Agarta tarzanları sıkıştı!
Aydınlık’ın Tuncay Güney hakkında 10 aydan beri yazdıkları bir bir doğrulanıyor.
Demek ki ne imiş?
Tuncay Güney, Mehmet Eymür’ün başında bulunduğu ‘kontr-terör’ dairesine bağlı imiş.
Tuncay Güney, hakkında “çıkar amaçlı suç örgütü elemanı” almak nedeniyle soruşturma açılmış iken, CIA’nın devreye girmesi ile ABD’den 10 yıllık vize alıp, yurt dışına kaçmış.
Tuncay Güney, Mehmet Eymür’ün başında bulunduğu kontr-terör dairesine bağlı, CIA himayesinde yaşayan bir ajan-provokatö rmüş.
Belki bilmeyenler vardır. Bunları kim açıklıyor?
Efendim bunları, AKP yandaşı, Agarta hayranı Sabah gazetesi ve ATV televizyonu açıklıyor.
Ama Mehmet Eymür’ün adını gizleyerek açıklıyor.
Sabah gazetesinin 26 Kasım 2008 tarihli haberinde, MİT belgesinin sadece “tarih ve sayısı” ile bazı ‘kod’lar görünüyor.
Haberin üç dört cümlesi, MİT belgesi ile ilgili.
Gerisi Mehmet Eymür’e ait olduğu anlaşılan iddiaları içeriyor.
Sabah gazetesi “Tuncay Güney’le ilgili çok önemli bir belgeye ulaştık” dedikten sonra,
“iddiaya göre” diyerek, Mehmet Eymür’ün adını vermeksizin, onun ağzından Tuncay Güney’i “önemli bir MİT mensubu" gibi takdim ederek,
“pulları dökülen” Tuncay Güney’in uydurma iddialarına ciddiyet kazandırmaya çalışıyor.
Peki bu nasıl anlaşılıyor?
Yani Mehmet Eymür adına nasıl ulaşıyoruz?
Yoksa Mehmet Eymür’ün adını, biz mi ortaya atıyoruz?
Ne münasebet! Mehmet Eymür’ü işaret eden yer, MİT Müsteşarlığı…
MİT, bu haberin Sabah gazetesinde yayımlandığı gün, gecikmeksizin açıklama yapıyor:
“Tuncay Güney MİT elemanı değil ama 1997 yılında MİT’in teşkilat şemasından (bile) çıkartılan kontr-terör dairesinin haber elemanı.”
Pek iyi! Bu ne demek?
Oh-hoo! Bu ‘çok şey’ demek. Önce şunu hatırlayalım:
Mehmet Eymür, MİT’ten 1988 yılında atılmış,
1993 yılında Tansu Çiller tarafından tekrar MİT’e alındığında, Kontr-terör Dairesi adıyla ‘uydurma’ bir birim oluşturarak, ‘daire başkanı’ yapılmıştı.
Bu görevi 1997 yılına kadar, daha doğrusu MİT’ten ikinci defa kovulana kadar sürmüştü.
Acaba Mehmet Eymür, (başında bulunduğu Kontr-terör Dairesi de lağvedilerek) niçin MİT’ten kovulmuştu?
Hikayenin tamamı çok uzun.
Merak edenler internette, ‘Susurluk Komisyonu’ Raporunu bulup okuyabilir.
Biz özetle belirtelim:
Susurluk kazası sonrasında,
bütün faili meçhul denilen cinayetlerin, uyuşturucu kaçakçılığının, kumarhane sektörünün iç-içe olduğu,
bunların da MİT, Emniyet, mafya üçgeninde Tansu Çiller iktidarına dayanarak faaliyet gösterdikleri ortaya çıkmıştı.
Hatta Mehmet Eymür, "Çatlı’yı kullandıklarını " bile açıklamak zorunda kalmıştı.
Sabah gazetesinin haberine ve MİT Müsteşarlığının açıklamasına göre, 1993-1997 yılları arasında, Tuncay Güney’in ‘patronu’nun Mehmet Eymür olduğu da şimdi kanıtlanmış oluyor.
