuring the ambassador. While those responsible for the other two attacks were caught and prosecuted, the killing of Altıkat remains unsolved, despite the offer of a $100,000 reward for information leading to an arrest


    Son düzenleme black belt; 17-12-2008, 21:05.

    Yorum

    • anterior
      Senior Member
      • 06-11-2006
      • 6453

      #17
      Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

      Originally posted by gurcan1
      özür diliyorum

      Türkiyenin bir çok sevilen sanatçısıda,aydını orada yavuz bingöl,lale mansur,hüseyin hatemi,nedendir acaba,hiç sorguladıkmı.
      Orhan Pamuk olayında bir yönünü sorgulamıştık ama; buyrun, bir de burada, birlikte sorgulayalım.

      Sizce nedendir?

      Bir de, "aydın" olarak anılmak için, doğurabileceği sonuçları hiç düşünmeden, her konuda ezber bozmak mı gerekir?

      Yorum

      • black belt
        Senior Member
        • 08-06-2004
        • 6523

        #18
        Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

        Altıkat, Atilla (died August 23, 1982) (Colonel): He was the Turkish military attaché to Ottawa, Canada. He was assassinated in 1982 by the ASALA, an Armenian paramilitary organization.

        Türkmen, Doğan: He was attacked by ASALA on February 6, 1980 in Bern, Switzerland, where he was serving as ambassador. He escaped with minor injuries.

        Yorum

        • black belt
          Senior Member
          • 08-06-2004
          • 6523

          #19
          Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

          ALINTI:
          AKSİYON DERGİSİ | www.aksiyon.com.tr | HAFTALIK HABER DERGİSİ




          ASALA teröründen arta kalan kırık hayatlar

          ASALA, yıllar süren seri katliamlarında çok sayıda diplomatımızı şehit etti.

          Acılı aileler, 18 Mart şehitler günü öncesinde yaşadıkları acı dolu günleri, sitemlerini ve ilginç hatıralarını yıllar sonra Aksiyon’la paylaştı.






          İlk kurşun bundan 35 yıl önce bir tabancanın namlusundan çıktı. Eli kanlı teröristler, insanlığın yüz karası saldırılarını devam ettirdi sonraki yıllarda. Seri katliama hedef olanların kimi büyükelçi, kimi konsolostu; birçoğu da yurt dışı görevinde bulunan Türk vatandaşları. Terör kurşunu adres sormuyor, bazılarının eşi ve çocuğu da kurban gidiyordu.

          ASALA’nın katlettiği onlarca diplomatımızın ardında kırık dökük hayat süren yüzlerce mağdur var hâlâ. Babalarını, ağabeylerini, eşlerini, çocuklarını Ermeni terörüne kurban verenler 1970 ve 80’lerde onları can evlerinden vuran terörün izlerini hâlâ yüreklerinde taşıyor. Aksiyon 35. yılında Ermeni terörüne kurban gidenlerin diplomasi hattına sıkışmış dramlarını ve unutulmuş öykülerini araştırdı. Ve şimdiki hâl-i pür melallerini…

          Tarih 27 Ocak 1973 Cumartesi. Saatler 12.45’i gösteriyor. Dışişleri Bakanlığı’nın merkez binasında parmakla sayılacak kadar az kişi vardır o gün. Hepsi de yemektedir. Bir telsiz cızırtısı, sadece müsteşarlık makamında duyulur ilkin, sonrasında ise bütün bakanlıkta: “Burası Los Angeles Başkonsolosluğu. Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ve Muavin Konsolosumuz Bahadır Demir, biraz önce Gourgen Mıgırdıç Yanıkiyan adında bir şahıs tarafından tabanca ile vurulmuştur. Baydar olay yerinde, Demir ise kaldırıldığı hastanede vefat etmiştir. Hepimizin başı sağ olsun.”

          İLK DİPLOMAT ŞEHİDİN EŞİ ANLATIYOR

          O gün bakanlık binasında yankılanan bu anons her şeyin başlangıcıdır aslında. Saldırının hemen sonrasında ajanslara bir örgüt ismi düşer: ASALA. Ama Ermeni terör örgütünün adı bile konmadan bu saldırının düzenlenmesi dikkat çekicidir.77 yaşındaki katil Yanıkiyan, ifadesinde şöyle demektedir: “Türk hükümeti ile bu dünyada hiçbir devlet münasebet kurmamalı! Türkiye’nin yurt dışındaki bütün temsilcileri yok edilmeli! Ben yeni bir savaş tarzını tatbike koydum. Netice almanın tek yolu şiddetten geçiyor. Ermenilerin uykudan uyanma vakti geldi!” Türkiye’nin ASALA’yla tanıştığı bu olayın ardından tam 42 diplomatımız şehit edilir.

          Mehmet Baydar ve Bahadır Demir, ASALA tarafından öldürülen ilk diplomat şehitlerimiz olarak geçti tarihe. ASALA’nın tohumlarının atıldığı ilk suikast 1973’te başlattı olayları. Dönemin en yakın şahidi ve Mehmet Baydar’ın eşi, 77 yaşındaki Güner Baydar anlatıyor o günleri. 1972 Ekim’inde, kendisini Gourg Yaniki olarak tanıtan bir Amerikan vatandaşı Los Angeles Başkonsolosluğu’na başvurur. Osmanlı sarayından kaçırılmış tarihî bir tablo ile imzalı hatıra banknotu Türk hükümetine hediye etmek istediğini söyler. Başkonsolos Baydar hiçbir şeyden şüphelenmez. Dışişleri ile gerekli yazışmaları yapar, ‘Yaniki’nin bu davranışı Ankara tarafından memnuniyetle karşılanır.

          SENİ YUMRUKLAYANLAR, SİLAH DA ÇEKER

          Güner Hanım o yıllarda California ve Los Angeles’ta çok sayıda Ermeni yaşadığını, hatta olay öncesinde Türk temsilciliklerine defalarca saldırılar, tehditler olduğunu anlatıyor: “Hatta bir defasında başkonsolosluk binasını basarak Mehmet’i tartakladılar. Amerikan polisi bu olaya seyirci kalmıştı. Ben de ‘Bugün seni yumruklayan yarın silah da çeker demiştim.’ Neticede bu olay oldu.” Ve gün gelir, başkonsolos ve muavini tabloyu almak için randevulaşır ‘Yaniki’ ile: “27 Ocak 1973. Saat 12.00 Yer: Santa Barbara’daki Biltmore Oteli.” Ama 77 yaşındaki katil iki ayrı tabancayla oracıkta vurur diplomatları. Olay yerinden kaçmayan katil, Amerikan polisini arayarak, Erzurum’da doğduğunu, tehcir sırasında ailesini kaybettiğini ve Türklere düşman olduğunu söyler. Hatta cinayeti en ince ayrıntısına kadar hesaplayan Yanıkiyan, California’da yayımlanan gazetelere uzun bir mektup da göndermiştir olay öncesinde: “Sizler bu mektubu okuduğunuzda bir savaşın başlangıcı olacak. Ermenilerin kaba Türklerden haklarını alma vakti geldi!”

          Yanıkiyan’ın avukatları, duruşmada “tarihin suçlu olduğunu” iddia ederek tahliye ister. Mahkeme ise müebbet hapis verir. Bu olaylar, sözde soykırım iddialarıyla gündemden düşmeyen Ermeni lobisini Türkiye ile mücadele için kamçılar.

          Bahadır Demir vefat ettiğinde 30 yaşında, 20 aylık evlidir. Mehmet Baydar ise geride 23 yıllık eşini; Leyla ve Asuman isimli iki kızını yetim bırakıp gider. İlk diplomasi şehidinin eşi Güner Baydar, aradan 35 yıl geçmesine rağmen menfur suikastı hâlâ unutamıyor. Eşinin vurulmasında Amerikan yönetiminin suçlu olduğunu söyleyen Baydar, California polisinin bu tür olaylarda umursamaz davrandığını aktarıyor: “Ermeniler California’da soykırım anıtı dikmek istediler. Mehmet buna mâni olmaya çalıştı. Tehdit edilmesine rağmen sürekli mücadele ediyordu. Tüm bunlara rağmen kimse tehditleri ciddiye almadı.”

