Hıncal Uluç
uluch@sabah.com.tr
Yazının kaynağına gitmek için tıklayınız...
Devleti iki paralık etmek..
Ben İçişleri Bakanı olsam, ülkedeki tüm trafik teşkilatını lağvederim.
Şaka falan değil. Ciddi ciddi..
Çünkü bu ülkede Trafiğin asli görevi sanırsınız ki, devletin ne kadar iktidarsız, ne kadar güçsüz, ne kadar adam yerine konmaz, ne kadar zavallı olduğunu kanıtlamak..
İnsanlar yürümeye başladıkları andan itibaren trafiğe giriyorlar.. Trafik, insanoğlunun devletle ilk tanışması.. Bu tanışma ciddi olursa, çocuk devleti sayarak, kurallara uyarak büyüyor.. Bizdeki gibi, kuralları kimsenin sallamadığını, buna da kimsenin aldırmadığını görürse, önce trafik, giderek başka kurallara aldırmaz oluyor ve iyi bir anarşist olarak yetişiyor.
Başbakanın vazgeçilmezlerinden Sayın İçişleri Bakanımız konuya böyle baktı mı, böyle düşündü mü acaba hiç.
Sanmam..
Düşünseydi eğer, trafiğin sadece bir düzen değil, bir "İyi Vatandaş Yetiştirme" bir "Yurttaşlık Eğitimi Kurumu" olduğunu görürdü..
Bu sütunlarda bin defa yazdım..
Bir yasağı ya koymayın..
Ya da koyduysanız, uygulatın ki, devlete saygı, kurallara uyma inancı ve gereği duyusu zayıflamasın..
Biz de tam tersi..
Kuralları bol keseden koyup, zerre peşine düşmüyorlar ki, bu ülkede devletin nasıl zavallı olduğunu herkes görsün. Devlete inanan, sayan ve uyanlar eşek, ül***i dağ başına çevirip kendi kurallarını koyan ve uygulayanlar payidar olsun..
Bakın, geçen gün Yeditepe Üniversitesi'ne gittik.. Dönüş TEM'den.. Bir ara yol tıkanır gibi oldu.
Yavaşladık. Gıdım gıdım gidiyoruz.
Baktım sağda bir hızlanma.. Orada bir yan yol var.. "Kimyasal Madde Taşıyan Araçlar dışında girmek yasak" diye kocaman levhalar işaretler koymuşlar.. Park, ya da kontrol yeri bilmem.. Bildiğim, daha doğrusu gördüğüm, yüzlerce, ama yüzlerce araba bu yola daldı..
TEM'de hıyar gibi sırasını bekleyen bizleri, binlerce "İyi vatandaşı" ve devleti hiçe sayarak.. Belli, bunlar yörede yaşıyor. Bu yolu her gün kullanıyor.. Öğrenmişler.. Hem uyanıklığı, avantayı, hem de devletin koyduğu yasağın peşine zerre düşmediğini öğrenmişler..
On beş dakika falan sürdü, o birkaç yüz metre yolu yavaş yavaş geçmemiz.. Bu sırada yüzlerce abartmıyorum, yüzlerce araba, yasağı çiğnedi, bizi geçti gitti.. İlerde tekrar TEM'e dönmek için içeri dalınca da otoyolda trafiği iyice tıkadılar ve biz doğru yoldan, adam, ya da hıyar gibi kurallara uyup gelenleri daha da yavaşlatıp, daha da beklettiler..
Şimdi ben bir defa geçtim, bunu gördüm.. İstanbul Trafiğinin ekipleri günde yüz defa geçiyor o yoldan.. Yüz defa.. Bilmez mi. Bilmemesine imkân var mı.
O zaman seçsinler.. Yaptıkları, gaflet mi, hıyanet mi.
Ya farkında değiller.. Gaflet..
Ya aldırmıyorlar.. Devleti geçtik, giydikleri üniformaya ihanet..
O "Kimyasal Madde Taşıyanlardan Başkası giremez" yolunun çıkışına, bir, tek bir polis koyun. Kaçak girenlerin hepsine birer birer ceza kessin.. Adam hem para ödesin, hem ceza puanı alsın, hem de yüzlerce arabaya tek kişi ceza keseceği için saatlerce beklesin bakalım bir daha bu uyanıklığa cesaret eder mi. Edebilir mi.
Ya da o levhaları oradan kaldırın ki, devlet küçük düşmesin..
Peki bunu ben düşünüyorum da, İstanbul Trafik Müdürü niye düşünmüyor
Çünkü onun da umurunda değil..
Çünkü gezmiyor, dolaşmıyor.. Sorunları görmüyor, çözüm aramıyor..
Oturmuş makamında klimalı odaya, trafik yönetiyor(!).
O zaman da bu oluyor işte!..
Devlet iki paralık oluyor!..
uluch@sabah.com.tr
Yazının kaynağına gitmek için tıklayınız...
Devleti iki paralık etmek..
Ben İçişleri Bakanı olsam, ülkedeki tüm trafik teşkilatını lağvederim.
Şaka falan değil. Ciddi ciddi..
Çünkü bu ülkede Trafiğin asli görevi sanırsınız ki, devletin ne kadar iktidarsız, ne kadar güçsüz, ne kadar adam yerine konmaz, ne kadar zavallı olduğunu kanıtlamak..
İnsanlar yürümeye başladıkları andan itibaren trafiğe giriyorlar.. Trafik, insanoğlunun devletle ilk tanışması.. Bu tanışma ciddi olursa, çocuk devleti sayarak, kurallara uyarak büyüyor.. Bizdeki gibi, kuralları kimsenin sallamadığını, buna da kimsenin aldırmadığını görürse, önce trafik, giderek başka kurallara aldırmaz oluyor ve iyi bir anarşist olarak yetişiyor.
Başbakanın vazgeçilmezlerinden Sayın İçişleri Bakanımız konuya böyle baktı mı, böyle düşündü mü acaba hiç.
Sanmam..
Düşünseydi eğer, trafiğin sadece bir düzen değil, bir "İyi Vatandaş Yetiştirme" bir "Yurttaşlık Eğitimi Kurumu" olduğunu görürdü..
Bu sütunlarda bin defa yazdım..
Bir yasağı ya koymayın..
Ya da koyduysanız, uygulatın ki, devlete saygı, kurallara uyma inancı ve gereği duyusu zayıflamasın..
Biz de tam tersi..
Kuralları bol keseden koyup, zerre peşine düşmüyorlar ki, bu ülkede devletin nasıl zavallı olduğunu herkes görsün. Devlete inanan, sayan ve uyanlar eşek, ül***i dağ başına çevirip kendi kurallarını koyan ve uygulayanlar payidar olsun..
Bakın, geçen gün Yeditepe Üniversitesi'ne gittik.. Dönüş TEM'den.. Bir ara yol tıkanır gibi oldu.
Yavaşladık. Gıdım gıdım gidiyoruz.
Baktım sağda bir hızlanma.. Orada bir yan yol var.. "Kimyasal Madde Taşıyan Araçlar dışında girmek yasak" diye kocaman levhalar işaretler koymuşlar.. Park, ya da kontrol yeri bilmem.. Bildiğim, daha doğrusu gördüğüm, yüzlerce, ama yüzlerce araba bu yola daldı..
TEM'de hıyar gibi sırasını bekleyen bizleri, binlerce "İyi vatandaşı" ve devleti hiçe sayarak.. Belli, bunlar yörede yaşıyor. Bu yolu her gün kullanıyor.. Öğrenmişler.. Hem uyanıklığı, avantayı, hem de devletin koyduğu yasağın peşine zerre düşmediğini öğrenmişler..
On beş dakika falan sürdü, o birkaç yüz metre yolu yavaş yavaş geçmemiz.. Bu sırada yüzlerce abartmıyorum, yüzlerce araba, yasağı çiğnedi, bizi geçti gitti.. İlerde tekrar TEM'e dönmek için içeri dalınca da otoyolda trafiği iyice tıkadılar ve biz doğru yoldan, adam, ya da hıyar gibi kurallara uyup gelenleri daha da yavaşlatıp, daha da beklettiler..
Şimdi ben bir defa geçtim, bunu gördüm.. İstanbul Trafiğinin ekipleri günde yüz defa geçiyor o yoldan.. Yüz defa.. Bilmez mi. Bilmemesine imkân var mı.
O zaman seçsinler.. Yaptıkları, gaflet mi, hıyanet mi.
Ya farkında değiller.. Gaflet..
Ya aldırmıyorlar.. Devleti geçtik, giydikleri üniformaya ihanet..
O "Kimyasal Madde Taşıyanlardan Başkası giremez" yolunun çıkışına, bir, tek bir polis koyun. Kaçak girenlerin hepsine birer birer ceza kessin.. Adam hem para ödesin, hem ceza puanı alsın, hem de yüzlerce arabaya tek kişi ceza keseceği için saatlerce beklesin bakalım bir daha bu uyanıklığa cesaret eder mi. Edebilir mi.
Ya da o levhaları oradan kaldırın ki, devlet küçük düşmesin..
Peki bunu ben düşünüyorum da, İstanbul Trafik Müdürü niye düşünmüyor
Çünkü onun da umurunda değil..
Çünkü gezmiyor, dolaşmıyor.. Sorunları görmüyor, çözüm aramıyor..
Oturmuş makamında klimalı odaya, trafik yönetiyor(!).
O zaman da bu oluyor işte!..
Devlet iki paralık oluyor!..
Yorum