ABD'lilere kriz için Atatürk'ü önerdi
Ekonomik krizle boğuşan hergün alternatif çözüm önerileri üzerinde kafa patlatan Amerika'ya sanat ve siyaset adamı Zülfü Livaneli'den öneri geldi. Livaneli'nin önerisi Atatürk'le ilgili...
Zülfü Livaneli, krizdeki ABD'ye Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarını hatırlatarak Atatürk'ün yaptıklarını hatırlattı ve öneride bulundu. İşte Livaneli'nin köşesinde yer alan öneri:
Amerikan ekonomisinin kurtuluşu Atatürk modelinde
Kurtuluş Savaşı yıllarını hepimiz kitaplarda okuduk, filmlerde, belgesellerde gördük. Anadolu'nun korkunç bir yoksullukla boğuştuğu yokluk yılları.
Bırakın savaşmayı, ülkenin gündelik hayatını devam ettirebilmesi bile çok zor, neredeyse olanaksız.
1878 Osmanlı Rus Harbi'nden sonra üst üste gelen felaketler, büyük bir çöküşün habercisi olmuş.
Sonunda imparatorluk Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı gibi iki büyük yıkımla paramparça durumda.
Para yok, silah yok, yiyecek yok, mermi yok, teçhizat yok.
Ama savaşı idare eden Ankara Hükümeti ve BMM para basmamakta ısrarlı.
Ellerinde avuçlarında hiçbir şey olmamasına rağmen, kendi adlarına para basmıyorlar ve Kurtuluş Savaşı yıllarını sıfır enflasyonla atlatıyorlar.
Daha sonra Cumhuriyet'in kuruluşuna geliyor sıra.
Büyük bir kalkınma hamlesi başlatılıyor hummalı bir biçimde fabrikalar, demiryolları, limanlar, okullar hastaneler, fabrikalar kuruluyor.
Büyüme hızı her yıl yüzde 7'nin üstünde.
Peki bu yıllarda ekonomi ne oluyor dersiniz?
Yine aynı biçimde sürüp gidiyor.
Yani sıfır enflasyonla.
İsmet Paşa, Atatürk'e zaman zaman gidip yalvardıklarını, çok parasız kaldıklarından yakınarak birkaç milyoncuk basma isteğini dile getirdiklerini söyler.
Ama Atatürk her seferinde kesin bir dille reddetmiş.
Onun ölümüne kadar geçen süre Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki tek enflasyonsuz dönem olarak anılıyor.
Ayrıca bütçe denk. İthalat ihracattan fazla değil.
***
1920'leri gözümüzün önüne getirelim.
Yanıbaşımızda sosyalist bir ekonomi kurulmuş. Dünyada müthiş bir rüzgâr estiriyor.
Bunun karşısında Amerika'nın serbest piyasaya dayanan ekonomik anlayışı var.
Devlet kurucusu, bu iki sistemden birisini tercih etmek durumunda.
Ve o bir ekonomist değil, bir asker.
***
Düşünüyor taşınıyor ve yeni Türkiye için en uygun sistemin, bu iki modelin karışımından çıkacağını anlıyor.
Yani güçlenen bir özel sektör, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışacak bir ekonomi ama bunları sağlamak için gerekli olan devlet desteği ve denetimi.
Piyasayı güçlendirmek isteyen ama “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler!” diyerek sonsuz bir finans özgürlüğüne olanak tanımayan, devletin yapıcı ve destekleyici rolünü reddetmeyen bir sistem.
Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi konuşmasının bazı bölümlerini bugün Amerikan gazetelerinde yayınlasanız okurlar bunu geçen yüzyılın başında bir Türk generalin söylediğine inanmaz, Merkez Bankası Başkanı konuşuyor sanır.
Dünya döndükçe, her gün Mustafa Kemal'i doğruluyor.
Habername
Yorum