Bakın Çarçaf Kiminmiş...

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • Sniper®
    Senior Member
    • 22-06-2005
    • 12987

    #76
    Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

    Allaha ulaşmak için arana aracı koymazsan nasıl gidebileceksin bu yolda, hangi çukurda kalacaksın, kısacası namaz nasıl kılacaksın. Karşına bir çok engel çıkacak içinden çıkamayacaksın. Nasıl kılacam? Şunu yanlışmı yaptım acaba? vakit ne zaman geçer? Bu sorularının cevabını senin inkar ettiklerin veriyor.

    Ve bunların çözümü yine Allahın ayeti Peygamberinin hadisleri ve mezheb imamlarının kitablarında yansıtılmıştır. Dininin gereğini yerine getiren biriysen bunları benim anlatmama gerek yok zaten sen mecbur uyarsın gerek haç gerek namaz gerek oruç vs. konular hakkında.

    Çok basit bir örnek diğerlerini söylemiyorum. Hadi kıl namaz nasıl kılacaksın farkında olmadan hangi din alimlerinin verdiği fetvaya göre kılacaksın kaza edeceksin kim bilir farkında olmadan. Türkiye Cumhuriyeti Diyaneti bile kabul etmiş ve bunların ışığında halkımızı aydınlatıyorlar ve üniversitelerinde bu insanların kitablarıyla aydınlanıyorlar.

    Bir slayt bulmuşun ortadakini sağdakini ayırt bakalım diye ortadakiyle soldakinin görünüm bakımından hiçbir farkı yoktur iki resimde de. Kör olmayan görür. Eğer dini Yaşar nuri gibi insanlardan alıyorsak, hadisi, alimlerin fetvalarını inkar ediyorsak vay halimize. Dini tartışmak ne senin ne benim kârım bırak bu meseleleri işin ehilleri konuşsunlar. Ha uygularsın uygulamazsın bu beni ilgilendirmez.

    Yorum

    • cunuyil
      Senior Member
      • 27-09-2005
      • 7297

      #77
      Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

      Originally posted by varedero
      İşte senin bağlantı dediğin sözde insan üstü şahısları Kur'an ayetlerle yasaklamış arkadaşım...
      Şu koyu renkler ile belirttiğiniz ''Sözde'' kelimesi inanılmayan,benimsenmeyen manasında yazılmış,yanılıyor muyum?

      Eğer yanılmıyorsam;konu hakkında 'inanan insanlar''ın yaşam tarzlarını ''Sözde fikirleriniz'' ve sağdan soldan alıntılarınızla sorgulamaya kalkmak da sizin hakkınız değildir.smile_nono

      Yorum

      • Sniper®
        Senior Member
        • 22-06-2005
        • 12987

        #78
        Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

        Alimler Peygamberlerin Varisidir

        Sual: (Kur’an herkes için inmistir. Onun için âlime, ilim sahibi olmaya ihtiyaç yoktur) diyenler çıkıyor. Âlim olmasa Kur’an anlasılmaz mı?

        CEVAP
        Anayasa da herkes içindir; ama kanunlar, tüzükler olmadan anayasa ile memleket
        idare edilebilir mi? Kanunları da ancak hukukçular anlayabilir. Hasta olan avukata
        değil doktora gider. Đlmin, âlimin önemi nasıl inkâr edilebilir. Kur'an-ı kerimi herkes
        kolayca anlasa idi, Peygambere ihtiyaç kalmazdı. Hadis-i serifler, Kur'an-ı kerimin
        açıklaması mahiyetindedir. Hakiki âlimler de, hadis-i serifleri açıklamıslardır. Arapça
        bilen herkese âlim denmez. Hakiki âlim, Kur'an-ı kerimi, hadis-i serifleri açıklayan
        yetkili, yüksek insandır. Çok ilmi olduğu halde, hakkı bâtıldan ayıramayan, hakiki
        âlim değildir. Yetmis iki sapık fırkanın önderleri de derin âlim idi, hakkı bâtıldan
        ayıramadıkları için dalalete düsmüslerdir.
        Su halde, âlim çok bilen değil, hakkı bâtıldan ayıran din uzmanlarıdır. Bunlar
        Peygamberlerin vârisleri, vekilleridir. Đctihadlarında isabet etmeseler de yine sevap
        alırlar. Bunlara uyanlar da kurtulur. Dinimiz âlimleri övmektedir.
        Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
        (Bilmiyorsanız ehl-i zikre [âlimlere] sorun!) [Nahl 43]
        Demek ki bilmeyen insanlar da var ki, Allahü teâlâ, bilenlere sormamızı emrediyor.
        (Bu örnekleri ancak âlimler anlar.) [Ankebut 43]
        Herkes her örnekten anlamaz. Âlimler, kıymetli insanlar ki, ancak âlimler anlar
        deniyor.
        (Gökleri ve yeri yaratması, dil ve renklerinizin farklı olması da Onun [kudretini
        gösteren] alametlerindendir. Elbette bunda âlimler için ibretler vardır.) [Rum 22]