1 - Burada, bir hatırlatma daha yapalım:
Tuncay Güney ve onun patronu Mehmet Eymür, şimdiki ‘Ergenekon-Agarta’ örgütünü, 1993-1997 yılları arasında ‘takip’ ediyorlarmış ama nedense, Susurluk rezaleti patlak verdiğinde, Ergenekon’u gizli tutmuşlar. Neden acaba?
2 - Bir soru daha
Agarta savcıları, Sabah gazetesinde yayımlanan bilgilere, 2008 yılının Nisan ayında, yani yedi ay önce ulaşmışlar ama bu bilgi, Agarta iddianamesine konulmamış.
Neden dersiniz?
3 - Agarta Tarzanlarına son bir soru:
Mehmet Eymür 17 Haziran 2008 tarihinde “Kendiliğinden gidip” Agarta savcılarına tanık olarak ifade vermiş.
Bu ifadesinde, Tuncay Güney’in ‘haber elemanı’ olduğunu gizlemiş.
‘Niçin gizlemiş’ demez misiniz?
Haydi! Eymür ‘gizlemiş’ diyelim.
Agarta savcıları, bu bilgiye 2008 Nisan ayında ulaşmış oldukları halde Eymür’e bu konuda niçin soru yöneltmemiş?
Görüyor musunuz?
MİT’in açıklaması nerelere uzanıyor? Bir kere daha anlaşılıyor ki;
Agarta Savcılarının yürüttüğü soruşturma ‘tırı-vırı’
Mehmet Eymür’ün tanıklığı ‘tırı-vırı’
Agarta operasyonu ‘tırı-vırı’
Buna karşılık:
Tuncay Güney’in CIA himayesinde olduğu gün gibi ortada!
Mehmet Eymür ile Tuncay Güney arasındaki ilişki gün gibi ortada!
MİT’in Tuncay Güney’i sahiplenmediğ i, gün gibi ortada!
Gün gibi ortada olan gerçeklere rağmen Tuncay Güney’in arkasına saklanarak, Gladyonun suçlarını, yurtseverlere yükleyerek, nereye varılabilir?
Hep birlikte göreceğiz!
ALINTIDIR Savunma Avukatı Emcet Olcaytu, Aydınlık, 30 Kasım 2008
saygılar
Aydınlık’ın Tuncay Güney hakkında 10 aydan beri yazdıkları bir bir doğrulanıyor.
Demek ki ne imiş?
Tuncay Güney, Mehmet Eymür’ün başında bulunduğu ‘kontr-terör’ dairesine bağlı imiş.
Tuncay Güney, hakkında “çıkar amaçlı suç örgütü elemanı” almak nedeniyle soruşturma açılmış iken, CIA’nın devreye girmesi ile ABD’den 10 yıllık vize alıp, yurt dışına kaçmış.
Tuncay Güney, Mehmet Eymür’ün başında bulunduğu kontr-terör dairesine bağlı, CIA himayesinde yaşayan bir ajan-provokatö rmüş.
Belki bilmeyenler vardır. Bunları kim açıklıyor?
Efendim bunları, AKP yandaşı, Agarta hayranı Sabah gazetesi ve ATV televizyonu açıklıyor.
Ama Mehmet Eymür’ün adını gizleyerek açıklıyor.
Sabah gazetesinin 26 Kasım 2008 tarihli haberinde, MİT belgesinin sadece “tarih ve sayısı” ile bazı ‘kod’lar görünüyor.
Haberin üç dört cümlesi, MİT belgesi ile ilgili.
Gerisi Mehmet Eymür’e ait olduğu anlaşılan iddiaları içeriyor.
Sabah gazetesi “Tuncay Güney’le ilgili çok önemli bir belgeye ulaştık” dedikten sonra,
“iddiaya göre” diyerek, Mehmet Eymür’ün adını vermeksizin, onun ağzından Tuncay Güney’i “önemli bir MİT mensubu" gibi takdim ederek,
“pulları dökülen” Tuncay Güney’in uydurma iddialarına ciddiyet kazandırmaya çalışıyor.
Peki bu nasıl anlaşılıyor?
Yani Mehmet Eymür adına nasıl ulaşıyoruz?
Yoksa Mehmet Eymür’ün adını, biz mi ortaya atıyoruz?