          DİNK AİLESİNİ ZİYARET ETMEYİ ÇOK İSTEDİK; AMA HEPİMİZ ERMENİ DEÐİLİZ!

          Güner Hanım, olay sabahında son kez görmüş eşini. Suikastın ardından otele gidip hayat arkadaşını göremediğine ise hâlâ pişman. ‘Keşke görseydim son kez’ diyor. Sonra ise ‘Gidemezdim’ diyerek vazgeçiyor pişmanlığından. Güner Hanım’ın kızı Asuman Hanım babası öldürüldüğünde 16 yaşındaydı. Olayla ilgili hatırladığı şeyler ise iki polisin kapıya gelerek bir kaza olduğunu söylemesi. Bir de Ermeni asıllı piyano öğretmeninin ortadan kayboluşu: “Öğretmenimle hiçbir soğukluk olmadı aramızda. Ama olaydan sonra eşyalarımı almaya gittiğimde öğretmenimin de Ermeni öğrencilerin de haftalardır okula gelmediğini öğrendim. Sonradan öğrendik ki öğretmenimin nişanlısı ASALA’nın güçlü üyelerinden biriymiş. Sonra da ortadan kayboldu!”

          Asuman Hanım bu olaydan sonra çoğu şeye tepkilidir. Ne Dışişleri’nde görev yapan biriyle evlenir, ne de çoğu diplomat çocuğu gibi Dışişleri’nde çalışmayı kabul eder. Babasının ölümünün ardından öldürülen her diplomat ve şehit için aynı acıyı hisseder. Baydar ailesini en fazla üzen olay ise geçtiğimiz yıl Hrant Dink suikastı sonrasında yaşanır. ‘Ailenin acısını en fazla biz hissedebilirdik.’ diyen Güner Hanım, o gün Dink ailesinin yanına gitmek ister. Ancak Ermeni asıllı bir arkadaşının ısrarıyla gitmez taziyeye; kendi deyimiyle medyaya malzeme olmak istemez. Buna rağmen cenaze günü atılan sloganlar canını sıkar acılı ailenin. Asuman Hanım “Tepkileri çok abartılı ve lüzumsuz buldum. Ne demek hepimiz Ermeni’yiz! Hepimiz Ermeni değiliz.” diyor.

          35 YIL VERİLEN MAAŞI GERİ İSTEDİLER

          Şehit edildiğinde 22 yıllık devlet memurudur Mehmet Baydar. Bu olayın ardından büyükelçi kadrosundan emekli edilerek görev süresi 30 yıla tamamlanır. Eşi ve çocuklarına da şehit maaşı bağlanır. Ancak 2007’de hiçbir sebep gösterilmeden maaşı kesilir Güner Hanım’ın. Üstelik 50 bin YTL’lik tazminat da istenir: “Eşim öldürüldüğünde ilk diplomat şehidimiz diye 22 yıllık hizmetini 30’a çıkardılar. Bizim böyle bir talebimiz zaten olamazdı ki. Ancak 35 yıl sonra bu parayı bizden geri istediler. Bu son derece utanç verici bir olay.”

          Baydar ailesiyle birlikte yedi şehit ailesinin daha kesilir maaşı. Sebep ise büyükelçi konumunda olmamalarıdır. Baydar, bir yıldır bununla uğraştığını, sonunda kendilerinden istenen 50 bin YTL’lik tazminattan vazgeçildiğini söylüyor. Ancak hâlâ maaş verilmiyor aileye. Kızı Asuman Saraçoğlu ise bir başka noktaya dikkat çekiyor: “Babamın ölümünden üç yıl sonra vatani hizmet adı altında bir maaş daha bağlandı. Kanuna göre kız çocukları evlense bile bu maaşı alabiliyorlardı. Bunu bizimle birlikte üç aileye verdiler. Ancak baktılar ki cinayetlerin ardı arkası kesilmeyecek, başka ailelere vermediler! Bu da bir ayıp…”

          Güner Hanım 41 yaşındadır eşini kaybettiğinde. Olayın ardından iki kızıyla birlikte Ankara’ya yerleşir. 3 buçuk sene kendine gelemez acılı eş. Evlenmeyi ise aklının ucundan dahi geçirmez. Baydar ailesi şehit diplomatın ölüm ve doğum günlerinde onun çok sevdiği ‘ekler pastası’nı alıyor hâlâ.

          Baydar ve Demir’in ölümünden üç yıl sonra Viyana Büyükelçisi Danış Tunalıgil, büyükelçiliğe giren üç kişi tarafından makineli tüfekle öldürülür. Tunalıgil teröre kurban giden ilk büyükelçimiz olarak geçer kayıtlara. Tunalıgil’in cenazesi kalkmadan, 24 Ekim Cuma günü bir başka acı haber de Paris’ten gelir: “Paris Büyükelçimiz İsmail Erez’i vurdular. Kendisi ağır yaralı, şoförü Talip Yener ise öldürüldü. Ankara hemen temasa geçsin bizimle...” Dışişleri 48 saat içinde iki şehit daha verir, üç cenaze aynı gün kaldırılır bakanlık binasından.

          Bu suikastla anlaşılır ki ardı arkası kesilmeyen cinayetlerin hedefinde sadece diplomatlar yoktur artık. Diplomatik temsilciliklerde çalışan herkes hedefidir örgütün. Tek suçları ise Türk olmalarıdır. İsmail Erez, otomobilin yavaşladığı sırada vurulmuştur. ASALA bu eylemden sonra çoğu saldırısını ya kırmızı ışıkta duran resmî arabalara yaklaşarak ya da bomba koyarak gerçekleştirir.

          NİÇİN ÖLDÜRÜLDÜÐÜNÜ ÖÐRENEMEDİLER

          Büyükelçi Erez 56 yaşındadır, şoförü Yener ise henüz 24’ünde. Yener, ardında üç aylık eşini, acılı anne ve babasını bırakır. Yener ailesi o günleri gözleri dolu dolu anlatıyor hâlâ. Yener’in eşinin artık başka bir hayatı var. O yüzden hikâyeyi anlatmak, o zamanlar 11 yaşındaki kardeşi Salih Yener’e düşüyor. Yener ailesinin beş ferdi Dışişleri’nde görev yapmış yıllarca. Önce Talip Yener’in babası, ardından oğulları girmiş bakanlığa. Büyükelçi İsmail Erez, Yener’in babasını çok sevdiği için bir makam şoförü bulmasını ona söyler. Baba Sabri Yener ise oğlu Talip’i tavsiye eder. Baba Sabri Yener, hem çok sevdiği evladını, hem de baba bildiği Büyükelçi Erez’i kaybeder.

          Bir bavul eşya kalır sadece Talip’ten geriye. Annesi Nuriye Hanım yıllarca saklar oğlunun eşyalarını. Ne olup bittiğini, niye öldürüldüğünü anlayamaz uzun süre. Yener’in kardeşinin hafızasında ise bir ikindi vakti gazetecilerin eve gelerek fotoğraf çekmesi kalır. Onlara söylenen, oğullarının vatan için şehit olduğudur sadece. Aile ASALA’yı hiç bilmese de yıllar sonra gerçekle yüzleşir. Aradan geçen 33 yıl bile hafifletmemiş ailenin acısını. Anne Nuriye Hanım ile baba Sabri Yener, ‘kader’ demekle yetiniyorlar. Acıları büyük ama ‘Bir değil beş evladımız da vatana kurban olsun’ diyorlar.

