Çizgi roman kahramanları gibi olacağız
30 yıl önce insanların ancak hayal edebildikleri teknolojik gelişmeler şimdi gerçek, işte 30 yıl sonra hayatımıza girebilecekler...
Virgin Galactic'in SpaceShipTwo'su sayesinde bir uzay mekiği kiralayabileceksiniz ancak, bir tanesine sahip olmak için 100 milyon doları gözden çıkarmak gerek.
NTV-MSNBC
Güncelleme: 16:43 TSİ 28 Ocak 2009 Çarşamba
İSTANBUL - New Scientist dergisi, Japon NET firmasının Tokyo’da piyasaya sürdüğü ilk cep telefonunun üzerinden 30 yıl geçmesinin şerefine, önümüzdeki 30 yıl içinde çizgi roman karakterlerini “kahraman” yapan özelliklere kavuşmamızı sağlayacak teknolojik gelişmeleri yazdı.
Devasa boyutlara ve kısıtlı kullanım alanına sahip bir oyuncaktan kol saati boyutuna küçülen, hayatın bir parçasına gelen cep telefonları son otuz yılda yaşanan teknolojik gelişmelerin en somut örneği. İşte önümüzdeki otuz yıl içinde insanların çizgi roman karakterlerine benzemesine olanak tanıyacak 10 teknolojik gelişme.
SÜPER GÖRÜŞ
Röntgen ışınlarını kullanarak katı maddelerin arkasında olup biteni görebileceğiz. 2006 yılında Cambridge Üniversitesi araştırmacılarının çanta boyutlarında geliştirmiş oldukları Prism 200 isimli aygıt, yaydığı ultrageniş radar dalgalarıyla tuğladan örülmüş duvarların arkasında bulunan insanları algılayarak Superman’in sahip olduğu bu yeteneğe ulaşmamızın an meselesi olduğunu gösteriyor.
GÖRÜNMEZLİK
ABD’li bilim adamlarının 2006 yılında mikrodalga alanların yönünü saptırarak elektromanyetik spektrumu objelerin etrafında döndürerek bir çeşit görünmezlik sağlayan pelerini geliştirdiler. Önümüzdeki yıllarda şimdilik mikrodalga alanlarda işe yarayan bu teknoloji gözle görülen ışınların üzerinde başarıya ulaşırsa, “Görünmez Adam” olmak için bir pelerinden daha fazlasına ihtiyaç duymayacağız.
DOKUNMADAN İYİLEŞTİRME
Günümüzün cep telefonları orjinal serisi 1966 ve 69 yılları arasında yayınlanan “Star Trek” dizisindeki iletişim cihazlarından çok daha fazlasını yapıyor, fakat Dr “Bones” McCoy’un iç hastalıkları dokunmadan ortaya çıkaran cihazı henüz ortalıkta yok ancak, bilim insanları atardamar yırtılması gibi vücut içi problemleri ortaya çıkarmanın ötesinde, iyileştirmeye de olanak tanıyacak bir cihaz üzerinde çalışıyorlar. Yüksek frekansta ses dalgaları sayesinde çalışacak olan cihazın bir örneği ultrason aletleri. Seattle’da bulunan Washington Universitesi’nde yapılan bir araştırma yüksek yoğunluklu ultrases dalgalarının kanayak atardamarları dağlayabildiğini ortaya çıkardı.
ÖRÜMCEK TIRMANIŞI
Peter Parker bu işi kolaylıkla yapıyordu ancak, insanların çıplak ellerle duvarlara tırmanması pek mümkün değil. Ortalama bir insanın ağırlığını taşıyabilecek “Örümcek Adam” giysisi henüz tasarlanamadı ancak, Manchester Üniversitesi araştırmacıları 2003 yılında örümcekleri taklit etmek yerine bir çeşit sürüngen olan “Gecko”ların ayaklarında bulunanmikroskobik tüyleri kullanarak daha güçlü bir yöntem geliştirdiler. Bu sayede örümcekler gibi düz duvara tırmanmamız olanaklı hale gelecek.
