ülkemiz petrol denizi

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • kutludað
    Junior Member
    • 07-01-2006
    • 130

    ülkemiz petrol denizi

    smile_nono Vedat YENERER bash


    Petrol yoksa çıkartma ruhsatı neden vermiyorsunuz ?!.
    Değerli okurlar, geçenlerde Türkiye-Suriye sınırında uydu verilerine göre petrol denizi olduğu iddiasını yazmıştım. Yazı sonrasında Silopi de madencilik yapan Beşir Yılmaz aradı.Yazacaklarımı lütfen iyi
    okuyun!...

    annsccu
    Beşir Yılmaz telefonda . "Vedat bey, gelin Silopi' de Cudi eteklerine sizi götüreyim de petrolü kendi gözünüzle görün!.."diyerek feryat ediyordu.
    "Nasıl yani!.." diye sorduğumda anlatmaya başladı.. "Biz aileden madenciyiz.Irak sınırında yaklaşık 300 km ya da bir başka deyişle yaklaşık 150 milyon ton asfaltit madeni buldum.. Bu madeni bir süre resmi olarak işlettikten sonra devlet 1978 yılında kamulaştırıyoruz" diyerek el koydu. Rezervin de 50 milyon ton olduğu iddia
    edildi.Madem asfaltit rezervi az, neden el koyuyorsunuz.
    Dünyanın neresine giderseniz gidin asfaltit maddesi bulunan her yerin altında petrol vardır.Silopi 'nin altı da petrol denizidir. Yaz aylarında etraftaki ocaklardan resmen petrol akar ve Hezil çayına karışır. Gelin görün! Sadece petrol değil, burada çok zengin uranyum Ve nikel madeni de var" - Nereden biliyorsunuz? "Türkiye'deki analizlere güvenmediğim için madenin her tarafından örnekler alarak Almanya'ya bizzat götürdüm ve analiz yaptırdım.

    Raporları gönderdim size ( Sonuçlar elimde Yatağan ve Tunçbilek''e göre ikimisli rakamlar var) dünyanın en önemli uranyum madenlerinden birisi buradadır ve aktif haldedir.." Beşir Yılmaz'ın anlatacak o kadar çok şeyi var ki makineli tüfek gibi art arda ıralıyor. Ben de zaman zaman araya girip soru soruyorum-Petrol olduğunu nereden biliyorsunuz? "Bu bölgede İngilizler 1967-87de petrolaramışlar.Açılan kuyulardan gökyüzüne doğru 100 metre kadar petrol fışkırmış.Ardından kapatmışlar ve betonlamışlar. Benim madenimin yanında da bu kuyudan var ve vanasını gelin birlikte açalım eğer beton ve civa basıp
    tıkamadılarsa bakalım ne kadar petrol fışkıracak. Dönemin köylüleri arasında hâlâ yaşayan görgü tanıkları var ve petrolün 100 metre kadar fışkırdığını görenler var. "Beşir Yılmaz konuştukça pür dikkat dinlemeye devam ediyorum.." Vedat bey, asfaltit maddesi olan her yerde petrol vardır. Eğer petrol yoksa bana neden petrol çıkartma ruhsatı vermiyorlar? Musul ve Kerkük' ün rakımı 80-100 metre civarındadır.Cudi Dağı'ndaki petrolümüz resmen Irak'a doğru akıyor ve başta İngilizler ve ABD
    bunu biliyor.."

    Beşir Yılmaz bugünlerde Silopi' ye bile zor gider hale gelmiş. Devlet kamulaştırılacak diye el koyduğu madeni şimdi Turgay Ciner 'in sahibi olduğu Park Holding'e devretmiş. Durum böyle olunca, Yılmaz da dava üstüne dava açmış ve yürütmeyi durdurma kararı aldırmış. Eğer tekrar el konulursa AİHM''ye başvuracakmış. Kısacası madeninin peşini bırakmıyor ama artık bölgedeki aşiret ağaları da onun peşini bırakmaz hale getirilmiş.. Bütün dava tutanakları elimde okudukça dehşete kapılıyorum. Şimdi sıkı durun... Beşir Yılmaz Başbakan Tayyip Erdoğan' a bu durum üzerine başvurmuş ve
    dilekçe vermiş dilekçede aynen şöyle yazıyor.. "Bürokrasi ve çeteler milletin hak ve hukukunu aramaktan bezdirmiştir. Televizyonda ve basındaki konuşmalarınızda "hortumcu çetelerin ve bürokrasinin üstüne gidilecektir diyorsunuz". Millet buna çok seviniyor.. 25 yıldır gasp edilen madenimiz çete ve bürokratların, anayasa, kanunlar ve insan hakları hiçe sayılarak ihale yolu ile peşkeş çekiliyor. Allah'a ve sizin yüksek adaletinize sığınıyorum." Beşir Yılmaz devlet tarafından el konulan mallarını ve bunun karşılığında devletin verdiği parayı yazıya eklemiş..