          İKİ ŞEHİT YENİDEN HAYATA DÖNDÜ

          Talip Yener’in ağabeyi Nihat Yener de yıllarca çalışmış Dışişleri’nde. Saldırılar sonrası Türkiye’ye dönmüş. Kısa süre sonra ise kalp krizinden vefat etmiş. Aile, Nihat Yener’in de yaşanan bu olaylardan dolayı vefat ettiğini düşünüyor. Onun için ‘Bir aileden iki şehit verdik’ diyorlar. Aile, Talip Yener ve İsmail Erez’in hatırasını yaşatmak için çocuklarına onların isimlerini vermiş. Şehitlerin adlarını alan İsmail ve Talip, şimdi birer delikanlı. Sadece onlar taşımıyor bu isimleri. Talip Yener adına bir de okul yaptırılmış Ankara Etlik’te. İsmail Erez ismi ise bir sokağa verilmiş. Kendileri ise Ankara Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki Dışişleri Şehitliği’ndeki istirahatgâhlarında.

          ASALA artık hunharca işlediği cinayetlerle dünyanın dört bir yanında duyurur sesini. Suikastlar periyodik bir hâl alır günden güne. Bir gün Sydney’den gelir haber, bir gün Beyrut’tan... Elçiliklerimiz basılır, bürolarımız bombalanır. Yurt dışında çalışan yüzlerce Dışişleri personeli, yıllarca diken üstünde yaşar. 7 Ekim 1991’de Yunanistan’dan gelen haberle bir aile daha yıkılır. Bu kez hedefteki isim Atina Büyükelçiliği Basın Ataşe Yardımcısı Çetin Görgü’dür. Çetin Görgü öldürüldüğünde daha 28 yaşındadır ve 33 günlük evlidir.

          OÐLUMA DÖN DEDİM; AMA…

          Şehit Çetin Görgü’nün annesi Suna Hanım oğlunun adı her anıldığında ağlamaya başlıyor. “Artık bu kadar sene geçti diyorlar, ben hâlâ aynı acıyı yaşıyorum” diyerek başlıyor söze. Ve acılı anne, şehit yavrusunu anlatıyor bize. Çetin Görgü, Basın Yayın Enformasyon Dairesi’nde bir süre çalıştıktan sonra Atina’ya gönderilmiş. O yıllarda ara verse de ASALA eylemlerine devam etmektedir. Yunanistan’daki son olay ise Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip Özmen ve kızı Neslihan Özmen’in öldürülmesidir. Suna Hanım, bu tür olaylardan dolayı her zaman tedirgindir. O yüzden oğlundan Türkiye’ye gelmesini ister; ama dinletemez. Ve beklenmedik bir anda gelir ölüm haberi: “Büyükelçi, ataşe, müsteşar... Benim oğluma hiç konduramadım ölümü.” Şehit Görgü’nün üçüncü yılıdır Atina’da. Daha yapacak çok işi vardır. Büyükelçilikte çalışkanlığıyla göz doldurur. Her sabah Türk bayrağını göndere kendi eliyle çeker. O yüzden ‘Tam bir Türk’ derler onun için.

          28’inde evlenmeye karar verir Çetin; Kürkçü Mustafa Pakoğlu’nun kızı Müjgan Pakoğlu’yla. Nikâh işlemleri için kısa bir süreliğine Ankara’ya gelir genç diplomat. Gelinin nikâh şahitliğini dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın eşi Semra Özal yapar. Ne de olsa Papatya grubundan çok sevdiği arkadaşının kızıdır evlenen. Ancak Görgü ailesi hiçbir zaman istemez Özalların düğüne gelmesini. Onlar için bir cumhurbaşkanının düğünlerine gelmesi çok büyük şereftir; ama oğlunun isminin deşifre olmasından korkar aile. Turgut Özal gelmese de eşi katılır düğüne. Ön plana çıkmamak için Semra Özal’ın olduğu çoğu fotoğrafta arkasına döner Çetin Görgü. Ancak nikâh sonrasında Semra Hanım, “Benim yeğenimle evleniyorsun, artık sen de bizim damadımızsın” deyince objektiflerin kadrajından kaçamaz. Dönemin gazeteleri ‘Reis-i Cumhur’un damadı’ diye tanıtır Görgü’yü. Hürriyet gazetesinin ilk defa Yunanistan’da basılması da talihsizliktir aile için.

          Görgü çifti nikâhın ardından Atina’ya döner. Henüz 33 günlük evliyken 7 Ekim sabahı arabasında öldürülür basın ataşesi. Aynı saatlerde Suna Hanım da ayaktadır memlekette. Bir sıkıntı düşmüştür içine. Erkenden kalkıp dua eder oğlu için. Acı haber tez ulaşır memlekete: “O gün eşini uyandırmaya kıyamamış oğlum. Bir not bırakmış ona: “Çok güzel uyuyordun, kıyamadım sana. Akşama görüşürüz.” Evinden çıkıp arabasına bindiği esnada iki kişi arabanın yanına gelerek susturucu takılmış tabancayla dokuz el ateş etmişler. “Eli arabanın kapısında kalmış yavrumun...” diyen Suna Hanım’ın sözünü gözyaşları bölüyor burada. ‘Nasıl kıydılar, kim bilir nasıl acı çekti’ diyor, gencecik yavrusuna. Sonra evin her köşesine astığı fotoğraflarına bakarak “Ben her sabah bunlarla uyanıyorum” diyor. “Geceler berbat, gündüzler berbat. Hiç mi geçmez bu acı” diyerek ağlıyor.

          Genç diplomat, Yunanistan’daki 17 Kasım terör örgütü tarafından öldürülür. ASALA’nın işbirliği yaptığı bir örgüttür bu. Çetin Görgü’nün ölümünden altı ay sonra bir hediye alır Suna Hanım. Üzerinde Atina Büyükelçiliği yazılı olan bu paketten oğlunun resminin bulunduğu yağlı boya tablosu çıkar. Büyükelçilikte çalışan Yunan arkadaşının yaptığı tablo çok duygulandırır şehit annesini. Yıllarca o tabloya bakıp bakıp ağlar Suna Hanım.

          OÐLUMUN ELİ YANAKLARIMDA DOLAŞIYOR

          Suna Hanım, oğlunun doğup büyüdüğü ve hatıralarının olduğu bu evi hiç terk etmemiş. Cenazesinden kısa süre sonra onun fotoğraflarından oluşan bir köşe oluşturur evde. Fotoğraflarını astığı duvarlarla konuşuyor her gün. Oğlunu kaybettiğinden beri fotoğraflarının karşısındaki koltukta uyuyor. Çıldıracak gibi olduğu zamanlarda ise onu yanında hissediyor: “Bazen onu çok özlüyorum. Yanağımda elinin dolaştığını, tatlı ve serin nefesini hissediyorum. O zaman rahatlıyorum.”

          Şehit oğlunun suikastta kurban gittiği sırada üzerinde bulunan eşyalarını saklıyor sandığında. “Ayakkabı, kemer ve kravat. Hala o günkü sıcaklığını koruyor.” diyor.

          Oğullarının genç yaşta bu suikasta kurban gitmesi aileyi perişan eder. Baba Muzaffer Görgü hayattan vazgeçer, “Ben artık dünyadaki günümü dolduruyorum.” der. Görgü’nün 33 günlük eşi Müjgan Hanım ise başka bir hayat kurar kendine. Çetin Görgü’nün ismi, hem Basın Yayın Enformasyon dairesine hem de ailenin oturduğu sokağa verilmiş. Suna Hanım evinin balkonuna çıkıp, o sokaktaki tabelayı izliyor her gün. Oğlunun isminin Ankara’da yaşıyor olmasından gurur duyuyor: Şehit Çetin Görgü Sokağı.

          ANKARA’DA BİR SESSİZ TANIK…

          Yeniden 1980’lere dönüyoruz… Ermeni terör örgütü ASALA 1984’te Tahran Büyükelçiliği personeline karşı bir dizi saldırı düzenler. Tahran’da en kanlı saldırılar ise 27-28 Mart’ta düzenlenir. Hedeflerden biri de Büyükelçilik İdari Ataşesi Başçavuş İsmail Pamukçu’dur. Arabasına binmeye çalıştığı esnada bir başka arabanın altından ateş edilmeye başlanır. İlk kurşun ciğerinden girip sırtından çıkar. Eşi Kezban Hanım çığlıklar içinde olay yerine koşar. O sırada motosikletli biri gelir saldırganı kurtarmaya. Son kurşun Pamukçu’nun beynine isabet etmiştir. Altı ay komada kaldıktan sonra sol tarafı felç olur. İsmail Pamukçu, ASALA terörünün ardında bıraktığı sessiz tanıklardan biri olarak bugün hayatını Ankara’nın Dikmen semtinde sürdürüyor.

