Türkiye'nin kendileri için güvenilen bir ülke olduğunu söyleyen İsrail'in Ankara Büyükelçisi Levy, Gazze için oluşturulacak güç için açık konuştu.
İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy, Gazze'ye uluslararası bir barış gücünün konuşlandırılmasını, ilke olarak, olası bir düzenlemenin şartı olarak gördüklerini, bu gücün Türkiye tarafından oluşturulmasını memnuniyetle karşılayacaklarını bildirdi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Levy, Gazze'de Türkiye'ye uluslararası güç oluşturma görevi verileceği haberine ilişkin bir soru üzerine, söz konusu haberden bilgisinin olmadığını ifade etti.
Ancak prensipte, İsrail'in varılacak olası bir düzenlemede olmasını şart koşacağı hususlardan birinin, ilke olarak, uluslararası bir gücün Gazze Şeridi'ne etkin biçimde konuşlandırılması olduğunu belirten Levy, "söz konusu gücün, şu anda yaşananların tekrar etmesini önleyeceğini, bunun da öncelikle, Çin, İran, Lübnan gibi ülkelerden silah ve roketlerin sızmasının tamamen durdurulması anlamına geldiğini" kaydetti.
Bu gücün Türkiye tarafından oluşturulması halinde bunu memnuniyetle karşılayacaklarını ifade eden Levy, "Çünkü Türkiye, Orta Doğu'da böyle bir rolü yerine getirecek kabiliyetleri üstünde barındıran, bizim güvenimize sahip bir ülke. Bu hem Türkiye, hem herkes için bir fırsat olabilir" dedi.
Levy, bununla birlikte, bu konuda bir yargıda bulunamayacağını, çünkü haberlerin doğruluğu hakkında bilgisinin olmadığını belirtti.
"ÇOK BASİT BİR AMACI VAR"
Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile hazırladıkları ateşkes planını İsrail ve Filistin Yönetiminin kabul ettiği yönündeki açıklamasına ilişkin olarak da, bunu söylemek için daha erken olduğunu, ancak diplomatik faaliyetlerin sürdüğünü söyledi.
İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in bürosundan yapılan, ateşkes önerisinin olumlu bulunduğu yönündeki açıklamayı hatırlatan Levy, Olmert'in ve Savunma Bakanı Ehud Barak'ın, girişimin içeriği hakkında detaylı bilgi edinmek üzere danışmanlarını Mısır'a gönderdiklerini bildirdi.
Levy, Gazze'ye düzenlenen operasyonların "çok basit" bir amacı olduğunu ifade ederek, amacın "Filistin halkını ya da Hamas'ı yok etmek değil, 1 milyon İsrailliye sürekli olarak düzenlenen roket saldırılarına son verilmesi" olduğunu öne sürdü.
Dünyadaki hiçbir sorumlu hükümetin böyle bir duruma hoşgörü gösteremeyeceğini savunan Levy, sivillerin ölümünü gösteren fotoğraf ve görüntülerden herkes gibi kendilerinin de acı duyduğunu, ancak burada sorulması gereken sorunun, "yaşananlardan ötürü kimlerin suçlanması gerektiği sorusu" olduğunu kaydetti.
"SİVİL ÖLÜMLERİNDEN KAÇINILMASI İMKANSIZ"
Bu trajik duruma son vermek için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Levy, ancak bu coğrafyada ve bu demografik karakterde, sivil ölümlerden kaçınılmasının hemen hemen imkansız olduğu görüşünü dile getirdi.
Levy, Hamas'ın okullardan, camilerden, evlerin içinden roket saldırıları düzenlediğini anlatarak, "Böyle bir durumda ne yapabilirsiniz? Halkınızı korumak için harekete geçmelisiniz, ama maalesef bazen sivil nüfus da etkileniyor" dedi.
Aslında Gazze'deki sivil halkın, başlarına gelenlerden ötürü Hamas liderliğini suçlaması gerektiğini ifade eden Levy, bir tek sivilin ölümünün bile gerekçesi olamayacağını, ancak bu tür bir savaşta, bundan kaçınmanın hemen hemen mümkün olmadığını, örneğin Irak ve Afganistan savaşlarında, askerlerden daha fazla sayıda sivilin yaşamını yitirdiğini söyledi.
"Hamas'ın korkakça kendi halkını esir aldığını ve onları kalkan olarak kullandığını" savunan Levy, "Durumun trajikliği bu. Bence Gazze halkının şikayet edeceği tek adres var, o da Hamas liderliği" diye konuştu.
Levy, bir soru üzerine, Gazze krizinin İsrail-Filistin barış sürecine geçici olarak olumsuz etkisinin olacağını, ancak askıya alınan sürecin yeniden başlayacağını inancının tam olduğunu belirtti.
Güvenlik, sınır gibi birtakım konularda farklılıklar olsa da, iki devletli çözümün her iki tarafça da kabul edildiğine dikkati çeken Levy, Türkiye ara buluculuğunda yapılan İsrail-Suriye dolaylı görüşmelerinin de yeniden başlayacağına yönelik umudunu dile getirdi.
"TÜRKİYE'NİN YAPICI ROLÜ..."
Gazze'de yaşananların Türkiye-İsrail ilişkilerine olası etkilerine de değinen Levy, ilişkilerin iki taraf için de çok önemli olduğunu kaydederek, iki ülke arasındaki tarihi bağlara ve savunma, ticari, siyasi alanlardaki iyi ilişkilere atıfta bulundu. Levy, "O yüzden, Gazze krizi sona erdikten sonra, ki umarım kısa sürede sona erer, Türkiye'nin, bölgemizde barış sağlamaya yönelik yapıcı rolünü yerine getirebileceği bir sonraki aşamaya geçebiliriz" şeklinde konuştu.
Levy, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Olmert arasında Türkiye'de yapılan görüşmenin içeriğine dair bir soru üzerine de, görüşmelerin tümüne katılmadığını, ancak katıldığı görüşmede, Gazze'ye operasyonun gündeme gelmediğini, Olmert'in, sadece genel ifadelerle "İsrail'e karşı düzenlenen saldırılara son verilmesi gerektiği"nden söz ettiği, ancak İsrail'in niyetleriyle ilgili bilgi vermediğini aktardı.
İsrail'in Gazze'de " ahtapot bomba" kullandığına dair iddiaların hatırlatılması üzerine de Levy, bunu kesin bir dille yalanladı. Levy, söz konusu bombanın açık alanda kullanıldığını ve "düşman güçleri" şoke edici etkisinin olduğunu, onların ellerini kaldırıp silahlarına başvurmasını önlemeyi amaçladığını anlattı.
Bu bomba için "şok bombası" tabirinin de kullanıldığını söyleyen Levy, bu bombanın havada patlayan bir bomba olduğunu, yere kalıntılarının düştüğünü, dolayısıyla kimseyi öldürmediğini, sadece lokal yanığa yol açabildiğini anlattı.
Bombanın televizyonda izlerken sanki yerleşim birimlerine, evlere yayılıyor gibi görüldüğünü, ancak bombanın bir evin üzerine düşse bile eve bir zarar veremeyeceğini belirten Levy, bu bombanın uluslararası yasaların savaşta kullanılmasına izin verdiği bir bomba olduğunu da söyledi.
Levy, röportajın sonunda AA muhabirlerine, Hamas militanlarını Filistinli sivil halkın arasına karışmış bir şekilde savaşırken görüntüleyen fotoğrafları gösterdi.
Haber7
Yorum