    1- 35 km yol yaptım. 2- 500 bin ton hazır çıkarılmış kömürüm var.3- 3,5 milyon metreküp hafriyat yapılmış. 4- Mazot tankları. 5- Dinamit ambarı. 6- Kantar ve kantar binası.Resmi olarak bana ait olan ve vergisini ödediği madenimde Bugüne kadar yaptığım işler vehalen bulunan demirbaş ve çıkarılmış maden içinde 5.800.800 TL. (Buna resmen gasp ve devlet terörü denir!) Beşir Yılmaz Başbakan Erdoğan'a yazdığı
    dilekçede
    devam ediyor. "Bu para halen bankada duruyor. Buna rağmen Türkiye Kömür İşletmeleri ihaleyi adamlarına ve hortumculara peşkeş çekiyor" Beşir Yılmaz' ın bu başvurusuna Başbakan Erdoğan bugüne kadar cevap vermemiş. Beşir Yılmaz'dan al ve ABD bağlantılı şirketlere ver. Uranyum konusu da bir başka skandal. Güneydoğu resmen petrol denizi üzerinde ve Türkiye ABD Firmalarının peşinde "bize petrol bul" diye yalvarıyor... İddialar devam ediyor:.6 mühendisin kafaları kesildi. TPİK diye Türkiye Petrolleri'nin kurduğu bir kurum yurt dışına petrol arama işlerine giriyor ve bugüne kadar milyar dolar zarar
    ediyor.Beşir Yılmaz diyor ki: "Kimin hain kimin işbirlikçi olduğunu anlamak çok kolay! Eğer bölgede petrol yok ise neden bana petrol çıkartma ruhsatı verilmiyor. Ruhsat verin 800 metreden petrolü çıkartmazsam ben bu ülkeyi terk ederim. MTA yıllar önce sondaj yaptı 480 metrede su bulundu ve ardından delici aletin ucu kırıldığı için sondaja son verildi.Herkes bilir sudan sonra petrol gelir. Biz yerli teknoloji ile 1200 metreye kadar sondaj yapabiliriz kimseye ihtiyacımız yok. İzni versinler siz görün petrol nasıl fışkıracak.. " Bu görüşmemizden bir gün sonra Beşir Yılmaz tekrar aradı ve
    Soma'da görevli bir
    mühendis ile görüşmemi isteyerek telefon numarasını verdi.Adını burada yazmak istemiyor.Mühendis ile görüşmemde daha da çarpıcı gerçekler çıktı ortaya. Altı ay kadar önce Cudi dağları eteklerinde bulanan 6 insan iskeletinin ne olduğunu bilip bilmediğimi sordu. Ben de "bilmiyorum" dedim. Mühendis ekledi "Bu iskeletler 18 Yıl önce Cudi Dağı'nda kaybolan 6 Türk petrol mühendisinin iskeletleri. Kafaları kesilerek öldürülmüş.." Dondum kaldım. Ne diyeyim. Kendisi de mühendis olduğu için yalan söylemiyordur diye düşündüm..Ardından devam etti.. "Vedat bey Türkiye maden bakımından
    dünyanın en zengin ülkesi. Siz Ödemiş yakınlarındaki Bozdağ 'ın
    dünyanın en büyük altın rezervi olan dağlarından biri olduğunu biliyor musunuz? Ama bu madenleri kimse çıkaramaz. Hatta bu konunun üzerine giden gazeteciler öldürüldü. Uğur Mumcu ve Çetin Emeç'in öldürülmeden kısa bir süre önce bu madenler üzerine gittiğini biliyorsunuz her halde..." İlgiyle dinledim. O kadar çarpıcı şeyler anlattı ki, yazmaya sayfalar yetmez.İddiaların hepsinin belgeli olduğunu söyleyen bu mühendis,gazete ve televizyon kanallarında hiçbir gazetecinin bu yönde bir haber yapamadığını ve milletin resmen uyutulduğunu örneklerle anlattı. Beşir

    Yılmaz'a son sözüm " Bana anlattıklarınızı Genelkurmay''a anlatınız mı?" oldu. Aldığım cevap da aynen şöyle.. " Vedat bey her şeyi belgeleriyle birlikte bir kaç kez askeri büyüklerimize anlattım ama bugüne kadar bir arpa boyu ilerleme kaydedemedik!".. Ne diyeyim, bu milleti korumaya yemin etmiş olanlar utansın!.. Son sözüm: "ABve ABD , PKK''yı boşu boşuna özellikle bu bölgede güçlendirip milletin başına bela etmedi. Bölgeye gelecek barış ortamı Türkiye''yi ekonomik olarak uçuracak gelişmelere gebedir!.." ilgili olacağını düşündüğünüz herkese yollayın... önemli!!