          EŞİMİ GÖZÜMÜN ÖNÜNDE VURDULAR; ALTI AY UYANMASINI BEKLEDİM

          1949 Çankırı Ilgaz doğumlu İsmail Pamukçu ve eşi Kezban Pamukçu, Tahran’a geleli yedi ay olmuştur. Kaldıkları apartmanda Azeri asıllı bir hâkim ile idari ataşemiz de oturmaktadır. 27 Mart gecesi Ticaret Müşavir Yardımcısı Işık Ünel’in aracına bomba yerleştiren bir kişi bu sırada bombanın patlaması sonucu ölmüştür. Aynı gece Tahran’daki Türk temsilcilere uyarı notları geçilerek dikkatli olmaları istenmiştir. Ama sadece bir kişinin haberi olmayacaktır bundan: İsmail Pamukçu’nun… O gece yaşanan olaydan idari ataşenin haberi vardır. Ancak Pamukçu ailesine durumu bildirmezler: “Onlar bizim alt katta oturuyorlardı. Tek telefon vardı ve onlar açıyorlardı genelde telefonları. Bize geldiyse haber veriyorlardı. O gece bir telefon geldi; ama bizim o bombadan haberimiz olmadı.”

          Pamukçu o gün her zamanki gibi işe gitmek için evde hazırlık yapar. Eşiyle birlikte kahvaltı yaparken kapı çalınır. Gelen, idari ataşe Albay Osman Bey’dir. Pamukçu’ya, geceki olaydan dolayı olsa gerek, birlikte tek arabayla elçiliğe gitmelerinin daha doğru olacağını söyler. Pamukçu, sebebini bile sormadan hemen aşağı iner. Albay araba kullanmayı pek bilmediğinden İsmail Bey’in arabasıyla gidilecektir çünkü. İsmail Bey bomba olabilir endişesiyle arabanın kaputunu açarak kontrol eder otomobili. Eşi Kezban Hanım ise olacaklardan habersiz balkona çıkar eşini uğurlamak için.

          Pamukçu, bagajı açmak için arabanın arkasına ilerlediği sırada, yere yıkılır. Ne olduğuna anlam veremeyen Kezban Hanım apartmandan aşağı çığlık çığlığa iner; ama ne sesini duyan vardır ne de yardıma gelen: “İsmail arabanın arkasındaydı. Ne bir ses duydum ne başka bir şey. Hemen bağıra bağıra aşağı indim.” Kezban Hanım aşağı indiğinde başka bir arabanın altından çıkan kişiyi motosikletle bir başkasının aldığını görür. Eşinin yanına yaklaştığı anda silahını tekrar doğrultan kişi bu sefer de başından vurur Pamukçu’yu.

          Kezban Hanım, o sırada albay dışarı çıksaydı eşinin bu duruma gelmeyeceğini anlatıyor: “Benim sesimi duymamaları imkânsızdı. O çıksaydı makineli tüfeği vardı. En azından onu görünce kaçabilirlerdi. Ama benim gözümün önünde ikinci defa vurdular eşimi.”

          Bilinci kapalı bir şekilde 1,5 ay Tahran’da, sonra GATA’da yatar İsmail Bey. Altı ay boyunca komadadır. Kezban Hanım ise iki çocuğuyla hastane koridorlarını mesken tutar. “Bir gün uyanacak” ümidiyle bir an olsun ayrılmaz kapıdan. Altı ay sonra uyanan İsmail Bey şoktadır. “Burası patlayacak, götür beni buradan!” der sürekli. Eşini ise hatırlamaz uzun bir süre. Sürünerek yürür ilk başlarda. Sonraki hayatı ise bir insana bağımlı olarak yaşar. Sol tarafı felçtir artık.

          BUNA DA ŞÜKÜR!

          İsmail Pamukçu hem Genelkurmay’dan hem de Dışişleri’nden aldığı övünç madalyasını gururla anlatıyor. Gazi rozetini ise hiç çıkarmıyor yakasından. Ancak İsmail Bey’in gaziliği sadece yakasındaki rozetten ibarettir. Dışişleri personeli olmadığı için gazi maaşı bağlanmaz kendisine. Ne tuhaftır ki o hâldeyken tayini çıkar Diyarbakır’a, şark hizmeti için. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden iş yapamaz raporu alarak emekli olur. 18 yıllık hizmetinin karşılığında o dönem üç bin elli lira alır. Kaybettiği yıllarına ve bu hasta hâline isyan etmeyerek, “Her şey çocuklarım içindi, buna da şükür diyor” kafasını eğerek.

          Mehmet Baydar,
          İsmail Erez,
          Oktar Cirit,
          Galip Özmen,
          Şarık Arıyak,
          Nadide Akbay,
          Ömer Haluk Sipahioğlu ve daha niceleri… Hepsi ASALA’dan çıkan kurşunlarla veda ettiler hayatlarına. Al bayrağa sarılı tabutlarla ‘kesin dönüş’ yaptılar yurda.

          Onlar şimdi ‘diplomasi şehitlerimiz’ olarak Dışişleri Şehitliği’nde yatıyor, tatlı hatıralarla acı bir şekilde yâd ediliyorlar.


          Emekli Büyükelçi Bilal Şimşir:
          BATI MEDYASI ‘TÜRK ZULMÜ’ YAYGARASI YAPIYORDU

          “Aslında siyasi anlamda tarihteki Ermeni meselesi, Lozan Antlaşması ile kapanmıştı. Türkiye de bu tarihten sonra Ermeni meselesi ile yakından ilgilenmemişti. Zannediyorduk ki, biz geçmişin acılarını unutursak herkes de unutacak. Ama çok sonradan anladık ki, Ermeni milliyetçileri hiç de öyle davranmamış. Batıdaki gazeteler, diplomatlarımızın saldırıya uğramalarıyla ilgili haberleri verirken, olayın kendisini bir iki satırla geçiştiriyor, ondan sonra da uzun uzun Türklerin Ermenilere yaptığı ‘zulüm’den bahsediyordu. … Diplomatlarımız öldürülürken, biz demeç verip duruyorduk, ‘Kanı yerde kalmayacak’ diye. Ama ASALA terörü bittikten sonra, bu sorunu yine unutuverdik. ASALA ve PKK beraber çıktı ortaya. ASALA 1973’te ilk cinayeti işlediğinde aynı yıl PKK’nın temeli atıldı. Çubuk barajında toplantı yaptılar. ASALA 1975’te organize suça başladığı yıl PKK’nın kuruluşu tamamlandı. Sonra beraber eylem yaptılar.”
          __________________________________________________ ____________
          Alıntılar:
          Wikipedia
          New York Times
          Milliyet
          Aksiyon


          __________________________________________________ ____________

          ( Zihin yollarına inme inmiş,idrak yolları ve hafızaları taşla Dolmuş "Sözde Aydınlara" ithaf olunur) bashbashbash

          Bu "Sözde Aydınlar" yazık ki Ermenilerin 40'ta biri kadar Milliyetçi ve Vatansever olamıyor!!!!
          Son düzenleme black belt; 17-12-2008, 20:20.

          Yorum

          • cryptoplus
            Junior Member
            • 10-03-2006
            • 47

            #20
            Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

            Türkiye'de işte böyle aydın olunur.

            Yorum

            • black belt
              Senior Member
              • 08-06-2004
              • 6523

              #21
              Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

              Allah'ın Belasını vermesini dilediğimiz ASALA gibi Eli kanlı TERÖR örgütlerinden Özür dileme Akılsızsızlığını gösterenlere , ALLAH, akıl fikir ya da bir nebze vicdan verir İnşaAllah!!!!


