Seviyede indirim siyasetin gübresidir.. Seviyeyi ne kadar aşağı çeker, söylemini ne kadar gübre kıvamına getirirsen; oy tarlası o kadar güçlenir, sandıktan çıkan mahsul de o kadar bereketli olur..
Entel takımını hop oturtup hop kaldıran iki cümleyle yine şenlendi avare gönlümüz..
“Yüz sene geçse bile iktidar olamazsın..”
“Sen de bin sene geçse adam olamazsın..”
İşini bilmeyen çavuşların birbirlerine sıktıkları iki kurusıkı mermi.. İkisi de boşa gitti işte..
Hedefi gözünden vuracaksan formül basit..
Ahali üç dört yüz kelimeyle konuşuyorsa sen de siyasetini bu lügat çerçevesinde yapacaksın..
Lügatta olmayan laflar edip vatandaşın ön beyin lobunu haşlamayacaksın..
Bizim ahali çok partili demokrasiye “İsmet Paşa ile Celâl Bayar güreşirse kim kazanır?” sorusunun cevabını arayarak girmiştir..
İsmet Paşa’nın kafası iriceydi, fazladan çatallıydı.. Yandan baktığında iki kafası varmış gibi duruyordu..
Vücudu ise bu kafaya oranla daha ufak kalıyordu..
***
Siyasete meraklı ahalinin İsmet Paşa’yı baş pehlivanların en hafif sıkletlisi Hergeleci İbrahim’e benzetmesi bu yüzdendir..
Hergeleci İbrahim başpehlivandı ama lapacı değildi.. Kimin yanına dikilse otuz, kırk okka hafif kalırdı.. Buna karşılık kurnazdı..
Bizim Sedat Sertoğlu’nun merhum babası Murat Bey’in tefrikalarına bakılırsa hasımlarını bu kurnazlığı sayesinde yenerdi..
Lafın burasında bir not düşeyim ki sözlüğümüze dört yüz birinci kelime olarak işlensin..
BİRAZ DA TARİH
Dikkat buyurun! Pehlivanımızın adı Hergele İbrahim, değil “Hergeleci”dir..
Yani binek olarak eğitilmiş veya yük taşımak üzere kullanılan beygir satıcısı..
Yeni lisanımızda “çakallık düşünen kurnaz serseri..” mealinde kullanılması, bizim İbrahim Pehlivan’ın zekâsına bir zarf atar ama o kadar..
Devam ediyorum..
Üçüncü Cumhurbaşkanımız merhum Celâl Bayar da kısa boyluydu.. Vücudu biraz etliceydi..
Son yıllarda hayli göbeklendiğinden Adalı Halil pehlivanın 36 numaralısı gibi görüntü veriyordu..
Zihninde seçim meydanı ile siyaset meydanı karıştığı için sandık başında “şizofrenik” tepkiler veren seçmeni heyecanlandıran da buydu..
İnönü-Bayar kapışmasının gölgesinde yaşanan bir tür Hergeleci İbrahim ile Adalı Halil güreşi..
O yıllarda zihinsel gelişimimize birinci dereceden katkıda bulunan ve entelektüel yükselişimize zemin hazırlayan Karagöz gazetesini de unutmamak gerek..
Tabloid boydaki gazetenin haftada bir kapak resmi bu iki siyasetçinin temsili güreşi olduğu için, ahali de bu işi pehlivan rekabeti gibi görmeye şartlanmıştı..
Daha derin birikimi olanlar bu güzelliklerden siyasi sloganlar da çıkardılar..
Beygir Partisi’ninki “Geldi İsmet, gitti kısmet..” şeklindeydi..
Altı Kazık Partisi’nin cevabı hiç geçikmedi:
“Geldi Bayar.. Bozuldu ayar..”
***
Zamanın yandaş medyasından bazı kendini bilmez ağzı bozuklar türküsünü bile yapıp seçmenin ağzına verdiler..
“Vay seni koca Bayar.. Sözün tutumuyor ayar.. Gelsin oy zamanları.. Bakalım kime kayar..”
Yukarıdaki “kayar” sözcüğünü el hareketi ile takviye etmeye kalkışmayın.. Çünkü meali sizin aklınıza düşürdüğünüz gibi değil..
“Sandıktaki oy kaymasından..” dem vuruluyor türküde..
SIFIR YARATICILIK
Şimdikilerin hallerine bakıyorum da..
O yıllarda topu topu iki üniversitesi olan bir ülkenin siyaseti bile bugünkünden daha renkliydi..
Siyasetçileri de o kadar renkliydi..
Yahu bunların ağzından şöyle zekice bir laf çıkmaz mı? Okuyanı, dinleyeni ***iflendiren.. “Hah şöyle..” dedirten bir laf..
Edeceksin ki öyle bir lafı vatandaş kahvede birbirine anlatıp gülecek.. Senin de zekânın hakkını verecek..
Bir bellemişler “Seni müfteri ilân ederim..” o kadar..