    Not:Hakan eagle'a teşekkürler.
    smile_nono bash stupidprv
    __________________________________________
  • Mustafa Akyüz
    Junior Member
    • 27-05-2004
    • 272

    #2
    Konu: TÜRKİYE Hakkında GERÇEKLER !..

    Bu yüzden amerika türkiyenin etrafini kusatiyor,sira türkiyeye de gelecek.
    Bizi hem icerden hem disaridan yipratiyorlar.

    Yorum

    • emsevinc
      Member
      • 20-12-2005
      • 733

      #3
      Konu: TÜRKİYE Hakkında GERÇEKLER !..

      abi geleceğe olanın göreceğide vardır. bizim ne olduğumuzu bilir kerkenezler. onlarıda gömeriz bu topraklara, kimi gömmedik ki?

      Yorum

      • ibocugum
        Member
        • 29-12-2004
        • 613

        #4
        Konu: TÜRKİYE Hakkında GERÇEKLER !..

        biz cephede herkesle savaşırız da bir tek fitne ve fesatla başedemiyoruz
        bu yüzden değil mi o bölgede kardeşi kardeşe kırdırdırlar ve hala devam ediyorlar....
        ama bizim uyuyan toplumumuz er ya da geç uyanacak !
        bundan kimsenin şüphesi olmasın

        Yorum

        • trafocu
          Junior Member
          • 28-05-2005
          • 49

          #5
          Konu: TÜRKİYE Hakkında GERÇEKLER !..