              _____________"ZİHİN FUKARA OLURSA, FİKİR UKALA OLUR..."_________


              >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>(AtaSözü)<<<<<<<<<<<<<<<<<< <<


              __________________________________________________ ________

              Özür dilerken 42 Diplomat Şehidimiz için hiç mi yüreğiniz sızlamadı ?
              Yazıklar Olsun...
              Son düzenleme black belt; 17-12-2008, 20:19.

              Yorum

              • black belt
                Senior Member
                • 08-06-2004
                • 6523

                #22
                Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

                This is a list of attacks by the Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia (ASALA). Between 1975 and 1985, a total of 84 incidents were recorded: 46 people were killed and 299 injured.[1][dead link]

                [edit] List of attacks

                DateLocationTargetTacticFatInj20 January 1975Beirut, LebanonReligious figures/institutionsBombing00In a 1978 press conference, a spokesman for ASALA claimed that the January 1975 bombing of the Beirut offices of the World Council of Churches was the group's first operation.[2][dead link]22 October 1975Vienna, AustriaDiplomaticAssassination20Turkish Ambassador Danis Tunaligil is assassinated in his study by three Armenians. ASALA claims responsibility.[citation needed]24 October 1975Paris, FranceDiplomaticAssassination20Turkish Ambassador Ismail Erez and his chauffeur Talip Yener are killed. Both ASALA and JCAG claim responsibility.[citation needed]18 December 1975Beirut, LebanonDiplomaticBombing10The Turkish embassy in Beirut was attacked with rockets; one person was killed. ASALA claim responsibility.[3][dead link]28 December 1975Beirut, LebanonDiplomaticBombing00Two rockets were fired at the Turkish embassy in Beirut. ASALA claim responsibility.[4][dead link]16 February 1976Beirut, LebanonDiplomaticAssassination10First Secretary in Turkish Embassy Oktay Cerit is assassinated in a restaurant on Hamra Street. The ASALA claims responsibility.[5][dead link]4 January 1978Athens, GreeceDiplomaticBombing00Bombing attack on the car of Tur***'s Assistant Press Attache Metin Yalman in Athens. The ASALA claims responsibility.[6][dead link]10 March 1978Athens, GreeceDiplomaticBombing04Three small bombs exploded under cars owned by Turkish diplomats in the Paleon Faliron-Kalamaki area of Athens, slightly injuring a Turkish diplomat, two policemen and a passerby. The ASALA claims responsibility.[7][dead link]2 June 1978Madrid, SpainDiplomaticAssassination30Attack on Turkish Ambassador Zeki Kuneralp's automobile by three people. His wife Necla Kuneralp, retired Turkish ambassador Besir Balcioglu and Spanish chauffeur Antonio Torres dies. Both ASALA and JCAG claim responsibility.[8][dead link]18 December 1978Geneva, SwitzerlandAirports & airlinesBombing00An explosive device was thrown at the Turkish Airlines office in Geneva. No one was injured in the explosion which shattered the windows of the building. The ASALA claims responsibility.[9][dead link]27 August 1979Frankfurt, GermanyAirports & airlinesBombing01A bomb shattered a Turkish Airlines office in central Frankfurt, injuring a woman in a streetcar passing by the building. The ASALA claims responsibility.[10][dead link]12 October 1979The Hague, NetherlandsDiplomaticAssassination10Ahmet Benler, the son of Turkish Ambassador Özdemir Benler is assassinated by Armenians. JCAG and ASALA claim responsibility.[citation needed]17 November 1979Paris, FranceAirports & airlinesBombing02Three bomb explosions at airline offices of Turkish Airlines, the Dutch airline KLM, and the German line Lufthansa in central Paris. Two policemen were injured in the attacks. A spokesman for the ASALA claims responsibility in a telephone call to AFP, saying: "Let imperialism and its collaborators all over the world know that their institutions are targets for our heroes and will be destroyed. We will kill and destroy because that is the only language understood by imperialists."[11][dead link]25 November 1979Madrid, SpainAirports & airlinesBombing00Two bombs went off in front of the Madrid offices of British Airways, and Trans World Airlines. The ASALA claims responsibility by saying: "These were airlines of world imperialists, and that the attack was to serve as a warning to Pope John Paul II to cancel his trip to Tur***."[12]22 December 1979Paris, FranceDiplomaticAssassination10Turkish Tourism Attache Yilmaz Holpen is assassinated while walking on the Champs-Élysées. Several groups, including ASALA, JCAG and the "Commandos of Armenian Militants against Genocide" claim responsibility.[citation needed]23 December 1979Rome, ItalyOtherBombing00A bomb exploded in front of the Dina Boarding House. The home is a refugee center and a part of Ansha in Rome, responsible for the transfer of many Armenians to the United States and other countries. The ASALA claims responsibility.[13]23 December 1979Rome, ItalyAirports & airlinesBombing012Three bombs exploded in front of Air France, and TWA offices in three different parts of downtown Rome. A dozen people were injured. The ASALA claims responsibility by saying these were "in reprisal against the repressive measures of French authorities against Armenians in France."[14]18 February 1980Rome, ItalyAirports & airlinesBombing00A bomb in Rome damaged the offices of Swissair. In anonymous call to Rome office of the Associated Press the ASALA claimed responsibility.[15]10 March 1980Rome, ItalyAirports & airlinesBombing212Two bombs detonate at Turkish Airlines office in Rome's Piazza della Repubblica, killing two and injuring 12. The second bomb was calculated to kill or wound the curious who came to watch after the first bomb went off. The ASALA claims responsibility.[16]29 July 1980Lyon, FranceDiplomaticArmed attack22Two gunmen shot up the Turkish Consulate in Lyon, killing two people and seriously wounding two others. The ASALA claims responsibility.[17]31 July 1980Athens, GreeceDiplomaticAssassination22Turkish Administrative Attache Galip Özmen and his family are attacked while sitting inside their car. Galip Özmen and his 14 year old daughter Neslihan are killed. His wife, Sevil, and his 16 year old son, Kaan were injured. ASALA claims responsibility.[18]26 September 1980Paris, FranceDiplomaticAssassination01The press secretary of the Turkish Embassy in Paris was wounded as he entered his home. Police discovered the envoy lying in the street, shot twice, but still conscious. After hospitalization, he was pronounced in satisfactory condition. ASALA claims responsibility.[19]3 October 1980Milan, ItalyAirports & airlinesBombing00The Turkish Airlines (THY) office in Milan was bombed causing some damage but no injuries. ASALA claims responsibility by saying "the attack was as part of a campaign to stop the flow of Armenian emigrants to the US" in a phone call to the Italian news agency ANSA.[20]5 October 1980Madrid, SpainAirports & airlinesBombing012In Madrid, the office of Alitalia was bombed. Although physical damage was minimal, 12 persons were injured. The bomb exploded at a time calculated to injure a large number of people. ASALA claimed responsibility.[21]12 October 1980London, United KingdomAirports & airlinesBombing00A Turkish Airlines office was bombed in London causing damage but no injuries. The caller said "the bomb was meant to protest the Turkish government's bloody action against Kurds and Armenians". The bombing might also have been related to bombings by JCAG in Hollywood, Paris, and an almost simultaneous one in London. Scotland Yard said that it would be an extraordinary coincidence if the two London bombings were not related.[22]10 November 1980Strasbourg, FranceDiplomaticBombing00The Turkish Consulate in Strasbourg, France was bombed causing significant material damage but no injuries. In a telephone call to the Agence France-Presse office, a spokesman said the blast was a joint operation and marked the start of a "fruitful collaboration" between ASALA and Kurdistan Workers Party (PKK). [23]10 November 1980Rome, ItalyBusiness, airports & airlinesBombing05Two bombings, one at a Swiss Airlines office, and one at a Swiss tourist bureau, injured 5 people in Rome, Italy. The bombings were first claimed by the October Third Group which said it was protesting "Swiss and Italian fascism". However, in a call to Agence France-Presse, ASALA and PKK claimed responsibility saying that "while they regretted injury to innocent people, there would be more attacks against private and public establishments in Tur*** because of growing opposition to the government and in Switzerland because it locks up our militants."[24][25]19 November 1980Rome, ItalyAirports & airlinesBombing00The offices of the Turkish Airlines were damaged when a powerful bomb exploded. In a phone call to the Associated Press shortly after the explosion, the ASALA claimed responsibility.[26]1 January 1981Unknown, United StatesBusinessBombing00A small bomb exploded at a Carpeteria store and the owners were threatened with more violence unless money was paid to the ASALA. In November of 1987 Vicken Tcharkhutian, a member of ASALA, admitted to having taken part in this extortion/bombing scheme.[27]13 January 1981Paris, FranceDiplomaticAssassination00A bomb exploded in the car of Ahmet Erdeyli, the financial adviser of the Turkish Embassy in Paris. He escaped without injury. An investigation by French officials showed that the explosion was caused by a hand grenade placed under the front fender of the car. ASALA claimed responsibility for the attack.