Türkiye'de ilk olarak 2002 yılında görülen kene ısırmaları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı, her geçen yıl giderek artıyor.
2002 yılından bu zamana kadar bin 100 köyde 2 bin 315 hastalık vakası görüldü. Bugüne kadar kene tarafından ısırılan 140 kişi hayatını kaybetti.
Sağlık Bakanlığı, KKKA Hastalığı risk haritasını çıkardı. Buna göre vakalar çoğunlukla Orta Anadolu ve Orta Karadeniz Bölgesi'nde, yani Kelkit Vadisi başta olmak üzere Gümüşhane, Tokat, Sivas, Amasya, Çorum Yozgat, Kastamonu, Karabük ve Çankırı illerinde yoğunlaşıyor.
Daha çok havaların ısındığı yaz mevsiminde görülen kene vakalarıyla, bu yıl daha erken karşılaşıldı. Kene vakalarının bu yıl daha erken görülmesinin en büyük nedenin ise hava sıcaklıklarındaki artış olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, sıcak ortamda yaşama ve üreme imkânı bulan kenelerin, yumurtadan daha erken çıkarak aktif hale geldiği ve insanlarla temas haline geçtiğine dikkat çekiyor.
Kenelerin havaların soğumaya başladığı kasım ayına kadar aktif olacağını hatırlatan uzmanlar, insanların yaz döneminde çok dikkatli olmaları uyarısında bulunuyor. Özellikle araziden eve dönüşte mutlaka tüm vücutta detaylı bir kene taraması yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Orhan Yıldız, bir kenenin yılda ortalama 6 bin yavru bıraktığını ve bunu engellemenin imkânsız olduğunu söyledi.
Engellenemediği için kene sayısının her geçen yıl giderek arttığını buna paralel olarak da vaka ve ölüm olaylarının arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Yıldız, havaların bu yıl erken ısınmasının kenelerin yumurtadan çıkarak aktif hale gelmesini hızlandırdığını ifade etti.
Özellikle iklim değişikliği ve tavşan avcılığının kısıtlanmasının KKKA hastalığı görülme riskini arttırdığına dikkat çeken Doç. Dr. Yıldız, önlem alınmaması halinde Türkiye'yi önümüzdeki yıllarda daha zor günlerin beklediğini savundu.
Kuş gribiyle birlikte kümes hayvanlarının büyük çoğunluğunun itlaf edilmesinin de kenelerin sayısının arttırdığını aktaran Doç. Dr. Yıldız, bu konularla alakalı ciddi tedbirler alınması gerektiğini dile getirdi.
KENENİN ERKEN FARK EDİLMESİ HAYAT KURTARIYOR
Kars Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zati Vatansever, kenenin erken fark edilmesi halinde ölüm olaylarının büyük oranda önüne geçilebileceği uyarısında bulundu.
Kırsal arazide; çalışmak, piknik yapmak veya başka bir nedenden dolayı bulunan kişilerin kene tarafından ısırıldıklarını geç fark ettikleri için ölümlerin yaşandığının altını çizen Prof. Dr. Vatansever, "Kırsal arazide bulunmak zorunda kalan insanlar akşamları evlerinde gittiklerinde detaylı bir şekilde kene kontrolü yapsalar sorun kalmayacak. Keneler sığırlardan kan emiyor. Sığırları ilaçlarlarsa kene sayısını bir miktarda azaltmış oluruz. Dünyada da başka yöntem yok. Birçok mücadeleden bahsediliyor. Ama bunlar sansasyonel açıklamalar." diye konuştu.
DÜNYADA 900, TÜRKİYE'DE 30 ÇEŞİT KENE VAR
Bilimsel olarak tespit edilen 900 çeşit kene olduğunu belirten Zati Vatansever, Türkiye'de 30 civarında kene türü olduğunu ve bunlar içinden bir tanesinin virüs taşıdığını belirtti.
Aktarma potansiyeli olan kenenin önemli olduğunu ifade eden Vatansever, taşıma potansiyeli olan türün Türkiye'de bir tane olduğunu bildirdi.