          İBRETLİK BİLÐİLER

          Hikaye bu ya;
          > >
          > > Vaktiyle Ege`nin bir yöresinde tüm çevreyi titreten, astığı astık,
          >kestiği kestik bir efe varmış. Boylu, poslu ve çok da yakışıklıymış ama
          >hiçbir kıza gönül vermediği gibi kızlara bağlanırım diye mümkün mertebe
          >soygunlar dışında köylerden de uzak durmaya çalışıyormuş.
          > >
          > > Gel zaman git zaman, bizim efe şeytana uymuş ve gece şehre yalnız
          >inmiş. Şehrin ileri gelen zenginlerinden bir Rum, efe` yi korkudan evinde
          >ağırlamış.. Zengin Rum`un güzel ve işveli kızını gören bizim efe de kıza
          >deli gibi tutulmuş.
          > >
          > > Sabah dağa dönen efenin günleri, artık hep kızı hayal etmekle
          >geçiyormuş. Adamları ile eskisi kadar ilgilenmediği gibi artık soygunlara
          >da pek iştahlı katılmaz olmuş. Dağda otoritesinin azalacağından korkan efe,
          >kızı babasından istemeye karar vermiş. Öyle ya; Kızın babası zengin..
          >Evlenip şehre yerleşirse hayatı da kurtulacak ve dağda ihtiyarlamak zorunda
          >kalmayacak.
          > >
          > > Kızı babasından ister ama kız, ailenin tek kızıdır ve babasının
          >şartları vardır. Kızın babası "İlk şartım; Madem benim damadım olacaksın. O
          >zaman bizim gibi kültürlü, medeni olmalısın. Önce bıyıklarını keseceksin ve
          >dağda bir ay öyle Efelik yapacaksın. Sonra diğer iki şartımı da yerine
          >getirirsen kız senin!" diye şart koşar. Bizim efe celallenir "Bıyıksız efe
          >mi olur lan?!" diye bağırır, kızar ama adam Nuh der peygamber demez.
          >Kaçıracak ama kız da babasının sözünden çıkmamaktadır. Efe ne yapsın? Tek
          >çare babayı memnun etmekten geçiyor.
          > >
          > > Güç de olsa bıyıkları keser. Ama bu kez dağda otoritesi sarsılmaya
          >başlar.. Adamları " Efem bu ne iştir?" derler. Efe de bir kıza tutulduğunu
          >ama babasının bu şartı öne sürdüğünü söylese de adamları inanmazlar.
          > >
          > > Bir ay sonra kızın babasına gider ve ilk şartı yerine getirdiğini
          >söyler. Kızın babası, bu kez; " Senin niyetinin ciddi olduğunu anladım.
          >Benim kızım için çeyiz dizmek gerek. Dağdaki tüm altınlarını bana
          >getireceksin. Nasıl olsa kızımı aldığında benim mallarımın tamamı senin
          >olacak." Efe çaresiz dağa çıkar, adamlarının hisselerine düşen altınları da
          >borç olarak alır. Sözünde duracağının nişanesi olarak da tüfeğini
          >arkadaşlarına verir, tabancası ile şehre gelir. Kızın babasına paranın
          >tamamını verir. Kızın babası da " Nikah yapılmadan evimde oturamazsın. Söz
          >yüzüğü takma törenine kadar benim bahçıvanım Yorgo ile kulübesinde
          >kalırsınız." diyerek efe`yi Yorgo`nun kulübesine gönderir. Yorgo da çam
          >yarması gibi bir heriftir ama efe`den çekinir. Yorgo ile efe bir müddet
          >aynı kulübede yaşarlar.
          > >
          > > Aradan bir süre geçtikten sonra efe kızın babasının karşısına
          >dikilerek; Söz takma töreninin hala niye yapılmadığını sorar. Kızın babası
          >da "Yarın bir ziyafet veriyorum. Şehrin tüm ileri gelenleri katılacaklar.
          >Sen de o toplantıya katılacaksın ve herkesin önünde benden kızımı istersin.
          >Ben de herkesin şahitliğinde kızı sana veririm. Kimse bana kızını korkudan
          >verdi demez." der ve efe de kabullenir ama arkadan üçüncü şart gelir; "Sen
          >dağda yaşamaktan insan içine pek çıkmamışsın. Böyle kaba konuşma ve yürüme
          >ile olmaz. Benim kız sana yürümeyi ve kibar konuşmayı öğretsin de; bizi
          >törende mahcup etme!" der.
          > >
          > > Efe için son şart çok ağır gelmiştir ama kızı almak için tek yol bu
          >kalmıştır. Kızdan vazgeçse dahi, artık dağa da çıkamayacaktır. Dağdakiler,
          >alacaklarını isteyeceklerdir. Çaresiz, son şartı da kabul eder ve ne kadar
          >ağır gelse de kızdan yürüme, kibar konuşma derslerini alır..
          > >
          > > Akşam konakta büyük bir ziyafet vardır.. Şehrin tüm ileri gelenleri
          >ile efenin dağdan gelen arkadaşları toplanmışlardır. Bizim efe de
          >şehirliler gibi giyinir ama görünüşü, duruşu, konuşması itibariyle artık
          >eski efe değildir. Yemekte herkes gözlerine inanamamaktadır. Efe yemek
          >esnasında "Kuşum Aydın " gibi yürüyerek kızın babasının önüne gelir ve "Ben
          >efe ...... olarak, herkesin şahitliğinde kızınıza talibim." der.
          > >
          > > Kızın babası ise " BENİM İ...NE` YE VERİLECEK KIZIM YOK ! " diye
          >kestirip atar.
          > >
          > > * * *
          > > Galiba AB yolunda Efe(!) gibi olacağız.
          > >
          > > * " Terörle mücadele yasasını değiştirin. " dediler. Yasayı
          >değiştirdik, terörle mücadele edemez hale geldik. Artık teröristler,
          >İstanbul`da, Mersinde, İzmir`de kısacası her yerde yürüyüş yapar hale
          >geldiler. ( Şu anda, ABD de veya AB de El kaide yandaşları Usame Bin Ladin