[28]3 February 1981Los Angeles, United StatesDiplomaticBombing00Los Angeles police dismantled a bomb discovered on the doorstep of the Swiss consulate. An Armenian group calling itself "October 3" has claimed responsibility for the bombing of a number of Swiss government and commercial buildings throughout Europe in recent months. The group has been seeking the release of Alex Yenikomeshian, who is related to a Geneva hotel bombing (with Suzy Mahseredjian) which went off during their assembly. Suzy Mahseredjian was released by a Swiss court and allowed to return to the United States after she was accused of affiliation with ASALA. In November, 1987, Vicken Tcharkhutian admitted in federal court that he had built the weapons used in this attack. Vicken Tcharkhutian is a member of ASALA. [29]4 March 1981Paris, FranceDiplomaticAssassination20Two armenians open fire on Turkish Labour Attache Resat Morali, Religious Affairs Officer in Turkish Embassy Tecelli Ari, and Paris representative of Anadolu Bank Ilkay Karakoç. Morali and Ari are killed. ASALA claims responsibility.[30]12 March 1981Teheran, IranDiplomaticAssassination20A group of ASALA members try to occupy the Turkish Embassy, killing two guards in the process. Two of the perpetrators are captured and later executed by the Iranians. ASALA claims responsibility.[citation needed]9 June 1981Geneva, SwitzerlandDiplomaticAssassination10Secretary in the Turkish Embassy Mehmet Savas Yergüz is assassinated by Mardiros Jamgotchian. Arrest of Mardiros leads to the formation of a new ASALA branch called the "Ninth of June Organization".[31]15 September 1981Copenhagen, DenmarkAirports & airlinesBombing02A man was seen shortly before the explosion placing two plastic bags outside the building. Only one of the bags containing explosives went off; the second bomb was detonated by army experts. Two people were injured in the attack, one of them seriously. The offices were severely damaged. ASALA claimed responsibility.[32]24 September 1981Paris, FranceDiplomaticBarricade/hostage12Four Armenians occupy the Turkish Consulate General. During their entry into the building, the Consul, Kaya Inal, and a security guard, Cemal Özen, are seriously wounded. Armenians take 56 hostages. Özen dies of his injuries in the hospital. ASALA claims responsibility.[33]25 October 1981Rome, ItalyDiplomaticAssassination00A gunman attempts to assassinate a Turkish diplomat. The diplomat returns fire and possibly wounds the attacker. ASALA claims responsibility.[34]3 November 1981Madrid, SpainAirports & airlinesBombing03A bomb explodes at a Swissair office in Madrid, injuring three people. ASALA claims responsibility.[35]15 November 1981Beirut, LebanonBusinessBombing00The Banque Libano Francaise and the Union des Assurances de Paris were bombed in East Beirut. Although the damage was extensive, no one was injured. The attacks were claimed by the Orly Organization. (ASALA later listed this incident in its chronology of Orly actions in "Armenia").[36]26 March 1982Beirut, LebanonPrivate Citizens & PropertyBombing216ASALA claimed credit for the bombing of a movie theater in the Armenian section of Beirut which caused two deaths and more than 16 injuries. ASALA said the movie theater frequently featured films either made in Tur*** or spoken in Turkish.[37]8 April 1982Ottawa, CanadaDiplomaticAssassination01Kani Gungor, a commercial counselor at the Turkish embassy in Ottawa, was seriously wounded by gunmen in the parking garage of his town- house. In Beirut, Lebanon, the Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia assumed responsibility in a call to the media. A letter from the group was also mailed to the media in Los Angeles, California. It reinforced the claim in the name of the Zaven Abedian Commando Group of ASALA. The attack prompted Canadian authorities to improve security measures at the U.S., French, and Swiss embassies. All three countries had Armenians in custody for attacks on Turkish targets. [38]26 May 1982Los Angeles, United StatesBusinessBombing00The Los Angeles offices of the Swiss Bank Corporation were bombed. Suspected was Vicken Tcharkhutian, a senior designer for Fluor, a major Southern California engineering firm, and his alleged accomplices, Hratch Kozibioukian and his wife Stranouche of Van Nuys, and Varant Chirinian of Glendale. All are accused of involvement in the Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia. Federal investigators identify the group as a Marxist-Leninist organization headquartering in Lebanon and responsible for bombings in Europe, Canada, and the United States. Tcharkhutian fled to France who refused to extradite him to the United States; he then fled to Libya. His accomplices face trial in December. (See 5/30/82 incident also attributed to this group.) Tcharkhutian was arrested at Los Angeles International Airport in October, 1987. In November he admitted in federal court to his involvement in a series of bombings in the U.S.[39]30 May 1982Los Angeles, United StatesAirports & AirlinesBombing00Three members of ASALA were arrested and accused of placing an "explosive device" in front of the Air Canada cargo building at Los Angeles International Airport. The bomb was defused by members of the Los Angeles Police Department's bomb squad. The arrests, made later in the day, were the culmination of four months of joint investigation by the FBI, Los Angeles Police Department and the Los Angeles County Sheriff's Office of a series of local bombings dating back to 1980. The three accused are Hratch Kozibioukian, his wife Stanouche Kozibioukian, and Varant Barkev Chirinian. Police believe this latest bombing may have been retaliation for the arrest of Armenians in Canada two weeks ago. A fourth member, Vicken Tcharkhutian, was discovered in France. The U.S. request for his extradition was refused by a French court on grounds that the 1909 Franco-American extradition treaty does not cover bomb fabrication. France did expel the Armenian, however, who left for Cyprus, and thence to Libya. Tcharkhutian was arrested at Los Angeles International Airport in October, 1987. In November he admitted in federal court to his involvement in a series of bombings in the U.S.[40]21 July 1982Paris, FranceGovernmentBombing00A bomb exploded outside a third-floor Left Bank Paris apartment formerly occupied by Regis DeBray, a French leftist activist, writer, and a special adviser to President Francois Mitterrand. In an anonymous phone call, a person claimed that the bombing was the responsibility of the Revolutionary French Brigades, but police feel it was the responsibility of Armenians, in retaliation for the French government's failure to release the four Armenians held in a French jail.[41]7 August 1982Ankara, Tur***Airports & AirlinesBombing978ASALA members attacked the Ankara Esenboga Airport. Nine people were killed and 78 injured in the bomb and machine-gun shootout between the Armenians and Turkish security forces. The dead included an American and a West German passenger. The Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia (ASALA) claimed responsibility for the attack and stated that the attack was against the "Turkish fascist occupation of our land," and warned of suicide attacks in the United States, Canada, England, Sweden, and Switzerland unless 85 prisoners held in those countries were not released within seven days. A caller to the press stated that the operation was staged by "Martyr Kharmian Hayrik Suicide Squad." Hayrik was not further identified. An ASALA member was apprehended and put on trial at the Ankara Martial Law Command 3d Military Court on September 8. Levon Ekmekjian, a French national of Lebanese extraction, was wounded during the attack and admitted that he had an accomplice in the killing and that it had been planned for some time. When he was on the stand, he said "I came here motivated by belief, however, after this incident understand how ridiculous and wrong that belief was...." Ekmekjian was sentenced to death, but was expected to appeal the sentence. Claims later made by ASALA maintained that there were two assault teams and that the first unit struck the headquarters of the Turkish military police near the airport and then took over the passenger terminal. ASALA claimed that there were more than 30 fatalities and 102 injuries in the two operations. [42]9 September 1982Burgas, BulgariaDiplomaticAssassination10Administrative Attache at the Turkish Consulate General Bora Suelkan is assassinated in front of his home. The assassin leaves a message "We shot dead the Turkish diplomat: Combat Units of Justice Against the Armenian Genocide." An anonymous caller claims that the assassination is the work of a branch of the ASALA.[43]14 July 1983Brussels, BelgiumDiplomaticAssassination10Administrative Attache in Turkish Embassy Dursun Aksoy is assassinated. ASALA, ARA and JCAG claim responsibility.[44]29 April 1984Teheran, IranDiplomaticAssassination10Two Armenians riding a motorcycle open fire on Isik Yönder as he drives his wife, Sadiye Yönder (Turkish Embassy employee), to the Turkish Embassy. Isik Yönder is killed. ASALA claims responsibility.[45]13 August 1984Lyon, FranceTransportationBombing00A small pipe bomb detonates at the railway station in Lyons. Defect in bomb is credited with preventing any injuries or fatalities. Responsibility for the blast was claimed by ASALA and M-5.[46]3 January 1985Beirut, LebanonJournalists and mediaBombing00A bomb detonates in an apartment above the office of Agence France-Presse. ASALA claimed responsibility for the incident.[47]7 December 1985Paris, FranceBusinessBombing025Bombs exploded in two adjacent stores, 25 people injured. The Palestine Liberation Front, Islamic Jihad and ASALA all claimed responsibility. [48]3 March 1986Beirut, LebanonOtherAssassination10(ARF) Zaven Tashjian, assassinated by ASALA in Beirut. [49]29 October 1987East Beirut, LebanonDiplomaticArmed attack21
                Son düzenleme black belt; 17-12-2008, 20:52.

