Bakanlık uyardı: Ölüsüne dahi dokunmayın! İşte sokması durumunda yapmanız gerekenler...
Okulların kapanmasının ardından yaz tatiline çıkmaya hazırlananlara, son zamanlarda Türkiye'nin bazı kıyılarında sayıları artış gösteren deniz anası sokmalarına karşı Sağlık Bakanlığından uyarı geldi. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, ölü deniz analarını bile zehirlediği için bu canlılara dokunulmaması gerektiğini belirterek, herhangi bir sokma durumunda dokungaçların tuzlu su ve amonyakla tamamen temizlenmesi, sokulan bölgenin mümkün olduğu kadar sıcak suda 20 dakika kadar bekletilmesi tavsiyesinde bulundu.
Ertek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemlerde ülkenin sahillerinde ''Chrysaora'' cinsinden zehirli deniz analarına sıkça rastlandığını kaydetti.
Dünyada yaygın olan ve 11 binden fazla türü bulunan bu hayvanların Kuzey Amerika, Pasifik, Avustralya, Japonya, Hint Okyanusu, Adriyatik ve Akdeniz'de yaşadıklarını anlatan Ertek, ''Bu deniz canlıları, insanları dokungaçlarla sokabilmektedir. Ölü deniz analarını bile zehirlediği için, bu canlılarla kesinlikle temas edilmemeli'' dedi.
Deniz anası soktuğunda genellikle hızlı başlayan, deriyle ilgili bir ağrı oluştuğunu, bulguların 4-24 saatte iyice belirginleşebildiğini kaydeden Ertek, ''Böyle bir durumda genellikle temas yeriyle ilgili lokal etkiler oluşur. Bu etkiler ağrı, ciltte kızarıklık ve kabarık döküntüler, lokal ağrılı şişliklerdir'' diye konuştu.
Deniz analarının sokmasına bağlı olarak birkaç dakika içinde ortaya çıkabilecek vücudun alerjik reaksiyonunun şoka neden olabileceği uyarısında bulunan Ertek, Kuzey Amerika kıyılarında yaşayan deniz analarının sokması sonucunda ise az sayıda sistemik etki oluşturan vaka bildirildiğini kaydetti.
Ertek, bu sistemik etkilerin kırıklık, baş dönmesi, bulantı, kusma, baş ağrısı, kas spazmı, eklem ağrısı, göz yaşı ve terleme şeklinde kendini gösterdiğini bildirdi.
Şiddetli maruziyetlerde ise solunum güçlüğü, nabız değişiklikleri ve ağrılı kas spazmları gözlendiğini anlatan Ertek, deniz anası sokmalarında uygulanması gereken tedaviyle ilgili şunlara dikkati çekti:
''Deniz analarının soktukları bölgede yapışan dokungaçlar kalabilmektedir. Öncelikle zehrin vücuda yayılmaması için temas bölgesine dokunulmamalı, ovuşturulmamalı ve kesinlikle kaşınmamalıdır. Bu dokungaçların içlerinin boşalmasına neden olabileceği için taze su ve alkol kullanmaktan kaçınmak gerekir. Dokungaçlar tuzlu su ve amonyakla tamamen temizlendikten sonra ağrıyı azaltmak amacıyla sokulan bölge mümkün olduğu kadar sıcak, örneğin 45 derecelik suda 20 dakika kadar bekletilmelidir.''
Ertek, gelişebilecek sistemik etkilere karşı hastanın gözlenmesinin yerinde olacağını belirterek, ''Her durumda hasta kendi yaptığı müdahalelere güvenmeyip en yakın sağlık merkezine başvurmalıdır'' dedi.
Bir kaç gün boyunca lokal olarak kortikosteroid, antihistaminik veya lokal anestezik bir krem uygulanmasının da yerinde olacağını ifade eden Ertek, yine bir kaç gün boyunca yaraya günde 30 dakika süreyle alüminyum sülfat solüsyonu tatbik edilebileceğini bildirdi.
Ertek, şiddetli alerjik reaksiyon halinde de öncelikle adrenalin, daha sonra antihistaminik, gerekirse de damar veya kas içi ya da deri altı yolla kortikosteroid verilebileceğini kaydetti.
Okulların kapanmasının ardından yaz tatiline çıkmaya hazırlananlara, son zamanlarda Türkiye'nin bazı kıyılarında sayıları artış gösteren deniz anası sokmalarına karşı Sağlık Bakanlığından uyarı geldi. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, ölü deniz analarını bile zehirlediği için bu canlılara dokunulmaması gerektiğini belirterek, herhangi bir sokma durumunda dokungaçların tuzlu su ve amonyakla tamamen temizlenmesi, sokulan bölgenin mümkün olduğu kadar sıcak suda 20 dakika kadar bekletilmesi tavsiyesinde bulundu.
Ertek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemlerde ülkenin sahillerinde ''Chrysaora'' cinsinden zehirli deniz analarına sıkça rastlandığını kaydetti.
Dünyada yaygın olan ve 11 binden fazla türü bulunan bu hayvanların Kuzey Amerika, Pasifik, Avustralya, Japonya, Hint Okyanusu, Adriyatik ve Akdeniz'de yaşadıklarını anlatan Ertek, ''Bu deniz canlıları, insanları dokungaçlarla sokabilmektedir. Ölü deniz analarını bile zehirlediği için, bu canlılarla kesinlikle temas edilmemeli'' dedi.
Deniz anası soktuğunda genellikle hızlı başlayan, deriyle ilgili bir ağrı oluştuğunu, bulguların 4-24 saatte iyice belirginleşebildiğini kaydeden Ertek, ''Böyle bir durumda genellikle temas yeriyle ilgili lokal etkiler oluşur. Bu etkiler ağrı, ciltte kızarıklık ve kabarık döküntüler, lokal ağrılı şişliklerdir'' diye konuştu.
Deniz analarının sokmasına bağlı olarak birkaç dakika içinde ortaya çıkabilecek vücudun alerjik reaksiyonunun şoka neden olabileceği uyarısında bulunan Ertek, Kuzey Amerika kıyılarında yaşayan deniz analarının sokması sonucunda ise az sayıda sistemik etki oluşturan vaka bildirildiğini kaydetti.
Ertek, bu sistemik etkilerin kırıklık, baş dönmesi, bulantı, kusma, baş ağrısı, kas spazmı, eklem ağrısı, göz yaşı ve terleme şeklinde kendini gösterdiğini bildirdi.
Şiddetli maruziyetlerde ise solunum güçlüğü, nabız değişiklikleri ve ağrılı kas spazmları gözlendiğini anlatan Ertek, deniz anası sokmalarında uygulanması gereken tedaviyle ilgili şunlara dikkati çekti:
''Deniz analarının soktukları bölgede yapışan dokungaçlar kalabilmektedir. Öncelikle zehrin vücuda yayılmaması için temas bölgesine dokunulmamalı, ovuşturulmamalı ve kesinlikle kaşınmamalıdır. Bu dokungaçların içlerinin boşalmasına neden olabileceği için taze su ve alkol kullanmaktan kaçınmak gerekir. Dokungaçlar tuzlu su ve amonyakla tamamen temizlendikten sonra ağrıyı azaltmak amacıyla sokulan bölge mümkün olduğu kadar sıcak, örneğin 45 derecelik suda 20 dakika kadar bekletilmelidir.''
Ertek, gelişebilecek sistemik etkilere karşı hastanın gözlenmesinin yerinde olacağını belirterek, ''Her durumda hasta kendi yaptığı müdahalelere güvenmeyip en yakın sağlık merkezine başvurmalıdır'' dedi.
Bir kaç gün boyunca lokal olarak kortikosteroid, antihistaminik veya lokal anestezik bir krem uygulanmasının da yerinde olacağını ifade eden Ertek, yine bir kaç gün boyunca yaraya günde 30 dakika süreyle alüminyum sülfat solüsyonu tatbik edilebileceğini bildirdi.
Ertek, şiddetli alerjik reaksiyon halinde de öncelikle adrenalin, daha sonra antihistaminik, gerekirse de damar veya kas içi ya da deri altı yolla kortikosteroid verilebileceğini kaydetti.