'HAÇAN' KELİMESİNİN VATANI NERE?
11 Mayıs 2009 11:15
Karadenizlilerin sıkça kullandığı 'haçan' sözünün kaynağını biliyor musunuz? Bu kelime bakın nereden dilimize yerleşmiş.
Karadenizlilerin sıklıkla kullandığı ve kendileriyle özdeşleşen ''Haçan'' gibi kelimelerin, Orta Asya Türk boylarınca kullanıldığı ve bugünlere kadar geldiği bildirildi.
Ordu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Salim Küçük, ''Doğu Karadeniz Bölgesi insanının kullandığı ağzın, Orta Asya Türk boylarının kullandığı ağız özelliklerini yansıttığını'' söyledi.
Küçük, Orta Asya Türk boylarının kullandığı ağız ile Doğu Karadeniz Bölgesi insanının kullandığı ağızın benzerliğini şöyle anlattı:
''Örneğin ''kaçan'' kelimesi var. Kelime sekizinci yüzyılda Göktürk yazıtlarında ''kaçan'' şeklinde geçiyor. Uygur dönemi yazılı eserlerinden İyi Prens ve Kötü Prens, Altun Yaruk gibi eserlerde de aynı şekilde geçiyor. Kelime 15'inci yüzyılda, eski Kıpçak Türkçesi'nde yine yazılı kaynaklar itibarıyla 'haçan' şekline dönüşmüş. Yazılı dilde 'haçan' şekline dönüşen kelime, Karadeniz ağızlarına da 'haçan' şeklinde yerleşmiş. 'Ne vakit', 'ne zaman ki', 'her ne zaman', 'vakta ki', 'madem ki', 'ne çabuk' gibi anlamlara geliyor. Anadolu ağızları, bu tür kullanımlar yönünden son derece zengin. Her köşede böyle küçük hazinelere rastlayabilirsiniz.''
Küçük, Türkçe'de bayak, bıldır, erincek, kaçan/haçan, kölük, şişek, tike, tor, tünür/dünür, bertilmek, sançmak gibi isim ve fiillerin yıllar geçmesine rağmen unutulmamasının ve Anadolu ağızlarında, Doğu Karadeniz ağızlarında bu kelimelere rastlanılmasının çok önemli olduğunu ve Türkçe'de buna benzer yüzlerce kelime olduğunu söyledi.
ÖRF VE ADETLERDE BENZERLİKLER
Yiyecek, içecek kültürü, davranışlar ve kullanılan eşyaların da Orta Asya Türk boylarından bu yana benzerlik gösterdiğini belirten Küçük, şunları söyledi:
''Örneğin 'albastı' diye bir kavram var. Kökeni eski Türk mitolojisine dayanıyor. Loğusa kadına kırmızı giydirmiyorlar. Yanında mutlaka bir kişiyi, bebeği ve anneyi koruması için bulunduruyorlar. Hatta loğusa kadının yanında demir veya çelikten yapılmış makas, bıçak gibi kesici bir takım aletler bulunduruyorlar. Bu tür davranışlara, Orta Asya Türk devletlerinde de rastlanıyor. Şamanlardan, Göksakallılardan, Dede Korkut'tan gelen yaşlıların bilgisine başvurma davranışımız var.''
11 Mayıs 2009 11:15
Karadenizlilerin sıkça kullandığı 'haçan' sözünün kaynağını biliyor musunuz? Bu kelime bakın nereden dilimize yerleşmiş.
Karadenizlilerin sıklıkla kullandığı ve kendileriyle özdeşleşen ''Haçan'' gibi kelimelerin, Orta Asya Türk boylarınca kullanıldığı ve bugünlere kadar geldiği bildirildi.
Ordu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Salim Küçük, ''Doğu Karadeniz Bölgesi insanının kullandığı ağzın, Orta Asya Türk boylarının kullandığı ağız özelliklerini yansıttığını'' söyledi.
Küçük, Orta Asya Türk boylarının kullandığı ağız ile Doğu Karadeniz Bölgesi insanının kullandığı ağızın benzerliğini şöyle anlattı:
''Örneğin ''kaçan'' kelimesi var. Kelime sekizinci yüzyılda Göktürk yazıtlarında ''kaçan'' şeklinde geçiyor. Uygur dönemi yazılı eserlerinden İyi Prens ve Kötü Prens, Altun Yaruk gibi eserlerde de aynı şekilde geçiyor. Kelime 15'inci yüzyılda, eski Kıpçak Türkçesi'nde yine yazılı kaynaklar itibarıyla 'haçan' şekline dönüşmüş. Yazılı dilde 'haçan' şekline dönüşen kelime, Karadeniz ağızlarına da 'haçan' şeklinde yerleşmiş. 'Ne vakit', 'ne zaman ki', 'her ne zaman', 'vakta ki', 'madem ki', 'ne çabuk' gibi anlamlara geliyor. Anadolu ağızları, bu tür kullanımlar yönünden son derece zengin. Her köşede böyle küçük hazinelere rastlayabilirsiniz.''
Küçük, Türkçe'de bayak, bıldır, erincek, kaçan/haçan, kölük, şişek, tike, tor, tünür/dünür, bertilmek, sançmak gibi isim ve fiillerin yıllar geçmesine rağmen unutulmamasının ve Anadolu ağızlarında, Doğu Karadeniz ağızlarında bu kelimelere rastlanılmasının çok önemli olduğunu ve Türkçe'de buna benzer yüzlerce kelime olduğunu söyledi.
ÖRF VE ADETLERDE BENZERLİKLER
Yiyecek, içecek kültürü, davranışlar ve kullanılan eşyaların da Orta Asya Türk boylarından bu yana benzerlik gösterdiğini belirten Küçük, şunları söyledi:
''Örneğin 'albastı' diye bir kavram var. Kökeni eski Türk mitolojisine dayanıyor. Loğusa kadına kırmızı giydirmiyorlar. Yanında mutlaka bir kişiyi, bebeği ve anneyi koruması için bulunduruyorlar. Hatta loğusa kadının yanında demir veya çelikten yapılmış makas, bıçak gibi kesici bir takım aletler bulunduruyorlar. Bu tür davranışlara, Orta Asya Türk devletlerinde de rastlanıyor. Şamanlardan, Göksakallılardan, Dede Korkut'tan gelen yaşlıların bilgisine başvurma davranışımız var.''