BİLİNENİN AKSİNE KEKLİKLER KENENİN DÜŞMANI DEÐİL DOSTU
Doğada her hangi bir şekilde birbirlerini yiyen canlılar olduğunun altını çizen öğretim üyesi, kuşlar hareket halindeyken keneyi gördüklerinde yediklerini hatırlattı.
Karıncaların da bir kısmının kene yediğini aktaran Vatansever, Türkiye'de kekliğin keneleri yiyerek azalttığı yönünde yanlış bir inanış olduğunu söyledi.
Kene yiyen canlıların hiçbirisinin popülasyonunu azaltmayacağını kaydeden Vatansever "Aksine kenenin çoğalmasına keklikler yardım ediyor. Keneler kekliklerin yavrusunda besleniyor. Tavşan, hindi, karga olan yerde kene vardır. Çünkü keneler bu hayvanları çok sever. Sığır aynı yerde varsa kene için yaşar. Bu kene toprağın içine saklanır. Bazı kene türleri ota tırmanır. Toprağın altındaki keneyi kimse bulamaz." diye konuştu.
KENE İLE İLGİLİ YANLIŞ BİLİNENLER
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı ile ilgili kamuoyunda yanlış bilinenleri anlatan Prof. Dr Zati Vatansever, önemli açıklamalarda bulundu.
Yozgat'ta keklik, domuz, tavşan gibi hayvanları avlayarak kene araştırması yaptığını anlatan Vatansever, "Halk arasında keneyle ilgili çok sayıda yanlış bilinen konu var" dedi.
Prof. Dr Vatansever yanlış bilinenleri şöyle sıraladı.
- Nereden çıktı bu hastalık, keneler neden bu kadar arttı?
Hastalık eskiden de vardı fakat biz bunu bilmiyorduk. Az sayıda da ortaya çıktığı için farkına varılamıyordu. Birden bire çok sayıda çıkınca farkına vardık. Bu gibi salgınların ortaya çıkışında her zaman yaban hayvanı ve buna bağlı olarak virüs taşıyan kene sayısının artışı ile ilgilidir. Türkiye'de azımsanmayacak boyutlarda bir ekolojik rejenerasyon var. Gerek ormanlaşma çalışmaları gerekse kendiliğinden ortaya çıkan çalılık alanlar yaban hayvanı sayısını arttırmaktadır. Buna ek olarak köylerden göç vardır. Tarım arazileri işlenmediği ve parçalı arazı yapısının oluşumuna neden olduğu için yaban hayvanları ve keneler için uygun ortamlar oluşmaktadır. 1990'lardan beri oluşan ekolojik rejenerasyona dikkatlice bakılırsa bir çok şeyi anlamamamız daha kolay olacaktır.
- İlaçlama yapıldı kene sayısı artacak"
Bunun bir bilimsel dayanağı olmadığı gibi yaşadığımız KKKA gerçeği ile de ilgisizdir. Hastalığın görüldüğü 1500 kadar köyün hiç birinde çevre ilaçlaması yapılmadığı gibi, çiftçiler tarlalarında zirai mücadele amaçlı ilaç bile kullanmamaktadırlar.
- Keneyi kendi çıkardı o yüzden öldü
Hastalık oluşumu keneyi nasıl çıkarttığınız çıkartmadığınızla değil, kenenin sizden kaç gün kan emdiği ile ilgilidir. Keneyi 6-12 saat içinde çıkartırsanız hastalanma olasılığı en düşük seviyededir. Geciktiğiniz sürece kene size artan miktarda virüs vermeye devam edeceği için hastalanma riskiniz artar. Keneyi çıkartmak için uzman olmaya gerek yok. Elinize bir eldiven giyin, yoksa bir naylon parçası veya bez de kullanabilirsiniz. Keneyi deriye tutunduğu en yakın yerden parmaklarınızla tutup yavaş ve sabit kuvvetle çekin, çıkacaktır. Ağız organellerinin deri içinde kalması bir hastalık riski teşkil etmez, bunları ağaç kıymığı batmış gibi değerlendirin.
- Kendiniz çıkarırsanız keneyi kusturursunuz ve hastalanırsınız
Kenelerde "kusma" olarak adlandırılan mekanizma farklıdır. Keneyi mekanik olarak sıktığınızda kusmaz. Dolayısıyla keneyi tutup çekmeniz onun kusmasına neden olmaz. Keneyi çıkartırken yapılmaması gereken şey üzerine çeşitli maddeler dökmek veya yakmaktır. İşte bunlar keneyi kusturabilir.
- Keneyi çıkartırken ağız içerde kalırsa hastalanırsın
Kenenin ağzında salgı bezi yok, dolayısıyla kopmasının bir hastalık riski oluşturması beklenemez. Bunu ağaç kıymığı gibi algılayıp ona göre değerlendirmek gerek.
- Gidin doktor çıkartsın
Kendiniz hemen çıkartın sonra istiyorsanız doktora gidip bilgi verin. Çıkartma konusunda kendinize güvenmiyorsanız yine doktora gidebilirsiniz.
Unutulmaması gereken tek şey: sizi kene tuttuysa 10 gün boyunca ateş ve kırgınlık yönünden kendinizi izleyin ve kuşkulandığınızda hemen doktora gidip bilgi verin. Özelikle kırsal alanda çalışan insanlar bu gibi belirtileri ilk başlarda önemsememekte ve geç kalınıyor.
YILLARA GÖRE TÜRKİYE'DE GÖRÜLEN KENE VAKALARI
2002- 2003 yıllarında vaka sayısı 150 iken, ölüm sayısı 6 oldu
2004'te vaka sayısı 249, ölüm oranı 13,
2005'te vaka sayısı 266, ölüm oranı 13,
2006'da ise vaka sayısı 438, ölüm oranı ise 27.
2007 ve 2008'de ise özellikle vaka sayılarında büyük artışlar yaşandı.
2007'de 717 olan KKKA vakası
2008'de bin 315'e yükseldi. 2007'de 33 kişi KKKA'dan hayatını kaybederken 2008 yılında 135 kişi hayatını kaybetti. 2009 yılının ilk 5 aylık döneminde ise ölü sayısı 5'i buldu. (CİHAN)
http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...ef=f5haber.com
2002 yılından bu zamana kadar bin 100 köyde 2 bin 315 hastalık vakası görüldü. Bugüne kadar kene tarafından ısırılan 140 kişi hayatını kaybetti.
Sağlık Bakanlığı, KKKA Hastalığı risk haritasını çıkardı. Buna göre vakalar çoğunlukla Orta Anadolu ve Orta Karadeniz Bölgesi'nde, yani Kelkit Vadisi başta olmak üzere Gümüşhane, Tokat, Sivas, Amasya, Çorum Yozgat, Kastamonu, Karabük ve Çankırı illerinde yoğunlaşıyor.
Daha çok havaların ısındığı yaz mevsiminde görülen kene vakalarıyla, bu yıl daha erken karşılaşıldı. Kene vakalarının bu yıl daha erken görülmesinin en büyük nedenin ise hava sıcaklıklarındaki artış olarak değerlendiriliyor.
Uzmanlar, sıcak ortamda yaşama ve üreme imkânı bulan kenelerin, yumurtadan daha erken çıkarak aktif hale geldiği ve insanlarla temas haline geçtiğine dikkat çekiyor.
Kenelerin havaların soğumaya başladığı kasım ayına kadar aktif olacağını hatırlatan uzmanlar, insanların yaz döneminde çok dikkatli olmaları uyarısında bulunuyor. Özellikle araziden eve dönüşte mutlaka tüm vücutta detaylı bir kene taraması yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Orhan Yıldız, bir kenenin yılda ortalama 6 bin yavru bıraktığını ve bunu engellemenin imkânsız olduğunu söyledi.
Engellenemediği için kene sayısının her geçen yıl giderek arttığını buna paralel olarak da vaka ve ölüm olaylarının arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Yıldız, havaların bu yıl erken ısınmasının kenelerin yumurtadan çıkarak aktif hale gelmesini hızlandırdığını ifade etti.
Özellikle iklim değişikliği ve tavşan avcılığının kısıtlanmasının KKKA hastalığı görülme riskini arttırdığına dikkat çeken Doç. Dr. Yıldız, önlem alınmaması halinde Türkiye'yi önümüzdeki yıllarda daha zor günlerin beklediğini savundu.
Kuş gribiyle birlikte kümes hayvanlarının büyük çoğunluğunun itlaf edilmesinin de kenelerin sayısının arttırdığını aktaran Doç. Dr. Yıldız, bu konularla alakalı ciddi tedbirler alınması gerektiğini dile getirdi.
KENENİN ERKEN FARK EDİLMESİ HAYAT KURTARIYOR
Kars Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zati Vatansever, kenenin erken fark edilmesi halinde ölüm olaylarının büyük oranda önüne geçilebileceği uyarısında bulundu.
Kırsal arazide; çalışmak, piknik yapmak veya başka bir nedenden dolayı bulunan kişilerin kene tarafından ısırıldıklarını geç fark ettikleri için ölümlerin yaşandığının altını çizen Prof. Dr. Vatansever, "Kırsal arazide bulunmak zorunda kalan insanlar akşamları evlerinde gittiklerinde detaylı bir şekilde kene kontrolü yapsalar sorun kalmayacak. Keneler sığırlardan kan emiyor. Sığırları ilaçlarlarsa kene sayısını bir miktarda azaltmış oluruz. Dünyada da başka yöntem yok. Birçok mücadeleden bahsediliyor. Ama bunlar sansasyonel açıklamalar." diye konuştu.
DÜNYADA 900, TÜRKİYE'DE 30 ÇEŞİT KENE VAR
Bilimsel olarak tespit edilen 900 çeşit kene olduğunu belirten Zati Vatansever, Türkiye'de 30 civarında kene türü olduğunu ve bunlar içinden bir tanesinin virüs taşıdığını belirtti.
Aktarma potansiyeli olan kenenin önemli olduğunu ifade eden Vatansever, taşıma potansiyeli olan türün Türkiye'de bir tane olduğunu bildirdi.
BİLİNENİN AKSİNE KEKLİKLER KENENİN DÜŞMANI DEÐİL DOSTU
Doğada her hangi bir şekilde birbirlerini yiyen canlılar olduğunun altını çizen öğretim üyesi, kuşlar hareket halindeyken keneyi gördüklerinde yediklerini hatırlattı.
Karıncaların da bir kısmının kene yediğini aktaran Vatansever, Türkiye'de kekliğin keneleri yiyerek azalttığı yönünde yanlış bir inanış olduğunu söyledi.
Kene yiyen canlıların hiçbirisinin popülasyonunu azaltmayacağını kaydeden Vatansever "Aksine kenenin çoğalmasına keklikler yardım ediyor. Keneler kekliklerin yavrusunda besleniyor. Tavşan, hindi, karga olan yerde kene vardır. Çünkü keneler bu hayvanları çok sever. Sığır aynı yerde varsa kene için yaşar. Bu kene toprağın içine saklanır. Bazı kene türleri ota tırmanır. Toprağın altındaki keneyi kimse bulamaz." diye konuştu.
KENE İLE İLGİLİ YANLIŞ BİLİNENLER
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı ile ilgili kamuoyunda yanlış bilinenleri anlatan Prof. Dr Zati Vatansever, önemli açıklamalarda bulundu.
Yozgat'ta keklik, domuz, tavşan gibi hayvanları avlayarak kene araştırması yaptığını anlatan Vatansever, "Halk arasında keneyle ilgili çok sayıda yanlış bilinen konu var" dedi.
Prof. Dr Vatansever yanlış bilinenleri şöyle sıraladı.
- Nereden çıktı bu hastalık, keneler neden bu kadar arttı?