Ne münasebet! Mehmet Eymür’ü işaret eden yer, MİT Müsteşarlığı…
MİT, bu haberin Sabah gazetesinde yayımlandığı gün, gecikmeksizin açıklama yapıyor:
“Tuncay Güney MİT elemanı değil ama 1997 yılında MİT’in teşkilat şemasından (bile) çıkartılan kontr-terör dairesinin haber elemanı.”
Pek iyi! Bu ne demek?
Oh-hoo! Bu ‘çok şey’ demek. Önce şunu hatırlayalım:
Mehmet Eymür, MİT’ten 1988 yılında atılmış,
1993 yılında Tansu Çiller tarafından tekrar MİT’e alındığında, Kontr-terör Dairesi adıyla ‘uydurma’ bir birim oluşturarak, ‘daire başkanı’ yapılmıştı.
Bu görevi 1997 yılına kadar, daha doğrusu MİT’ten ikinci defa kovulana kadar sürmüştü.
Acaba Mehmet Eymür, (başında bulunduğu Kontr-terör Dairesi de lağvedilerek) niçin MİT’ten kovulmuştu?
Hikayenin tamamı çok uzun.
Merak edenler internette, ‘Susurluk Komisyonu’ Raporunu bulup okuyabilir.
Biz özetle belirtelim:
Susurluk kazası sonrasında,
bütün faili meçhul denilen cinayetlerin, uyuşturucu kaçakçılığının, kumarhane sektörünün iç-içe olduğu,
bunların da MİT, Emniyet, mafya üçgeninde Tansu Çiller iktidarına dayanarak faaliyet gösterdikleri ortaya çıkmıştı.
Hatta Mehmet Eymür, "Çatlı’yı kullandıklarını " bile açıklamak zorunda kalmıştı.
Sabah gazetesinin haberine ve MİT Müsteşarlığının açıklamasına göre, 1993-1997 yılları arasında, Tuncay Güney’in ‘patronu’nun Mehmet Eymür olduğu da şimdi kanıtlanmış oluyor.
1 - Burada, bir hatırlatma daha yapalım:
Tuncay Güney ve onun patronu Mehmet Eymür, şimdiki ‘Ergenekon-Agarta’ örgütünü, 1993-1997 yılları arasında ‘takip’ ediyorlarmış ama nedense, Susurluk rezaleti patlak verdiğinde, Ergenekon’u gizli tutmuşlar. Neden acaba?
2 - Bir soru daha
Agarta savcıları, Sabah gazetesinde yayımlanan bilgilere, 2008 yılının Nisan ayında, yani yedi ay önce ulaşmışlar ama bu bilgi, Agarta iddianamesine konulmamış.
Neden dersiniz?
3 - Agarta Tarzanlarına son bir soru:
Mehmet Eymür 17 Haziran 2008 tarihinde “Kendiliğinden gidip” Agarta savcılarına tanık olarak ifade vermiş.
Bu ifadesinde, Tuncay Güney’in ‘haber elemanı’ olduğunu gizlemiş.
‘Niçin gizlemiş’ demez misiniz?
Haydi! Eymür ‘gizlemiş’ diyelim.
Agarta savcıları, bu bilgiye 2008 Nisan ayında ulaşmış oldukları halde Eymür’e bu konuda niçin soru yöneltmemiş?
Görüyor musunuz?
MİT’in açıklaması nerelere uzanıyor? Bir kere daha anlaşılıyor ki;
Agarta Savcılarının yürüttüğü soruşturma ‘tırı-vırı’
Mehmet Eymür’ün tanıklığı ‘tırı-vırı’
Agarta operasyonu ‘tırı-vırı’
Buna karşılık:
Tuncay Güney’in CIA himayesinde olduğu gün gibi ortada!
Mehmet Eymür ile Tuncay Güney arasındaki ilişki gün gibi ortada!
MİT’in Tuncay Güney’i sahiplenmediğ i, gün gibi ortada!
Gün gibi ortada olan gerçeklere rağmen Tuncay Güney’in arkasına saklanarak, Gladyonun suçlarını, yurtseverlere yükleyerek, nereye varılabilir?
Hep birlikte göreceğiz!
ALINTIDIR Savunma Avukatı Emcet Olcaytu, Aydınlık, 30 Kasım 2008
saygılar
Yorum