ÜNİVERSİTE sınavına girdiğim yıl, liseden sonra 3 haftalık bir "dersane eğitimi" ÖSS'yi kazanmama yetmişti. Zamanla, lise öğrencilerinin dersaneye gitme süresi uzadıkça uzadı. Önce son sınıftaki öğrenciler, tüm sezonu dersaneye ayırdılar.
Sonra, bir önceki sınıfta sezonluk dersane eğitimi başladı. Yetmedi, tüm lise eğitimi boyunca dersane ihtiyacı belirdi.
Ve öğrenci, iyi bir özel okula gitse bile dersane zorunluluğu azalmadı. Yani aileler hem özel okula yüklüce para ödediler, hem de dersaneye para verdiler.
*
Ancak şimdiki Milli Eğitim Bakanı, öğrencilerin erken yaşta dersaneye başlamaları konusunda bir inanılmazı gerçekleştirdi.
Artık öğrenciler, ilköğretim 6'ncı sınıftan itibaren, yani 12 yaşında dersaneye başlıyorlar.
Üstelik sayın Bakan, dünyada eşi olmayan bu başarıyı sadece birkaç yılda gerçekleştirdi.
Aslında Başbakan Erdoğan, eğer Milli Eğitim Bakanı nı değiştirmez, görevinde tutarsa, dersaneye başlama yaşını ilköğretim 1 'inci sınıfa çekeceğinden hiç kuşkum yok.
Hatta inşallah, Sayın Bakanı'mız görevinde bir iki seçim dönemi daha kalır ve dersaneyi, anaokulu sınıfı düzeyine çeker. Böylece, dünyaya bir "eğitim ekolü" armağan etmiş oluruz.
Sayın Bakan da, "Mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederim" diyen selefi gibi tarihe geçer.
*
Peki, dersanelerin ilköğretim 6'ncı sınıf düzeyine çekilmesinin yararları olmadı mı?
Tabii ki oldu. Öncelikle, 12-14 yaşlarındaki enerji dolu gençleri, haftada 8-10 saat evden uzakta tutma şansı doğdu.
Dersaneye gidip gelirken lazım olur diye hepsine birer cep telefonu alındı, ekonomi canlandı. Dersaneler doldu, öğretmenler, personel iş güç sahibi oldu.
Peki ya öğrenciye faydası?
İşte onu hiç sormayın. Çünkü yok. Belki eğitimde katkısı oluyordur ama onun dışında sıfır fayda.
*
Şimdi diyelim ki, 6'ncı sınıfta bir çocuğunuz var. İlköğretimin son 3 yılında her yıl SBS'ye (Seviye Belirleme Sınavı) girecek. Sonra dönem içinde aldığı notlar toplanacak. Devamsızlık ve haylazlık etmez, her sınavdan tam puan alırsa, ilköğretimi tam puanla bitirecek ve 1000 kadar başarılı öğrencinin arasına girecek.
Peki liseyi nerede okumasını istersiniz?
Robert Kolej, Galatasaray, İstanbul Erkek ve birkaç lise daha. Bunların toplam kontenjanı 1000 den az.
Yani öğrenci, üç yıl iyi bir özel okul, hafta sonları dersane, her yıl tüm derslerden tam not, sıfır devamsızlık yapıp tam puan alsa bile, iyi bir lise garanti değil.
Çok aday varsa, kimin önce doğduğuna bakılacak. Diyelim sizinki, yaştan da tutturdu. (Haa bu arada, çocuklarının yaşlarını küçültenler varmış.)
Gene giremez.
Çünkü artık yabancı liseler, kendi sınavlarını yapacaklar. Yani sistem, çöpe...
Ben böyle bakan bulmuşum, değişmesini ister miyim? Lütfen Sayın Başbakan, Milli Eğitim Bakanı'nı değiştirmeyin...
Doğan Satmış
Dershane yaşı anaokuluna insin
Sonra, bir önceki sınıfta sezonluk dersane eğitimi başladı. Yetmedi, tüm lise eğitimi boyunca dersane ihtiyacı belirdi.
Ve öğrenci, iyi bir özel okula gitse bile dersane zorunluluğu azalmadı. Yani aileler hem özel okula yüklüce para ödediler, hem de dersaneye para verdiler.
*
Ancak şimdiki Milli Eğitim Bakanı, öğrencilerin erken yaşta dersaneye başlamaları konusunda bir inanılmazı gerçekleştirdi.
Artık öğrenciler, ilköğretim 6'ncı sınıftan itibaren, yani 12 yaşında dersaneye başlıyorlar.
Üstelik sayın Bakan, dünyada eşi olmayan bu başarıyı sadece birkaç yılda gerçekleştirdi.
Aslında Başbakan Erdoğan, eğer Milli Eğitim Bakanı nı değiştirmez, görevinde tutarsa, dersaneye başlama yaşını ilköğretim 1 'inci sınıfa çekeceğinden hiç kuşkum yok.
Hatta inşallah, Sayın Bakanı'mız görevinde bir iki seçim dönemi daha kalır ve dersaneyi, anaokulu sınıfı düzeyine çeker. Böylece, dünyaya bir "eğitim ekolü" armağan etmiş oluruz.
Sayın Bakan da, "Mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederim" diyen selefi gibi tarihe geçer.
*
Peki, dersanelerin ilköğretim 6'ncı sınıf düzeyine çekilmesinin yararları olmadı mı?
Tabii ki oldu. Öncelikle, 12-14 yaşlarındaki enerji dolu gençleri, haftada 8-10 saat evden uzakta tutma şansı doğdu.
Dersaneye gidip gelirken lazım olur diye hepsine birer cep telefonu alındı, ekonomi canlandı. Dersaneler doldu, öğretmenler, personel iş güç sahibi oldu.
Peki ya öğrenciye faydası?
İşte onu hiç sormayın. Çünkü yok. Belki eğitimde katkısı oluyordur ama onun dışında sıfır fayda.
*
Şimdi diyelim ki, 6'ncı sınıfta bir çocuğunuz var. İlköğretimin son 3 yılında her yıl SBS'ye (Seviye Belirleme Sınavı) girecek. Sonra dönem içinde aldığı notlar toplanacak. Devamsızlık ve haylazlık etmez, her sınavdan tam puan alırsa, ilköğretimi tam puanla bitirecek ve 1000 kadar başarılı öğrencinin arasına girecek.
Peki liseyi nerede okumasını istersiniz?
Robert Kolej, Galatasaray, İstanbul Erkek ve birkaç lise daha. Bunların toplam kontenjanı 1000 den az.
Yani öğrenci, üç yıl iyi bir özel okul, hafta sonları dersane, her yıl tüm derslerden tam not, sıfır devamsızlık yapıp tam puan alsa bile, iyi bir lise garanti değil.
Çok aday varsa, kimin önce doğduğuna bakılacak. Diyelim sizinki, yaştan da tutturdu. (Haa bu arada, çocuklarının yaşlarını küçültenler varmış.)
Gene giremez.
Çünkü artık yabancı liseler, kendi sınavlarını yapacaklar. Yani sistem, çöpe...
Ben böyle bakan bulmuşum, değişmesini ister miyim? Lütfen Sayın Başbakan, Milli Eğitim Bakanı'nı değiştirmeyin...
Doğan Satmış
Dershane yaşı anaokuluna insin
Yorum