VÜCUT ENERJİSİNDEN ELEKTRİK ÜRETME
Geçtiğimiz yıl Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden Zhong Lin Wang’ın geliştirdiği çinko-oksit nanokablolardan örülü gömlek ile sonuca biraz yaklaşıldı. Ayrıca kalp pilleri gibi cihazlar, vücut enerjisini elektrik enerjisine çevirerek çalışabiliyorlar. Ancak her iki yöntem de çok düşük amper değerlerine sahip elektronik cihazlar için yeterli durumdalar.
JAMES BOND’UN SIRT ROKETİ
James Bond’un 1965’te çekilen “Thunderball” filmindeki uçuş çantası 1984 yılında Los Angeles’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nda açılış seramonisinde kullanıldı ancak henüz sade vatandaşın sırtına gelmiş değil. Şimdilik 30 saniyelik uçuşlara olanak tanıyan jet motorlu uçuş çantaları, (Jet Pack) önümüzdeki 30 yıl içinde gündelik hayatın bir parçasına gelebilirler.
KİŞİSEL UZAY MEKİÐİ
Çizgi romanların, çizgi filmlerin vazgeçilmez aksesuarı olan uzay otomobilleri henüz Jetgiller’in kullandığı gibi dört kişilik araba boyutlarında olmasa da, 100 milyon dolar paranız varsa bir tanesine sahip olabilirsiniz.Virgin Galactic ve XCOR Aerospace 100 milyon doları olmadığı halde uzaya gitmek isteyenlere 2010 yılından itibaren kişisel uzay mekiği kiralamaya başlayacak ancak, sürücü koltuğuna geçmek için 30 yıl beklemek sözkonusu olabilir.
SUYUN ALTINDA NEFES ALABİLME
Dalış kıyafetiyle de olsa, suyun altında nefes alabilme olanağımız sahip olduğumuz hava tüpünün kapasitesiyle sınırlı. 2002 yılında geliştirilen bir teknoloji sayesinde bir dalgıç, sudan ayrıştırdığı gazlarla hava elde etmek için geliştirilmiş bir dalış kıyafetiyle suyun altında yarım saat kalabildi. Japon Fuji Systems tarafından geliştirilen aygıt, yüksek teknolojiye rağmen çok düşük oranda oksijen üretebiliyor. Bu teknolojinin 30 yıl içinde suyun altında istediğimiz kadar kalabilmemize olanak tanıyacak hale gelmesi mümkün.
SİMULTANE ÇEVİRMEN “BABELFISH”
Douglas Adams’ın “Otostopcunun Galaksi Rehberi”nde (The Hitchhiker’s Guide to the Galaxy) düşündüğü sarı renkli minik balığı “Babelfish”, insan beyninin elektromanyetik dalgaları ile beslenerek anlamadığı dildeki konuşmaları yerleştiği insana minnettarlığını göstermek için çeviriyordu. Günümüzde ses algılayabilen bilgisayar yazılımları sayesinde simultane çeviri olanaklı ancak, Babelfish’in yaptığı gibi her dili algılayan çevirmenler için 30 yıl beklemek gerekebilir.
KOKULARIN AKTARILABİLMESİ
Televizyonların ekranda oynatılan görüntüdeki çiçeğin ya da bifteğin kokusunun da ses gibi aktarılmasına olanak tanıyacak teknoloji muhakkak ki en çok reklam endüstrisinin işine yarayacak. Bu teknolojiyi geliştirmek için çalışan Avery Gilbert, 1990’ların sonunda kokuların aktarabilmesini sağlayan bir prototipi DigiScents markası altında tanıttı ancak, ürün çok büyük bir başarıya sahip olamadı. Sony’nin araştırmacılarının 2005 yılında burun yerine doğrudan beyne yönlenecek ultrasonik bir yöntemi keşfettiklerinden beri kokuların aktarılabilmesi daha mümkün görülüyor.
30 yıl önce insanların ancak hayal edebildikleri teknolojik gelişmeler şimdi gerçek, işte 30 yıl sonra hayatımıza girebilecekler...
Virgin Galactic'in SpaceShipTwo'su sayesinde bir uzay mekiği kiralayabileceksiniz ancak, bir tanesine sahip olmak için 100 milyon doları gözden çıkarmak gerek.
NTV-MSNBC
Güncelleme: 16:43 TSİ 28 Ocak 2009 Çarşamba
İSTANBUL - New Scientist dergisi, Japon NET firmasının Tokyo’da piyasaya sürdüğü ilk cep telefonunun üzerinden 30 yıl geçmesinin şerefine, önümüzdeki 30 yıl içinde çizgi roman karakterlerini “kahraman” yapan özelliklere kavuşmamızı sağlayacak teknolojik gelişmeleri yazdı.
Devasa boyutlara ve kısıtlı kullanım alanına sahip bir oyuncaktan kol saati boyutuna küçülen, hayatın bir parçasına gelen cep telefonları son otuz yılda yaşanan teknolojik gelişmelerin en somut örneği. İşte önümüzdeki otuz yıl içinde insanların çizgi roman karakterlerine benzemesine olanak tanıyacak 10 teknolojik gelişme.
SÜPER GÖRÜŞ
Röntgen ışınlarını kullanarak katı maddelerin arkasında olup biteni görebileceğiz. 2006 yılında Cambridge Üniversitesi araştırmacılarının çanta boyutlarında geliştirmiş oldukları Prism 200 isimli aygıt, yaydığı ultrageniş radar dalgalarıyla tuğladan örülmüş duvarların arkasında bulunan insanları algılayarak Superman’in sahip olduğu bu yeteneğe ulaşmamızın an meselesi olduğunu gösteriyor.
GÖRÜNMEZLİK
ABD’li bilim adamlarının 2006 yılında mikrodalga alanların yönünü saptırarak elektromanyetik spektrumu objelerin etrafında döndürerek bir çeşit görünmezlik sağlayan pelerini geliştirdiler. Önümüzdeki yıllarda şimdilik mikrodalga alanlarda işe yarayan bu teknoloji gözle görülen ışınların üzerinde başarıya ulaşırsa, “Görünmez Adam” olmak için bir pelerinden daha fazlasına ihtiyaç duymayacağız.
DOKUNMADAN İYİLEŞTİRME
Günümüzün cep telefonları orjinal serisi 1966 ve 69 yılları arasında yayınlanan “Star Trek” dizisindeki iletişim cihazlarından çok daha fazlasını yapıyor, fakat Dr “Bones” McCoy’un iç hastalıkları dokunmadan ortaya çıkaran cihazı henüz ortalıkta yok ancak, bilim insanları atardamar yırtılması gibi vücut içi problemleri ortaya çıkarmanın ötesinde, iyileştirmeye de olanak tanıyacak bir cihaz üzerinde çalışıyorlar. Yüksek frekansta ses dalgaları sayesinde çalışacak olan cihazın bir örneği ultrason aletleri. Seattle’da bulunan Washington Universitesi’nde yapılan bir araştırma yüksek yoğunluklu ultrases dalgalarının kanayak atardamarları dağlayabildiğini ortaya çıkardı.
ÖRÜMCEK TIRMANIŞI
Peter Parker bu işi kolaylıkla yapıyordu ancak, insanların çıplak ellerle duvarlara tırmanması pek mümkün değil. Ortalama bir insanın ağırlığını taşıyabilecek “Örümcek Adam” giysisi henüz tasarlanamadı ancak, Manchester Üniversitesi araştırmacıları 2003 yılında örümcekleri taklit etmek yerine bir çeşit sürüngen olan “Gecko”ların ayaklarında bulunanmikroskobik tüyleri kullanarak daha güçlü bir yöntem geliştirdiler. Bu sayede örümcekler gibi düz duvara tırmanmamız olanaklı hale gelecek.