          >resimleri ile gösteri yürüyüşü yapabilir mi? ) Oysa biz, hala da şehitler
          >veriyoruz.
          > >
          > > * " 48 saatlik gözaltı süreniz uzun kısaltın." dediler. 24 saate
          >düşürdük. Kendileri ise Londra Metro saldırılarından sonra 28 güne
          >çıkardılar.
          > >
          > > * " İfade özgürlüğünü genişletin ." dediler. Atalarımıza sövenleri
          >yargılayamazken ( O. PAMUK `un davasının hangi kanuna dayanarak düştüğünü
          >açıklayabilecek hukukçu var mı? ) Kendileri Ermeni soykırımı olmamıştır
          >diyenleri yargılayabiliyorlar.
          > >
          > > * " Dil özgürlüğünü genişletin." dediler. Genişlettik, Kürtçe,
          >Zazaca kursları açtık. Kendileri (Hollanda) sokakta başka dillerin
          >konuşulmasını yasaklamaya çalışıyorlar.
          > >
          > > * " Her türlü şartı yerine getirseniz dahi, sizin ülkeniz ve
          >nüfusunuz çok büyük olduğundan son kararda AB nin hazmetme kapasitesine
          >(İngilizcesi tam bu anlamı vermiyor ama gazetelerde bu şekilde tercüme
          >ediliyor.) göre sizi alıp almayacağımıza karar vereceğiz." diyorlar. Kahin
          >değilim ama yaptıkları çalışmalara göre, Türkiye AB`nin tahmini müzakere
          >süreci sonunda küçülmüş iki Devlet veya Federasyon olacaktır. İnanmayan
          >Sayın Osman DİYADİN` in Ben şehit miyim, Hain mi. adlı kitabını ve bu
          >haftanın (3 Şubat 2006) TEMPO dergisini okusun. Adamlar Diyarbakır
          >Kürtlerin başkentidir diyebiliyorlar. Artık hangisini hazmedebilirlerse onu
          >alırlar. (Peki bu kadar verdiğimiz sivil - asker şehitlerimiz mi? diye
          >sormayın nasıl olsa onlar Türk` tü (!) )
          > >
          > > * "Güney Kıbrıs Rum Kesimi için; Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıyın,
          >yoksa giremezsiniz! " diyorlar. Bizimkiler yakında tanıyacaktırlar. Daha
          >doğrusu tanımak zorundadırlar. Tanıdığımızda ise; KKTC`den vazgeçtiğimiz
          >gibi, bağımsız bir ülkenin toprağını da silah zoru ile 33 sene işgal
          >altında tutmuş olacağımızdan(!) 33 yıllık işgal tazminatı ödeyeceğiz.
          >(Louzidiu davası benzeri) Yetmedi; 1973 Barış harekatında ölen Rum
          >askerleri için dahi tazminat ödeyeceğiz. Tüm bu tazminatları ödeyebilmek
          >için herhalde Trakya`yı versek yine ödeyemeyiz. (Ya bizim şehitlerimiz?
          >diye sormayın nasıl olsa onlar Türk` tü (!) )
          > >
          > > * " Ermeni soykırımını biz tanıdık. Siz de tanıyın, yoksa
          >giremezsiniz!" diyorlar. Haklı olmamız veya bizim insanlarımızın soykırıma
          >uğramış olması önemli değil. Önemli olan onların tanımış olmaları. Yoksa,
          >"Sizi aramıza almayız." diyorlar. Diyelim ki tanıdık; bu kez haksız yere
          >katil millet olarak damgalanacak ve korkunç tazminatlar ödeyeceğiz.
          >Tazminatların peşinden toprak talebi de gelecek. (Ermenilerce şehit edilen
          >atalarımız mı? nasıl olsa onlar Türk` tü (!) )
          > >
          > > * " Azınlıklar ve Din özgürlüğünde adım atmalısınız! " dediler.
          >Henüz biz adım atmadan Misyoner radyolarını kurdular (İstanbul`dan
          >dinlenebilen Müjde FM), her gün 24 saat Hıristiyanlık propagandası
          >yapılıyor. Aynı derginin (TEMPO) 51. sayfasında da Watch Tower İncil ve Dua
          >Örgütünün verilerine dayanarak Türkiye`de 1679 Protestan misyonerin görev
          >yaptığını, 243 kişinin Hıristiyanlaştırılıp vaftiz edildiği belirtiliyor.
          >Hepimiz bir gecede hıristiyanlaşsak bile bizi aralarına kabul etmezler.
          > >
          > > * " Özelleştirmeleri hızlandırın." dediler. Biz kıçımızdaki donumuzu
          >bile satmaya kalkışıyoruz.
          >>
          >> CMUK dediler suçluyu Devlet eli ile müdafa ettirdiler.
          >> İnsan hakları dediler soysuzu , hırsızı , aramıza kattılar.
          Ve işin en vahim noktası koltuk ugruna , ikbal uğruna tüm bu
          olumsuzlukları önleme gayreti olarak Devlet idare ettiğini sananlar hiç
          bir Varlık göstermediler.Boş havanda su döğdüler. Söylemleri ise
          Vatan-Millet Sakarya oldu.Yazıktır Yazık.Toplum olarak kimlik arama
          psikolojisi içinde Çanakkale-Dumlupınar-Malazgirt inanç olarak
          sorgulanmaktadır. Yoksa bizler gerçekten yüzdelerle ifade edilen % 80 bir
          dilimin temsilcisimıyız. Yahut Merinos olduk da haberimiz mi yok.
          > >
          > > (Atatürk Samsun`a çıktığında Madenler yabancılarda idi, Şehir
          >hatları yabancılarda idi, Demiryolları, sanayii yabancılarda idi. (Hatta T.
          >ÖZAKMAN Şu Çılgın Türkler kitabında Konya`dan askeri birliği taşıyan trenin
          >makinistinin Rum olduğunu, Türklere bu işin öğretilmediğini yazar.)
          > >
          > > Artık kesinlikle eminim ki, biz de Efe`nin akıbetine uğrayacağız..
          > >
          > > Saygılarımla...
          > >
          > >
          > > B . A
          > >
          Dip Not: Bir şekilde Gaflet ve Dalalet içerisinde bulunan Uyur gezer kimseler
          bakarsınız uyanırlar.