                Yorum

                • black belt
                  Senior Member
                  • 08-06-2004
                  • 6523

                  #23
                  Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...



                  ASALA saldırı listesi.....!!!!

                  ASALA'nın eylemleri - Vikipedi






                  Resim:Asalaesonbagakatliami.jpg - Vikipedi

                  ALINTILAR: vikipedi



                  _____________"ZİHİN FUKARA OLURSA, FİKİR UKALA OLUR..."_________


                  >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>(AtaSözü)<<<<<<<<<<<<<<<<<< <<



                  __________________________________________________ ________
                  Son düzenleme black belt; 17-12-2008, 21:04.

                  Yorum

                  • black belt
                    Senior Member
                    • 08-06-2004
                    • 6523

                    #24
                    Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

                    ASALA'nın eylemleri:

                    27 Ocak 1973 Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir, 78 yaşındaki Amerikan uyruklu Ermeni Gurgen (Karakin) Yanikiyan tarafından öldürüldü. Yanikiyan, Baydar ve Demir'i Türk-ermeni dostluğunu geliştirme bahanesiyle kendi evine yemeğe çağırmıştı.
                    22 Ekim 1975 (Avusturya) Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil 3 saldırgan tarafından makamında öldürüldü.
                    24 Ekim 1975 (Fransa) Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener, büyükelçilik yakınlarında pusuya düşürülerek öldürüldü.
                    16 Şubat 1976 (Lübnan) Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi Oktar Cirit, bir salonda otururken öldürüldü. ASALA ilk kez bu cinayetle adını ortaya attı.
                    9 Haziran 1977 (İtalya) Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Taha Carım, büyükelçilik ikametgahının önünde iki örgüt üyesinin açtığı ateş sonucu öldürüldü. Saldırıyı bu kez "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi.
                    2 Haziran 1978 (İspanya) Türkiye'nin Madrid Büyükelçisi Zeki Kuneralp'in makam aracına 3 terörist tarafından ateş açılması sonucu büyükelçinin eşi Necla Kuneralp ile emekli büyükelçi Beşir Balcıoğlu, hayatlarını kaybettiler. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi. Bu olayda makam Şoförü İspanyol Atonyo Torres de kurşunlara hedef oldu.
                    12 Ekim 1979 (Hollanda) Türkiyenin Lahey Büyükelçisi Özdemir Benler'in oğlu Ahmet Benler, silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Olayı bu kez hem "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" hem de ASALA ayrı ayrı üstlendi.
                    22 Aralık 1979 (Fransa) Türkiye'nin Paris Turizm Müşaviri Yılmaz Çolpan bir saldırı sonucu öldürüldü. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi.
                    31 Temmuz 1980 (Yunanistan) Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip Özmen ile14 yaşındaki kızı Neslihan Özmen, bir silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Galip Özmen'in eşi Sevil Özmen ve oğulları Kaan Özmen olaydan yaralı olarak kurtuldular. Saldırıyı ASALA üstlendi.
                    17 Aralık 1980 (Avustralya) Sidney, Türkiye'nin Avustralya Başkonsolosu Şarık Arıyak ile koruma görevlisi Engin Sever öldürüldü.
                    6 Şubat 1980 (İsviçre) Türkiye'nin İsviçre Büyükelçisi Doğan Türkmen, Bern'de uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu.
                    17 Nisan1980 (Vatikan) Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel'in makam aracına ateş açıldı. Türel ve koruma görevlisi Tahsin Güvenç saldırıdan yaralı olarak kurtuldular.
                    26 Eylül1980 (Fransa) Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk Bakkalbaşı, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
                    4 Mart 1981 (Fransa) Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat Moralı ile din görevlisi Tecelli Arı, Çalışma Ataşeliği' önünde saldırya uğradılar. Moralı saldırı sırasında hayatını kaybederken, din görevlisi Arı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü. Saldırıyı ASALA üstlendi.
                    9 Haziran 1981 (İsviçre) Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş Yergüz uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Saldırıyı ASALA üstlendi. Olaydan sonra yakalanan Lübnan uyruklu Mardiros Camgozyan, 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
                    24 Eylül 1981 (Fransa) Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu ile Kültür Ataşeliği'nin bulunduğu binayı işgal eden 4 örgüt üyesi, 56 Türk görevli ve vatandaşı rehin aldı. Teröristler, kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlisi Cemal Özen'i öldürdüler, Başkonsolos Kaya İnal'ı yaraladılar. Olayı ASALA üstlendi. Saldırıyı gerçekleştiren 4 kişi, Vasken Sakosesliyan, Kevork Abraham Gözliyan, Aram Avedis Basmaciyan ve Agop Abraham Turfanyan, 31 Ocak 1984'de Fransa'da 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Mahkemenin sonucu Türkiye'de tepkiyle karşılandı.
                    2 Nisan 1981 (Danimarka) Türkiye'nin Kopenhag Çalışma Ataşesi Cavit Demir, oturduğu apartmanın asansöründe uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtuldu.
                    25 Ekim 1981(İtalya) Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği İkinci Katibi Gökberk Ergenekon yolda yürürken uğradığı saldırıdan hafif yaralarla kurtuldu.
                    28 Ocak 1982 (ABD) Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan öldürüldü. Arıkan'ın katili Taşnak militanı Hampig Sasunyan, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
                    5 Mayıs 1982 (ABD) Türkiye'nin Boston Fahri Başkonsolosu Orhan Gündüz, uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti.
                    7 Haziran 1982 (Portekiz) Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut Akbay otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü; eşi Nadide Akbay yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
                    27 Ağustos 1982 (Kanada) Türkiye'nin Ottawa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla Altıkat silahlı saldırı sonucu öldü.

                    9 Eylül 1982 (Bulgaristan) Türkiye'nin Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora Süelkan öldürüldü.

                    8 Nisan 1982 (Kanada) Türkiye'nin Ottawa Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Kani Güngör, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
                    21 Temmuz 1982 (Hollanda) Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosu Kemal Demirer'e konutu önünde silahlı saldırıdan yara almadan kurtulurken, saldırgan yaralı olarak yakalandı.
                    7 Ağustos 1982 (Türkiye) 2 ASALA örgüt üyesinin Ankara Esenboğa Havalimanında düzenlediği silahlı baskında 8 kişi öldü, 72 kişi yaralandı. Bu örgütün Türkiye'deki ilk eylemi oldu.

