Duble� yollarda hız sınırı komedisi
Aydın Sezer
aydinsezer@gmail.com
17 Haziran 2009 Çarşamba
Karayollarımızdaki hız sınırlarını biliyor musunuz?
Ehliyet sahibi tüm sürücüler, hız sınırının hangi yolda, kaç km. olduğunu bilmek mecburiyetindedirler.
Ama, Türkiye'de sürücüler öncelikle kullandıkları yolun hukuki niteliğini bilmek zorundadırlar. Zira, duble yol kavramı hayatımıza girdikten sonra, "bölünmüş" yollardaki hız sınırının kaç km. olduğunu bilmek için Karayolları Genel Müdürlüğü'nde çalışıyor olmanız dahi yetmeyebilir.
Ben, 27 yıllık ehliyet sahibi birisi olarak hız sınırlarını bilmiyorum. Bunu net olarak bilen birisine de henüz rastlamadım. Trafik memurları sadece, radar kontrolü için ayarlanan hız sınırını biliyorlar. Onlar da emir kulu. Ne talimat veriliyorsa onu yapıyorlar. Ama, genellikle emiri hazırlayanlar meçhul. Bilinmeyen bir merkez burada da iş başında; "merkezin talimatı!"
Bu ülkede bölünmüş yollarda farklı hız sınırları var.
Siz istediğiniz kadar trafik kurallarına uyun, hız limitlerine dikkat edin, yol bilgisayarınızdaki ortalama sürat her zaman uyulması gereken limitlerin altında olsun, 100 km. civarındaki süratle bölünmüş yollarda radara yakalanabilirsiniz.
Eğer, Ankara'dan Eskişehir istikametine gidiyorsanız, yol kenarlarında hız sınırı levhalarını görebilirsiniz.
Bazı noktalarda "100 km" uyarısı levhaları dahi var. Polatlı trafik amirliğini telefonla ararsanız, bölünmüş yolda hız sınırının "100 km" olduğunu rahatlıkla öğrenebilirsiniz. Zaten, yoldaki radar kontrollerinde 105 -110 km hızla geçtiğiniz halde yakalanmıyorsunuz.
Hangi yolun neresinde "pilot" uygulama var ve kaç kilometreye müsade ediliyor, kimse bilmiyor.
Hangi üstün zekalı kurum ya da şahıs böyle farklı hız sınırlarını uygulamaya koyuyor ve bunu yol kenarlarında ilan etmiyor, anlamak mümkün değil.
Bu korsan bir uygulama mı? Yoksa, devlet bütçesine gelir sağlamak için vatandaşı tuzağa düşürüp ceza kesmek amacıyla, IMF tarafından önerilmiş bir uygulama mı?
Özellikle, yeni duble yollarda hız sınırlarını belirten işaret levhaları yok. Ama, radar kontrolü, radar tuzağı çok.
İşin espirisi bir tarafa, yollara radarla hız kontrolü levhası konulmamasının mutlaka bir nedeni olmalı diye düşündüm. Vakit harcayıp, araştırdım.
Evet, bir nedeni var. İşaret levhası konulmamasının bir nedeni var.
T.C. Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü, Ankara Valiliğine (Emniyet Müdürlüğü) muhatap 12.03.2009 tarihli ve 07533 sayılı yazısında diyor ki;
�Radarla Hız kontrolü levhası Karayolları İşaretleme Standartlarımızda bulunmamaktadır. Ülkemizin taraf olmak için çalışmalar yaptığı uluslararası karayolu anlaşmalarından Viyana"da 8 Kasım 1968"de imzaya açılan, karayolu işaretleri ve sinyalleri sözleşmesinde de bu ve benzeri harhangi bir bilgi veya ifade bulunmamaktadır.�
Kısaca, Karayolları Genel Müdürlüğü, Emniyet'e diyor ki, "sizin belirttiğiniz yerlere işaret levhası koymak benim işim değildir".
Yazının tarihinden de anlaşılacağı üzere, bu gerekçe yeni ortaya çıktı. Oysa, bu komedi 5-6 yıldır sahneleniyor.
İşte bu nedenle, yola çıkarken önce Allah'a emanet olun. Sonra, gideceğiniz güzergahdaki yolun kanuni statüsünü öğrenmeye çalışın.
Bölünmüş yol mu?
Duble mi, tek mi ?
Pilot yol mu ?
Niğde ile Pozantı arasındaki gibi otoban olduğu halde, trafiğe devlet yolu olarak açılmış bir yol mu?
Her gördüğünüz çift şeritte veya otobanda hızınızı arttırmayınız. Belki de o yol, daha müteahhitten kesin kabulü yapılmamış, karayolları haritalarında bile olmayan "korsan" bir yoldur.
Kanunen mevcut olmayan bir yolda, hız sınırı kontrolü yapan memurlara bakıp, yolun, hukuki statüsü olan bir yol olduğunu zannetmeyin.
Mevzuatımızda, her türlü arazide sürücü avlama noktası oluşturmaya engel bir husus yok. Bu sayede, radarla hız kontrolü levhası, radardan 30-40 metre öncesine konulduğundan, sürücüler fren testine de teşvik edilmiş oluyor.
Marifet ve medeniyet dediğimiz şey "duble" yol yapmakla olmuyor. Biz, Türk vatandaşları bu tip uygulamalara alışığız. Konuyu abartmamak lazım.
Ben sadece, karayollarımızda radara yakalanan yabancı uyruklu sürücülerle, trafik memurları arasındaki diyaloglarda yaşanan renkli görüntülere dikkat çekmek istedim. Yol idaresinin de ciddi bir "iş" olduğunu inşallah bir gün anlayacağız.
Aydın Sezer
aydinsezer@gmail.com
17 Haziran 2009 Çarşamba
Karayollarımızdaki hız sınırlarını biliyor musunuz?
Ehliyet sahibi tüm sürücüler, hız sınırının hangi yolda, kaç km. olduğunu bilmek mecburiyetindedirler.
Ama, Türkiye'de sürücüler öncelikle kullandıkları yolun hukuki niteliğini bilmek zorundadırlar. Zira, duble yol kavramı hayatımıza girdikten sonra, "bölünmüş" yollardaki hız sınırının kaç km. olduğunu bilmek için Karayolları Genel Müdürlüğü'nde çalışıyor olmanız dahi yetmeyebilir.
Ben, 27 yıllık ehliyet sahibi birisi olarak hız sınırlarını bilmiyorum. Bunu net olarak bilen birisine de henüz rastlamadım. Trafik memurları sadece, radar kontrolü için ayarlanan hız sınırını biliyorlar. Onlar da emir kulu. Ne talimat veriliyorsa onu yapıyorlar. Ama, genellikle emiri hazırlayanlar meçhul. Bilinmeyen bir merkez burada da iş başında; "merkezin talimatı!"
Bu ülkede bölünmüş yollarda farklı hız sınırları var.
Siz istediğiniz kadar trafik kurallarına uyun, hız limitlerine dikkat edin, yol bilgisayarınızdaki ortalama sürat her zaman uyulması gereken limitlerin altında olsun, 100 km. civarındaki süratle bölünmüş yollarda radara yakalanabilirsiniz.
Eğer, Ankara'dan Eskişehir istikametine gidiyorsanız, yol kenarlarında hız sınırı levhalarını görebilirsiniz.
Bazı noktalarda "100 km" uyarısı levhaları dahi var. Polatlı trafik amirliğini telefonla ararsanız, bölünmüş yolda hız sınırının "100 km" olduğunu rahatlıkla öğrenebilirsiniz. Zaten, yoldaki radar kontrollerinde 105 -110 km hızla geçtiğiniz halde yakalanmıyorsunuz.
Hangi yolun neresinde "pilot" uygulama var ve kaç kilometreye müsade ediliyor, kimse bilmiyor.
Hangi üstün zekalı kurum ya da şahıs böyle farklı hız sınırlarını uygulamaya koyuyor ve bunu yol kenarlarında ilan etmiyor, anlamak mümkün değil.
Bu korsan bir uygulama mı? Yoksa, devlet bütçesine gelir sağlamak için vatandaşı tuzağa düşürüp ceza kesmek amacıyla, IMF tarafından önerilmiş bir uygulama mı?
Özellikle, yeni duble yollarda hız sınırlarını belirten işaret levhaları yok. Ama, radar kontrolü, radar tuzağı çok.
İşin espirisi bir tarafa, yollara radarla hız kontrolü levhası konulmamasının mutlaka bir nedeni olmalı diye düşündüm. Vakit harcayıp, araştırdım.
Evet, bir nedeni var. İşaret levhası konulmamasının bir nedeni var.
T.C. Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü, Ankara Valiliğine (Emniyet Müdürlüğü) muhatap 12.03.2009 tarihli ve 07533 sayılı yazısında diyor ki;
�Radarla Hız kontrolü levhası Karayolları İşaretleme Standartlarımızda bulunmamaktadır. Ülkemizin taraf olmak için çalışmalar yaptığı uluslararası karayolu anlaşmalarından Viyana"da 8 Kasım 1968"de imzaya açılan, karayolu işaretleri ve sinyalleri sözleşmesinde de bu ve benzeri harhangi bir bilgi veya ifade bulunmamaktadır.�
Kısaca, Karayolları Genel Müdürlüğü, Emniyet'e diyor ki, "sizin belirttiğiniz yerlere işaret levhası koymak benim işim değildir".
Yazının tarihinden de anlaşılacağı üzere, bu gerekçe yeni ortaya çıktı. Oysa, bu komedi 5-6 yıldır sahneleniyor.
İşte bu nedenle, yola çıkarken önce Allah'a emanet olun. Sonra, gideceğiniz güzergahdaki yolun kanuni statüsünü öğrenmeye çalışın.
Bölünmüş yol mu?
Duble mi, tek mi ?
Pilot yol mu ?
Niğde ile Pozantı arasındaki gibi otoban olduğu halde, trafiğe devlet yolu olarak açılmış bir yol mu?
Her gördüğünüz çift şeritte veya otobanda hızınızı arttırmayınız. Belki de o yol, daha müteahhitten kesin kabulü yapılmamış, karayolları haritalarında bile olmayan "korsan" bir yoldur.
Kanunen mevcut olmayan bir yolda, hız sınırı kontrolü yapan memurlara bakıp, yolun, hukuki statüsü olan bir yol olduğunu zannetmeyin.
Mevzuatımızda, her türlü arazide sürücü avlama noktası oluşturmaya engel bir husus yok. Bu sayede, radarla hız kontrolü levhası, radardan 30-40 metre öncesine konulduğundan, sürücüler fren testine de teşvik edilmiş oluyor.
Marifet ve medeniyet dediğimiz şey "duble" yol yapmakla olmuyor. Biz, Türk vatandaşları bu tip uygulamalara alışığız. Konuyu abartmamak lazım.
Ben sadece, karayollarımızda radara yakalanan yabancı uyruklu sürücülerle, trafik memurları arasındaki diyaloglarda yaşanan renkli görüntülere dikkat çekmek istedim. Yol idaresinin de ciddi bir "iş" olduğunu inşallah bir gün anlayacağız.
Yorum