        Ancak âlimler ibretle bakıp, yaratılıstaki hikmetleri anlayabilir.
        (Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?) [Zümer 9]
        Su halde bilenler [âlimler] kıymetlidir.
        (Allah’tan en çok korkan ancak âlimlerdir.) [Fatır 28]
        (Allah’tan en çok korkan benim) hadis-i serifi Allah’tan korkmanın derecesini
        gösteriyor. (Buhari)
        (Kendilerine güven veya korku ile ilgili bir haber geldiğinde onu hemen
        yayıverirler. Halbuki onu Peygambere ve aralarındaki yetkililere [âlimlere]
        götürselerdi, onlardan sonuç çıkarmaya gücü yetenler, onu anlarlardı.) [Nisa 83]
        Âyette geçen ülül-emrin = yetkilinin âlim demek olduğu tefsirlerde yazılı. Peygamber
        efendimiz de, (Ülül-emr, fıkıh âlimleridir) buyurdu. (Darimi)
        Hadis-i seriflerde de buyuruldu ki:
        (Âlimin mürekkebi, sehidin kanı ile tartılır, âlimin mürekkebi, ağır gelir.) [Đ.
        Neccar]
        (Âlimler Peygamberlerin vârisidir.) [Ebu Davud, Đbni Mace, Tirmizi]
        (Âlimler [hak yolu gösteren] birer rehberdir.) [Đ. Neccar]
        (Âlimlere uyun! Onlar, dünya ve ahiretin ısıklarıdır.) [Deylemi]
        (Âlimler olmasaydı, insanlar helak olurdu.) [Đ. Maverdi]
        (Bilmediklerinizi salih âlimlerden sorup öğrenin!) [Taberani]
        (Âlim, Allahü teâlânın güvendiği kimsedir.) [Deylemi]
        (Salih âlim ile nebi arasında bir derece fark vardır. O da nebilik makamıdır.) [R.
        Nasıhin]
        Đlim ve âlim kıymetlidir
        Đnsanı kötü yoldan ilim ve âlimler kurtarır. Rehber olmadan doğru yol bulunamaz.
        Büyük bir Peygamber olan Hazret-i Musa, Allahü teâlâ ile konusmak serefine
        kavustuğu halde, Hazret-i Hızır’dan ilim öğrenmeye gelmistir. Đmam-ı Ebu Yusuf’un
        çok sevdiği oğlu vefat edince, talebelerine, (Defin isini siz yapın. Ben hocam imam-ı
        a’zamın dersine gidiyorum. Dersimi kaçırmayayım) dedi. Kendisini vefatından sonra
        rüyada gördüler. Cennette, çok ihtisamlı büyük bir köskte idi. Buna nasıl kavustuğu
        sorulunca, (Đlim öğrenmeye ve öğretmeye olan sevgim ile) buyurdu.
        Đlim ve âlim kıymetlidir. Hadis-i seriflerde buyuruluyor ki:
        (Âlime hürmet eden, bana hürmet etmis, onu ziyaret eden beni ziyaret etmis
        olur.) [Đ. Rafii]
        (Âlim olmayan veya ilim öğrenmeye çalısmayan bizden değildir.) [Deylemi]
        (Ya âlim, ya öğrenci, ya dinleyici veya bunları seven olun. Yoksa helak
        olursunuz.) [Beyheki]
        (Âlim ile oturmak, yüzüne bakmak ibadettir.) [Hakim]
        (Âlim ile beraber olun, diz dize oturun. Çünkü Allahü teâlâ, yağmurla ölü
        toprağı dirilttiği gibi, ölü kalbleri de ilim nuru ile diriltir.) [Taberani]
        (Kıyamette Peygamberler, âlimler ve sehidler sefaat eder.) [Đbni Mace]
        (Cennette de âlime ihtiyaç olur. Cennet ehline "Ne arzunuz varsa isteyin" diye
        sorunca, ne isteyeceklerini sasırıp âlimlere bakarlar. Âlimler de, "Sunu isteyin"
        derler.) [Deylemi]

        (Âlimin âlim olmayana üstünlüğü, Peygamberin ümmetine üstünlüğü gibidir.)
        [Hatib]

        (Âlimin âbide üstünlüğü, dolunayın, yıldızlara olan parlaklığı gibidir.) [Ebu
        Nuaym]

        (Âlim, âbidden yetmis derece üstündür. Bid’at ortaya çıkınca âlim, halkı ikaz
        eder. Âbid bid’atten habersiz, ibadetle mesgul olur. Bu bakımdan da âlim,
        âbidden kıymetlidir.) [Deylemi]

        (Seytanın bir âlimden korkması, cahil olan bin âbidden korkmasından daha
        çoktur.) [Beyheki]

        (Kıyamette âbide Cennete gir, âlime ise halka sefaat için bekle denir.) [Đ Maverdi]
        (Bir âlim, bir sehirden gelip geçse, onun ayak basmasının hürmetine, oradaki
        kabristandan kırk gün azap kaldırılır.) [R.Nasıhin]

        Đste böyle kıymetli olan âlimin vefatı büyük kayıptır. Hadis-i seriflerde buyuruluyor
        ki:
        (Allahü teâlâ, sizden ilmi almak için ilmi ile amil olan âlimleri kaldırır. Cahiller
        kalır. Dinden sual edenlere, kendi akılları ile cevap verip, insanları doğru yoldan
        ayırırlar.) [Buhari]

        (Bir âlim ölünce, Đslam’da bir gedik açılmıs olur ve kıyamete kadar kapanmaz.)
        [Đ. Süyuti]

        (Âlimin ölümüne üzülmeyen, münafıktır. Bir âlimin ölümünden daha büyük
        musibet yoktur. Bir âlim ölünce, gökler ve göklerde olanlar, yetmis gün
        ağlarlar.) [R. Nasıhin]

        (Âlim ölünce, denizdeki balıklar bile kıyamete kadar ona istiğfar ederler.)
        [Deylemi]
        (Bir âlimin ölmesi, bir sehir halkının ölümünden daha büyük ziyandır.)
        [Taberani]
        (Ahir zamanda, âlimler ölür, cahiller din adamı yerine geçirilir. Onlar da
        bilmeden yanlıs fetva verir, kendisi sapar, baskalarını da saptırır.) [Buhari]
        Büyük bir âlim vefat edince, feyz vermesi kesilmez, daha da artar. Kınından çıkmıs
        kılıç gibi olur. (Đrsad-üt-talibin)

        Âlimlere saygının önemi

        Sual: Hoca hakkı, hocaya hürmetin önemi hakkında bilgi verir misiniz?

