TELE KLON DİNLEME NEDİR ?
Telefonların pin ve puk numaraları kopyalanıyor,
karşılıklı hiç konuşmamış olan iki kişi konuşmuş gibi gösterilebiliyor.
Uzman Bilirkişiler “eşleştirme” adı verilen sistemi, savcılara bilgisayar üzerinden kanıtlarken,
bu sistemin, sim kartların pin ve puk kodları klonlanarak yapılabileceği ortaya çıktı.
Türkiye genelinde yürütülen örgütlü suçlarla ilgili soruşturmaların tamamında telefon dinleme ve izleme yöntemleri uygulanıyor.
Dinlemede, birbirleriyle görüşen kişilerin konuşmaları kayda alınıyor.
Kayda alınan konuşmalardaki kişilerin kim oldukları kolayca saptanabiliyor.
Telefon izlemesi yapıldığında ise izlenen numaradan hangi numaranın arandığı, ne kadar süreyle görüşüldüğü gibi telefon faturalarında da görülebilecek bilgilere ulaşılıyor.
Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı, özellikle telefonların izlenmesi konusunda soru işaretlerine yol açacak bir tespitte bulundu.
Numaralar klonlanıyor
Askeri savcılar Ahmet Zeki Üçok ve Mehmet Çelik, gözaltına alınan kişilerin telefon izleme kayıtlarında
“görüştükleri” gözüken bazı kişilerle hiç görüşmediklerini iddia etmeleri üzerine bilirkişilere başvurdu.
Bilirkişiler “eşleştirme” adı verilen sistemi, savcılara bilgisayar üzerinden kanıtladı.
Buna göre sistem şöyle işliyor:
Bir internet sitesine girilerek “arayan” ve “aranan” numara bölümüne görüşmüş gibi gösterilmek istenen numaralar yazılıyor.
“Ara” tuşuna basıldığında her iki numara birbiriyle görüşmüş gibi kayda geçiyor.
Aynı zamanda elektronik mühendisi olan TBMM Telekulak Komisyonu üyesi ve CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan da, bir kişinin numarasını kullanarak arama yapmanın mümkün olduğunu söyledi.
Seyhan bu sistemi şöyle anlattı:
“Sim kartlarının pin ve puk numaraları, kredi kartları dolandırıcılığında olduğu gibi kopyalanabilir. Kopyalama yapıldıktan sonra, numaralar kullanılarak, söz konusu telefonla, bir başkası aranmış gibi gösterilebilir.
Biz buna ‘eşleştirme’ diyoruz. Bir kişi aynı anda iki yerde olamayacağı için mağdurlar, baz istasyonu verilerini kullanarak, o arama saatinde nerede olduğunu kanıtlayabilir.
Genelde aramalar, mağdurun o anda bulunduğu yer kodlanarak yapılıyor.
Bu durumda istendiği gibi komplo kurulabilir.”
Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, Savcı Çelik’in bu konuda kendisine,
“Telefon görüşmelerinin üçüncü bir kişi tarafından yapılabileceği belgelendi. Ben şu an istersem İbrahim Karagül’ü kendi telefonundan Abdullah Öcalan’la görüşmüş gibi gösterebilirim.
İstersem Demet Akalın’la görüşmüş gibi yaparım. Bunlar Turkcell’de kaydedilir.
Bunu biz ortaya çıkardık” dediğini yazdı.
Ancak Çelik’in avukatının gönderdiği tekzip , dün Karagül’ün köşesinde yayımlandı.
Tekzip metninde, bu tip konuların “soruşturmanın gizliliği” gerekçesiyle hiçbir zaman gündeme getirilmediği kaydedildi.
Büyük tehdit
Askeri savcılıkça tutanak altına alınan yöntem, özellikle “telefon izlemeler” konusunda büyük tehdit oluşturuyor.
Uzmanlar, “Bu program kullanılarak, herhangi bir kişinin telefonu bir terör örgütü mensubunun telefonu ile eşleştirilebilir.
Savcılık kayıtları incelediğinde, bu kişinin terör örgütü mensubu ile görüşme yaptığını görecektir” dedi.
Emniyet, MİT ve jandarmanın ülke genelindeki iletişimi izlediğini Milliyet daha önce açığa çıkarmıştı.
Bu şekilde “eşleştirme” yapılan telefonlar, ülke genelindeki iletişiminin izlendiği düşünüldüğünde daha büyük tehdit yaratıyor.
Turkcell: Bizden kaynaklanmıyor
VoIP (İnternet üzerinden yapılan telefon görüşmesi) ile telefon görüşmesi yapmaya olanak tanıyan bir yazılım sayesinde,
aranan cep telefonu numarasının ekranında “arayan” değil, farklı bir numaranın gösterilebildiği ortaya çıktı.
Bunun yapılabilmesi için VoIP üzerinden oluşturulan bu çağrının,
sabit ya da mobil operatörün şebekesine bir UMTH (Uzun mesafe telefon hizmetleri) operatörü tarafından taşınması gerekiyor.
UMTH işletmeleri, alternatif telekom operatörleri olarak adlandırılıyor.
Turkcell yaptığı açıklamada, eşleştirme yönteminin kendisinden kaynaklanmadığını, UMTH operatöründen gelen numaranın telefon ekranında gösterildiğini bildirdi.
Prof. Tezcan: Tek başına delil olmaz
Ceza Hukuku uzmanı Prof. Dr. Durmuş Tezcan, telefon izlemelerinin somut olaylarla kanıtlanmadıkça tek başına delil olmayacağını belirterek şunları söyledi:
“Zaten bu telefon olaylarının çivisi çıktı.
İletişimin olanaklarıyla neler yapılabileceği ortada. Tatsız taraf; önce yasadışı yoldan bir kişiyi dinleyip, sonra hâkimden izin alıp iletişimi dinleme gibi olayların yaşanması.
Bunlar kanıtlanırsa, hukuki yolların işletilmesi gerekir. Hukuk iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir.
Yoksa hukuk zalimin elinde zulüm olur. Mevzuata göre, bu yöntemle bir kişi suçlanırsa, suçlayan kişi “iftira” suçunu işlemiş olur. Suçlanan kişi tutuklanırsa, bu kez ‘kişiyi özgürlüğünden alıkoyma’ suçu işlenir.
Bu nedenle bu tip bir eylemden kuşku duyanlar savcılığa itiraz etmeli.”
Milliyet
alıntıdır saygılar
Telefonların pin ve puk numaraları kopyalanıyor,
karşılıklı hiç konuşmamış olan iki kişi konuşmuş gibi gösterilebiliyor.
Uzman Bilirkişiler “eşleştirme” adı verilen sistemi, savcılara bilgisayar üzerinden kanıtlarken,
bu sistemin, sim kartların pin ve puk kodları klonlanarak yapılabileceği ortaya çıktı.
Türkiye genelinde yürütülen örgütlü suçlarla ilgili soruşturmaların tamamında telefon dinleme ve izleme yöntemleri uygulanıyor.
Dinlemede, birbirleriyle görüşen kişilerin konuşmaları kayda alınıyor.
Kayda alınan konuşmalardaki kişilerin kim oldukları kolayca saptanabiliyor.
Telefon izlemesi yapıldığında ise izlenen numaradan hangi numaranın arandığı, ne kadar süreyle görüşüldüğü gibi telefon faturalarında da görülebilecek bilgilere ulaşılıyor.
Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı, özellikle telefonların izlenmesi konusunda soru işaretlerine yol açacak bir tespitte bulundu.
Numaralar klonlanıyor
Askeri savcılar Ahmet Zeki Üçok ve Mehmet Çelik, gözaltına alınan kişilerin telefon izleme kayıtlarında
“görüştükleri” gözüken bazı kişilerle hiç görüşmediklerini iddia etmeleri üzerine bilirkişilere başvurdu.
Bilirkişiler “eşleştirme” adı verilen sistemi, savcılara bilgisayar üzerinden kanıtladı.
Buna göre sistem şöyle işliyor:
Bir internet sitesine girilerek “arayan” ve “aranan” numara bölümüne görüşmüş gibi gösterilmek istenen numaralar yazılıyor.
“Ara” tuşuna basıldığında her iki numara birbiriyle görüşmüş gibi kayda geçiyor.
Aynı zamanda elektronik mühendisi olan TBMM Telekulak Komisyonu üyesi ve CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan da, bir kişinin numarasını kullanarak arama yapmanın mümkün olduğunu söyledi.
Seyhan bu sistemi şöyle anlattı:
“Sim kartlarının pin ve puk numaraları, kredi kartları dolandırıcılığında olduğu gibi kopyalanabilir. Kopyalama yapıldıktan sonra, numaralar kullanılarak, söz konusu telefonla, bir başkası aranmış gibi gösterilebilir.
Biz buna ‘eşleştirme’ diyoruz. Bir kişi aynı anda iki yerde olamayacağı için mağdurlar, baz istasyonu verilerini kullanarak, o arama saatinde nerede olduğunu kanıtlayabilir.
Genelde aramalar, mağdurun o anda bulunduğu yer kodlanarak yapılıyor.
Bu durumda istendiği gibi komplo kurulabilir.”
Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, Savcı Çelik’in bu konuda kendisine,
“Telefon görüşmelerinin üçüncü bir kişi tarafından yapılabileceği belgelendi. Ben şu an istersem İbrahim Karagül’ü kendi telefonundan Abdullah Öcalan’la görüşmüş gibi gösterebilirim.
İstersem Demet Akalın’la görüşmüş gibi yaparım. Bunlar Turkcell’de kaydedilir.
Bunu biz ortaya çıkardık” dediğini yazdı.
Ancak Çelik’in avukatının gönderdiği tekzip , dün Karagül’ün köşesinde yayımlandı.
Tekzip metninde, bu tip konuların “soruşturmanın gizliliği” gerekçesiyle hiçbir zaman gündeme getirilmediği kaydedildi.
Büyük tehdit
Askeri savcılıkça tutanak altına alınan yöntem, özellikle “telefon izlemeler” konusunda büyük tehdit oluşturuyor.
Uzmanlar, “Bu program kullanılarak, herhangi bir kişinin telefonu bir terör örgütü mensubunun telefonu ile eşleştirilebilir.
Savcılık kayıtları incelediğinde, bu kişinin terör örgütü mensubu ile görüşme yaptığını görecektir” dedi.
Emniyet, MİT ve jandarmanın ülke genelindeki iletişimi izlediğini Milliyet daha önce açığa çıkarmıştı.
Bu şekilde “eşleştirme” yapılan telefonlar, ülke genelindeki iletişiminin izlendiği düşünüldüğünde daha büyük tehdit yaratıyor.
Turkcell: Bizden kaynaklanmıyor
VoIP (İnternet üzerinden yapılan telefon görüşmesi) ile telefon görüşmesi yapmaya olanak tanıyan bir yazılım sayesinde,
aranan cep telefonu numarasının ekranında “arayan” değil, farklı bir numaranın gösterilebildiği ortaya çıktı.
Bunun yapılabilmesi için VoIP üzerinden oluşturulan bu çağrının,
sabit ya da mobil operatörün şebekesine bir UMTH (Uzun mesafe telefon hizmetleri) operatörü tarafından taşınması gerekiyor.
UMTH işletmeleri, alternatif telekom operatörleri olarak adlandırılıyor.
Turkcell yaptığı açıklamada, eşleştirme yönteminin kendisinden kaynaklanmadığını, UMTH operatöründen gelen numaranın telefon ekranında gösterildiğini bildirdi.
Prof. Tezcan: Tek başına delil olmaz
Ceza Hukuku uzmanı Prof. Dr. Durmuş Tezcan, telefon izlemelerinin somut olaylarla kanıtlanmadıkça tek başına delil olmayacağını belirterek şunları söyledi:
“Zaten bu telefon olaylarının çivisi çıktı.
İletişimin olanaklarıyla neler yapılabileceği ortada. Tatsız taraf; önce yasadışı yoldan bir kişiyi dinleyip, sonra hâkimden izin alıp iletişimi dinleme gibi olayların yaşanması.
Bunlar kanıtlanırsa, hukuki yolların işletilmesi gerekir. Hukuk iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir.
Yoksa hukuk zalimin elinde zulüm olur. Mevzuata göre, bu yöntemle bir kişi suçlanırsa, suçlayan kişi “iftira” suçunu işlemiş olur. Suçlanan kişi tutuklanırsa, bu kez ‘kişiyi özgürlüğünden alıkoyma’ suçu işlenir.
Bu nedenle bu tip bir eylemden kuşku duyanlar savcılığa itiraz etmeli.”
Milliyet
alıntıdır saygılar
Yorum