VÜCUT ENERJİSİNDEN ELEKTRİK ÜRETME
Geçtiğimiz yıl Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden Zhong Lin Wang’ın geliştirdiği çinko-oksit nanokablolardan örülü gömlek ile sonuca biraz yaklaşıldı. Ayrıca kalp pilleri gibi cihazlar, vücut enerjisini elektrik enerjisine çevirerek çalışabiliyorlar. Ancak her iki yöntem de çok düşük amper değerlerine sahip elektronik cihazlar için yeterli durumdalar.
JAMES BOND’UN SIRT ROKETİ
James Bond’un 1965’te çekilen “Thunderball” filmindeki uçuş çantası 1984 yılında Los Angeles’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nda açılış seramonisinde kullanıldı ancak henüz sade vatandaşın sırtına gelmiş değil. Şimdilik 30 saniyelik uçuşlara olanak tanıyan jet motorlu uçuş çantaları, (Jet Pack) önümüzdeki 30 yıl içinde gündelik hayatın bir parçasına gelebilirler.
KİŞİSEL UZAY MEKİÐİ
Çizgi romanların, çizgi filmlerin vazgeçilmez aksesuarı olan uzay otomobilleri henüz Jetgiller’in kullandığı gibi dört kişilik araba boyutlarında olmasa da, 100 milyon dolar paranız varsa bir tanesine sahip olabilirsiniz.Virgin Galactic ve XCOR Aerospace 100 milyon doları olmadığı halde uzaya gitmek isteyenlere 2010 yılından itibaren kişisel uzay mekiği kiralamaya başlayacak ancak, sürücü koltuğuna geçmek için 30 yıl beklemek sözkonusu olabilir.
SUYUN ALTINDA NEFES ALABİLME
Dalış kıyafetiyle de olsa, suyun altında nefes alabilme olanağımız sahip olduğumuz hava tüpünün kapasitesiyle sınırlı. 2002 yılında geliştirilen bir teknoloji sayesinde bir dalgıç, sudan ayrıştırdığı gazlarla hava elde etmek için geliştirilmiş bir dalış kıyafetiyle suyun altında yarım saat kalabildi. Japon Fuji Systems tarafından geliştirilen aygıt, yüksek teknolojiye rağmen çok düşük oranda oksijen üretebiliyor. Bu teknolojinin 30 yıl içinde suyun altında istediğimiz kadar kalabilmemize olanak tanıyacak hale gelmesi mümkün.
SİMULTANE ÇEVİRMEN “BABELFISH”
Douglas Adams’ın “Otostopcunun Galaksi Rehberi”nde (The Hitchhiker’s Guide to the Galaxy) düşündüğü sarı renkli minik balığı “Babelfish”, insan beyninin elektromanyetik dalgaları ile beslenerek anlamadığı dildeki konuşmaları yerleştiği insana minnettarlığını göstermek için çeviriyordu. Günümüzde ses algılayabilen bilgisayar yazılımları sayesinde simultane çeviri olanaklı ancak, Babelfish’in yaptığı gibi her dili algılayan çevirmenler için 30 yıl beklemek gerekebilir.
KOKULARIN AKTARILABİLMESİ
Televizyonların ekranda oynatılan görüntüdeki çiçeğin ya da bifteğin kokusunun da ses gibi aktarılmasına olanak tanıyacak teknoloji muhakkak ki en çok reklam endüstrisinin işine yarayacak. Bu teknolojiyi geliştirmek için çalışan Avery Gilbert, 1990’ların sonunda kokuların aktarabilmesini sağlayan bir prototipi DigiScents markası altında tanıttı ancak, ürün çok büyük bir başarıya sahip olamadı. Sony’nin araştırmacılarının 2005 yılında burun yerine doğrudan beyne yönlenecek ultrasonik bir yöntemi keşfettiklerinden beri kokuların aktarılabilmesi daha mümkün görülüyor.