                    9 Mart 1983 (Yugoslavya) Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Galip Balkar'a 2 örgüt üyesi tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ağır yaralanan Balkar, 11 Mart'ta hayatını kaybetti. Olayda bir Yugoslav öğrenci de öldü. Saldırıyı yapan Kirkor Levonyan ile Raffi Aleksandr, olaydan tam bir yıl sonra 9 Mart 1984'de 20'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar.
                    14 Temmuz 1983 (Belçika) Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği İdari Ataşesi Dursun Aksoy silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
                    27 Temmuz 1983 (Portekiz) Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği, 5 örgüt üyesi tarafından basıldı ve bina içindekiler rehin alındı. Baskın sırasında büyükelçilik Müsteşarı Yurtsev Mıhçıoğlu'nun eşi Cahide Mıhçıoğlu hayatını kaybetti. Portekiz polisi, düzenlediği operasyonla rehineleri kurtardı, 5 teröristi de öldürdü. Saldırıyı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi. Örgüt, üyelerinin öldürülmesi nedeniyle Portekiz Başbakanı Mario Soarez'i ölümle tehdit etti.
                    16 Haziran 1983 (Türkiye) İstanbul Kapalıçarşı'da bir terörist tarafından halkın üzerine ateş açıldı. Olayda 2 kişi öldü, 21 kişi de yaralandı. Saldırgan, olay yerinde öldürüldü.
                    15 Temmuz 1983 (Fransa) THY'nin Paris Orly havalimanındaki bürosu önünde bomba patladı. Olayda, 2'si Türk, 4'ü Fransız, 1'i Amerikalı, 1'i de İsveçli olmak üzere 8 kişi öldü, 28'i Türk, 63 kişi de yaralandı. Bu olay tarihe "Orly Katliamı" olarak geçti.
                    28 Nisan 1984 (İran) Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye Yönder'in eşi, İran ile Türkiye arasında ticaret yapan işadamı Işık Yönder, bir ASALA militanı tarafından öldürüldü.
                    20 Haziran 1984 (Avusturya) Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Erdoğan Özen, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Olayı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi.
                    27 Mart 1984 (İran) Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavir Yardımcısı Işıl Ünel'in otomobiline bomba yerleştirmeye çalışan bir terörist, bombanın elinde patlaması sonucu öldü.
                    28 Mart 1984 (İran) Tahran'da Büyükelçilik Başkatibi Hasan Servet Öktem ve Büyükelçilik Ataşe Yardımcısı İsmail Pamukçu, evlerinin önünde uğradıkları silahlı saldırıda yaralandılar.
                    19 Kasım 1984 (Avusturya) Türkiye'nin BM temsilciliğinde görevli Enver Ergun, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Bu olayı da, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi.

                    İşte ASALA'nın eylemlerinden bazıları (1973-1985 arası):
                    12 Mart 1985 - Türkiye'nin Kanada Büyükelçiliğini basan 3 ASALA militanı, 11 Elçilik personelini rehin aldı. Büyükelçi Coşkun Kırca, ikinci kattan atlarken yaralandı. 5 saat süren operasyon neticesinde teröristler yakalandı. Operasyon esnasında bir Kanadalı Polis hayatını kaybetti.

                    Not:Bu eylemlerde 1 Kanada polisi, 22 sivil, 6 TC dışişleri görevlisi, 1 din adamı, 2 polis, 1 ASALA militanı toplam 33 kişi öldü, 64 sivil, 3 TC dışişleri görevlisi 67 kişi yaralandı.
                    Son düzenleme black belt; 17-12-2008, 21:31.

                    Yorum

                    • black belt
                      Senior Member
                      • 08-06-2004
                      • 6523

                      #25
                      Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

                      Orly Katliamı,


                      ASALA tarafından 15 Temmuz 1983'te THY'nin Paris Orly havalimanındaki bürosu önünde patlatılan bomba ile 2'si Türk, 4'ü Fransız, 1'i Amerikalı, 1'i de İsveçli olmak üzere 8 kişinin ölmesi, 28'i Türk, 63 kişinin de yaralanması ile sonuçlanan olay.
                      Bu olay tarihe "Orly Katliamı" olarak geçmiştir. Bu olay sonucu ilk kez kendini yaratan güce (Avrupa'ya) zarar verdiği için bir örgüt yok edilmiştir.


                      ALINTI:

                      Yorum

                      • black belt
                        Senior Member
                        • 08-06-2004
                        • 6523

                        #26
                        Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

                        14 yaşındaki kız çocuklarının yaşama hakkı yok mu ?
                        onların eli kanlı Terörist ASALA'cı kaatillerinden mi özür dileyeceğiz ?

                        kendi etrafını bile aydınlatmaktan aciz "sözde Aydınlar" !
                        Ermenilerin kırkta biri kadar bile vatansever olamayabilirsiniz......
                        Vatanı ve Milliyetinizi sevip-sevmemek size kalmış....!!!
                        (Kestane kabuğundan çıkmış,beğenmemiş...Atasözü)
                        Ancak ,ne Tarih'i silebilirsiniz...
                        Ne de bu ülkenin Aklı Başında insanlarını kandırabilirsiniz !!!!




                        _____________"ZİHİN FUKARA OLURSA, FİKİR UKALA OLUR..."_________


                        >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>(AtaSözü)<<<<<<<<<<<<<<<<<< <<


                        __________________________________________________ ________


                        Son düzenleme black belt; 17-12-2008, 21:36.

                        Yorum

                        • alize31
                          Member
                          • 23-04-2007
                          • 758

                          #27
                          Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

                          Originally posted by ALBAY-7
                          deteklerinizi esirgemeyin http://www.ozurbekliyorum.com/
                          ben de tam böyle bir site açan yok mu diye mesaj atacaktım.herkes bu siteye girsin arkadaşlar.
                          evet öldürüldüğümüz,katledildiğimiz için özür diliyoruz.Türk annenin karnındaki çocuğun cinsiyeti için bahse girip annenin karnını destikten sonra bahsi kaybeden ermeniden özür diliyoruz!!!Türkleri katlettikten sonra ağabeyleri ruslar çekildikten sonra kendilerine bir zarar gelmemesi için göç ettirdiğimiz için özür diliyoruz!!!

                          Yorum

                          • black belt
                            Senior Member
                            • 08-06-2004
                            • 6523

                            #28
                            Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

                            özür bekliyorum - Mustafa Kemal Atatürk; “Binlerce çaresiz ve suçsuz ana ve çocukları işkenceyle öldürmüşlerdi. Tarihte benzeri görülmemiş olan bu vahşeti yapan Ermenilerdi”













                            __________________________________________________ ________________




                            _____________"ZİHİN FUKARA OLURSA, FİKİR UKALA OLUR..."_________


                            >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>(AtaSözü)<<<<<<<<<<<<<<<<<< <<


                            __________________________________________________ ________
                            Son düzenleme black belt; 17-12-2008, 22:17.

                            Yorum

                            • serbest
                              Member
                              • 16-01-2006
                              • 1105

                              #29
                              Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

                              Bu kampanyayı açanlara ve katılanlara bakın hep aynı tiplerdir.Nerde Türkiye aleyhinde bir faaliyet varsa altından bunlar çıkar.Bunlar yeminli Türk ve Türkiye düşmanı TC vatandaşlarıdır.Kesilen ağaca sormuşlar neden ağlıyosun canınmı yanıyor diye,hayır demiş ondan değil beni kesen baltanın sapı benden ona ağlıyorum.

                              Yorum

                              • KüR_ÞaD
                                Junior Member
                                • 22-09-2007
                                • 194

                                #30
                                Konu: Ermenilerden bir özür dilemediğimiz kalmıştı...

                                Ozurbekliyoruz sitesini açana ve bu siteyi burada bizlerle paylaşıp katılmamızı teşvik eden arkadaşa çok çok teşekürler.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor