BU BAKAN YÜZME BİLMİYOR
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti. Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.
Bir gün yapılmayan bir şeyi yapmaya kalktı.
Nihayet :
- Öyle bir şey yapayım ki gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti :
- Pazar günü saat 10.00'da denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10.00'da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
- Bakan yüzme bilmiyor!
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti. Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.
Bir gün yapılmayan bir şeyi yapmaya kalktı.
Nihayet :
- Öyle bir şey yapayım ki gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti :
- Pazar günü saat 10.00'da denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10.00'da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
- Bakan yüzme bilmiyor!
Yorum