          Yorum

          • vasvas
            Junior Member
            • 07-10-2005
            • 203

            #6
            Konu: TÜRKİYE Hakkında GERÇEKLER !..

            ya bu efe hikayesininde suyu çıktı ha. hangisi ilk verilmiş bakmadım. oyüzden ilk yazan kusura bakmasın ama özmenada en az 3 topicte var bu hikaye. arkadaşlar lütfen biraz özen.

            Yorum

            • TA2CCC
              Banned
              • 03-06-2004
              • 8304

              #7
              Konu: TÜRKİYE Hakkında GERÇEKLER !..

              Sn.biraderim bu mail 1 haftadır ortalarda dolanıp duruyor.Bakalım altından ne çıkacak merak ediyorum.Kolay gelsin.Sevgi ile kalın.llove

              Yorum

              • trafocu
                Junior Member
                • 28-05-2005
                • 49

                #8
                Konu: TÜRKİYE Hakkında GERÇEKLER !..

                Originally posted by vasvas
                ya bu efe hikayesininde suyu çıktı ha. hangisi ilk verilmiş bakmadım. oyüzden ilk yazan kusura bakmasın ama özmenada en az 3 topicte var bu hikaye. arkadaşlar lütfen biraz özen.
                Bana e-posta yolu ile geldi.Bazı bölümlere ilaveler yaptım.Türkiyem uğruna Tekrar tekrar yayına vermekten onur ve gurur duyarım.

                Yorum

                • bülo
                  Junior Member
                  • 10-03-2004
                  • 26

                  #9
                  ülkemiz petrol denizi

                  sonuna kadar okuyun ltf... kaniniz donacak!...

                  GAZETECI VEDAT YENERER'IN YAZISI.....
                  Petrol yoksa çıkartma ruhsatı neden vermiyorsunuz?
                  Değerli okurlar, geçenlerde Türkiye-Suriye sınırında uydu verilerine göre petrol deniz i olduğu iddiasını yazmıştım. Yazı sonrasında Silopi de madencilik yapan Beşir Yılmaz aradı. Yazacaklarımı lütfen iyi okuyun!...
                  Beşir Yılmaz telefonda. 'Vedat bey, gelin Silopi' de Cudi eteklerine sizi g ötüreyim de petrolü kendi gözünüzle görün!..'iyerek feryat ediyordu.
                  'Nasıl yani!..' diye sorduğumda anlatmaya başladı..
                  'Biz aileden madenciyiz.Irak sınırında yaklaşık 300 km ya da bir başka deyişle yaklaşık 150 milyon ton asfaltit madeni buldum.. Bu madeni bir süre resmi olarak işlettikten sonra devlet 1978 yılında kamulaştırıyoruz' diyerek el koydu. Rezervin de 50 milyon ton olduğu iddia edildi. Madem asfaltit rezervi az, neden el koyuyorsunuz. Dünyanın neresine giderseniz gidin asfaltit maddesi bulunan her yerin altında petrol vardır. Silopi'nin altıda petrol deniz idir. Yaz aylarında etraftaki ocaklardan resmen petrol akar ve Hezil çayına karışır. Gelin görün! Sadece petrol değil, burada çok zengin uranyum Ve nikel madeni d e
                  var'
                  - Nereden biliyorsunuz? 'Türkiye'deki analizlere güvenmediğim için madenin her tarafından örnekler alarak Almanya'ya bizzat götürdüm ve analiz yaptırdım. Raporları gönderdim size ( Sonuçlar elimde Yatağan ve Tunç bilek'e göre iki misli rakamlar var)
                  dünyanın en önemli uranyum madenlerinden birisi buradadır ve aktif haldedir..'
                  Beşir Yılmaz'ın anlatacak o kadar çok şeyi var ki makineli tüfek gibi art arda sıralıyor.
                  Ben de zaman zaman araya girip soru soruyorum.
                  -Petrol olduğunu nereden biliyorsunuz?
                  'Bu bölgede İngilizler 1967-87de petrol aramışlar. Açılan kuyulardan gökyüzüne doğru 100 metre kadar petrol fışkırmış. Ardından kapatmışlar ve betonlamışlar. Benim madenimin yanında da bu kuyudan var ve vanasını gelin birlikte açalım eğer beton ve cıva basıp tıkamadılarsa bakalım ne kadar petrol fışkıracak. Dönemin köylüleri arasında hâlâ yaşayan görgü tanıkları var ve petrolün 100 metre kadar fışkırdığını görenler var.
                  'Beşir Yılmaz konuştukça pür dikkat dinlemeye devam ediyorum..'
                  Vedat Bey, asfaltit maddesi olan her yerde petrol vardır. Eğer& nbsp; petrol yoksa bana neden petrol çıkartma ruhsatı vermiyorlar? usul ve Kerkük' ün rakımı 80-100 metre civarındadır. Cudi Dağı'ndaki petrolümüz resmen Irak'a doğru akıyor ve başta İngilizler ve ABD bunu biliyor..' Beşir Yılmaz bugünlerde Silopi' ye bile zor gider hale gelmiş.
                  Devlet kamulaştırılacak diye el koyduğu madeni şimdi Turgay Ciner 'in sahibi olduğu
                  Park Holding'e devretmiş. Durum böyle olunca, Yılmaz da dava üstüne dava açmış ve yürütmeyi durdurma kararı aldırmış. Eğer tekrar el konulursa AIHM' YE başvuracakmış.
                  Kısacası madeninin peşini bırakm ıyor ama artık bölgedeki aşiret ağaları da onun peşini bırakmaz hale getirilmiş..Bütün dava tutanakları elimde okudukça dehşete kpılıyorum. Şimdi sıkı durun...
                  Beşir Yılmaz Başbakan Tayyib Erdoğan' a bu durum üzerine başvurmuş ve dilekçe vermiş dilekçede aynen şöyle yazıyor..
                  'Bürokrasi ve çeteler milletin hak ve hukukunu aramaktan bezdirmiştir. Televizyonda ve basındaki konuşmalarınızda 'hortumcu çetelerin ve bürokrasinin üstüne gidilecektir diyorsunuz'. Millet buna çok seviniyor. 25 yıldır gasp edilen madenimiz çete ve bürokratların, anayasa, kanunlar ve insan hakları hiçe sayılarak ihale yolu ile peşkeş çekiliyor. Allah'a ve sizin yüksek ; adaletinize sığınıyorum.' Beşir Yılmaz devlet tara fından el konulan mallarını ve bunun karşılığında devletin verdiği parayı yazıya eklemiş..
                  1- 35 km yol yaptım.
                  2- 500 bin ton hazır çıkarılmış kömürüm var.
                  3- 3,5 milyon metreküp hafriyat yapılmış.
                  4- Mazot tankları.
                  5- Dinamit ambarı.
                  6- Kantar ve kantar binası.
                  Resmi olarak bana ait olan ve vergi sini ödediği madenimde Bugüne kadar yaptığım işler ve halen bulunan demirbaş ve çıkarılmış maden içinde 5.800.800 TL. (Buna resmen gasp ve devlet terörü denir!)
                  Beşir Yılmaz Başbakan Erdoğan'a yazdığı dilekçede devam ediyor.
                  'Bu para halen bankada duruyor. Buna rağmen Türkiye Kömür İşletmeleri ihaleyi adamlarına ve hortumculara peşkeş çekiyor'
                  Beşir Yılmaz' ın bu başvurusuna Başbakan Erdoğan bugüne kadar cevap vermemiş.
                  Beşir Yılmaz'dan al ve ABD bağlantılı şirketlere ver. Uranyum konusu da bir başka skandal. Güneydoğu resmen petrol deniz i üzerinde ve Türkiye ABD Firmalarının peşinde 'bize petrol bul' diye&n bsp; yalvarıyor... İddialar devam ediyor:6 mühendisin kafaları kesildi.
                  TPK diye Türkiye Petrolleri'nin kurduğu bir kurum yurt dışına petrol arama işlerine giriyor ve bugüne kadar milyar dolar zarar ediyor.
                  Beşir Yılmaz diyor ki: 'Kimin hain kimin işbirlikçi olduğunu anlamak çok kolay!
                  Eğer bölgede petrol yok ise neden bana petrol çıkartma ruhsatı verilmiyor. Ruhsat verin 800 metreden petrolü çıkartmazsam ben bu ül***i terk ederim. MTA yıllar önce sondaj yaptı 480 metrede su bulundu ve ardından delici al etin ucu kırıldığı için sondaja son verildi. Herkes bilir sudan sonra petrol gelir. Biz yerl i teknoloji ile 1200 metreye kadar sondaj yapabiliriz kimseye ihtiyacımız yok. İzni versinler siz görün petrol nasıl fışkıacak.
                  ' Bu görüşmemizden bir gün sonra Beşir Yılmaz tekrar aradı ve Soma'da görevli bir mühendis ile görüşmemi isteyerek telefon numarasını verdi. Adını burada yazmak istemiyor. Mühendis ile görüşmemde daha da çarpıcı gerçekler çıktı ortaya.
                  Altı ay kadar önce Cudi dağları eteklerinde bulanan 6 insan iskeletinin ne olduğunu bilip bilmediğimi sordu. Ben de 'bilmiyorum' dedim. Mühendis ekledi
                  'Bu iskeletler 18 Yıl önce Cudi Dağı 'nda kaybolan 6 Türk petrol mühendisinin iskeletleri. Kafaları kesilerek öldürülmüş..' Dondum kaldım. Ne diyeyim.Kendisi de mühendis olduğu için yalan sylemiyordur diye düşündüm..Ardından devam etti..
                  'Vedat Bey Türkiye maden bakımından dünyanın en zengin ülkesi. Siz Ödemiş yakınlarındaki Bozdağ'ın dünyanın en büyük altın rezervi olan dağlarından biri olduğunu
                  biliyor musunuz? Ama bu madenleri kimse çıkaramaz. Hatta bu konunun üzerine giden
                  gazeteciler öldürüldü. Uğur Mumcu ve Çetin Emeç'in öldürülmeden kısa bir süre önce bu madenler üzerine gittiğini biliyorsunuz her halde.. .' İlgiyle dinledim. O kadar çarpıcı şeyler anlattı ki, yazmaya sayfalar yetmez. İddiaların hepsinin belgeli olduğunu söyleyen bu mühendis, gazete ve televizyon kanallarında hiçbir gazetecinin bu yöndebir haber yapamadığını ve milletin resmen uyutulduğunu örneklerle anlattı. Beşir Yılmaz'a son
                  sözüm ' Bana anlattıklarınızı Genelkurmay''a anlatınız mı?' oldu. Aldığım cevap da aynen şöyle.
                  ' Vedat Bey her şeyi belgeleriyle birlikte bir kaç kez askeri büyüklerimize anlattım ama bugüne kadar bir arpa boyu ilerleme kaydedemedik!'. Ne diyeyim, bu milleti korumaya y emin etmiş olanlar utansın!.. Son sözüm: 'AB ve ABD, PKK''yı boşu boşuna özellikle b u bölgede güçlendirip milletin başına bela etmedi. Bölgeye gelecek barış ortamı Türkiye''yi ekonomik olarak uçuracak gelişmelere gebedir!..'
                  İlgili olacağını düşündüğünüz herkese yollayın...önemli!!

                  Yorum

                  • aaron_1212
                    Senior Member
                    • 03-11-2006
                    • 4376

                    #10
                    Konu: ülkemiz petrol denizi

                    o bölgelerde Terör ne için başlatıldı sanıyorsunuz
                    Tabiiki abd nin o bölge üzerinde petrole el koyma zamanı gelinceye kadar orda karışıklık çıkması ve madenin zamanında elinde olması içindir
                    Bunu bebeler bile bilir
                    Fakat üç kuruş menfaati için o bölgeyi satan bazı kendini zeki sanan hainler bilemez

                    Yorum

                    • bulut2109
                      Junior Member
                      • 17-07-2007
                      • 215

                      #11
                      Konu: ülkemiz petrol denizi

                      yolu yakındır 2010 da artık zenginlik yılı olacaktır ...

                      Yorum

                      • necatikaya
                        Member
                        • 20-12-2005
                        • 1066

                        #12
                        Konu: ülkemiz petrol denizi

                        Vedat Yenerer'in yazısının yayınlanmasında fayda var.Uyuyanlar uyansın.Kimlerin ne halt ettiği deşifre edilsin.Kimler, neleri peşkeşlemiş halk öğrensin.Türkiye'nin başına kimler çorap örüyor uyuyan halk öğrensin.Yada uyumaya devam etsin.Hemde horluyarak..
                        Son düzenleme necatikaya; 06-02-2009, 22:17.

                        Yorum

                        • alize31
                          Member
                          • 23-04-2007
                          • 758

                          #13
                          Konu: ülkemiz petrol denizi

                          bozuk saatler bile günde iki defa doğruyu gösterirmiş.
                          petrol konusuna gelince,bunu duymayan sağır sultan kaldı.(BELKİ O DA DUYMUŞTUR..)
                          artık çıkarın şu petrolu kardeşim.

                          Yorum

                          İşlem Yapılıyor