Hastalık eskiden de vardı fakat biz bunu bilmiyorduk. Az sayıda da ortaya çıktığı için farkına varılamıyordu. Birden bire çok sayıda çıkınca farkına vardık. Bu gibi salgınların ortaya çıkışında her zaman yaban hayvanı ve buna bağlı olarak virüs taşıyan kene sayısının artışı ile ilgilidir. Türkiye'de azımsanmayacak boyutlarda bir ekolojik rejenerasyon var. Gerek ormanlaşma çalışmaları gerekse kendiliğinden ortaya çıkan çalılık alanlar yaban hayvanı sayısını arttırmaktadır. Buna ek olarak köylerden göç vardır. Tarım arazileri işlenmediği ve parçalı arazı yapısının oluşumuna neden olduğu için yaban hayvanları ve keneler için uygun ortamlar oluşmaktadır. 1990'lardan beri oluşan ekolojik rejenerasyona dikkatlice bakılırsa bir çok şeyi anlamamamız daha kolay olacaktır.
- İlaçlama yapıldı kene sayısı artacak"
Bunun bir bilimsel dayanağı olmadığı gibi yaşadığımız KKKA gerçeği ile de ilgisizdir. Hastalığın görüldüğü 1500 kadar köyün hiç birinde çevre ilaçlaması yapılmadığı gibi, çiftçiler tarlalarında zirai mücadele amaçlı ilaç bile kullanmamaktadırlar.
- Keneyi kendi çıkardı o yüzden öldü
Hastalık oluşumu keneyi nasıl çıkarttığınız çıkartmadığınızla değil, kenenin sizden kaç gün kan emdiği ile ilgilidir. Keneyi 6-12 saat içinde çıkartırsanız hastalanma olasılığı en düşük seviyededir. Geciktiğiniz sürece kene size artan miktarda virüs vermeye devam edeceği için hastalanma riskiniz artar. Keneyi çıkartmak için uzman olmaya gerek yok. Elinize bir eldiven giyin, yoksa bir naylon parçası veya bez de kullanabilirsiniz. Keneyi deriye tutunduğu en yakın yerden parmaklarınızla tutup yavaş ve sabit kuvvetle çekin, çıkacaktır. Ağız organellerinin deri içinde kalması bir hastalık riski teşkil etmez, bunları ağaç kıymığı batmış gibi değerlendirin.
- Kendiniz çıkarırsanız keneyi kusturursunuz ve hastalanırsınız
Kenelerde "kusma" olarak adlandırılan mekanizma farklıdır. Keneyi mekanik olarak sıktığınızda kusmaz. Dolayısıyla keneyi tutup çekmeniz onun kusmasına neden olmaz. Keneyi çıkartırken yapılmaması gereken şey üzerine çeşitli maddeler dökmek veya yakmaktır. İşte bunlar keneyi kusturabilir.
- Keneyi çıkartırken ağız içerde kalırsa hastalanırsın
Kenenin ağzında salgı bezi yok, dolayısıyla kopmasının bir hastalık riski oluşturması beklenemez. Bunu ağaç kıymığı gibi algılayıp ona göre değerlendirmek gerek.
- Gidin doktor çıkartsın
Kendiniz hemen çıkartın sonra istiyorsanız doktora gidip bilgi verin. Çıkartma konusunda kendinize güvenmiyorsanız yine doktora gidebilirsiniz.
Unutulmaması gereken tek şey: sizi kene tuttuysa 10 gün boyunca ateş ve kırgınlık yönünden kendinizi izleyin ve kuşkulandığınızda hemen doktora gidip bilgi verin. Özelikle kırsal alanda çalışan insanlar bu gibi belirtileri ilk başlarda önemsememekte ve geç kalınıyor.
YILLARA GÖRE TÜRKİYE'DE GÖRÜLEN KENE VAKALARI
2002- 2003 yıllarında vaka sayısı 150 iken, ölüm sayısı 6 oldu
2004'te vaka sayısı 249, ölüm oranı 13,
2005'te vaka sayısı 266, ölüm oranı 13,
2006'da ise vaka sayısı 438, ölüm oranı ise 27.
2007 ve 2008'de ise özellikle vaka sayılarında büyük artışlar yaşandı.
2007'de 717 olan KKKA vakası
2008'de bin 315'e yükseldi. 2007'de 33 kişi KKKA'dan hayatını kaybederken 2008 yılında 135 kişi hayatını kaybetti. 2009 yılının ilk 5 aylık döneminde ise ölü sayısı 5'i buldu. (CİHAN)
http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...ef=f5haber.com
Yorum