“Sen hırsızsın.. Deveyi hamuduyla yutmuşsun..”
“İspat edemezsen seni müfteri ilân ederim..”
“Seni kırda görmüşler.. Başına çorap örmüşler..”
“Yok öyle bir şey.. Sen müfterisin..”
“On yıl önce kıçında don yoktu..”
“Anamın yastığından şu kadar para çıktı.. Bilip bilmeden konuştuğun için seni müfteri ilân ettim..”
Müfteri aşağı.. Müfteri yukarı.. Süleyman Bey çıkardı bu “müfteri” lafını başımıza.. Ecevit için deyiverdi, siyasetin diline yapıştı..
Ahali bu dediğinizi anlıyor mu soran yok..
İYİ BİR ŞEY GALİBA
Müfteri, bildiğimiz “iftira” fiilinden türeme Arapça bir sözcük.. İftiracı demek oluyor..
Osmanlı’nın kibarı bizim Dil Kurumu yöntemleri ile üretilen kelimelere uzak durduğundan, bunları biraz hamal lisanı kabul ettiğinden böyle laflara meraklı..
İftira atanın adı müfteri..
Yaratıcılıktan nasipsiz siyasetçiler bayıldılar bu lafa.. Birine kızıp da “müfterisin..” dediler mi adamın işini bitirdik sanıyorlar..
Bana sorarsanız ahali bu “müfteri” lafını iyi bir şey zannediyor..
Adamı gördün mü? Hem dünyanın malını götürdü, hem koltuğu kaptı.. Fazladan bir de müfteriymiş arkadaş..
Bizim Halis mesela.. Şu sıralarda siyasete fazladan meraklı..
Merakı da “Oy kullanmazsam para cezası gelir mi abey?” sorusuyla sınırlı..
Geçenlerde ayağımın altında dolanırken ona sordum..
“Müfteri ne biliyor musun?”
“Defteri mi? Görmedim abey..”
***
Al sana siyasal bilinç.. Al sana siyasal kültür..
Dediklerimin arkasındayım..
Bütün siyasetçilere tavsiyemdir.. Dediğiniz anlaşılır olsun.. Vatandaş lafınızdan mânâ çıkarsın..
Seviyeyi düşürmekten korkmayın.. Söyleminizi gübre gibi düşünün, tarlayı boynu bükük bırakmayın..
Günün tavsiye edilen sloganını da vereyim olsun bari:
“Köprü altı cam cam.. Seni öpsün amcam..”
Karşı taraf sertleşirse “Onu öyle demezler..” diye başlayan devamı da var..
Selahattin Duman Yazara ulaşmak için : sduman@gazetevatan.com
Entel takımını hop oturtup hop kaldıran iki cümleyle yine şenlendi avare gönlümüz..
“Yüz sene geçse bile iktidar olamazsın..”
“Sen de bin sene geçse adam olamazsın..”
İşini bilmeyen çavuşların birbirlerine sıktıkları iki kurusıkı mermi.. İkisi de boşa gitti işte..
Hedefi gözünden vuracaksan formül basit..
Ahali üç dört yüz kelimeyle konuşuyorsa sen de siyasetini bu lügat çerçevesinde yapacaksın..
Lügatta olmayan laflar edip vatandaşın ön beyin lobunu haşlamayacaksın..
Bizim ahali çok partili demokrasiye “İsmet Paşa ile Celâl Bayar güreşirse kim kazanır?” sorusunun cevabını arayarak girmiştir..
İsmet Paşa’nın kafası iriceydi, fazladan çatallıydı.. Yandan baktığında iki kafası varmış gibi duruyordu..
Vücudu ise bu kafaya oranla daha ufak kalıyordu..
***
Siyasete meraklı ahalinin İsmet Paşa’yı baş pehlivanların en hafif sıkletlisi Hergeleci İbrahim’e benzetmesi bu yüzdendir..
Hergeleci İbrahim başpehlivandı ama lapacı değildi.. Kimin yanına dikilse otuz, kırk okka hafif kalırdı.. Buna karşılık kurnazdı..
Bizim Sedat Sertoğlu’nun merhum babası Murat Bey’in tefrikalarına bakılırsa hasımlarını bu kurnazlığı sayesinde yenerdi..
Lafın burasında bir not düşeyim ki sözlüğümüze dört yüz birinci kelime olarak işlensin..
BİRAZ DA TARİH
Dikkat buyurun! Pehlivanımızın adı Hergele İbrahim, değil “Hergeleci”dir..
Yani binek olarak eğitilmiş veya yük taşımak üzere kullanılan beygir satıcısı..
Yeni lisanımızda “çakallık düşünen kurnaz serseri..” mealinde kullanılması, bizim İbrahim Pehlivan’ın zekâsına bir zarf atar ama o kadar..
Devam ediyorum..
Üçüncü Cumhurbaşkanımız merhum Celâl Bayar da kısa boyluydu.. Vücudu biraz etliceydi..
Son yıllarda hayli göbeklendiğinden Adalı Halil pehlivanın 36 numaralısı gibi görüntü veriyordu..
Zihninde seçim meydanı ile siyaset meydanı karıştığı için sandık başında “şizofrenik” tepkiler veren seçmeni heyecanlandıran da buydu..
İnönü-Bayar kapışmasının gölgesinde yaşanan bir tür Hergeleci İbrahim ile Adalı Halil güreşi..
O yıllarda zihinsel gelişimimize birinci dereceden katkıda bulunan ve entelektüel yükselişimize zemin hazırlayan Karagöz gazetesini de unutmamak gerek..
Tabloid boydaki gazetenin haftada bir kapak resmi bu iki siyasetçinin temsili güreşi olduğu için, ahali de bu işi pehlivan rekabeti gibi görmeye şartlanmıştı..
Daha derin birikimi olanlar bu güzelliklerden siyasi sloganlar da çıkardılar..
Beygir Partisi’ninki “Geldi İsmet, gitti kısmet..” şeklindeydi..
Altı Kazık Partisi’nin cevabı hiç geçikmedi:
“Geldi Bayar.. Bozuldu ayar..”
***
Zamanın yandaş medyasından bazı kendini bilmez ağzı bozuklar türküsünü bile yapıp seçmenin ağzına verdiler..
“Vay seni koca Bayar.. Sözün tutumuyor ayar.. Gelsin oy zamanları.. Bakalım kime kayar..”
Yukarıdaki “kayar” sözcüğünü el hareketi ile takviye etmeye kalkışmayın.. Çünkü meali sizin aklınıza düşürdüğünüz gibi değil..
“Sandıktaki oy kaymasından..” dem vuruluyor türküde..
SIFIR YARATICILIK
Şimdikilerin hallerine bakıyorum da..
O yıllarda topu topu iki üniversitesi olan bir ülkenin siyaseti bile bugünkünden daha renkliydi..
Siyasetçileri de o kadar renkliydi..
Yahu bunların ağzından şöyle zekice bir laf çıkmaz mı? Okuyanı, dinleyeni ***iflendiren.. “Hah şöyle..” dedirten bir laf..
Edeceksin ki öyle bir lafı vatandaş kahvede birbirine anlatıp gülecek.. Senin de zekânın hakkını verecek..
Bir bellemişler “Seni müfteri ilân ederim..” o kadar..
“Sen hırsızsın.. Deveyi hamuduyla yutmuşsun..”
“İspat edemezsen seni müfteri ilân ederim..”
“Seni kırda görmüşler.. Başına çorap örmüşler..”
“Yok öyle bir şey.. Sen müfterisin..”
“On yıl önce kıçında don yoktu..”
“Anamın yastığından şu kadar para çıktı.. Bilip bilmeden konuştuğun için seni müfteri ilân ettim..”
Müfteri aşağı.. Müfteri yukarı.. Süleyman Bey çıkardı bu “müfteri” lafını başımıza.. Ecevit için deyiverdi, siyasetin diline yapıştı..
Ahali bu dediğinizi anlıyor mu soran yok..
İYİ BİR ŞEY GALİBA
Müfteri, bildiğimiz “iftira” fiilinden türeme Arapça bir sözcük.. İftiracı demek oluyor..
Osmanlı’nın kibarı bizim Dil Kurumu yöntemleri ile üretilen kelimelere uzak durduğundan, bunları biraz hamal lisanı kabul ettiğinden böyle laflara meraklı..
İftira atanın adı müfteri..
Yaratıcılıktan nasipsiz siyasetçiler bayıldılar bu lafa.. Birine kızıp da “müfterisin..” dediler mi adamın işini bitirdik sanıyorlar..
Bana sorarsanız ahali bu “müfteri” lafını iyi bir şey zannediyor..
Adamı gördün mü? Hem dünyanın malını götürdü, hem koltuğu kaptı.. Fazladan bir de müfteriymiş arkadaş..
Bizim Halis mesela.. Şu sıralarda siyasete fazladan meraklı..
Merakı da “Oy kullanmazsam para cezası gelir mi abey?” sorusuyla sınırlı..
Geçenlerde ayağımın altında dolanırken ona sordum..
“Müfteri ne biliyor musun?”
“Defteri mi? Görmedim abey..”
***
Al sana siyasal bilinç.. Al sana siyasal kültür..
Dediklerimin arkasındayım..
Bütün siyasetçilere tavsiyemdir.. Dediğiniz anlaşılır olsun.. Vatandaş lafınızdan mânâ çıkarsın..
Seviyeyi düşürmekten korkmayın.. Söyleminizi gübre gibi düşünün, tarlayı boynu bükük bırakmayın..
Günün tavsiye edilen sloganını da vereyim olsun bari:
“Köprü altı cam cam.. Seni öpsün amcam..”
Karşı taraf sertleşirse “Onu öyle demezler..” diye başlayan devamı da var..
Selahattin Duman Yazara ulaşmak için : sduman@gazetevatan.com