        CEVAP
        Saygı, ibadetten önemlidir. Mesela, ibadet etmeyen, günah isleyen kâfir olmaz. Fakat
        Allahü teâlânın, emir ve yasaklarını küçümseyen, beğenmeyen, saygısızlık yapan kâfir
        olur. [Tâlim-ül-müteallim]
        Đmam-ı Maverdi hazretleri de buyurdu ki:
        (Talebe, hocasının gösterdiği yakınlığa güvenerek naz etmemelidir! Çünkü cahilin
        yanında susmaya mahkum olan bir âlim, zelil ve hakir duruma düsmüs olur. Esirler
        arasındaki bir cariyenin, cömertliği ile meshur Hatim-i Tai’nin kızı olduğunu öğrenen
        Peygamber efendimiz, (Bir kavim içinde aziz iken zelil olana, zengin iken fakir
        düsene, âlim iken cahiller arasında kalmıs olana acıyın) buyurup kızı serbest
        bıraktırdı. (Edeb-üd-dünya)
        Tevazunun asırı sekline temelluk denir. Nefsini zelil etmek demektir.
        Temelluk, hocaya, üstada, âlime karsı caizdir. Hadis-i seriflerde buyuruldu ki:
        (Üstad hariç, temelluk mümin ahlakından değildir.) [Đ. Maverdi]
        (Âlime hürmet eden, Rabbine hürmet etmis olur.) [Đ. Maverdi]
        (Đlim öğrendiğiniz zata tevazu gösterin!) [Taberani]
        Hazret-i Ali’nin, Bana ilimden bir harf öğretenin kölesiyim buyurması, hocaya
        hürmetin önemini göstermektedir. Bir harften maksat, ilimden bir meseledir.
        Đmam-ı Safii hazretleri, bir çobanı görünce ayağa kalkar. Yanındakiler, (Bu çobana
        hürmetinizin sebebi nedir?) diye sual edince, Bu zat, bana kitaplarda bulamadığım
        ilimden bir meseleyi öğrettiği için, yani benim hocam olduğu için hürmet
        ediyorum buyurdu.
        Doğru yolu bulmamıza sebep olanlara, bize çok lüzumlu ilimleri öğretenlere,
        gösterilecek hürmetin önemini idrak etmeye çalısmalıyız! (R. Nasıhin)
        [Mezhep ve itikad imamlarımıza, imam-ı Gazali, Seyyid Abdülkadir-i Geylani ve
        imam-ı Rabbani hazretleri gibi din büyüklerimize saygı ve hürmetin önemini buradan
        da anlamalıyız.]
        Sual: Bir âlimin sohbetinde bulunmak faydalı mıdır?
        CEVAP
        Ehl-i sünnet âliminin bulunduğu zamanlarda, sohbetinde bulunmak elbette büyük
        nimet idi. Çünkü hadis-i serifte buyuruldu ki:
        (Âlimin sohbetinde bulunmak, bin rekat nafile namazdan üstündür.) [Đ. Gazali]
        Âlim bulunmadığı zaman, eskiden yasamıs, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını
        okumak gerekir.
        Bir âlimin kitabını okuyan, az da olsa, onunla sohbet etmis sayılır

        Hz. ALİ(R.A) ne kadar güzel söylemiş “NE KADAR CAHİLLE TARTIŞTIYSAM YENİLDİM NE KADAR ALİMLE TARTIŞDIYSAM DA YENDİM”

        Bu yazdığım konuları baştan aşağı okusan anlarsın. Daha ben ne diyeyim sana Allah doğru yoldan ayırmasın bizi.
        Son düzenleme Sniper®; 16-06-2009, 19:55.

        Yorum

        • malcolm
          Member
          • 17-02-2008
          • 1019

          #79
          Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

          Evet Kur'anı anlayan çok Alimimiz var o yüzden 1400 yıl önce elimizdeki ilim kaynağını çok iyi anlamışlar (!)tarihte çözümlemişler (!) ve şimdi batının önündeler.

          Yorum

          • cimbomlu45
            Member
            • 21-07-2006
            • 1811

            #80
            Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

            Originally posted by varedero
            ŞAPKA KANUNUKanun No. 671: Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun, 28 Teşrinisani (Kasım) 1341(1925):

            Madde l - Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idarei umumiye ve mahalliye ve bilumum müessesata mensup memurin ve müstahdemin, Türk milletinin giymiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedirler. Türkiye halkının da umumî serpuşu şapka olup buna aykırı bir alışkanlığın devamını hükümet men eder.

            Madde 2 - İşbu kanun neşir tarihinden itibaren muteber (yürürlükte)dir.

            Madde 3 - İşbu kanun Büyük Millet Meclisi ve icra Vekilleri Heyeti tarafından icra olunur.

            ortada şapka giymenin mecburiyetinden bahseden yok ama fes yada sarık giymeyi men eden kanun var.stupidprvstupidprvstupidprv.yani hani senin şapkan yok, efendim kafanda şapka yoksa içeri atılman lazım gibi lafların hepsi boş laflardır...hemen din sömürüsü başlıyor.. Allah'ın kanununa muhalifliği nere gördün sen..fes yada sarığın Allah ile alakası nedir?
            ALINTIYI TAM OKUYUNUZ TAM

            Yorum

            • malcolm
              Member
              • 17-02-2008
              • 1019

              #81
              Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

              (Gökleri ve yeri yaratması, dil ve renklerinizin farklı olması da Onun [kudretini gösteren] alametlerindendir. Elbette bunda âlimler için ibretler vardır.) [Rum 22]
              Ancak âlimler ibretle bakıp, yaratılıştaki hikmetleri anlayabilir.

              Ayetlerdeki alim nitelemesi Kur'ana belil tür BRANŞLARDA UZMANLAŞARAK bakan(Astronomi, Jeoloji, biyoloji, fizik vs) kişilerdir. Sadece KUR'AN VE HADİSLERLERİ OKUYORUM DEMEKLE ALİM OLUNMAZ
              İşte İslamiyetteki genel olarak branşlaşmamış yapı bu yüzden tekniğe ve geniş düşünceye yansımamıştır. Ve şunu da belirtmeliyim ki sayısız ilmin olduğu bir evrende HİÇ KİMSE HİÇ KİMSEYE KESKİN FETVALAR VEREMEZ . Çünkü bir kimse İlahi bir kudret karşısında kendi bilgisinin yeterliliğinden emin olarak keskin fetvalar veriyorsa o kişi zaten dinine karşı çelişkili bir davranış sergilemiş olur. "Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız." böyle bir sonsuzluğun karşısında kendi ilmini yeterli görüp, başkasına keskin fetvalar verecek kişi çelişkili davranmaktadır. Zaten Söz edilen alimlere(branşlara) saygımız sonsuz. Bu yüzden senin dediğini de doğru kabul edersek, branş sahibi olmadan Kur'anı anlıyorum diyenler de kendiyle çelişenlerin arasındadır.
              Son düzenleme malcolm; 16-06-2009, 23:01.

              Yorum

              • M.A.S
                Member
                • 22-10-2006
                • 806

                #82
                Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

                Originally posted by cimbomlu45
                ALINTIYI TAM OKUYUNUZ TAM
                Bence sen tam okumalısın.Çünkü;orada devlet kurumlarında çalışanların şapka giymesi zorunludur diyor.Günümüzdeki 657 sayılı devlet memurları kanununda belirtilen gibi.

                Yorum

                • cimbomlu45
                  Member
                  • 21-07-2006
                  • 1811

                  #83
                  Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

                  Originally posted by M.A.S
                  Bence sen tam okumalısın.Çünkü;orada devlet kurumlarında çalışanların şapka giymesi zorunludur diyor.Günümüzdeki 657 sayılı devlet memurları kanununda belirtilen gibi.
                  şapka mecburiyeti yok mu devlet memurları şapka takmadığı için cezalandırılıyormu???????????????????????bu mecburiyete kaç memur uyuyor?????????????????şapka mecburiyetinden bahsediliyormu edilmiyormu?????????????????

                  Yorum

                  • M.A.S
                    Member
                    • 22-10-2006
                    • 806

                    #84
                    Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

                    Originally posted by cimbomlu45
                    şapka mecburiyeti yok mu devlet memurları şapka takmadığı için cezalandırılıyormu???????????????????????bu mecburiyete kaç memur uyuyor?????????????????şapka mecburiyetinden bahsediliyormu edilmiyormu?????????????????
                    Şimdiki yönetmelikte ise,


                    KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA ÇALIŞAN PERSONELİN
                    KILIK VE KIYAFETİNE DAİR YÖNETMELİK



                    Resmi Gazete'de Yayım Tarihi : 25/10/1982 - No: 17849


                    a) Kadınlar;
                    Elbiseler temiz, düzgün, ütülü, sade; ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı; görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış; tırnaklar normal kesilmiş olur. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır.
                    Pantolon, kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.

                    b) Erkekler;
                    Elbiseler temiz, düzgün, ütülü ve sade; ayakkabılar kapalı, temiz ve boyalı giyilir. Sandalet veya atkılı ayakkabı giyilmez. Bina içinde ve görev mahallinde baş daima açık bulundurulur. Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz bakımlı ve taranmış olur. Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir. Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri süveterler giyilmez. Hizmet gereğine uygun olarak verilmişse tek tip elbise giyilir.
                    (Değişik: 7/8/1991 - 91/2048 K.) Bina içinde gömleksiz, kravatsız ve çorapsız dolaşılmaz.


                    Bu yüzden memurlar artık şapka da olsa başka bir şey de olsa giyemiyorlar.

                    Ben sadece şapka kanununda dikkatli okunması gereken yeri anlamanıza yardımcı olmak istedim.
                    Orada Türk Milleti'nin şapka giymesinin zorunlu olmadığını ve giyilecekse de şapka olması gerektiğini vurguladım.


                    82 nolu mesajımda aslında bir yanlış anlaşılma da olabilir.657 sayılı devlet memurları kanunda memurların nasıl ve ne şekilde giyineceği yönetmelikle belirtilmişse,Şapka kanununda da devlet personelinin şapka giymesinin zorunluluğu belirtilmiştir.
                    Son düzenleme M.A.S; 16-06-2009, 21:35. Reason: Ekleme.

                    Yorum

                    • cimbomlu45
                      Member
                      • 21-07-2006
                      • 1811

                      #85
                      Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

                      Originally posted by M.A.S
                      Şimdiki yönetmelikte ise,

                      KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA ÇALIŞAN PERSONELİN
                      KILIK VE KIYAFETİNE DAİR YÖNETMELİK

                      Resmi Gazete'de Yayım Tarihi : 25/10/1982 - No: 17849

                      a) Kadınlar;
                      Elbiseler temiz, düzgün, ütülü, sade; ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı; görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış; tırnaklar normal kesilmiş olur. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır.
                      Pantolon, kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.

                      b) Erkekler;
                      Elbiseler temiz, düzgün, ütülü ve sade; ayakkabılar kapalı, temiz ve boyalı giyilir. Sandalet veya atkılı ayakkabı giyilmez. Bina içinde ve görev mahallinde baş daima açık bulundurulur. Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz bakımlı ve taranmış olur. Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir. Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri süveterler giyilmez. Hizmet gereğine uygun olarak verilmişse tek tip elbise giyilir.
                      (Değişik: 7/8/1991 - 91/2048 K.) Bina içinde gömleksiz, kravatsız ve çorapsız dolaşılmaz.


                      Bu yüzden memurlar artık şapka da olsa başka bir şey de olda giyemiyorlar.

                      Ben sadece şapka kanunuda dikkatli okunması gereken yeri anlamanıza yardımcı olmak istedim.
                      Orada Türk Milleti'nin şapka giymesinin zorunlu olmadığını ve giyilecekse de şapka olması gerektiğini vurguladım.
                      1 bu yönetmelik ve yukarıda ilk alıntı yapılan ise kanundur yönetmelik kanunlara ters olamaz kanunların nasıl uygulanacağını belirler ve şapka kanunu halen yürürlüktedir ve şapka giyme mecburiyeti getirdiği açık bir şekilde belirtilmiştir
                      kanunun geçerliliği uygulanması ayrı bir tartışma konusudur ama bu kanun zamanında uygulandı ve hala daha yürürlüktedir

                      Yorum

                      • necatikaya
                        Member
                        • 20-12-2005
                        • 1066

                        #86
                        Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

                        Sarıktan,cübbeden,kara çarşaftan girdiniz sonuçta şapkaya takıldınız.
                        Arkadaşın birisi ''sen şapka takıyormusun'' diyor.Saçlarım olduğu müddetçe takmam.Ne zaman saç azalır veya tamamen yok olur,o zaman takarım.Sarıkta takma komik olur.Düşünebiliyormusunuz sarıklı genç bir adam.Sarığı savunanlara şöyle söyleyim.Bırakında sarığı hocalar taksın.Yanlış anlaşılmasın şapkaya karşı değilim ama sarığı, ilgililerin dışında takanlara karşıyım.Yürürlükte olan kanunlara her vatandaşın uyma mecburiyeti vardır.Efelenmeyede gerek yoktur.Arkadaşımızın işaret ettiği ''kanunları Meclisler yapar,vatandaşta uymakla mükelleftir.Bu iki kere ikinin dört ettiği gibi..

                        Yorum

                        • M.A.S
                          Member
                          • 22-10-2006
                          • 806

                          #87
                          Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

                          Originally posted by cimbomlu45
                          1 bu yönetmelik ve yukarıda ilk alıntı yapılan ise kanundur yönetmelik kanunlara ters olamaz kanunların nasıl uygulanacağını belirler ve şapka kanunu halen yürürlüktedir ve şapka giyme mecburiyeti getirdiği açık bir şekilde belirtilmiştir
                          kanunun geçerliliği uygulanması ayrı bir tartışma konusudur ama bu kanun zamanında uygulandı ve hala daha yürürlüktedir
                          Dostum,
                          "varedero"arkadaşın alıntısında sen, büyük harflerle belirttiğin "Türk milletinin giymiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedirler" kısmı Türk Milleti'nin şapka giymesi zorunludur şeklinde anlamışsın.Anlatmak istediğim buydu.


                          Şapka kanunu içerisinde devlet personelinin şapka giymesi mecburdur ibaresi yer almaktadır fakat Kılık-kıyafet yönetmeliğine uymak ise ,657 sayılı devlet memurları kanununun(Yayım tarihi 14/07/1965) içerisinde yer alan

                          "Ek Madde 19 – (12/5/1982 - 2670/42 md. ile gelen Ek 1 inci md. hükmü olup madde numarası teselsül ettirilmiştir.) Devlet memurları, kanun, tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve kıyafet kurallarına uymak mecburiyetindedirler. "

                          bu maddedesinden dolayı şapka giyilmesi zorunlu değildir.Demektedir.
                          Anlayacağımız kanun üstüne kanun çıkmışsa en son çıkan kanun geçerlidir herhalde.Yoksa sizin dediğiniz gibi de iki kanun arasında tezatlık söz konusu.

                          Ama devlet personeli olmayanlar için Şapka kanununun diğer hükmü " Türkiye halkının da umumî serpuşu şapka olup buna aykırı bir alışkanlığın devamını hükümet men eder."
                          halen yürürlüktedir.
                          Son düzenleme M.A.S; 16-06-2009, 22:20.

                          Yorum

                          • malcolm
                            Member
                            • 17-02-2008
                            • 1019

                            #88
                            Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

                            Giyime gelene kadar, tartışılacak daha çok önemli meseleler, sorunlar var. 2010'da dahi bu giyim meselesinin bir tarafın iman belirleyicisi, diğer tarafin da laikliğin belirleyicisiymiş gibi düşünerek tartışması ve hala birbirlerini suçlaması gerçekten trajikomik bir durum. Eğer bu kadar basit durumlar, bir tarafın birilerini "din dışı", diğer tarafın da birilerini "suçlu" yapma yetkisi verecekse iki kümenin de "herşeyden önce muasır ilme ve medeniyete 80 yılda varamadığı suçuyla idam edilmesi gerekirdi."

                            Yorum

                            • cimbomlu45
                              Member
                              • 21-07-2006
                              • 1811

                              #89
                              Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

                              Originally posted by M.A.S
                              Dostum,
                              "varedero"arkadaşın alıntısında sen, büyük harflerle belirttiğin "Türk milletinin giymiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedirler" kısmı Türk Milleti'nin şapka giymesi zorunludur şeklinde anlamışsın.Anlatmak istediğim buydu.


                              Şapka kanunu içerisinde devlet personelinin şapka giymesi mecburdur ibaresi yer almaktadır fakat Kılık-kıyafet yönetmeliğine uymak ise ,657 sayılı devlet memurları kanununun(Yayım tarihi 14/07/1965) içerisinde yer alan

                              "Ek Madde 19 – (12/5/1982 - 2670/42 md. ile gelen Ek 1 inci md. hükmü olup madde numarası teselsül ettirilmiştir.) Devlet memurları, kanun, tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve kıyafet kurallarına uymak mecburiyetindedirler. "

                              bu maddedesinden dolayı şapka giyilmesi zorunlu değildir.Demektedir.
                              Anlayacağımız kanun üstüne kanun çıkmışsa en son çıkan kanun geçerlidir herhalde.Yoksa sizin dediğiniz gibi de iki kanun arasında tezatlık söz konusu.

                              Ama devlet personeli olmayanlar için Şapka kanununun diğer hükmü " Türkiye halkının da umumî serpuşu şapka olup buna aykırı bir alışkanlığın devamını hükümet men eder."
                              halen yürürlüktedir.
                              varedero nediyor''ortada şapka giymenin mecburiyetinden bahseden yok ama fes yada sarık giymeyi men eden kanun var''
                              ben de ortadaki mecburiyetti açıkça belirttim burada herkestir memurdur demedim siz burdan benim herkes giymeye mecburdur dediğimi çıkartıyorsunuz

                              ayrıca kendi kendinizi tekzip ediyorsunuz zaten

                              Bence sen tam okumalısın.Çünkü;orada devlet kurumlarında çalışanların şapka giymesi zorunludur diyor.Günümüzdeki 657 sayılı devlet memurları kanununda belirtilen gibi.

                              ondan sonra 657 yi deki yönetmeliği koyuyorsunuz 657 deki kılık kıyafet yönetmeliğinde ise kanunda belirtilen şapka zorunluğunda tek kelime yok

                              ''Devlet memurları, kanun, tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve kıyafet kurallarına uymak mecburiyetindedirler. "

                              bu maddedesinden dolayı şapka giyilmesi zorunlu değildir.Demektedir.
                              Anlayacağımız kanun üstüne kanun çıkmışsa en son çıkan kanun geçerlidir herhalde.Yoksa sizin dediğiniz gibi de iki kanun arasında tezatlık söz konusu''

                              bu maddeden şapka giyilmesinin serbestliğini nasıl çıkartınız ve kanunda şapka giyilmesi mecburiyeti devam etmektedir ve hiç bir yönetmelik kanunlara aykırı olamaz öncelik kanundadır yerine bir kanun getirilmemiş yönetmelikle nasıl uygulanacağı belirtilir kanun fiiliyatta ortadan kaktığından yönetmelik uygulanaır ancak bazı sebeblerle kanun halen daha devam etmektedir
                              bu yönetmelik 1925 te çıksaydı yok sayırlır idi

                              ama siz veya ben gidip şu memur şapka kanununa muhlafet ediyor derseniz mahkememe kanunun günlük hayatta artık uygulanmaz olduğundan talebi red edecektir

                              Yorum

                              • ASIM MAVZER
                                Member
                                • 14-05-2007
                                • 1601

                                #90
                                Konu: Bakın Çarçaf Kiminmiş...

                                bu konunun kaç gündür kapatılmadan tartışmaya açık kalması demokrasi kültürünün genlerimize yavaş yavaş girdiğini gösteriyor. herkes birbirine saygılı

                                işte bu

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor